• bakalım ilk kazam nası olucak derken bugün başıma geldi. tabi ki tatsız bişey ama bu kadarını ummuyordum elbette. en az 3-4 yıldır kendi içimde atarlı olduğum sözlüğe anlatmadan edemedim yine de. insan tüm trollere, öfkeli ergenlere rağmen hala burada kendi gibi birilerini bulabilme ümidi taşıyor galiba.

    bugün öyle bişi yaşadım ki sanırım içimde bi parça da olsa tümden değişti. o meşhur 80 li yıllarda bize öğretilen aslında herkes iyi insandır mottosunun komple yalan olduğuna bugün kanaat getirdim. saat tam 9.45 te anadolu yakasında...
    işe gitmek üzere evden çıktım, çok mutluydum, iyi uyumuştum, hava güneşliydi. böyle şeylerle mutlu olmama yeter benim, kolay mutlu olamayan insanlara hep acımışımdır.
    ofise yaklaşmıştım ki sağ aynamı da kontrol etmeme ve sinyali çok önceden vermeme rağmen caps lock mercedes caps lock bir araçla çarpıştık.(mercedes in neden caps lock olduğu mühim) tabi trafikte 10la filan seyrettiğimiz için pek bi halt olmadı. bende de öbür araçta da hafif çizikler vardı sadece, tek bi çekiç darbesi bile gerektirmeyen sikindirik bi hasar. el frenini çektim, sakince indim arabadan. hatalı benim diyorum kendi kendime şerit değiştirmeye çalışan benim, hallederiz diyorum. tutanak var arkada. herşey tamam. iner inmez şu öndeki arabadan iki kadını gördüm. genç olanı anlayamadığım bişeyler haykırıyor, elini kaldırmış bi şekilde üstüme doğru geliyor, yaşlı olanı da (sanıyorum annesiydi) onu tutmaya çalışıyordu. anlayamadım bi anda. döndüm arabalara baktım, hakkaten çizilmiş mi kirlenmiş mi anlaşılmayan bi hasar var. tekrar o tarafa döndüm ve ilk duyduğum şu oldu;

    orrrospuuuu sen kendini satsan bu mercedesin parasını ödeyemezsin!!!!!!!!

    kafa iyice allak bullak oldu. ben günaydın diyecektim, geçmiş olsun diyecektim. tutanak tutalım hata muhtemelen bende. sıkmayın canınızı diyecektim. neden orospu oldum ki şimdi ben? üstelik kendimi satsam mercedes in parasını ödeyemiyordum? tanrım kötü bir türk filminin içinde miydik? adımı feriha mı koymuşlardı noluyordu wtf????
    o kadar tiz bir sesle bağırıyordu ki aynı anda üstüme yürüyen kadın söylediği herşeyi aynı anda kavrayabilmem mümkün olamadı. ama şunları yakaladım.
    "ödeyebilecek misin haa? hayır. ödeyemezsiiiiiiiiiiiiinnnn. hayır. allah belanı versin. kevaşe. cezanı çekeceksin. seni süründüreceğim" ben sinyal verdim filan demeye çalışıyorum, yaşından başından çekindiğim yaşlı kadın bana sen suuus kikirdek senin ağzını yırtarım diyor.
    (kikirdek ne amk?)

    bize kendimizden 1 yaş büyük birine bile saygı göstermemiz öğretilmişti ama?!! bilemedim ben şimdi.
    polisi aradılar sanıyorum zira, mercedes lerine çekilip benimle muhatap olmaya bir son verdiler. ben bu esnada ne yapacağımı bilemiyorum ama inanılmaz sakinim onu biliyorum. karşımda kibariyenin annesi var. son 3 dakika içinde 5 kere para karşılığı erkeklerle seks yaptığım ima edildi ama sakinim yani. noldu bana bilmiyorum içime abdullah gül kaçtı galiba.
    polis arandı. ben bu esnada sakince gidip bakın hanımefendi( nağadar kibarım tanrım adeta bir filiz akın ım) bu şekilde hiçbir yere varamayız, konuşalım tutanak tutalım diyorum. bana bakmıyorlar. orospu ben mercedes dünyasında varlığımı sürdürmüyorum belli ki.
    az sonra sürücünün annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın arabamın yanına geliyor. ben allak bullak şekilde içeride oturuorum. gelişinden takriben 1,5 saniye sonra camı yumruklamaya başlıyor ve gidiyor. ağzım açık bakakalıyorum. tekrar bakın bu böyle olmaz konuşalım demek istiyorum yine fingirdekler, gerizekalılar havada uçuşuyor.
    yoldan geçen herkes bize bakıyor. ben onlara tek bi cevap versem analı kızlı ağzımı yüzümü kıracaklar belli. ben hala salak bi tanımadığımız herkese siz diye hitabetmeliyiz, kendimizden büyüklere saygı, dinimiz amin denyoluğundayım.ulan anne baba yaktınız beni!
    yaşlı olan geliyor ve polis gelmiyor tutanak tutacağız buyuruyor. ama buyuruyor yani bildiğin. az önce ben ona camı açmamışım bi de aah ahhh saçımı yolarmış benim. ben anlayamadım konuşmak istediğinizi özür dilerim diyorum. o bağırıyor.
    ben de hala saygılar, nasılsınız inşallah modu. allah tepemden baksın benim.

    tutanak yazmaya başlıyor kadın yanına gidiyorum. o hala arada bana saydırmaya devam ediyor. mercedes ini kendimi satsam alamayacağım ama paçozluktan ölen agresif kaplumbağa kız mercedes inde sigara içiyor ve bağırarak telefonla konuşuyor. elleri titreyen ve buz gibi tere batan ben o dünyada yokum.
    buraya ne yazacağız eşime bi sorayım diyecek oluyorum büyük olan bana gerizekalı senin telefonda car car konuşmanı mı dinleyeceğim. ben ya za ca ğım diyor. baya baya ağzıma sçılıyor. ben hala saygılı durmaya çalışıyorum bu esnada. allaam karşımdaki korkunç da olsa en az 60 yaşında biri. bana bağırıyor, hakaret ediyor ve sanıyorum hiç aklına gelmiyor ki ben de birilerinin evladıyım ve şu halimi görseler eminim kahrolurlar.
    tutanağın fotokopisi çekilecek, hemen birileri yetişiyor saolsunlar bizimle gelin diyorlar. çok iyi dayandınız, bitmek üzere biraz daha dayanın diyorlar.
    fotokopilere imza atmaya geliyor iş, 2 saat geçmiş saat 11.45 olmuş. 9.44 te gün ışığından mutlu olan ben, 2 saat içinde gerizekalı bir orospu olmuşum. işe geç kaldım dediğimde, biz de kerhaneye gitmiyorduk heralde fingirdek cevabını almışım.
    istanbul trafiği akmış gitmiş.
    bu arada tutanağa bakıyorum o benim parasını assssla ve katttaaa ödeyemeyeceğim mercedes kiralık!
    imzamı atıyorum iki nüshaya da beğenmiyor teyze. bu nası imza diye bağırıyor bana. benim karakteristik süpersonik bi imzam filan yoktur adımın baş harfini karalarım sadece. bbb ööyy lee diye kekeliyorum. ah anne baba hep sizin suçunuz.
    arabaya biniyorum. 10 metre gittikten sonra ağlamaya başlıyorum. hiç ağlamadığım gibi.
    küçüklüğümü düşünüyorum,bana öğretilenleri, annemi babamı ananemi
    hiç ağlamadığım gibi ağlıyorum hıçkırarak, babama sarılsam. baba ben aynı bana öğrettiğin gibi davrandım, olmadı. neden böyle oldu desem.
    otoparka gidiyorum, otoparkçı çocuk beni görüyor,
    ağlama abla diyor ben ellerimle siler çıkarırım o boyaları arabadan

    edit: bu insanı aylar sonra merak edip twitter dan araştırmak ve başbakana tapan bir yalaka akyürüyen olduğunu görmek beni şaşırttı mı? hayır tabi ki.
  • insanın güzel giden gününün ağzına sıçan,günlerce kaza anını kafada tekrar tekrar kurgulayıp şöyle yapsaydım da böyle olsaydı türünden hayıflanmalara yol açan sinir bozucu durum.
  • bazı noktalara dikkat edildiğinde daha az baş ağrısıyla kurtulunacak şey.

    - arabayı kıpıdatmayın.
    hele ki suçsuz taraf sizseniz ve mümkünse asla. ama trafiği tıkayan bir yerde mecbur kalırsanız hem karşı tarafla anlaşmalı hem de civardan bir iki tanık bulmalısınız ki, polis geldiğinde kaza raporu çıkartırken arabaları tekrar aynı yere koyabilesiniz.

    - polisi* mutlaka arayın.
    vaktiniz yoksa, gecenin bir yarısı ise vs. sigortadan para alabilmek için tek şart zabıt tutturmak. az hasarlarda anlaşmak da bir yol ama yine de karşı tarafın ne derece güvenilir olduğunu anlamak lazım. suç sizdeyse de yine trafik sigortasından veya kaskodan para almak için gerekli. adam sırra kadem basabilir* veya siz ödeyecekseniz daha önceki 3-5 vuruk da işin içine girebilir.

    - polis'i bekleyin.
    normal şartlarda ve özellikle trafik saatlerinde en az 1,5 2 saate ihtiyacınız var. gelmedi gelmeyecek sabırsızlığıyla ilk hareketinizden vazgeçmeyin. karşı tarafın mızıklanmalarını dinlemeyin.

    - beklerken ehliyet ruhsat fotokopilerini çıkarttırın.
    karşı tarafınkini alın. istiyorsa sizinkini verin. karşılıklı telefon numaralarını ve isimleri alın.

    - rapor tutulurken sakin ve sessiz olun.
    karşı taraf biraz şapşalsa çok fazla konuşacak, rüşvet teklif edecek veya türlü şekil maymunluk yapacaktır. cool durursanız bu size iyi puan kazandırır. net ve kısa konuşun. kanun güçlüdür pozları yapın. memurlara iyi davranın.

    - raporu kontrol edin.
    dediklerinizden başka bir şey yazılmamasına, kaza krokisinin doğru çizildiğine, bilgilerinizin doğru yazıldığına emin olun.

    - kaza dosya numaranızı alın. kaybetmeyin. sonuçları buna göre alacaksınız ve de hasarı buna göre ödeyeceksiniz.

    - dikkatli gidin, iş çıkış saatlerinde park yerinden çıkan, heyecanlı dallamaların arkasından geçmeyin*.
  • öylesine akıp giden hayat içinde bir kırılma, bir nirengi noktası.

    iş ve mesai yüzünden uzun zamandır servise binmiyorum. yine direksiyon başındayım. kafa dalgın. radyoda açık olan kanalda günlük gazete özetleri. malum seçim yaklaşıyor. o ona şunu demiş, bu buna piştt demiş haberleri işte...batı cephesinde yeni bir şey yok.

    bir gün öncesinde eve iş götürüp, yorgunluktan uyuya kalma sonucunda hiç bir şey yapamamanın kızgınlığı var üzerimde. koskoca çantayı yine boşu boşuna taşımışım. gaza basıyorum. farkında değilim ama hızım galiba 70-80 civarı. ana yol bitiyor, bağlantı yoluna çıkıyorum. bağlantı yolu ile çıkacağım diğer ana yol arasında 90 derecelik boru dirseği gibi dönüşler var. dalgınlığım artıyor. hızım da...

    yol sanki düz gibi geliyor artık. bir gece öncesinden yağan yağışla çamur deryasına dönmüş. ilk dönüşü hafif bir kayma ile atlatıyorum. bu bile benim için uyarıcı bir etki yapmıyor. zaten trafikte malumunuz ikinci bir uyarı da olmuyor. diğer dönüşe geldiğimde araba arkadan kaymaya başlıyor. trafik sağdan soldan hızla akıyor. araba hatchback. kıçını kontrol etmek mümkün değil. sağa sola savrulmaya başlıyorum. yaklaşık bir 50 metre mücadeleden sonra yandaki ve öndeki arabalara çarpmamak için direksiyonu refüje kırıyorum ağaçlar var belki çarparak arabayı durdurum diye. ama hesap tutmuyor bir palmiye ve bir trafik levhasını biçip karşı yola düşüyorum bir motorsikletliyi teğet geçerek. neyseki düştüğüm karşı yoldan o an için araba geçmiyor ve kaldırımları nispeten yüksek beni takla atmaktan kurtarıyor.

    suratıma patlayan cam, içe göçen bir kapı, patlayan lastiklerle yarasız beresiz atlatıyorum kazayı. ikindi namazını müteakip kelimeleri ile başlayan cümlenin öznesi olmaktan şimdilik kurtuluyorum.

    yaptıkları kaza sonucunda hayatını değiştiren insanlar var bildiğim. bilmiyorum o insanlardan biri mi olurum yoksa tekrar akışına mı bırakırım kendimi.

    yazımı yine artılar ve eksiler minvalinde bitireyim. ( bak bu huyumu kaza bile değiştiremedi )

    çıkardıklarım

    - dalgınlık, hız ve uygun olmayan yol şartları malesef nescafe 3'ü bir arada elementleri değillermiş.
    - eğer altınızdaki araba hatchback ise haddini bilerek kullanmak gerekiyormuş.
    - size tutanak yazmaya gelen trafik polisinin ilk sorusu " öğrenci misin?" miş.
    - çocukluğunuzda bol bol balon şişirdi iseniz, alkol testi için uzatılan cihaza verimli bir şekilde üflermişsiniz. ( ben beceremedim ilk seferinde )

    çıkaramadıklarım ( bu tek madde oluyor )

    - kaza anında o kadar çok araba ile boğuştum ki şu gözler önünden geçen film şeridini göremedim.
  • (bkz: sevgili günlük)

    edit: başlık buraya taşınmış, ilk olarak açıldığı şekli "bugün kaza yaptım 100000 tl ye yakın masraf var" idi.
  • bir adet, 54 plaka mavi seat leon kullanan, orospu çocuğu mu desem, kahpenin evladı mı desem, ya da argo kültürümün yetmediği, çok daha orijinal küfürlere müstehak bir piç oğlu piçin , e-5 de, kartal civarlarında yaptığı makaslarla, bu akşam bana yaşattığı hadise. yanımdan geçerken ona çarpsam muhtemelen takla atacaktım ve belki hem ben ölecektim, hem de trafikteki bir kaç kişi daha hayatını kaybedecekti. anlık bir kararla, bariyere kırıp, sadece aracın hasar alması ve dizimin dönmesiyle kurtarabildim olayı. hiç zannetmiyorum ama eğer buraları okuyorsan, 35 senedir etmediğim kadar küfür, etmediğim kadar beddua ettim sana. hatta tekrar söylüyorum, umarım sabaha çıkmaz, en ağır şekilde geberir ve başka insanların da hayatını tehlikeye atmazsın, amına kodumun kımıl zararlısı seni!.
  • bu sabah rüyamda çok feci bir şekilde yaptığımı görüp sabah uyandığımda "hayırdır inşallah!" diyerek unutmuş gitmişken öğlen saatlerinde başıma çöreklenen olay.

    ankara'da yaşayanlar bilir rüzgarlı sokak diye ulus'ta trafik kurallarının değil, herkesin kafasına göre bir düzen oluşturduğu bir yer var. tadilat nedeniyle eve lazım olan şeyleri almak için maalesef oraya gitmek durumunda kaldım, inanılmaz bir trafik var ve yol tek şerit, hemen yanda da park yerleri. sağa doğru hamle yaptım, o sırada arkadan araba ve yayaların çokça olduğu bir yol olmasına rağmen aradan kaptırmış gelen bir burger king motoru beni gördüğü halde yüksek hızından dolayı bir güzel çarptı sağolsun, sol çamurluğu göçertti. park etmeme çok az bir zaman kalmış "oh kurtuldum, hemen lazım ne varsa alıp gidicem burdan" sevinciyle son manevrayı yapacakken çarpma sesini duyup neye uğradığımı şaşırdım. çok tuhaf bir his, önce korkuyor elini ayağını nereye koyacağını şaşırıyor insan ama bir yandan da deli gibi sinirleniyorsun. sanırım insanın cinnete en yakın olduğu zamanlardan biri. birbirimize bağırıp çağırdık, motorsikletli bir de üstüne gazlayıp kaçıp gitti. sonra kendi kendime "teytey napıyosun? ya sana bi şey olsaydı?" diye düşünüp bir sigara yaktım ve biraz rahatladım.

    belki büyük bir kaza değil ama insanın güvenini kırıyor ne olursa olsun. bir süre de o ürkeklik geçmeyecek gibi geliyor şimdi. hele ki büyüğünü düşünemiyorum bile, kimse yaşamasın, üzülmesin, güveni kırılmasın yahu...

    edit: olayı baya bir duygusal modda anlatmışım ama sinirlendiğimde içimden nasıl bir canavar çıktığını ilk göz ağrım, bakmaya kıyamadığım sevgili arabamın, kendi kusuru yüzünden çarpan motorcunun etkisiyle sarsıldığını gördükten sonra benim kan beynime sıçramış bir vaziyette "napıyosun seeeennn?!!!" diye bağırarak kamyoncu bir edayla arabadan atlayıp çamurluğu hallettiğini görünce "arabanın ağzına sıçtıııııııın!" höykürmemle anladım. şimdi düşünüyorum da o civarda ben olsaydım da böyle bir olaya denk gelseydim gülmekten ölürdüm, "arabanın ağzına sıçtııııaaaan" nedir lan?*
  • can sıkıcı olay. hasar az da olsa çok da olsa can sıkan eylemdir. evlerden ırak olmasını dilerim...
hesabın var mı? giriş yap