• klasik gitarda akdeniz akşamlarını bile çalamayacak kadar gitar yeteneksizi olan kendimin, çalacak enstrüman arayışımda bulduğum canım aktivitem. gitarcı gençliğin gazıyla her gitar çalan arkadaşım gel sana şunu öğretelim dedi ama niyeyse gerekli bilek ve parmak hareketlerini bir türlü beceremedim. salak mıyım ben ya niye çalamıyorum bunu derken, çalabileceğim bir enstrümana yönelmeye karar verdim. o da piyano oldu, sonuçta tuşlara basıyorsun bilekle falan bir ilgisi yok diyordum. ama tabi ki ne kadar zor bir enstrüman olduğu ortada piyanonun.
    sonrasında bir gün piyano dersimi beklerken, yan tarafta başka birinin aldığı keman seslerini duydum. garrçççccıııyyytt gibi tahammül edilemez seslerdi bunlar. sonradan keman hocasıyla konuşurken, hocam dedim bunlara iyi sabrediyorsunuz cidden ne kötü sesler çıkıyor öyle. o da bana evet dedi şu yay çekme mevzuunu bile aşamıyoruz bazen bir ay yay çektiğimiz oluyor. merak edince ben böyle hoca elime bir keman verdi bir de sen dene diye. aşağı yukarı bir tur çektim hocanın dediği gibi düz tutarak. tamam oldu dedi hoca notaların yerini gösterdi, önüme bir nota sehpası koydu ve çalmaya başladım. o gün bu gündür 7 senedir keman çalıyorum.
  • kesinlikle çok rahatlatıcı olan aktivite. sinirliyken, coşkuluyken, mutluyken, üzgünken... ruh haliniz neyse öyle duyarsınız çıkan sesleri de. yayın kemanın üzerinde kayıp o büyülü sesleri çıkarması büyüler insanı. ilk başta hevesle güzel güzel parçalar çalmak istersiniz ama yalnızca kemanı düzgün tutmaya çalışmakla geçer zamanınız ve daha dün annemizin'den öteye gidemezsiniz. zaman geçtikçe anlam kazanır, anlam kazandıkça çoşarsınız, çoştukça çalarsınız.
  • inanılmaz zor bir uğraş. 1.5 yıldır deniyorum. inşaat işçisi gibi belim, boynum, kolum kısacası her yerim ağrıyor. şüphesiz yetenek olmalı insanda o vakit daha kolay olur. gel gelelim bende yetenek yok ama bu dünyadan bir enstrüman çalmadan da göçmek istemiyorum.
  • bunu yapan erkeklerin kadınlara çekici geldiği söylenir. fantezi unsuru olduğu, çok seksi geldiği vs. inanmayın bunlara. sahnede de birkaç kez çalmış biri olarak söyleyebilirim ki keman çalarken sahneye iç çamaşırı atıldığını, izleyen kadınların üstlerini başlarını yırttığını hiç görmedim. ekmek yemek istiyorsanız -sahilde- gitar çalmaya devam. akdenizz akşamlarığğğğğ....
  • sanırım sahip olduğum tek hayal, düşüncesinin içimi kıpır kıpır ettiği tek şey. kendime ne kadar inanmadığımın ve güvenmediğim en büyük kanıtı. kalpte bir yara.
  • elime aldığım her enstrümandan bişeyler çalabilen biri olarak başaramadığım eylem.gitar , kanun , ud , cümbüş , klarnet ve şu an aklıma gelmeyen bazı enstrümanlardan bir iki uğraşmayla basit bir parçayı çalabilmeye rağmen , keman enstrümanından günlerce uğraşmama rağmen dinlenebilir tarzda hiç bir şey çalamadım.en sonunda babam ''yeter kaç gündür gıy gıy siktin kafamızı'' dedi de bıraktım mereti.
  • arşeyi tuttuğunuz elin başparmağına elveda demenizi gerektirir. bide her pratikten sonra reçine tozlarının yarattığı yapış yapışlık hissi notaları bastığınız parmaklarınıza nüfuz eder. saatlerce ayakta durmaktan bacaklarınız katılaşır, keman tutmak ve arşe çekmekten kollarınız iflas eder, yastık kullanmıyorsanız çenenizde de tarifsiz acılar hissedebilirsiniz. ha bir de derslerde yediğiniz tokattan sonra evde pratik yapmıyorsanız yine dayak yiyeceğinizi bile bile kavgaya gider gibi olursunuz. evde pratik lazım. irade lazım, çalmaya inanmak lazım. herkes çalamaz, ancak kişinin çalamamasının sebebi eğer aşırı kazma değilse pratik yapmadığındandır, çok çalışarak herkes keman çalabilir, ancak herkes virtüöz olamaz tabii ki.
  • tüm müzik enstrümanlarında olduğu gibi oldukça zor olan bir eylem. en zoru denmese de, ilk beşe girer kesin.
    önce gönül verme, arzu, istek gerektirir. sonra sırasıyla ya da karışık olsun, kim sıra şudur diyebilir ki, emek, sabır, sebat, bol bol pratik, bol bol çaba, sonra yine sabır, sebat. sabır, sebat. sabır sebat...
    diğer enstrümanlara göre en zor tarafı, en basit bir parçayı bile adam gibi çalabilmek için en az 4-5 ay geçmesi gerekir. çünkü öncesinde, duruş, tutuş, yay çekme, parmak basma gibi bir sürü olmazsa olmaz ama başlarda müzik, ses dinleti açısından hiç bir işe yaramaz eylemleri becermeniz gerekir.

    aylar sonra ilk kez twinkle twinkle little star (daha dün annemizin) adlı mozart'ın 5 yaşında bestelediği eseri çaldığınızda vay be dersiniz. herifçioğlunun 5 yaşında bestelediği eseri ben bilmem kaç yaşımda kafa göz yararak ancak çalabiliyorum ya, eh yuh dersiniz. güzel bir enstantane olur, gülersiniz, ama için için de vay be oluyormuş diyerek daha bir hevesle devam edersiniz. tam vazgeçip, acaba piyano mu denesem diye aranırken (halbuki piyano bin beter zordur) devam dersiniz.

    keman çalmak bir dağa, ama öyle böyle bir dağ değil; evereste, k2'ye tırmanmak gibidir, şu tepenin ardı zirve dersiniz, aşınca yeni bir tepe çıkar karşınıza. öyle zirveye hop oturmak kolay değildir. deneyen her 100 kişiden büyük bir çoğunluğu havlu atmıştır sarp yamaçların eteklerinde.
    ama asla olmaz dememek gerek, neticede en çıkılmaz denen zirvelere çıkan bir sürü insan var. neden biri de siz olmayasınız. neticede keman çalarken, dağa çıkmak gibi ucunda ölüm yok ya. bu da bir avantaj.

    bundan zoru yok demeyin, ney üflemeyi deneyin. püffft den başka ses çıkarana helal olsun diyorlar. ud, tambur bunlar da perdesiz, kolay tıngırdamıyorlar yani. piyano çok kolay gibi görünse de, değildir. iki parmak daktilo yazmakla 10 parmak daktilo arasındaki fark piyanoda da aynen vardır. diğer enstrümanlar tek anahtarla çalınırken, piyano da hem sol anahtarı hem fa anahtarı kullanılır ki, aman aman bir şeydir. beyninizi ikiye bölüp, her yarım küreyi ayrı ayrı kullanmayı gerektirir. piyanoyu beceren her boku becerir.
    keman iyidir, nazdır. çok ince, zarif ve de nazik bir sazdır. çalabilenler (ne yazık ki) çok azdır.
  • zor çok zor öyle böyle değil hayvani zor olan eylem.

    --- spoiler ---

    ilk izlenimler;
    sol omzum, boynumun solu, sol kolum, elim ve bacaklarım kısmi felç geçirdi diyebilirim. hissetmiyorum.
    yeni kemanların allah belasını versin ciyak ciyak ciyaklıyor öküz. hocanın kemanını çalmama ramak kaldı. sürekli elimde reçine çamaşır çitileyen anneler gibi hırslı şekilde yayı reçineleyip duruyorum yabış yabış her yerim lan. uçuşan reçine tozları da boğazıma yapışıyor parçanın ortasında, öksürük ve göz yaşları içinde keman çalıyorum :/

    şaka bir yana ruhuma nasıl güzel geliyor. öyle de şanslıyım ki herhalde gelmiş geçmiş en iyi abdalın öğrencisiyim. adam melek lan melek. neşet ertaş'ı anımsatıyor bana. nasıl merhametli sabırlı. o öyle yaklaştıkça bana ben daha şevkle çabalıyorum. ben çabaladıkça ortaya bir şeyler çıkıyor, ortaya bir şeyler çıkardıkça hocam inanılmaz mutlu oluyor. ilk parçamı çıkardım bile üstelik de o kadar kısa bir süre ki bu inanamazsınız.

    evet cidden zor, bir çok enstrüman önerdiler ama büyülenmiş gibi keman öğreneceğim diye tutturdum pişman da değilim. 24 yaşındayım ilk kez bir enstrüman çalıyorum çok zorlanıyorum ama yapıyorum. sabırlı, çabayla oluyor. hem de öyle güzel oluyor kii...

    diyeceğim o ki varsa cidden hevesiniz başlayın gitsin. ama pek de çekmiyorsa içiniz hiç zaman kaybetmeyin. denemeyin bile.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap