• kana verilen radyoaktif maddenin hasta olan kemikler tarafından tutulumunu tespit eden test...
  • radyoaktif kemik ajanlarının damar yoluyla vücuda verilişinden sonra yapılan görüntülemedir. kemik metabolizmasının artmış veya azalmış olduğu yerlerde radyoaktif ajan tutuluşunun değiştiği izlenir. kemiğin enfeksiyon, kırık ve spor yaralanmaları, tümör ve benzeri hastalıklarında kullanılan bir yöntemdir.

    testin uygulanışı sırasında önce kemikte tutulma özelliği gösteren bir radyoaktif ajan damar yoluyla vücuda enjekte edilir. verilen radyoaktif madde tüm iskelet sisteminde tutulduğunda* tüm vücuttan görüntüler alınır. özel bir çekim ** uygulanmadığı takdirde çekim süresi 20-40 dakika kadardır. filmlerin kaliteli olması için çekim sırasında mümkün olduğunca kıpırdanmaması önemlidir. kemik sintigrafisi eğer 3 fazlı yapılacaksa enjeksiyon kamera altında yapılır ve dinamik görüntüler alınır.
  • verilen radyoaktif maddenin (bkz: osteoblast) tarafından tutulması ilkesine dayanır. sonra bu hücreler tuttuğu radyoaktif maddeyi ışır. siz de gamma kamerayla sayarsınız. yani bir inflamasyon,tumor vs olması gerekir. aradığınız hastalıkta artmış bir osteoblast aktivitesi yoksa işe yaramaz. litik kemik lezyonları böyledir. tümor vardır ama osteoblast aktivitesi artmamıştır. bunları da (bkz: pet ct) ile görürsünüz. ya da en basiti bazen kemik survey ile. yani 4 ekstremiteye ve kafatasına x-ray görüntüleme ile.
    dexa bazen sintigrafi ile karıştırılabilir.ancak dexa da yine x-ray beamler kullanır gama ışıması değil.
  • uzun süredir geçmeyen göğüs ağrısı şikâyeti için gittiğim doktorun en son çâre olarak gönderdiği bir tür film çeşidi. en son çare diyorum çünkü epey bir radyasyona maruz kalıyorsunuz. bir insanın bir yılda doğadan aldığı radyasyon 2,4 msv iken bu filmle birden 4,5 msv radyasyon vücudunuza giriyor.

    sizi özel bir odaya enjeksiyon odasına götürüyorlar önce, sonra önlüklü ve eldivenli, elinde metalden bir kutu taşıyan görevli kutunun içerisindeki sıvıyı hemşireye veriyor ve hemşire de iğneyi size yapıyor. zaten o önlüklü dayıyı görünce iyice bir geriliyorsunuz nasıl bir yerdeyim lan ben diye. ben ayağa kalkıp ''gidiyom ben ya yaptırmayacam'' dedim o derece gerilmiştim, neyse ki hemşire ikna etti. iğneyi vurulduktan sonra enjeksiyonlu hasta bekleme salonunda elinizdeki 1,5 litre suyu içerek ve bol bol sadece o odadakilerin kullanabileceği özel tuvaletlerde işinizi görerek geçiriyorsunuz. bunun sebebi de verilen maddelerin kemiklerde tutulması ve radyoaktif maddenin vücuttan atılmasını hızlandırmak sanırım. ben o kadar gerilmiş ve pişman olmuştum ki filmi çektireceğim için; ne gerek vardı o kadar radyasyona maruz kalmaya diye yerimde oturamıyordum. aradan iki üç saat geçtikten sonra sizi film çekilen odaya alıyorlar. yatak gibi bir yere uzanıyorsunuz. bir alet gelip neredeyse burnunuza sıfır duruyor, sonra kafadan başlayıp ayaklara kadar yavaş yavaş ilerleyip verilen maddenin kemiklerdeki tutulumunu görüntüye aktarıyor. bu işlem bende on yedi dakika sürdü, sanırım genel olarak da bu civarlarda sürüyor. film çekildikten sonra da takribi on dakika daha bekleme odasında duruyorsunuz. bunun nedeni de sanırım radyolog doktorun, radyoloji teknisyeninden bir film daha istemesi ihtimalinden kaynaklanıyor. eğer film çekilen kişi çekim esnasında biraz hareket ederse doktor bir film daha isteyebiliyor.

    benim gerilmemin sebebi çıkacak sonuç değil de yediğim radyasyondu. yirmi dört saat boyunca odanızdan çıkmıyorsunuz, çocuklara yaklaşmıyorsunuz, kalabalık ortamlara girmemeye çalışıyorsunuz, sifonu iki kez çekiyorsunuz vs. kısacası nükleer atık gibi geziyorsunuz bir gün boyunca ve bol sıvı tüketiyorsunuz. hatta bekleme odasından uzaklaştığınızda gideceğiniz en dip noktada geiger sayacı kulak tırmalayan melodisiyle tüm personeli başınıza toplayabiliyor. neyse ki film sonucu temiz çıktı. en azından kemiklerde bir aksi durum yok. öncesindeki pişmanlığın yerini ''iyi ki yaptırmışım kafam rahatladı'' duygusu aldı. maruz kalınan radyasyon için de doktor ''o kadar panik endişe yapma elbette radyasyon zararlıdır ama sana aşırı bir zararı olmaz'' diyerek biraz beni rahatlattı, ya da benim rahatlamaya ihtiyacım vardı bilemiyorum. zaten iki gün sonra film sonucunu almaya gittiğimde geiger sayacının önünden bilerek tekrar geçtim ve 0,3 gibi bir değer gösterdi, neredeyse tamamı atılmıştı yani vücuttan. ağrı ise hâlâ devam ediyor, özellikle sabahları sanki göğüs kafesimde bir ağırlıkla kalkıyormuş gibi oluyorum akşam yatana kadar azalıyor ama nedense tam geçmiyor. tahliller, filmler her şey normal. sintigrafi dahi çektirdik işte. edindiğim bilgilere göre mide problemleri de göğüs ağrısı yapabiliyormuş, ama midede ne yanma ne ekşime ne de başka bir sorun var. şunun etkisini atlattıktan sonra bir yerlerim yerse bir de endoskopi yaptırırım belki. ya da ben hastalık hastası mı oldum anasını satim ne oldum anlamadım ki...
  • diz mr sonucunda kemik iliğinde bozulmalar görülmesi üzerine istenen tetkik..

    3 4 saat bekleyeceksiniz o olacak sonrasında bu bu yasak dendi. benim asıl merak ettiğim şey evde iki kedi var. benim onları da düşünmem lazım. sanırım tetkikten sonra 24 saat tecritte olacağım..

    bu verilen radyasyon ne kadar sürede atılır, işlem nedir ne olacak ne zaman sonuç çıkar bilen eden var mı? ilk kez yapılacak serde anksiyete de olunca gereksiz kaygılar oluyor
  • radyasyon güvenliği yönetmeliğine göre radyasyon görevlileri için ardışık 5 yılın ortalaması 20 milisievert'i, bir yılda da 50 msv'i geçmeyen dozlar güvenli kabul edilmiş. tabii günlük hayatımızda düşük dozlarda pek çok kaynaktan radyasyona maruz kalıyoruz. sadece güneş başlı başına bir radyasyon kaynağı örneğin. sonra uçuş yaptığımızda normalden daha fazla radyasyona maruz kalıyoruz. bütün bu ufak radyasyonlar hesaba katılarak yıllık kümülatif olarak hesaplanmalı. "bu sene bir sintigrafi çektirdim iki de tomografi toplamı 18 etti, oh güvendeyim" değil yani.

    ikinci olarak sintigrafide teknesyum-99m ve iyot-123 kullanılıyormuş fakat tiroid taraması da yapılıyor mesela hangi yöntemde hangi izotop kullanılıyor, bir ayrım var mı bilmiyorum. teknesyum-99m'nin yarılanma ömrü 6 saat, iyot-123'ün 13 saat.

    vücuttan hangi hızla atıldıklarınıysa bilmiyorum.

    şimdi esas söylemek istediğim şu, yukarıda bir arkadaş yazmış 4.5 msv radyasyon alınıyor diye. o facebook sayfasını ben de gördüm. birincisi alınan izotopa ve miktarına, ikincisi izotopun vücutta kaldığı süreye bağlı olarak maruz kalınan radyasyon miktarı değişir. net tek bir rakam ortaya koymanın o kadar basit olmadığını, hatta mümkün olmadığını düşünüyorum. araştırıp daha detaylı bilgiye ulaşabilirsem yazarım.
  • haftaya bir aksilik olmaz ise çekileceğim şey.
    "damarınıza intravenöz kateter yerleştirilir ve damar içine radyofarmasötikler enjekte edilir." deniyor peki nedir bu radyofarmasötikler, vücudumuza zararı nedir diye araştırdığımda;
    --- spoiler ---

    nükleer tıpta kullanılan radyofarmasötikler, laboratuvarda insan vücuduna verilmek
    amacıyla özel olarak üretilmiş, düşük radyasyonlu, kısa ömürlü ve vücutta birikim yapmayan
    radyoaktif maddelerdir. radyoaktif ilaç fiziksel olarak kendiliğinden yarılanarak azaldığı gibi,
    idrarla, terle ve bağırsaklar aracılığıyla da vücuttan atılmaktadır.
    nükleer tıpta kullanılan radyoaktif ilaçların yan etkisi ve alerjik etkileri yoktur. bu
    maddeler her yaştaki hastada ve çocuklarda, yaşa ve kiloya göre değişen dozlarda güvenle
    kullanılabilmektedir.
    nükleer tıp uygulamalarında hasta çok düşük düzeyde radyasyon almaktadır. bu
    düzey hepimizin sık sık yaptırdığı tomografi görüntülemelerinde alınandan daha düşüktür.
    altmış yılı aşkın süredir yapılan çalışmalarda, nükleer tıp uygulamalarından kaynaklanan
    geçici veya kalıcı radyasyon hasarı saptanmamıştır.
    --- spoiler ---
    kaynak: https://www.ktu.edu.tr/…syalar/nukleertip_cdd00.pdf
  • osteoblastik aktiviteyi göstermekte kullanılır. osteolitik lezyonlarla karakterize olan multipl myelom tanısında ise sintigrafi kullanılmamaktadır.
  • mr'da kemik metastazi lenfoma süphesi cikti, sonra bilgisayarli tomografide hersey tertemiz cikti. simdi doktor kemik sintigrafisi ile tam bakalim emin olalim diyor. 1 hafta icinde aldigim radyoaktivite cok olmayacak mi arkadas. yok mu doktor olan buralarda. emin olmak icin kemik sintigrafisi yapmam gerekir mi acaba :( yoksa bilgisayarli tomografide hersey belli olmuyor mu dedigim baslik. kanser olmasam bile , bu makine ve taramalardan kanser olacagim yoksa.
hesabın var mı? giriş yap