• kısırlaştırmak tercihtir diyenleredir sözüm; kimin tercihidir arkadaşım?hayvanlar ne zaman konuştu da size yavrulama haklarını ellerinden almanızı söyledi.zulümdür tabi bu yaptığınız.ben bakamam da falan filan.zaten sen niye bakıyorsun ki o da ayrı bi saçmalık.ulan hayvanın rızkı sana mı kalmış, o gayet rahat bi şekilde doğadan çerden çöpten beslenir.ne diye kendi yalnızlığının acısını hayvanlardan çıkarıyorsun.tamam karda kalır yuva yaparsın, sıcakta bi tas su koyarsın eyvallah.farkındaysanız çocukluğumuzdaki çizgi filimlerde kediler çöpten beslenirdi.akılları olmadığı için bu gayet doğaldı ve kendi türleri arasında kimse çöpten besleniyor diye onları ayıplamazdı.bide şimdi kaldırın kafalarınızı telefonlarınızın ekranlarından da konteynırların çevresinde ekmek derdine düşmüş insanlara bakın.kedilere köpeklere en pahalı mama alarak duyarlı olduğunu sanan sonradan elitler sizi.

    not:doğal hayatla mücadeleye programlanmış hayvanları evcilleştirip hayır işlediğini sanan hayırsızlar; sizin yüzünüzden eziliyo onca kedi.evden sonra kendi doğal hayatlarına adapte olamayınca sudan çıkmış balığa dönüyolar.eğer gerçekten sevginizde samimiyseniz çekin ellerinizi hayvanlardan.bu onlara yapacağınız en büyük iyilik olur.(kısırlaştırmak yaa kıyıma bak neymiş efendim ben başka yavruya bakamam te allam yaa.savunmaya bak.insafsız vicdansızlar).
  • insanlarin binlerce yillik surecte evcillestirdigi bir hayvanin yasam alanini evin disi zanneden bilgisizlerin dile getirdigi. bak canim benim kediler ve kopekler insanin himayesi disinda yasayabilen hayvanlar degildir. atalari ve gunumuzdeki kuzenleri zaten vahsi dogada yasiyorlar ancak biz bu hayvanlari binlerce onbinlerce yil once vahsi dogalarindan koparip kendi dogamiza sokmusuz. bizim isimizi gorsunler diye ehillestirmisiz ve bu surecte de bize muhtac kilmisiz. sokaklarda yasayan kedi ve kopeklerin yasam kaliteleri dusuk, yasam sureleri azdir. oyle sokakta cerden copten beslenemez kediler ve kopekler. o yuzden bir gordugunuz kopegi bir sonraki sene goremiyorsunuz, olup gidiyorlar.
  • arabaların altında kalmaktansa kisirlastirin.
  • kızım götünü bana kaldırıp sürtünmeye, yerlerde miyavlayarak sürünmeye başladı. 1 ay dayanabildim. gidip kısırlaştırttım. doktor bunun daha sağlıklı olduğu yönünde de bilgi verdi zaten.

    ne yapsaydım? sokağa salıp "hadi bi sikiş de gel" mi deseydim? sonra bakamayacağım bebelerle gelsin eve.
  • kedinizi değil kendinizi kısırlaştırın...
  • biz dişi kedimizi 6 aylıkken kısırlaştırdık. bulvara bakan bir apartmanın 4. katında oturuyorduk sokağa çıkamazdı, tanıdığımız erkek kedi sahibi yoktu, hadi diyelim bi şekilde eş bulsak yavrulasa ,yavrularını verecek kimsemiz de yoktu, biz baksak ne maliyetini ne de diğer ihtiyaçlarını halledebilirdik.

    şimdi 5 yaşında, başka bi yere taşındık sokağa çıkabiliyor koşuyo, oynuyo sağlıklı ve mutlu. iştahı falan hiç kesilmedi (yani kısırlaştırma nedenli olumsuz bir şey yaşamadı) hiç kızışmadı da, doğurmadığı için onun acısını da çekmedi.

    yani bu kararı verirken hem onu hem kendimizi hem işin maliyetini hem de sağlayabileceğimiz/sağlayamayacağımız imkanları düşündük, olaya sadece duygusal* açıdan bakmayı tercih ederseniz bilmem, karar sizin sonuçta ama bu zor kararın üstünü zalimlik veya bencillik olarak çizmeden önce bunları da bilin istedim.
  • yav he he. esas zalimlik beyinsizlerin kısırlaştırılmaması. biraz düşünüp öyle yazın/konuşun.
  • aslında zalimlik olmayan durumdur.

    bugün "ev kedisi" dediğimiz kedi türü, yüksek oranda insan kaynaklı olarak 10.000 yıl önce evrimleşmiştir. neden? çünkü insan en üstün(!)ırk olduğundan çevredeki hayvanları katletmiş (çoğunlukla kedi gibi yırtıcıların avları olan hayvanları), kendi doğasında aç kalan bu hayvanlar da bizim kurduğumuz şehirlere gelip beslenmeye, başka bir deyişle hayatta kalmaya çalışmışlardır. bu günlerde metropollerde yaşayan binlerce "ev kedisi" vardır ve her daim bir arabanın altında kalma, soğuktan donarak ölme, açlıktan - susuzluktan ya da cani bir insanın gazabına uğrama riskiyle hergün karşı karşıya kalmaktadırlar.

    eğer evinize bu hayvanlardan birini aldıysanız zaten hem hayvana hem de kendinize büyük bir iyilik yapmış oldunuz. (burada hayvanı oyuncak gibi kullanıp, yok aptal aptal kıyafet giydiren, kafasına göre aç ya da yalnız bırakıp giden, hele hele döven insanımsıları kriter dışı tutuyorum)

    gelelim kısırlaştırma mevzusuna. ben de iki erkek kedimi kısırlaştırmadan önce bu soruyu çok sormuştum kendime fakat doçent veteriner yengem, onun arkadaşları, internet ve daha bir çok kaynaktan yaptığım araştırmalar sonucu kısırlaştırmanın en doğrusu olduğuna karar verdim. neden?

    -eve işeme veya kanama gibi olayların bitmesini saymıyorum zira bunlar bana göre sorun bile değil.

    -evden kaçma çalışmalarının sona ermesi. bu evden kaçma çalışması yüzünden kedilerimin biri beşinci kattan aşağı atladı, az daha ölüyordu. hayvan sokağa dönse özgür olacak gibi düşünenler, arabaların altında kalan, dayak yiyen işkence gören kedileri bi düşünün bakalım.

    -tümör ve kanser gibi risklerin sona ermesi. bunu öğrendikten sonra kendime bile yaptırmayı düşünmedim değil. keza dünyada yeterince insan ve yeterince ev kedisi var arkadaşlar.

    -üremek bir içgüdü ve tamamen evrimsel olarak bizim de içimizde bulunan bir his. hiçbir mantığa dayanmayan bu içgüdü tamamen nesli devam ettirme üzerinedir. ve şuan ev kedilerinin nesli tükenme riskinde falan değildir.

    -kısırlaştırma kedinin ömrünü 1-3 yıl kadar uzatabilmektedir.

    yani kısacık süren, hiçbir acı hissi vermeyen bir operasyonla, minik dostunuz sizlerle daha uzun süre yaşayabilir, daha az hasta olur ve emin olun hiçbir özgürlüğü kısıtlanmaz.
  • kısırlaştırmak pek çok kedi sahibinin yaşadığı bir ikilem. veteriner bana hayvanların insan gibi olmadığını belli bir süre sonra yavrularını yabancı olarak gördüklerini ve bu nedenle "bir kere anneliğini tatsın" kavramının da insanlara özgü olduğunu söyledi. ayrıca doğum yapmadan kısırlaştırılan kedilerde göğüs kanseri riski daha az oluyormuş. nedenler ne kadar mantıklı olsa da ben kedim kısırlaştırılırken oturup ağlamıştım benim seçimimle böyle bir sürece girdiği için. ağzı yok dili yok biz ne dersek onu yaşıyor hayvancağız, cinsti de yavrusu olsa millet havadan kapardı ama o da yavruları satmak için sahiplenenler gibi bir risk faktörü içeriyor. verdiğim karardan pişman değilim, tavsiye ederim.

    edit: kısırlaştırmamın bir başka sebebi ise şu; sahip bulma konusunda sorun yaşamayacağımız için erkek bir kedi bulup çiftleştirmeyi denedik ama bizimki reddetti eve gelince yine feryat figan ve 4-5 gün aralıklarla devamlı kızgınlık dönemindeydi, normal kedilerde senede birkaç defa olan dönem bizde non-stop devam etmeye başladı. bi gün bizim kızın sesini takip edip apartmana giren bir kediyi eve aldım belki kendi ortamında izin verir diye onu da yaklaştırmadı ve çiftleşmeyi reddeden ama devamlı kızgınlıkta olan kedim mecburi olarak kızgınlık önleyici iğne aldıktan sonra (ameliyat olabilmesi için kızgınlığın üzerinden birkaç hafta geçmesi gerekiyor aksi taktirde aşırı kanama riski varmış) ameliyat oldu. işlem uzun sürmüyor ve iyileşme dönemi de kısa. şimdi kızışmışken devamlı yüksek ateşle acı çekip bağıran kedime kötülük ettiğime ben inanmıyorum.
  • erkek kediyi kısırlaştırmazsanız asıl zalimliği o yapar ve evin her tarafına çıkmayan bir koku bırakma dönemi başlar..
hesabın var mı? giriş yap