• (bkz: #8655717)
  • bir efsanesi da mevcut olan içecek;

    efsaneye göre kefirin tarihçesi yüzlerce yıl öncesinde hz. muhammed’in kafkasya dağlarında yaşayan insanlara armağan ettiği ve nasıl kullanacaklarını anlattığı kefir taneciklerine dayanır. ancak hz. muhammed, bu taneciklerin sırrını ve nasıl kullanılacağını başka insanlara anlatmalarını ve bu tanecikleri kendi toplumlarının dışına çıkartmalarını kafkasya insanına yasaklamıştır. aksi takdirde bu tanecikler doğaüstü gücünü kaybedecektir. bunun üzerinde ‘peygamber’in tanecikler’ gizli tutularak aile ve kabilenin sağlık ve zenginlik kaynağı olarak nesilden nesile aktarıldı. kefir yüzyıllarca kuzey kafkasya’da kimseyle paylaşılmadan tüketildi. kefir kafkasya dışında çok fazla bilinmemesine rağmen marco polo seyahatlerinin kayıtlarında kefirden bahsetmiştir.

    19.yy sonlarında kefirin sanatoryumlarda tüberküloz, mide ve bağırsak sistemi hastalılarının tedavisinde kullanıldığına dair söylentiler çıkmaya başlayınca, rus doktorlar yüzyılın sonlarında kefirin sağlık için faydalı olduğuyla ilgili bilimsel araştırmalar yaparak bunları yayınladılar. maalesef kefir taneciklerine ulaşmak çok zordu ve kefirin daha yaygın olarak üretilmesi için bu tanecikleri elde etmek gerekiyordu. ‘rus doktorlar topluluğu’ kefir taneciklerini hastalarına verebilmek için moskova ve kafkasya’da süt fabrikaları olan blandov kardeşlere başvurdu ve kefir tanelerini bulmalarını, endüstriyel olarak üretmelerini talep etti.

    blandov kardeşler çok heyecanlandı, çünkü kefir taneciklerini edinebilirlerse bu ürünün tek üreticisi onlar olacaktı. hikayeye göre blandov kardeşler irina sakharova adında güzel bir bayan çalışanlarını kafkasya’nın yerel prensi bek-mirza barchorov’a gönderdi. amaç irina’nın prensi baştan çıkararak kefir tanelerini ele geçirmesiydi. ancak plan beklendiği gibi uygulanamadı. barchorov irina’dan çok etkilenmiş olmasına rağmen dini kanunları çiğneyerek ‘peygamberin taneciklerini’ vermek istemedi. irina geri dönmek üzere yola çıktığında dağda kabile üyelerinden biri tarafından kaçırılarak prense geri getirildi. yerel geleneklere göre gelini kaçırıldığı için prensle evlenmesi gerekiyordu. blandov kardeşlerin elemanları irina’yı tekrardan kaçırarak prensle evlenmekten kurtardı. bu yaşanılan talihsizlik ve irina’ya yapılan saygısızlıktan dolayı prensi yöneten rus çarı, şanssız prense irina’ya 5 kg. kefir tanesi vermesini emretti. eylül 1908’de moskova süt firmasının eline geçen kefir taneciklerinden ilk ticari kefir şişesi üretilerek satışa sunuldu. geniş kapsamlı kefir üretimi rusya’da 1930larda başladı.

    http://www.eker.com.tr/urunler/kefir.asp?menuid=2
  • doğu avrupa'da da her markette satılan, türkiye'de de son zamanlarda kefirix adı altında meyveli türleri bile satışa sunulan faydalı içecek.
  • ing.; kephir

    1784 itibarı ile tıp dünyasına girişi alkışlarla karşılanan kefir, kafkas dağları civarındaki bölgede inek, kısrak ve deve sütü kokteyllerinin mayalanarak yapılırmış. kefir tanecikleri ceviz büyüklüğünde, yuvarlağımsı beyaz ama yamru yumru ve pütürlü bir yüzeye sahip. en basit olarak tarifi:

    geceden 100-120 adet kefir taneciği şişe ya da kavanozda suda yumuşamaya bırakılır. ertesi sabah su boşaltılarak yerine dörtte biri boş kalacak şekilde soğuk süt konulur ve ağzı hava almayacak şekilde sıkıca kapatılır. üç gün kadar oda sıcaklığında bekletilir. tülbentle süzülerek alınan süt yerine tekrar süt eklenerek yeni kefirlere doğru yelken açılabilir. afiyet olsun.

    uğraşamam diyenlere not: biz eker marka aldık, tüketiyoruz.
  • her gün içmek zorunda kaldığım içecek. kansere iyi geliyormuş demez olaydım. tadı yoğurt, ayran, süt karışımı bir şeye benziyor. çok çok az da olsa doğal alkol oluşumu (bkz: fermantasyon) içimi rahatlatan tek konu.
  • kefir sözcüğü kökeni keyf kelimesinden gelmekte olup, orta asya kökenli bir içecektir. hoşa giden bir tadı, içindeki karbondioksit varlığı nedeniyle ferahlatıcı bir etkisinin olması ona keyf denilmesine neden olmuştur.

    sağlık için faydası, içerisindeki probiyotik mikroorganizmalardan kaynaklanmaktadır. probiyotik mikroorganizmalar, ağızdan alımlarıyla bağırsağa kadar canlılıklarını koruyarak ulaşan, bağırsağa tutunarak çoğalan, böylece bağırsakta bulunması istenmeyen mikroorganizmaların orada dominant hale geçmesini engelleyen ve sonuçtada bu etkileri nedeniyle sindirimi düzenleyen mikroorganizmalardır.

    işte kefir bu özellikteki mikroorganizmaların bir çok çeşidinin bir arada bulunduğu bir kültürden yapılmaktadır. çoğunlukla mantar olarak yanlış bilinen, görüntüsü karnıbahar tanesine benzeyen bu yapıya kefir tanesi denilir ve bu kefir tanesi probiyotik mikroorganizmalar kümesidir.

    kefir tanesinin sütte kullanılmasının nedeni; sütün fonksiyonel bir gıda olup yapısının kullanım için uygun olmasıdır. sütün içine konulan kefir tanesi sütü fermente eder ve fermantasyon ürünleri olan karbondiyoksit, laktik asit ve alkol oluşur ama alkol oranı çok azdır. bu fermantasyon olayı kefir tanesindeki probiyotik mikroorganizmaların sütteki laktozu kendileri için besin olarak kullanmak isteyip parçalamaları ortama da laktik asit karbondiyoksit ve alkol vermeleriyle olur. zaten kefir tanesindeki probiyotiklerin çoğu laktik astit bakterileridir.

    ayrıntılara girilirse işin içinden çıkılması zor bir konudur. nihayetinde bir içecektir ama sağlıklı olmak adına kendinize yaptığınız yatırımlardan en değerli olanlarından bir tanesidir. için güzelleşin.
  • sadesini ve karışık meyvelisini daha tatmadım ama çileklisinin meyveli yoğurttan, kakaolusunun kusmuktan farksız olduğunu bugün gördüğüm içecek. muzlusunun tadı ise ikisininde ortasında kalıyor fena değil diyebiliriz. ama çileklisi gerçekten çok güzel içtikçe içesi geliyor insanın.
  • kansere iyi gelmesi (ne kadar? nereye kadar? nasıl? sormak isterim) isabet olmuş. zira, ancak, ölümcül bir hastalığa yakalanmışsam, son çare olarak içmeyi -düşünebileceğim- kadar kötü tadı. aldım, elimde patladı, keke, poğaçaya ittirmeye çalışıcam, bakalım, yerse...
    çok olmuş ya biz kafkaslardan buralara geleli, onu farkettim bak şimdi.
  • yaklasik 30 senedir evde yapilmasina rağmen yeni yeni icmeye basladığım bu içecek beni tam 5 kilo zayıflattı. az mayalanırsa barsakları yumuşatıyor. fazla bekletilirse faydası artıyor ve barsakları durduruyor.. tadı ise çok kötü değil ama her gün de çekilmiyor.
  • vücudun hücre yenilemesini hızlandıran, saç ve tırnakların belirgin şekilde uzadığı gözlemlenen içki. fakat yakın zamanda yapılan araştırmalar vücutta dolaşan ve henüz bir organa musallat olmayan serbest kanser hücrelerini de artırdığını ortaya çıkardı. dikkat edilmesi önerilir.
hesabın var mı? giriş yap