• yaratıcısı ve senaristi giancarlo berardi muazzam bir öykü anlatıcısıdır. 98 sayfalık bir maceraya bir tuğla roman kadar yoğunluk katmayı bilmiş, çizgi romanın bulanık, abartılı havasını kaybetmeden hem sinemaya hem de edebiyata göz kırpmış, her okunduğunda, sevilen bir kitap okununca hissedilen boşluk duygusunu, havada süzülerek uçmayı yaşatmış bana kendisini övecek sıfat bırakmamıştır.

    --- spoiler ---
    tay yayınları zamanında basılan 21 numaralı apaçi adlı macerası arizona’da yok olmama savaşı veren apaçiler ile beyazların gerilimi ile başlar. yerlerinden kovulan apaçiler iki kola ayrılıp dağlık araziye yönelirler. birinci kol olan yaşlı ve çocuklar dağlık bölgedeki kayalık bir oyuğa saklanırken ikinci kol olan savaşçılar başka bir yoldan ilerlerler.

    apaçilerin takibini apaçilerin düşmanı olan diğer kabile yerlileri yapar. aslında hem düşmanlarını hem de kendileri gibi kızılderilileri yok ediyorlardır. bu şekilde daha en baştan vurgulanır gerçek düşmanın seni en iyi bilenin ve hatta kendin olduğu. bu tema tüm hikaye boyunca çeşitli göndermelerle beslenir ve nefaset finalle yazar son noktayı koyacaktır. (devam edelim)

    ilerleyen macera ile birlikte, orduyla hareket eden bir fotoğrafçı öldürülen, kamplarda yaşamaya mahkum kızılderilileri fotoğraflayarak belgelemektedir. çektiği her fotoğraf gerçek fotoğraflarla resmedilir çizgiromanda. hikaye pis bir gerçekçiliğe bürünür. macera ile belgesel havası muazzam bir şekilde yedirilmiştir hikayeye.

    hikaye aynı zamanda iki, üç koldan ilerlemekte ve belirli karelerdeki sinemotografik dönüşlerle aynı anda tüm olayları resmetmektedir.

    ordu, yaşlı ve çocuk apaçiler kolunu sığındığı yerde kıstırır. oradan çıkmaları için yaylım ateşiyle saklandıkları kayalıklara ateş ederler. topluluğun yaşlı ve çocuklardan müteşekkil olduklarını bilmiyorlardır. amaçları öldürmek olmasa da vahşi apaçilere karşı tedbirlidirler. riske girmeden ateş edip dururlar.

    bu sırada (bir kare sonrası) apaçilerin savaşçılardan oluşan diğer kolunun başındaki şef chato, chato'nun çocukluk arkadaşı dash ile görüşüyordur. kahramanımız ken parker, dash'ın arkadaşı olarak olaylara tanık olur. chato dash'a güvenir ve halkının kaderini düşünerek barış yapar.

    bir kare sonra yaşlılar ve çocukların olduğu gruba dönülür. silah sesleri kesilip baktıklarında yaşlı ve cocuklardan oluşan apaçilerin zaten kaçacak yeri olmadığını, küçük bir kuyu gibi olan kaya oyuğuna sindiklerini, kayanın tavanından seken kurşunlarla hepsinin öldüğünü görürler. üzülürler ama artık çok geçtir.

    halkının yaşaması için savaşçılık onurunu çiğneyen ve geri çekilmeyi kabul eden apaçi şefi ve aynı anda halkının yaylım ateşiyle yok olması yan yana iki karede verilir. boğazınız düğümlenir.

    bir süre sonra, chato halkının yok edildiğini duyup bireysel olarak terör estirmeye başlar. önüne gelen herkesi, askerini, çiftçisini, çocuğunu, yaşlısını katleder. ordu şef chato'nun peşindedir. bir arazide onu kıstırırlar ancak yakalayamamışlardır. eski arkadaşı tecrübeli dash ve yanında ken parker çağrılır. dash beyazların tüm sözlerinin yalan olduğunu bilmesine rağmen, şef chato'yu kurtarabilmek için ona yaklaşır. tekrar barış önerir.

    şef chato , dash’ı , yani beyazlardan tek güvendiği, gençliğinden beri tanıdığı, içtikleri su ayrı gitmeyen, (aynı zamanda ken parker'ın da dostu olan) dash’ı, “artık barış imkansız eğer halkım ölecekse savaşarak ölmeli, ama senin dostluğun beni aciz kılıyor” diyerek vurur ve kaçar. giderken ken parker'a. "düşmanı öldürmek kolaydır ancak bir dostu öldürmek yürek ister , artık barış yok" der.

    yazar "düşman gerçekte kim?" diye tekrar sormaktadır.

    takip başlar. ken parker da işin içindedir artık. bir yandan chato’ya, yaptıkları için hak vermekle birlikte, daha fazla kişiyi öldürmemesi için onu durdurmak zorundadır.

    fotoğrafçı gerçekleri resmetmeye devam etmektedir. yok olan, sefaletin pençesinde bir halk gerçek fotoğraflarla maceraya yedirilir.

    bu sırada chato’yu takip eden küçük bir kızılderili çıkar meydana. chato’ya hayrandır, onun gibi olmak, bir avuç kalan halkı gibi kamplarda sefalet içinde yaşamak yerine isyan etmek istemektedir. chato küçük kızılderiliyi defalarca dövmesine, ona “beni takip etme, benim yolum ölüm yolu” demesine rağmen küçük kızılderili onu bırakmaz ve gizli gizli onu takip eder. akabinde, bir çiftlikteki tüm beyazları öldüren chato bir anlık dalgınlıkla bir beyaz tarafında sırtından vurulmak üzereyken bu ufaklığın oku ile kurtulur. artık birlikte yol almaya başlarlar.

    korkusuz ve büyük bir savaşçı olup halkını yok edenleri öldürmeye and içmiş küçük kızılderili, ölümlerden yorulmuş, eşini ve cocuklarını kaybetmiş chato ile muhabbet ederek at üstünde yol almaya devam ederler. chato, her biri siyah beyaz kartpostallara yazılacak sözler eder. atlarından birinin eyerinin altına diken koyarak onu ve peşlerindeki beyazları yanıltıp sınıra gönderirler. kendileri amansız çöle girmektedir. ancak ken parker izlerden onların çöle gittiklerini anlar ve takibe devam eder.

    sadede geleyim. çölde sadece chato ve dash'ın bildiği bir su kaynağında konaklarlar. chato “burasını en yakın dostumla bulmuştum ve onu öldürdüm” derken ken parker gelir. "dash benim de dostumdu" diyerek birbirlerine girerler. küçük kızılderili hemen sıvışıp ok ve yayını hazır eder, nişan alır ve gerer. ok chato'nun sırtına saplanır. chato ölmeden önce döner ve “sen” diyebilir sadece. küçük kızılderili "evet ben, aravaipa kabilesinden tah-pa nın oğluyum, intikamımın bir soluk yüzlü tarafından engellenmesine izin veremezdim" der son karede.

    yerde ölü olarak yatan chato, omuzları düşmüş ken parker ve küçük kızılderilinin bembeyaz bir arka planda çizildiği karede biter macera. herkes haklıdır. düşman kimdir?
    --- spoiler ---

    (bkz: hayatın anlaşılır olması)
  • --- spoiler ---

    yargı adlı sayısından bir bölüm :

    kasaba meydanında toplanan kalabalık halk toplulugu bir idamı izlemektedir. ve cellat sandalyeye tekmeyi vurarak işlemi bitirir. yakında bi yerlerde:

    adam: duydunuz mu? gitti !
    ken parker : tatmin olmuşsunuzdur şimdi...
    adam: hak ettiği cezayı buldu.yoksa siz memnun olmadınız mı?
    ken parker : adaletin intikamdan farklı bir şey olması gerekir!
    adam: o cani, adil bir mahkemede yargılandı ve adil bir cezaya çarptırıldı!
    ken parker : belki bugun kentin yarısı,elleri ve ayakları bağlı bir çocuğun öldürülmesini seyretmek için meydanda buluştu...böyle bir şeyi yapmaya midesi olan insanların, katil de olsa hiç kimseyi yargılamaya hakkı yoktur.

    --- spoiler ---
  • robert redford'un başrolünde olduğu 1972 yapımı jeremiah johnson filminden ilham alınarak giancarlo berardi ve ivo milazzo tarafından oluşturulan ken parker, sadece fumettiler içerisinde değil bütün bir çizgi roman edebiyatında farklı bir noktada durmaktadır.

    burada bahsini ettiğim farklılık durumu; ana karakterinin bir anti-kahraman olması değil. bu daha önce çok kez işlenmiş bir nokta. asıl bahsettiğim; bütün bir çizgi roman mitinde ana karakter ele alınırken ne kadar insani boyutuyla ele alnırsa alınsın mutlaka ona normal bir bireyin ötesinde daha ulvi daha insanüstü özellikler katılarak işlenmişlerdir.

    ken parker'da ise bu durum tam tersi bir şekilde işler. o bulunduğu noktada şartlar ne el verirse kendi insani kimliği ve duruşundan bir şey kaybetmeden olayın akışında hareket eder. buna en güzel örnek; 13. kitap sıcak şehir macerasında ken hırsızlık yapıyorsa bunun tek sebebi pat'e zarar gelmemesi içindir.

    çizgi roman koleksiyonumu hep iyi eserlerden oluşturmaya çalışıyorum. sin city serisi, türkçe olarak basılmış olan alan moore kitapları, zamanında arka bahçe'den çıkan batman'ler, miller'in daredevil'ı, serpieri'nin druuna'sı gibi.

    ken parker ise grafik roman haricinde bir çizgi roman serisi olarak okuduğum tek karakter. her çizgi roman okurunun uzun tüfek isimli ilk macerasından başlamasını tavsiye ettiğim eşsiz bir karakter.
  • 1977'de italya'da yayınlanmaya başlayan ken parker, yazar berardi ve çizer milazzo tarafından yaratılmış. sydney pollack'ın yönettiği jeremaiah johnson filminden esinlenerek tasarlanan ken parker yüzünü filmin başrol oyuncusu robert redford'tan almış.
    ken parker, diğer çizgi roman kahramanlarından farklıdır; bir anlamda anti kahramandır. maceranın sonunda her zaman kazanmaz, dayak yer, cinayetle suçlanır. duyguları, zaafları olan, güçsüz düşebilen, yenilebilen bir insandır. yalnız gezer, çantasında her zaman bir kitap taşır. kadınlara karşı zaafı yoktur, ama bir çok çizgi roman kahramanı gibi cinsellikten arınmış ya da aseksüel bir tip de değildir. aşık da olur, ilişkiye de girer.
    maceraların diğer karakterleri de ne çok iyi ne de çok kötüdürler, sadece gerçekte olmaları gerektiği gibidirler. bu yüzden gerçekçi bir çizgi romandır ken parker. maceralar ken parker'ın üzerine kurulu değildir. bazen maceranın ortalarına kadar ona rastlayamayız.
    çizgilerde görsellik ve sinematografi ön planda tutulmuştur. öyküler klasik western formundan uzaktır. edebi bir anlatım tarzı vardır.
  • boston isimli macerası sıradışı biçimde komik ve eğlenceli olan kahraman.
  • turkiye'de ilk kez hasal yayınlarından 1981 yılında 6 sayı olarak pistolero dergisi içeriğinde dolgu malzemesi olarak yayınlanmıştı.
    1982 yılında tay yayınları tarafından alaska adı ile yayınlanmaya başlandı. tay yayınları'ndan 3 seri halinde çıktı; ilk seri 40 albüm yayınlandı fakat ilk sayı da iki albüm ( beyaz balina ve beyaz topraklar) bir arada yayınlandı. ikinci seri 15 sayı yayınlandı ve tekrarlarda bulunmaktaydı. 3. seri sadece 5 sayı yayınlandı. tay yayınları italya'dan iki eksik ile toplam 57 ken parker albümünü kronoloji ve orjinal format gözetmeden yayınladı.
    2000 yılında ithaki yayınları ilk kez büyük boy albüm formatında 1 sayı ken parker yayınladı.
    2000 yılında aksoy yayıncılık 4 sayı ken parker albümü yayınladı.
    2000 yılının yaz aylarında ken parker türkiye'de ilk kez kronolojik olarak ve orjinal formatı bozulmadan parantez yayınları tarafından hakan şaşmaz editörlüğünde yayınlanmaya başlandı. bu kez ken parker'ın türkiye macerası sadece 12 sayı sürecekti.
    2002 yılında hakan şaşmaz ve arkadaşlarının kurduğu rodeo kitap tarafından parantez yayınlarının kaldığı yerden ve numara sırası takip edilerek 13. sayıdan yayınlamaya başladı.

    hastasıydık karizmasının zamanında*
  • ya da alaska. milazzo ve berardi' nin robert redfort'un tipini, daha spesifik olarak jeremiah johnson filmindeki karakterini örnek alarak yarattıkları tamamen sıradışı western kahramanı. atının terkisinde kitapları olan, uzun tüfekli, sarışın ve narin adam. siyah beyaz bir çizgi romanın siyah beyaz olmayan anti-kahramanı.
  • kitap okuyan, hatta yazı yazan, duygusal ve orijinal bir karakterdir ken parker. size diğer çizgi romanların sunduğu gibi abartılı "sahte kahramanlık öyküleri" sunmaz. halk kahramanı değildir. hatta hayattaki tek amacı beladan uzak durmaktır. yine de, bir şekilde kendini belanın içinde bulduğu zaman da altta kalmaz. şiddet yanlısı olmasa da gerektiğinde şiddet uygulamaktan kaçınmaz. her kahramanın mutlaka sahip olduğu ve yalnızlığını paylaştığı bir atı yoktur. bu "at" olgusunun yerini, ken parker'de biricik kankası kentucky marka tüfeği alır. bu tüfek, ken parker'in kişiliğini çok iyi yansıtır çünkü sadece koruma amaçlı bir silahtır.

    ken paker'in en sevdiğim yönü, gerçekçiliği ve normalliğiyle çizgi roman dünyasında edindiği ayrıcalıklı yerdir. alabildiğine normal bir adamdır. bunu kendi sözleriyle şu şekilde ifade eder: "bu hikaye de gerektiği gibi bitti bir tarafta kazananlar diğer tarafta da kaybedenler oldu.ama işin acı yanı ben ne bu taraftan ne de diğer taraftanım". hikayelerinde mizahi yönünün öne çıktığını da söyleyebiliriz. okurken bunlara absürd çizgi romanlar gibi değil de, edebi eserler gibi yaklaştığımız takdirde maksimum keyif alırız.

    yaratıcılarından ivo milazzo şöyle tanımlıyor onu:
    "ken parker 1800'lerde yaşamış herhangi biri, iyi ve kötü yanları ile. derin bir başkalaşım sürecindeki bir toplumun içinde yaşıyor. öyleyse ken biraz da, bizim içimizdeki '68 döneminde büyümüş çocukların kişiliğini yansıtıyor: mücadeleler, karşıtlıklar ve büyük hayal kırıklıkları. tıpkı ken parker'ın bazı hikâyelerinde olduğu gibi. kendi yaşadıkça belirli olayların farkına varan bir kişi. kuşkusuz en büyük korkularından biri kızılderili sorunu. ken, ordu için rehberlik yapıyor, sonra askerlerin onun onaylamadığı birtakım suç ve davranışlarla kendilerini lekelediklerini görünce bırakıyor. amerika'nın bölünmesini kaplayan bu cinayetlerin suç ortağı olmak istemez."

    ayrıca sosyomat'ta tevrenus nickli kullanıcı güzel bir yazı yazmış parker ile ilgili. linki de vereyim tam olsun: http://www.sosyomat.com/etiket/ken-parker
  • muazzam bir hediye olarak “ken parker -süper cilt 1”ini aldığım ve kendisini böylece tanıdığım western karakteri. daha önce çizgi roman deneyimim olmamıştı ama bunun büyük bir kayıp olduğunu ve hayatımdaki eksikliğini de fark etmeme neden oldu.
  • ken parker türkiye'de ilk defa 80'lerin başında tay yayıncılık tarafından basıldı(tarih konusunda çok emin değilim).fakat orijinal macera sırası izlenmedi nedense...kitap olarak çıkmadan önce de bikaç dergide rastlanmış(sayfa doldurma amaçlı, tam macera verilmemiş hiç) ama hangi dergiler olduğunu bilmiyorum.türkiye'de ilk çıktığındaki adının alaska olmasının bildiğim iki sebebi var : birincisi; türkiye'de basılan ilk maceranın alaska'da geçiyor olması, ikincisi ise parker kalemlerinin reklamını yapmamak...
    şu anda rodeo yayınlıyor ken parker'ı ve 18.sayıya geldiler...bunun yanı sıra yine rodeo özel sayı adı altında bir seri daha yapıyor ki bu seri daha önce türkiye'de yayınlanmamış ken parker maceralarını içeriyor.bu seri de 6. sayıya kadar geldi...
hesabın var mı? giriş yap