• eğer adana'da yaşamıyorsanız burda sakın yemeyin. bu adana kebab ise benim bunca yıldır yediklerim ne diyorsun? abi böyle bir lezzet olamaz yahu. aman allahım. tek geçerim.2 senedir burnumda tütüyor.
  • (adana) kebabının hafızada bıraktığı iz ile bünyede daha önce yer edinmiş unutulmaz lezzetlerin ön saflarda yer kapma mücadelesi adana adliyesi önündeki kavga sahiplerini kıskandırır. o derece yani.

    -dayı! allah aşkına yukarıda ne demek istedin sen?
    +siktir et amk!

    yalnız şöyle bir şey var. mesela ünlü olmak için acun programlarında, şurada, burada şaklabanlık yapan vatandaşlarımıza alternatif bir önerim olacak:

    1. yakın bir dostunuza garson gömleği giydirin.
    2. birlikte herhangi bir lokantanın masasında resim çektirin.
    3. resmi çerçevelettirip yanınıza alın.
    4. kebapçı mesut'un yerinde tuvalete giderken çaktırmadan yüzlerce ünlü resimlerinin olduğu duvarda herhangi bir yere asın. sonra gelsin yürüyen şöhret basamakları.

    -tahsin, şu cüneyt arkın değil mi?
    +he la,o, o. nasıl da yaşlanmış.
    -şu kim (zuladan astığımız resmi kastediyor.)
    +olm herhalde o da ünlü biridir.
    -e baksana zaten piçin karizmasına!

    eksileri:
    -hiç hijyen değil. ama sürprizim var. biz de hijyen değiliz. o yüzden sorun yok.
    -zor bulunuyor.
    -porsiyonu küçük. yani bir buçuk porsiyonu bir gibi duruyor. iki yerdim. hem de rahat yerdim.
    -yan ürünler (humus, ezme, salata, yoğurtlu meze) vasattı.

    artılar:
    -altı yaşımdan beri adana yerim, bir kebapçıda ilk tercihim hep adana olur ama ben bu kadar lezzetlisini daha önce yemedim. bundan sonra ne yapacağıma dair hiç bir fikrim yok. (çünkü allah'ın adamı değilim.)
    -ucuz. götü boklu ankara kebapçıları sikimsonik adana kebabını 22 tl'den veriyor.
    -mekan sahibi (zannedersem muhsin abe) her gelen müşteriyle birebir ilgileniyor.
    -adana'nın en iyi şırdancısı bedo 30 metre çaprazındadır.

    velhasılıkelam adana'nın con con yerlerinde kebap bunun yanına yaklaşamaz. yani öyle olmalı. çünkü bu ülkede genel olarak bir mekanın tuvaleti modernleştikçe yemeğinin lezzeti o oranda düşüyor.
  • yuzevler ticarethanesi deneyimi sonrasi gittigim, sohbeti guzel, kendi guzel, kebabi guzel, tavugu guzel, humusu guzel, guzel agabeylerin mekani.

    bu kadar guzelligin icinde bende icerek guzellestim.
  • mekana adını veren mesut silindir hayatta değildir. bugün işleten abi onun oğludur. yanlış bilmiyorsam adı muhsin'dir.
    biraz bakımsız görünümlü ancak şahane kebap yapılan bir mekan. kebap demişken mekanda öyle halep işi kebap, yok soğanlı kebap, domatesli kebap falan gibi polemiklere girilmez. kebap kebaptır. sadece "kebap mı yersin, tavuk mu?" diye sorulur. kebap deyince de harika bir adana kebap gelir.
    içki isteyene içki de servis edilir. güzelim adananın yanında yuvarlanan bir duble rakı insana pek bir keyif verir. masaya getirilen sumaklı soğanlar, cacıklar, salatalar falan hepsi güzelce gövdeye indirilir.
    bir de hıdır abi vardır burada. senelerdir tam fonksiyonunu anlamadığım bir abidir. garson desem, değil; müdür desem o da değil; eleman desem değil. neyse bu saydıklarımın hepsi ve hiçbiri olarak tanımlayabiliriz hıdır abiyi. çok muhabbet abidir.
    geçtiğimiz yıllarda bugünkü işletmecinin yeğeni tarafından ankara'da bir şubesi açılmıştır. öğrendiğimize göre ortaklıkla ilgili meseleler nedeniyle iş yürümemiştir.
    bir de yol tarifi verelim tam olsun: küçüksaat meydanına gelinir. orada mestan hamamı sorulur. mestan hamamının yanında içeri giren sokağa dalınır. sokak boyunca serpilmiş bilumum kebapçılara yüz verilmez. sokağın sonuna kadar devam edilir. sokağın sonundan sola dönünce, bir sürü tavukçunun, kilosu 5 tl'ye sucuk satılan bi dünya dükkanın önünden geçilir. bir sonraki köşe başında kebapçı mesut'un nice insana adana kebabın tanımını öğrettiği mekana kavuşulur.
  • abartı yok. kebapçı mesut ve diğerleri. burası yüzünden başka yerde yediğimde hep bir eksiklik hissediyorum amk.
  • adana kebabının insanlık ve gerçek esnaflık ile birlikte yoğrulduğu mekan.
    mekanda bulunan fotoğraflar için; görünüşe aldanmaya gerek yok, önyargı oluşturmasın hemen demekle yetiniyorum. insanlık ve esnaflığı ile ilgili için ise kıssadan hisse şöyle bir anımızı aktarmak istiyorum.
    iki aile adana'ya standart kebap paternine girmek için gittik geçtiğimiz hafta. çeşitli mecralardan aldığımız tavsiye listelerinden kesişenlerinden biriydi kebapçı mesut. adana'ya vardığımız günün ilk öğününü öğle yemeği olarak bu mekanda yemeğe karar verdik. mekanın genel görüntüsünden çok kişi bahsetmiş o mevzuyu geçiyorum. bizle birlikte gelen diğer ailenin henüz on aylık bebekleri bulunması itibariyle uygun bi masa ayarlatıp oturduk. siparişeri verdik, mezeleriyle masayı donattılar sağolsunlar. arkadaşların bebeği arabasında oturmanın sıkıntısıyla hafiften ağlamaklı halleriyle anne babasını strese sokmaya başlamıştı ki mekanın sahibi olduğunu sonradan öğrendiimiz abimiz geldi yanımıza ve bebeğe yoğurttan yedirmelerini tavsiye etti. arkadaşlar hemen bu güne kadar tek kaşık yoğurt dahi ağzına süremediklerini kesinlikle yoğurdu hiç sevmediğini dile getirselerde abimiz ısrarla yoğurdun keçi sütünden yapılma özel bi yoğurt olduğunu mutlaka bebeğin seveceğini söyledi. abimiz ayrıldıktan sonra annesi denemekten ne çıkar diyerek şöyle bir çay kaşığı ile bebeğe yoğurdu vermesiyle çocuk şapırdata şapırdata her verilen kaşığa istekle atılmaya başladı tabi hepimiz şaşkınlıkla olanları izlerken abimizde yanımıza gelip gülerek ben size söylemiştim gururuyla birkaç şey söyledi.
    yemekler yendi hesaplar ödenecek, birde baktık ki abimiz iki kilo yoğurdu özel hazırlatmış arkadaşın eline tutuşturmaya çalışıyor. hayretler içinde ilk şoku atlattıktan sonra kayseriden gezmeye geldiğimizi bir gün daha kalacağımızı yoğurdu saklayamayacağımızı iletip almak istemediler fakat abimiz ısrarla ertesi gün yola çıkmadan mutlaka uğrayıp kendinden yoğurt almamızı telkin etmekle yetindi. kayseride böyle şeylere karşı hasret içinde kaldığımızdan mıdır bilinmez iki gün boyunca abimizin esnaflığına övgü yarışına girdik. velhasıl ertesi gün yola çıkmadan dediğini yapıp birer çayını içip öyle gitmeye karar verdik ve gittiğimizde güler yüzüyle bizi karşılayan abimiz her iki aileye birer hediye paketi hazırlatıp getirdi. ne kadar uğraştıysak yoğurdun parasını ödeyemedik. kendisine defalarca teşekkürden sonra adana'dan ayrıldık.
    sonradan öğrendiğimize göre kayseri'de de bu abimizin oğlunun işlettiği bir şubesi varmış. tabiki derhal yapılacaklar listemize ekledik. adana'ya tekrar gitsem mutlaka uğramadan dönmeyeceğim bir mekanım oldu. keşke bu kadar olmasa bile şunun yarısı ilgi ve alaka gösterebilecek esnaflarımız çoğalsa, bizde böyle şeylere şaşırmasak artık.
  • eğer söğüşlenmek istiyorsanız adana’daki ilk durağınız olabilir, çünkü bizi iyi söğüşlediler.mekana geldiğimizde klimalı yerinin olup olmadığını sorduk,klimanın çalışmadığını söylediler,neyse tamam dedik sonra porsiyonları sordular eşim 1 porsiyon, ben ise 1.5 porsiyon söyledim,sonra ikimize de aynı porsiyon geldi, ben de porsiyonların küçüklüğünden dolayı garsona “benim yarım kebap sonra mı gelecek?” diye sorduğumda “abi onların ikiside 1.5 porsiyon” cevabını aldım. o andan sonra söğüşleneceğimizi anladım.normalde 1.5 porsiyonu zor yiyen biri olarak karnımız bile doymadı.sonra ücreti ödemeye gittiğimde hesabın 90 tl olduğunu ve kredi kartını verdiğimde pos cihazının bozuk olduğunu söylediler ve nakit vermemizi söylediler.eğer illaki adana’ya gelip kebap yiyecekseniz buraya gelmeyin, adana’da daha güzel yerler var oralara gidin.

    edit : kebabı ortalama, istanbul’da bile daha güzel yapan yerler bulabilirsiniz.
  • iki yıllık tövbemi bozduran kebapçı. artık yazmak farz oldu. adana'nın güzel kebap yapan yeridir. hepsini denedim. fakat gidecekler için bir kaç uyarım olacak.
    1-daha önce yazıldığı gibi bir fiyat politikası yok. kafalarına göre fiyat söylüyorlar. ilk gidişimde bir kebap bir şalgam 25 lira, ikincide 20 lira, üçüncüde 32,5 lira. birer hafta arayla.
    2-garsonlar ilgili, ancak her daim ortalıkta dolanan patron hakim müşteriyi rahatsız edecek derecede gergin.
    3-salata ve mezeler adana'nın en zayıfı.
    4-şalgam 10 numara.
    5-mekan salaş, ancak cik cik ali veya yeşil kapı kadar salaş ve pis değil.
    6-kebap dışında (kıyma) başka alternatif yok.
    7-porsiyon adana'nın en küçüğü.
  • divan otel’in yanındakine gitmek gibi bir hata yaptığım kebapçı. sadece isim hakkına sahip olan, salatadan bile para alan açgöz ve lezzet olarak da ortalama kebap yapan bir işletme olduğunu nereden bilirdim...

    edit: divan otelin yanında olmayan, yani orijinal kebapçı mesut da abartılmış bir balondur. yeşilkapı ya gidin daha iyi.
  • gecen hafta orijinal mekanina giderek kebabini tattigim mekan. adana'ya ilk defa gitmem ve kisa sureligine kalacak olmam sebebiyle, sehre gitmeden once en iyi kebapciyi bulup kebabi orada yemeye karar vermistim. bircok arkadasim ve yemek bloglari, mesut'un adana kebap konusunda en iyisi oldugunda hemfikirdi. bu yuzden adana'daki ilk ogle yemegimde buraya gittim. mekan oldukca salas gorunuyordu, hatta ilk girdigimde bu kadar ovdukleri mekan burasi miymis diye dusundum ama duvarlari komple kaplayan unlu resimleriyle dogru mekanda oldugumdan emin oldum. onden gelen ikramlardan tirtikladiktan sonra kebabim geldi ve neden bu kadar ovuldugunu anladim. hayatimda yedigim en iyi kebapti kesinlikle. belki adana'da daha iyi yapan yerler vardir bilemiyorum ama istanbul'da denedigim ve daha once yasadigim sehirlerde kebaplarini yedigim butun kebapcilardan cok cok daha lezzetliydi. fiyatlari da uygundu, ozellikle istanbul'la karsilastirinca. ama yine de gittigime pismanim, cunku bir daha yedigim hicbir kebabi begenmeyecegim muhtemelen.*
hesabın var mı? giriş yap