• benzeri için (bkz: kedinin balkondan düşmesi)

    genelde balkonda gerçekleşen olayın bu kez pencerede vuku bulması, bizim gibi balkonu olmayan gariban evlerdeki kedi yaralanma şekli.

    hem kedisi düşen diğer yoldaşlara rehber olsun, hem de kedisi düşenlere yoldaş olsun, anlatayım. olayın hem maddi hem manevi boyutunu görsünler. görsünler de bunlarla uğraşmak yerine kapı pencerelerine vastas ve sineklik taktırsınlar. hatta pencereleri evi değiştirsinler, yemin ederim daha ucuz. ev alsınlar.

    26 haziran akşamı: kedi dördüncü katın penceresinden düştü. apartmanın önünde de demir parmaklıklar olduğu için de 4 ayak üstü denk getiremedi, göt üstü laaaps diye önce demirlere sonra asfalta yapışıverdi maalesef. bundan sonrası acılar, bağırmalar, ön patide bir yarık, azı dişinde kırık, dilini ısırdığı için ağızda ve yüzünde, burunda yaralar, arka ayakta bir kırık...

    olay akşam üzeri olduğu ve ben güngören'de yaşadığım için veteriner bulamadık tabii. en sonunda bir şekilde merter'de bulduk. bir kartal, içinde ben ve kedim. o sokak senin bu sokak benim... doktor da bir iç kanama iğnesi yaptı ve ertesi gün görüşmek üzere bizi yolladı. bu tür durumlarda ilk 24 saat müdahele edilmemesinin nedeni iç kanama riskiymiş. iç kanaması varsa 24 saat içinde ölüyormuş hayvan. ölecek hayvana da alçıdır, ameliyattır bu tür yatırımlar yapılmıyor. 24 saat geçsin dilediğinizi yaptırabilirsiniz.

    iç kanama iğnesi: 20 lira
    manevi kayıp: e acı tabii.

    27 haziran: neyse, ertesi gün kediyi bıraktık veterinere. yarılan patiyi dikti ve röntgen çekildi. yalnız kırık pis bir kırık olduğu için ameliyat edilmesi gerekiyormuş. bu ameliyatı da her hekim yapmıyormuş. fakülteden hocalar yapacakmış. bunun bedeli de 750-850 arası bir rakammış. veterinerin de bu konuda yapacak bir şeyi yokmuş cünkü parayı o da doğrudan hocaya veriyormuş. haa bi de nakit olursa en azından büyük bir kısmı nakit olursa iyi olurmuş. kredi kartı bu tür durumlarda geçmiyormuş... "siz bi düşünün taşının, hatta araştırın daha uyguna bulursanız oraya yaptırın. 1 hafta süreniz var" dedi. fakültede daha ucuza yaptırabilirmişiz ama oraya da kim gitcek zırt pırt bize ters. neyse kısa günün maliyeti:

    röntgen: 50 tl.
    dikiş ve anestezi: 50 tl.
    ağrı kesici iğne: unuttum ama 20 diyek.
    mevzu bahis röntgen: link
    link 2
    mevzu bahis kedi

    28 haziran: ameliyatı ilk gittiğimiz veterinerde olmaya karar verdik. son rakam 700 lira. kedi tabii bu arada yemeden içmeden kesildi, sürekli bir yerlerde saklanıp ölümü bekliyor hayvancağız. bir de yürüyüşü var ki yürek parçalıyor. arka ayağın biri kırık, diğeri ezik. ön ayaklarla ilerliyor arkayı kaldıramıyor bile. sürünerek yürüyor. ve ateşi de çıktı. haydi bi daha veterinere. ateş 40 derece. veteriner bu halde ameliyat yapamayız diyor. zaten bünye zayıf, artı hayvan travma geçirmiş, depresyon zaten allahın emri, valla hık der gider hayvan diyor. ateş düşürücü yapıyor. her gün getirin ölçelim ateşini diyor. ben bunun yerine derece alıp evde kendim ölçüyorum. zaten hasta hayvan, bi de götüne günde iki kere termometre girmiş. çok mu... ertesi gün ateşi düşüyor daha da götürmüyorum veterinere.

    ateş düşürücü + ağrı kesici: ameliyatta hesaplaşırız onları. şimdilik önemli değil diyor ve para almıyor doktorumuz.

    bu arada bakırköy'de tanıdık bir doktor buluyoruz. adam 500'e yaparım diyor ameliyatı. e iyi de bi hoca allah için. cumartesi gününe gün alıyoruz. diğer adama da teşekkür edip ameliyattan vazgeçtik diyoruz. hala adama vermediğim iğne paraları içimi tırmalar. zaten sonradan aynı hesaba geldi iki ameliyat parası da. neyse.

    bu arada kedi de sadece yaş mama yiyor o da günde iki lokma. sadece uyuyor. tuvalet ve çok az yediği yemek için kalkıyor. yürümesi artık sürünme şeklinde değil. bi ayak havada zıplayarak yürüyor. ama en fazla 2 metre yürüyebiliyor tabii. sonra olduğu yerde düşüp yatıyor 15-20 dk.

    30 haziran: neyse cumartesi ameliyat oluyor. bir gece de veterinerde kalıyor. bacağının üstü sinek kaydı traş edilmiş. kafesinden hiç çıkarılmamış. altına pamuklu bir örtü serilmiş ve sabah ve ayılırkenki çişini bu örtüye yapmış, ve gece de onun üzerinde uyumuş. bize kediyi verirken aman dikkat edin açık yarası var mikrop kapmasın diye binbir nasihatla verdikleri hayvanı bacağına işetmeleri de ayrı komik tabii. hayvan 2 hafta koktu ve hastalığından yalanamadı bile... neyse 1 hafta sabah akşam kullanacağı antibiyotik de verdi doktor eve gittik.

    ameliyat: 500 tl.
    antibiyotik: 35 tl.
    yorgan gibi dikilmiş kedi: hassas olanlar bakmasa daha iyi olur.
    bu da yakınen hali.

    tabii kedi bu durur mu? bünyenin zaten zayıf olduğu şu dönemde hasta oluyor ve iyice yemeden içmeden kesiliyor. ve bir hafta içinde 1,5 kilo veriyor. 4,5 kiloluk bir kedi için büyük bir rakam tabii. bu arada sürekli de burnu tıkalı, mütemadiyen hapşırıyor, ateşi var, iştah yok, bi de burnundan baloncuk çıkıyor. baloncuk tatlıydı gerçi.

    neyse tekrar veterinere gittik. veteriner buna 4-5 tane iğne birden yaptı. ateş düşürücü, iştah açıcı, vitamin vs. biraz da mama sattı bize. sonuç 45 tl. ertesi gün bi daha getirin dedi.

    eve bi geldik kedi doping almış gibi oldu. birden bi canlanmalar, yemek yemeler falan. daha da götürmedik doktora. bu arada bacağa da basmıyor hala ama zıplamaya başladı çok ufak. en azından tuvaletine yardımsız girebiliyor.

    ameliyattan yaklaşık 3 hafta sonra bacağının üstüne basmaya, koşmaya ve zıplamaya başladı. bir ay geçtiğinde de topallaması epey azalmıştı.

    30 temmuz: yeniden ameliyat oldu. bacağına takılan çiviler çıkarıldı. bu arada verdiği kiloların büyük çoğunluğunu da geri aldı. ameliyattan sonra tekrar topallamaya başladı. bugün bir hafta oldu. koşması, hoplaması zıplaması normal. ama koştuktan sonra deli gibi topallamaya başlıyor. oyun oynadıktan sonra gidip hemen yatıyor ağrıdan. hala düzelebilmiş değil. doktorun demesine göre de en erken 1 ay en geç 6 ay içinde toparlarmış. 6 ayın sonunda da topal kalıp kalmayacağı belli olacak.

    ameliyat: 100 tl. (indirimliymiş.)

    az önce de bacağında bi şişlik vardı baktım dikişleriyle oynayıp kopardığı için mikrop kapmış apse yapmış. "bi derdin tasan bitmedi amuğa goyum" deyip bi tekme attım kıçına. miyak miyuk dedi, topal topal koşup saklandı.

    şaka tabii. ah oğluşum kıyamam, diye sevdim. yarın da doktora götürücez. tüm bu masraflara yol ve taksi paralarını dahil etmedik tabii. bi de kuru mama yemediği için üç katına çıkan yaş mama masrafı var. siz hesaplayın ona göre sahip çıkın kedinize. çektiğiniz üzüntüler, başında nöbet beklemeler de cabası. zaten artık gözünüz verdiğiniz paraları görmüyor. aman iyi olsun da diyorsunuz.

    iyi de olmuyo bu eşşek. varsa yoksa kendini yıpratsın. ulan o kadar yazıyoruz, bi el çırpın be!

    geç gelen edit: ekim ayı itibariyle hayvan topallamayı tamamen bıraktı. bacağı hiç kırılmamış gibi. yalnız dikilen patisindeki tırnak sonradan çok kalınlaşı. bahçe makasıyla anca kesilir gibi. hani yaşlıların ayak tırnakları kopar da yerinde 2 cm kalınlığında yenisi çıkar ya, öyle dede tırnaklı oldu. olayın maddi ve fiziksel sonuçları böyle. hayvanda bıraktığı psikolojik travmayı bilemicem. hala camda tepede dolaşmaya çalışıyor. hiç ders almamış salak.
  • içinizi acıtır.
    bir de orada değilseniz annenizin size olayı anlatışıyla oturur ağlarsınız. tecrübe ile sabit. benim de kedimin başına geldi. garibim 2. kattan düşüp topallayarak tekrar üst kata kadar çıkmış. kapıyı tırmalayıp miyavlamış. olayı anlayamayan annem kapıyı açtığında topallayarak içeri girmiş, yere yatmış. kedilerle arası iyi olmayan annem bile oturup ağlamış.
  • allah varsa korusun dedirten olaydır.

    19. kattayız hiç şansı yok. eskiden çıkıyordu pencerenin pervazına. küçükken bir iki kere dışarı doğru tuttum elimi kolumu tırmaladı hep ama o gün bugün bir daha yapmadı. huzurla yaşıyoruz.

    zöge: düşsün mü lan kedim ?
  • pencerelere sineklik taktırarak engellenebilecek korkulu rüyadır.

    ne kadar akıllı , korkak , cin olursa olsun sinek böcek peşinde koşarken, camın önünden geçen kuşa , martıya bakarken atlayıverir .

    üzülürsünüz.
  • kedinin kısırlaştırılması ve tırnaklarının kesilmemesiyle önüne geçilebilecek küçük kıyamet. ya değilse kediniz düşüp damağını yarabilir, veteriner zamanla düzelir diyebilir ve damağı bir türlü düzelmeyen fakat nasılsa acısı geçmiş görünen kedi, kakaolu bişilerinizi yalayıp beyaz perdelerinize tıksırmak suretiyle eşsiz desenler bırakabilir. ağzı burnu dağılmasın bir daha da canı sağolsun kediciğin.
  • defalarca oldu ve kedilerim sapasağlam*
  • kuzenimin kedisinin başına gelen ilginç ama üzücü bir olay. kedi bildiğin gremlin gibiydi ama sevimlisi gibi düşünün. küçük yavru atladı aşağı. maalesef öldü. kuzenim 2 hafta bunalıma girdi.

    dikkatli olun.
  • kedilerin pencereden düşeceğini tahmin edemeyen insanlar çok fazla.

    sokakta bulduğum bir kediye yuva bulmak için internette ilan verdim. sonra bir kadın bu ilan için beni aradı. kedinin dışarıya alışık olup olmadığını sordu. gündüzleri bahçemizde diğer kedilerimizle oynadığından ve akşam evde uyuduğundan bahsettim.

    ben de zannediyorum ki "dışarı alışan kedi apartmanda durmaz ben bakamam" gibi bir cevap alacam... nerede...

    kadın demesin mi "ben o kediye balkonda bakmayı düşünüyorum. çocuklar istiyor diye alıyorum. tüyü pisliği evde olmaz. 4. kattayız biz sıkılmaz aslında" diye... "olmaz atlar aşağı" deyince bu sefer de "apartmanın bahçesine kulübe yapsak durur mu?" diye sordu. ben de köpekler ile kedilerin arasındaki farkları anlatan kısa bir konuşma yaptım.

    ondan sonra da kadını, yarım saat, kedi bakmaması için ikna etmekle uğraştım ve başardım. çünkü biliyorum o kadın o kediyi ya balkondan attıracak ya da iki gün sonra çocukları sıkılınca sokağa bırakacak.

    bu şekilde cahilce hayvan edinip onları ölüme terkeden insanlar çok fazla. o yüzden çevremizdeki kedi sahiplenmek isteyen insanların niyetlerini ve bilgilerini mutlaka gözden geçirmeli, onları bilinçlendirmeliyiz.

    kedi sahibi olmasalar bile pencere gibi hayati meseleleri herkese anlatmalıyız. çünkü eve gelen bir misafirin düşüncesizce açık unuttuğu bir cam herkesi üzen pişmanlığa sürükleyen olaylara sebep olabilir.
  • benim şaşkolozum da karşı apartmanin catisina konan güvercinleri yakalamaya çalışırken düşmüştü. saskoloz diyorum cunku dışarıdaki kediler metrelerce yükseğe sıçrarken bizimki 60-70 cm apartman boşluğundan düşmustu. birşey olmamıştı allahtan kendisi bir aya yakın paşalar gibi yattı yemeği, tuvaleti önündeydi hep. bakmayin böyle anlattığıma o zamanlar tır carpmis gibi dolaşıyordum. insan ya birşey olsaydı düşüncesini bile zor atlatiyor
  • kaç canı kaldığını sağlık karnesinin bir yerlerine not edin!

    örnek:
    10.10.16 - kaldı 8.
hesabın var mı? giriş yap