• ölümü çok büyük bir kayıp edebiyat için, şiir için, im için ve duygu için.
    oruç aruoba'nın cemal süreya için yazdığı gibi :
    “bir şairin gözleri kapanınca, dünyada görülecek şeyler azalır..."
  • dün, dev gibi* bir şairi yitirdik. kemal özer de artık konuşmaları dinlenecek ustalardan, konuşmalarda anılacak ustalar sınıfına geçti. keşke daha zamanı olsaydı..

    yordam'ın* bastığı kemal özer şiir kartlarını duvarıma asmıştım.. sınırlamıyor beni sevda'yı, kumsalda'yı, birikime inanmak'ı.. her gün gördüğüm biri gibi karşımdaydı şiirleri birkaç yıldır. bundan sonra da öyle olmaya devam edecek.

    kemal özer'i her anışımızda hem kendi şiirlerini, hem de türkiye'de tanınmalarına, yayımlanmalarına önayak olduğu mücadele şairlerini, lubomir levçevleri, miklos radnotileri, erik stinusları, attila jozsefleri anımsayacağım.. ve bir de duru sesiyle, sakin sakin şiir okuyuşunu..

    yolu yolumuz olsun..
  • geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir. anısı yolumuza ışık olsun.

    bir yürüyüşün sonunda şarkı

    gökyüzü ilk kez benim, çünkü yukarıya
    kaldırınca parmağımı değecek kadar yakın

    deniz benim, ilk kez benim, sularını ayaklarımla
    köpürtecek, sesini dolduracak kadar avuçlarıma

    rüzgâr ilk kez, sözcükler ilk kez benim, yelelerine
    tutunup da uçacak kadar, uçuracak kadar yüreğimi

    bir yürüyüşün sonunda uç veren kanatlarla
    acıyı silebilirim, yazıldıkça alnına çocukların

    bir adımda geçebilirim kentin ıssızlığından
    göğün, rüzgârın, denizin coşkulu kalabalığına

    ilk kez benim, ilk kez soluğunu elimde
    bir bayrak gibi tutuyorum,
    bir daha bırakmamak üzere..

    http://haber.sol.org.tr/…etler/mansetsag/15871.html
  • gıda güvenliği hareketi derneği genel başkanı ve timetürk genel yayın yönetmeni
    http://www.timeturk.com/…k-oluyor_97214-haberi.html
  • "atımı bir yerde durmamanın
    güzelliğine bağladım."
  • madencilere, emekçilere dair yazılmış belki de en güzel dizelerin yazarı.

    "yerin derinliklerinden geldiler, ellerinde
    susmak bilmeyen bir yer altı güneşiyle, ne kadar
    diplere bastırılsa o kadar boğulmak bilmez yankısıyla
    yüreklerinin.

    ağır ağır geldiler, karanlık sarnıçlardan sıza sıza,
    sağır küplerde birike birike, yararak kaslarının içine
    yuvarlanmış sızıları ve ciğerlerinde yer etmiş
    ışıksız lekeleri.

    geldiler bir büyük sesin harfleriyle ağızları dopdolu,
    suskun çamuru küremek için kentin gölgeli
    sokaklarından, sıyırıp almak için yıllardır gökyüzüne
    birikmiş pası, ovmak için isli alnını sabahın.

    anıt bildiler sıradan ve gösterişsiz bir günü, diyecek
    sözleri varsa anıt bildiler, akacak bir yatağı varsa
    ırmaklarının ve atacak köprüleri varsa anıt bildiler,
    toplandılar o anıtın çevresine.

    sonra her gün geldiler, artarak geldiler, kadınları
    çocukları ve alkışlarıyla, yoğurt mayalar gibi geldiler,
    pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi, su gibi, ateş gibi.

    her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına, yeni
    yollarla tanıştı ayakları, her gün yeni kabuklar çatladı,
    yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini, bir kent
    oldular sonunda

    ve adını değiştirdiler ülkenin."
  • yildizlardan söz açan gerçekçi şair.

    balkona çıktığımda, gecenin bu saatinde,
    gözüme ilişen ilk yıldıza bakarken
    aynı anda aynı yıldıza dünyanın bir yerinde
    birinin daha baktığı geçerdi içimden.

    bir yıldızda buluşması gözlerimizin
    yeterdi bana, daha ötesini istemezdim;
    hangi kaygılar var yüreğinde, hangi düşüncenin
    rüzgârıyla alevleniyor alnı, şimdi hepsini bilmeliyim.
  • ''düşman çizmesi altında yurdum
    sürdüğüm toprakta gözü
    öğüttüğüm unda dokuduğum kumaşta
    çekip alıyor soframdan
    uğrunda alın teri döktüğüm
    ekmeğimi tütünümü ne varsa

    düşman çizmesi altında yurdum
    hava barut kokuyor
    haritam kan içinde
    söz eylemini bitirmiş
    silahın eylemidir şimdi
    göğsümüzde umudun çapraz fişekliği'' şeklindeki enfes şiirin sahibi .

    söz eylemini bitirse de umudu takının demektedir... umuda inandıran, şair demeye yakışan adam.
  • ...
    sınırlamıyor beni sevda
    yalnız senin görüntünle
    ne sendeki güzelliğe bağımlı
    ne benim duygularıma tutsak
    birlikte omuzladığımız dünya.

    zincirleri yok kafamızda
    yalnız birbirimizi düşünmenin.
    birlikte ürettiğimiz sevinç
    çürüyüp giderdi çoktan
    paylaşmasaydık başkalarıyla. *
    ...
  • ben daha küçük bir çocukken, daha ilk gittiğim kitap fuarında, kendi halinde oturan bir amcanın önündeki kağıtta kemal özer yazıyordu - bunu gördüm. masasının etrafında aralıklı turlar attığım kemal dedemin etrafında hiç - kimseyi göremeyip üzül-ür-düm. imza günündeki yazarlarla gözgöze gelemeyip utanıp sıkılmayı ondan öğrendim. kemal özer sonra yıllarca aynı yerde durdu. ve yıllardan birinde artık biraz büyüyünce, 14-15 yaşıma gelince cesaretimi toplayarak yanına gidip bir kitabını imzalatıp alabildim. sonraki yıllarda da gidebildiğim fuarlarımın sabiti idi kemal dedem, herşey onun etrafında dönüyordu. bu büyük fuardan ayrıldığını da ancak bu geçtiğimiz fuarda öğrenebildim. fair enough derdi hikmet orada olsa, kemal dedemle biz gülerdik belki.
hesabın var mı? giriş yap