• valla tanımam etmem bilmem. ancak önceki gün beyoglunda yaşadığımız diyalog ile beni iki gündür güldüren adam olmuştur.

    beyoglu mağazalarından daha önce sipariş verilen bir ayakkabıyı almaya gittiğimizde, içerdeki kırmızı koltuğa masumca bir şekilde oturan bir amca 80 li yaşlarında çok kısık bir sesle hoşgeldiniz dedi, nasılsınız falan. bir şey anlamadık, sıcak kanlı bir amca dedik, kimdir nedir bilmeyiz etmeyiz. şakayla karışık benim kuzenin ağzından çıkan söz

    -geldik ne çay söyleyen var, ne bişey, nasıl evsahibi bunlar?

    amca kalktı, iki dakika sonra, kapıda göründü, çayları söyledim geliyor dedi

    ben- amca mekan sahibi galiba, çay söyledi falan(gülerek)
    satıcı-aynen abi kemal tanca o
  • asla ve asla tadilatlı ürün alınmaması gereken yer. buradan deri ceket aldım, indirim dönemi malum. yalnız kol boyunda tamirat gerekmesi beni tereddütte bıraktı. sevmem tadilat işini, bir de işlemin omuz dikişinden yapılacağını öğrenince iyice soğudum. ancak başarılı bir satış görvlisi sayesinde sorunsuz teslim alacağıma ikna oldum ve ürünü aldım. 10 gün kadar sonra tadilattan geldi, kol boyu gene uzun, dikişler özensiz. kibarca gereken uyarıyı yapacaklarını söyleyip ürünü tekrar tadilata gönderdiler. yılbaşı falan derken ceketi ancak ocak ın ilk haftası teslim alabildim. berbat bir halde, hangi terzi bunu başarabilir bilemiyorum. konuyu müşteri hizmetlerine ilettim. ilgili kişi yardımcı olabilmesi için ürünü görmesi gerektiğini söyledi. bu arada ürünü iyi bir terziye de gösterdim. muhtemelen fazla kestiğini, ikinci açışta da ilk dikiş yerine denk getiremediği için potlu dikiş olduğunu söyledi. her açışta daha berbat hale geleceğini de ekledi. bunları müşteri temsilcisine ilettim, asla işlem yapılmayacağını, sadece hatalarını görmek istediklerini belirtti. gerekirse müşteri memnuniyeti için ederi kadar çek verirlermiş vs. bendeniz salak, yine güvenerek ürünü gönderdim. geçen hafta ürünü teslim aldığımda kesin olarak işlem gördüğü anlaşılıyor. nasıl becerdilerse ceketi xs hale getirmişler, omuzlardan fena kasıyor. bonus olarak sorunlu kolu diğerinden daha kısa hale getirmişler. bunu belirttiğimde asla böyle bir şey olmadığını yani aslında benim yalan söylediğimi bildirdiler. asla ücret iadesi yapmazlarmış, bir seferlik bana özel %10 indirim yapacaklarmış. ah canım, yemezler. bunlar hep mail yazışmaları tabi. ceketi alalı 2 ay olmuş, 3te birini ödemişim zaten. mevzu paradan çıktı. şehir eşkiyası gibi insanı aptal yerine koyup parasını gaspediyorlar. cumartesi tüketici derneğine başvuruyorum, kadıköy deymiş. ahdettim, sonuna kadar götüreceğim. iyi müşterileri sayılırdım, bundan sonra iğne almam. evet, dünyada neler oluyor ben de farkındayım. lakin bireysel haklar da önemli. herkes kapısının önünü süpürse misali. yok öyle kurumsal kimlik altında adam çarpmak.

    edit: bilirkişi raporundan sonra ceket bedeli kartıma iade edildi. tüketici hakları' na başvurumdan itibaren süreç 4 ay sürdü. evet uğraştırıyor ama haklıysanız denemeye değer. yaşasın adalet !
  • göndermiş olduğu smsi düzeltip tekrar göndermesiyle yarmıştır.
    http://www.hizliresim.com/1kb5py
  • 4 ekim 2013'te bir yakınımın bana zorla çizme aldığı, bu çizmeyi 16 ekim günü bayram çocukları gibi ayağıma geçirip sokağa çıktığım, gittiğim yerde çizmeyi çıkarmak için fermuarı açmaya teşebbüs etmemle birlikte fermuarın alttan üstten balık ağzı gibi açıldığı ve internette sayfalarca şikayet almış marka.

    fiyatı 20 lira ile 40 lira arasında gidip gelen bot ve çizmelerim bile sağlam dururken, yakınımın verdiği paraya acıdım. zaten çok yakın yere gitmiştim. en fazla 50 adım attım. fermuarı açık görünce "aaa! adamlar pahalı satıyor ama otomatik fermuar yapmışlar demek lan" diye sevinmek üzereydim.

    fermuar arızası ufak bir şey olabilir ama güven sarsıyor. fermuarı kapatmak nasip oldu, açmak nasip olmadı. şimdi "bir daha oradan bir şey almam" diyemeyeceğim. zaten bende o fiyata bir şey alacak para yok. gerçekçi olayım. bir daha hiç kimseye oradan kendime çizme aldırtmam. o kadar! marka giymek nasıl da konuşturdu beni be. heheyt!
  • 200 ytl değerindeki çizmeye 300 ytl verip özel boyama isteyen müşterisinden parayı peşin alıp 4 saat sürecek işlem için çizmeyi 1 ayda teslim edemeyen, sinirlenip parasını iade isteyen müşteriye iadeyi sadece haftaiçi yapabildiklerini beyan etme gafletinde bulunan ayakkabı mağazası. cümlede geçen müşteri önce nezaket kuralları dahilinde parasını geri istemiş, nezaketle olmayınca önce bağırarak sonra kasadakilere dalarak ardından polis çağırmaya karar vererek 300 ytlsini söke söke geri almıştır. ayakkabı almayı düşünenlere duyurulur.
  • bir ayakkabının tadilatını o ayakkabıyı yapan usta yapar deyip bekleme süresini sempatik hala getirmeye çalışan firma. aldığımız ayakkabının ön dikişleri attı. tadilata göndereceğiz, ayakkabıyı yapan usta yapar biz de tadilatları dediler yedik. ongünde gelir dediler. ongünde bir, her seferinde on gün sonra gelir diyeceklerini söylemediler. üç periyod sonra ayakkabı geldi. dikişleri düzelmiş fakat ayakabının sevgili ustası en görünen yere iki tane derin falçata izi atmış ( zorro gibi isminini yazmaya çalıştığı muhtemel). e be kardeşim hadi o façayı attın kutularken de görmedin mi eşşşek kadar izi. dikkat etmeseydik o çizik önceden vardı sanırım ayağı ile verecekler ayakkabıyı. bu biz de dursun merkezle konuşalım size dönelim dediler. bir gün sonra arayıp değişim yapabiliriz ya da mağazamızdan başka ayakkabı alabilirsiniz ya da hediye çeki veririz sonra kullanırsınız dediler.

    ayakkabının kendi ustası ayakkabıya bunu yaparsa elin adamı napar? ayakkabı dünyası çok bozuldu be sözlük.
  • yaptığınız yapacağınız iş batsın dediğim memleketin en siktiriboktan ayakkabıcısıdır. bir yıldır aynı ayakkabıya bakıyorum, ara ara merak edip mağazaya giriyorum. göz atıyorum ayakkabılara ama mutlaka o beğendiğimi de kontrol ediyorum. yaklaşık bir yıldır 390 lira olan ayakkabı ne alakaysa 900 küsürden 540 liraya düşmüş bugün. ahahaha. şaka mısınız siz? kesinlikle bir daha önünden geçmeyeceğim ve ayakkabı ile muhabbet açılan her yerde papağan gibi bunu anlatacam herkese. bu yaptığınıza şark kurnazlığı denir, esnafa yakışmaz. bir de kurumsal imajı vermiyorlar mı? bırakın bu işleri. siz bu numaralarla mutlaka bir gün batacaksınız.
  • hediye ayakkabı aldık, eşim beğenmedi değişelim dedik çeşit yok, iade edin dedim iade yok, müşteri hizmetlerini aradım 15 gün bağlanamadım, bağlandım iade yok şirket politikası dediler, istanbulda 3 mağaza gezdik ancak bu kadar kötü ürünler olur, 1 yıl geçerli para fiş verelim dediler optimum şubesine gittim bizde para fiş yok dediler, instagramdan yazdım numaramı arayın diye, muhatap alan yok, böyleymiş, lcw iade alıyor ama kemaltanca almıyor, sizin mağazanızdan bir şey alan sizin gibi olsun. işiniz ürünü satana kadar sonra yüzünüze bakmazlar.
    uzak durun,bugün aldığım şubeye gidip karşılığında 1 yıl geçerli para fişi aldım ve e-devletten tüketici hakem heyetine başvurdum bakalım nasıl sonuçlanacak.
  • internet sitesinden kesinlikle alışveriş yapılmaması gereken markamsı.

    internet sitesinden sipariş verdikten beş gün sonra ulaşabildiğim insan kaynakları şu diyalogları yaşadım:

    iki saat sürekli aramadan sonra gençten bir ses nefes nefese cevap veriyor.

    - kemal, kemal tanca...
    +nihayet, kardeşim tlf lara neden cevap vermiyorsunuz.
    -yok abi veriliyor. neydi mesele...
    +mesele şu, paramı aldınız ama halen ben gerçekten ayakkabı aldım mı emin değilim! ne bir mesaj ne bir ileti, nedir yani ne oldu...
    -abi hemen aktarıyorum...

    aktarılan tlf dakikalarca çaldıktan sonra hat düşüyor ve sonrası sağır sessizlik. tekrar hemen arıyorum ısrarla. tlf düşüyor, yine aynı nefes nefese ses. sanırsın sanki kesimhanede hayvanı kesmiş, deriyi beline atmış, plazanın 12 nci katına çıkarmış ve anca tlf ulaşmış.

    -kemal tanca..
    +gerçekten mi?
    -nasıl!?
    +yani gerçekten böyle bir yer var mı, yoksa fake misiniz kardeşim siz. paramı iç mi ettiniz layn?
    -anlamadım beyefendi, nasıl yardımcı olabilirim.
    + canım az önce aktardın, boş çıktı.
    -hıı, hemen aktarıyorum beyefendi.

    yine çalıyor, yeni sağır sessizlik ve yine kopuş.. tekrar arıyorum, ısrarla arıyorum nihayet internet alışveriş departmanı düşüyor.

    tok bir abla sesi:
    - kemal taynca.
    +ablam ben 5 gün önce bir ayakkabı aldım, nedir durumu. gerçekten efendi efendi olayı çözmek istiyorum.
    - sipariş kodunuz.... tımam, adınız... tımam. hımmm,
    +ne oldu abla , ayakkabımı vermiyecek misiniz?
    -havale ile almışsınız?...
    + evet abla..
    -ama hesabımıza düşmemiş
    -nası yani, ben de görünüyor
    +şuraya mail atın dekontu,.. hımm evet mail geldi.. tımamm bakıyoum,

    o hımm aralarında da ablam geniş takılıyor belli. fincan sesi geliyor, kendi tlf açılıyor açıyor. benim duymadığımı sanıyor olsa gerek. oradaki elemanlara laf yetiştiyor..
    araya giriyorum:

    +abla bugün bakacak mısın?
    kısa bir panik gümbürtüsü...
    -ha , beyefendi, inceledik , para hesaba gelmiş. şu an mamül mağazalardan araştırılıyor, tedarik edilip 10 gün içinde gönderilmesi muhtemel.
    + ablam ne diyorsun ne tedariği ne on günü, iyi misin?
    - ne yazık ki çok yoğunluk var ve tedarik uzun sürebilir...,
    kapattım inanmadım, sonraki günlerde de her aradığımda kargo tarihi teslim tarihi deişip durdu, bu arada da iki defa da havale teyidi yaptılar. nihayetinde siparişin onuncu gününde mesaj geldi, kargoya verildi diye. kargo da tam bir hafta sonrasına teslim tarihi veriyor.
    sonuçta kaliteli ayakkabı alalım diye çıktığımı yolda, kargodan hıyar çıkarsa çokta şaşırmayacağım bir ruh haline geldim. tşkler kemal tanca!

    edit: hıyar gönderseler şaşırmayacam dedmiştim! hıyar göndermiyerek beni şaşırttılar ama tam bir hıyarlık yaparak. bugün kargo gelmiş açtık heyecanla... o da ne facia.. kahverengi bot istemişim, siyah göndermişler. neyse dedim en azından model doğru. bir daha baktım o da ne 40 numara istemişim 45 numara( bildiğin çocuk mezarı) göndermişler. diğer ayakkabının da numarası yanlış...
    ya arkadaş sipariş belli, numarası belli nasıl karışır. ne karışması amma da iyi niyetliyim. bunlar bulamadı ürünü , zaten habire mağazalardan tedarik felan diyordu müşteri hizmetleri... bulamadılar boş gitmesin çocuk mezarını kuyula gitsin. zaman kazan, oyala, mecbur et... s.kyim tıraş markanızı. aradım müşteri hizmetlerini adam bir kod verdi bununla geri gönder çözecez dedi. ama içime sinmedi. başka bir yol dedim, şurda şube var oraya git değişelim dedi. bu da aklıma yatmadı. çünkü hiçbir şekilde güvenim kalmadı bu dandik markamsıya. kendi parasıyla rezil olanlara, beni de ekleyin layn. allah rızası için, bir akıl verecek varsa yeşillendirsin.

    tamamlayıcı edit: nasıl sıkılmışsam yarım bırakmışım mevzuyu tamamlıyım da merak edenler şişmesin.

    umutsuz bir halde aldım gelen ayakkabıları şehirde yeni açılan mağazaya yollandım. bir saatte yol sürüyor bu arada. vardım mağazaya, yeni açılmışlar içerisi dolu müşteri. sanırsın bedava dağıtıyorlar pzenvkler. dünya para... dikkat ettim çoğu iran'lı turistler. neyse, yanaştım kasaya mevzuyu anlatmaya çalıştım. bir abla geldi. ona da anlattım, o da başka birini çağırdı. adam baştan savma işkembeden salvolarla beni tükkandan savmaya çalıştı. kısık ve müşfik ama s.kici bir ses tonuyla. ben hemen sesimi yükselterek nasıl bir marka olduklarından, müşteri memnuniyetsizliğinden, haktan hukuktan söze girince, abi beni tanıdı:)* anladı beni. şöyle yapalım dedi.
    -senin dediğin ayakkabının numarası biz de yok. ama dükkana bak emsal değerde bir şey beğenirsen. değişelim.
    +ha şöyle, bana böyle gelin yaw..
    -çay içer misin ?
    +iste gelsin...
    çayımı içerken dükkanda baya arandım, iranlı'ların çekirge sürüsü gibi mağazaları talan ettiklerini orada yaşadım. zira bize pek bir şey bırakmamışlardı. en nihayetinde ayağımıza vurmayanından iki çift ayakkabı buldum. el sıkışıp tükkandan ayrıldık.

    sonuç: bu markamsıya yanaşmayın. ha kanın kaynadı, internetten bulaşmayın. ha internetten istedin o zaman kılıç kalkanını hazır et.
  • etiketinde 900 küsür lira yazan ayakkabıyı indirim ayağına 380 liraya satmaya çalışıyorlar. bu nasıl bir ticarettir. ne biçim indirimdir, nasıl bir kar oranınıdır. ne tür bir adam sikmektir amk.
hesabın var mı? giriş yap