• günlerdir kafamda dönen şeydi. ankara barosu başkan yardımcısının da bu konuda suç duyurusunda bulunması, olayın vahametinin bakış açımı etkileyecek kadar beni yıpratmadığını veya olaya duygusal yaklaşmadığımı tasdik etti.

    evet, o askerler terhis bekliyor olabilir. evet, o askerler üst devrelerinden korkuyor olabilir. ancak bu herhangi bir canın işkenceyle öldürülmesine seyirci kalmaları için yeterli bir sebep değil. ki bunun için yeterli bir sebep var mıdır onu da bilemedim. orada o hareketleri yapan, bir hayvanın belini kırıp tekmelerle metrelerce sürüklenmesine sebep olan cumhurbaşkanı olsa ve izleyenler de bakanları olsa; onların hepsine dava açılması gerekir. böyle bir suça seyirci kalmak da o suça ortak olmak demektir. yine de diyelim ki o seyirci kalanlar müdahale ettiler bu duruma ve sonrasında ''askerlikleri yandı''. işte o zaman onun hukuki bir savunması olabilir. ya da diyelim ki o canavar üst dönemdi ve sürekli şiddet uyguladı onlara. işte o zaman ''teğmenim beni dövdü'' diye hakkını arayanlar gibi ''üst devrem bana şiddet uyguluyor'' diye hakkını arayabilirlerdi. bu hiçbir mantığı ve ahlaki açıdan elle tutulur yanı olmayan ''hedef tahtasına oturtmamalıyız:('' savunması oldukça acıklı. şiddet, tecavüz, taciz veya bir canlının canına kastetmek gibi affedilmesi mümkün olmayan suçların karşısında o anki kısa dönem çıkarını düşünmek oldukça düşük seviye bir hareket ve mazur görülebilir bir şey değil.

    mesleği askerlik olanların ve askerlik yapanların topluma örnek teşkil etmeleri gerekiyor diye biliyorum ben. askerliğini yapanlar da en nihayetinde, devletin bir kurumunda zorunlu görevlerini yerine getiren vatandaşlar. hal böyleyken, topluma teşkil edilen örnek ''çıkarınız varsa veya karşınızdaki sizden daha güçlüyse suça göz yummalısınız'' mı? bunu kabul etmiyorum. umarım o seyirci kalanlar da ceza alırlar da bu karar emsal niteliği oluşturur ve bir daha böyle vahşetler yaşanmaz ya da kimse seyirci kalmaz.
  • aynı muameleyi görmelerini diliyorum.
hesabın var mı? giriş yap