• isaac bashevis singer, konuyla alakalı olduğunu düşündüğüm şöyle bir şey söylemiş;

    "eğer her şeyin kötü olacağını söylemeyi sürdürürseniz, bir kahin olma şansınız artar."
  • yanlış anlaşılmış bir pop sosyal psikoloji kavramı.
    bu durumu kanıtlayan deneylerin olması insanın düşünce gücüyle kaşık hareket ettirebileceğini kanıtlamaz.
    kötümserin haklılığının tek sebebi bu teori değildir, kötümserin gerçekçi olma ve öngörme yeteneği de değerlendirilmelidir. bazı insanlar kötü olasılıkları görmek konusunda çok daha fazla hesaplı kitaplı olmadan kaynaklı bir seçicilik de gösterirler. bu istedikleri kehanetleri gerçekleştirme güçleri değil, aksine öngörme yetenekleridir.
    ha yoksa şimdi açalım gençliğe hitabeyi diyelim ki atatürk de kendini gerçekleyen kehanet yaptı. bu da olur, bu da olur canım memleketim..
    sonuçta placebo etkisinin kanıtlanmış olması nasıl ilaçların etkisiz olduğunu ispatlamazsa başta eğitim psikolojisindekiler olmak üzere sosyal psikolojideki kendi kendini gerçekleyen kehanet -self fulfilling prophecy- deneyleri de bir şeyi inanarak var ya da yok edebileceğimizi ispatlamaz. zaten psikoloji ispat aramaz, istisnaların da bilincindedir.
    şimdi böyle önceden uyaran insanları 'self fulfilling prophecy yaptın' ile suçlamak da ne derece abesle iştigaldir ayrı konu.
    öncel tutumlar tabii ki ilişkilerde de hayatın her alanında da etkilidir. ancak bunların sonucu yarattığını iddia etmek de fazlaca iddialı olur.
    içgüdüsel olarak ya da sezgisel olarak varılan bilgilerin -intuition- doğruluğunu ispatlamaya çalışmak gibi çabalardır bunlar.
    veridirler ama kanıt değildirler.. hele genellemelere varmak için saçma çıkış noktaları oluştururlar. bu yüzden pop sosyal psikolojik malzemelerle hazırlanan soslanan geyikler bazı kişiler için üzücüdürler.

    -abi işte bak kendi kendini gerçekleyen kehanet yaptın. sen demesen yemeyecektik o golü.

    -placebo etkisi keser bunu ya, bak bişiyciği yok.
    falan fişman...
  • anksiyete bozukluklarında kişilerin sık sık yaptığı bir düşünce hatasıdır. mesela kişi başına bir şey gelmesinden korkmaktadır ve bunu engellemek için türlü yollara başvurur fakat olur da yine başına o şey gelirse "bak ben demiştim" der; böylece kaygısını haklı göstermiş olur ve bozukluk pekişir.
  • psikoloji okumadım ama kanımca motivasyon kavramı ile birlikte ele alınması gereken kavramdır. eş deyişle, kendini gerçekleştiren kehanet ile motivasyon arasında çok sıkı bir korelasyon vardır.

    öykü meşhurdur; yıllardır en ufak bir kaza geçirmeden başarılı bir performans sergileyen ip canbazı, bir gece rüyasında düşeceğini gördükten sonra bu düşünceyi kafasından bir türlü çıkartmaz ve bir süre sonra gerçekten düşer. ve ölür. ama onu asıl düşüren şey geleceği görmesi değil, düşme korkusunun benliğini ele geçirmiş olmasıdır.

    hayatta hepimizin korkuları, beklentileri, elde etmek ya da uzak durmak istediğimiz sonuçlar var. buna göre bir tutum belirleyip, davranış ve alışkanlıklar geliştiriyoruz. genellikle de bir olaya, kişiye, nesneye nasıl, ne niyetle yaklaşıyorsak ona göre de sonuç alıyoruz. baştan çok kötü yaklaştığımız, davrandığımız bir insanın bize ermiş sabrı ile davranması ise nadiren karşılaştığımız bir durum.

    demek ki buradan çıkarmamız gereken pratik sonuç şu: karşımıza çıkan ne olursa olsun, endişe ve korkularımızı belirleyip, saptadıktan sonra kendimizi bunların esiri olmayacak bir şekilde motive edecek; kaybetme kelimesini aklımıza bile getirmeyecek ve olumlu bir yaklaşım ile çalışarak istediğimiz sonuçları elde edeceğiz. ancak yine de süreç sonunda ortaya çıkan sonuçlar istek ve arzularımızın aksine gelişmişse de bunu da olgunlukla karşılayıp, alacağımız dersleri alıp yolumuza devam edeceğiz. gerekirse çok üzüleceğiz ama "hayat devam ediyor" deyip yürümeye devam edeceğiz*.

    fransızların dediği gibi sonu güzel biten herşey güzeldir. yolda giderken elbette bir iki yol kazasına uğrayacağız ama sonuçta bizim için önemli olan ulaştığımız noktada geriye baktığımızda nasıl bir deneyim geçirdiğimiz olacak.
  • ilk kez 1948 yılında robert merton tarafından ortaya atılmıştır. kendini gerçekleştiren kehanet "sır" kitabında bahsedilen çekim yasası, mevlana'nın "ne düşünüyorsan osun" sözü ile ifade edilmek istenene benzer esasında. şöyle ki başlangıçta gerçeği yansıtmayan bir algı bir süre sonra mümkün hale gelebilir. bu bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde yapılabilir. uygun olsun olmasın bir beklenti oluşturduğumuzda, beklentimize uygun hareket etmeye başlarız ve buna uygun bir geribesleme alırız. dolayısıyla da bu beklenti gerçek olabilir. yani bir davranışın yanlış tanımlanması, yanlışı doğru hale getiren başka davranışlara yol açabilir.
    öyle olmadığı halde sıkıcı bir insan olduğunu ve kimsenin kendinden hoşlanmadığını düşünen biri buna uygun olarak çekingen ve soğuk davranışlar içerisine girip insanları kendinden uzaklaştırır. sonuçta başlangıçtaki çarpık algı mümkün olmuş, "kehanet" kendini gerçekleştirmiştir.
    bununla ilgili güzel bir örnek de şudur:
    1982 yılında, çok sayıda gazeteye aynı anda yazan bir borsa tahlilcisi, borsa endekslerinin önemli ölçüde düşeceğini tahmin eder ve sayıları milyonları bulan okuyucularına ellerindeki hisseleri çabucak satmalarını tavsiye eder. okuyucuları ve tahmini duyanlar satarlar ve tahmin edildiği üzere, borsa fiyatları tehlikeye girer. şimdi burda borsanın düşeceği tahmin edilmeseydi de borsa düşecek miydi? yoksa kehanet kendini mi gerçekleştirmiştir?
    olumsuz düşünme olumsuz şeyler olur, korktuğum başıma geldi' ler de bir nevi kendini gerçekleştiren kehanettir aslında. yapılan bazı deneyler ve araştırmalar sonucu görülmüştür ki insanlar üzerinde büyük bir yaptırım gücü de mevcuttur bu meretin.
  • bir koordinasyon oyunu olarak modellenebilecek durumlarda kotu bir nash dengesi olarak ortaya cikabilir. asilsiz dedikodular bu tur nash dengelerinin oynanmasina yol acabilir.

    klasik bir ornegi icin: (bkz: bank run)

    bu terimi ilk kez robert k. merton, "social theory and social structure" isimli kitabinda kullanmis.
  • abartılıyor. kelimelerin gücü çoğu zaman azdır.. bir kehanet doğru veya yanlıştır. beton gibi kader dururken, gelecek yaratmak sanıldığından çok çok çok daha zor bir şeydir ancak gelecek sezilebilir.

    öte yandan son derece sıradan olgulara pozitif geribesleme yaptıran bir olgu olabilir. neymiş öğretmen çok akıllı demiş de akıllanmış.. o zaman herkese olumlu sözler söyleyelim, dünya birden 160iq'lu adamlar ile dolsun, taşsın. böyle deyince secret'nin zırvasına benzerliği hemen sırıtıyor.

    insan belli bir ölçüde geleceği sezer, hatta bilir. kafamızın içinde yüzlerce modül bize gelecek konusunda yardımcı olduğu için, biri kalkıp da içinden gelen bir şeyi söylediğinde gerçekleştiği oluyorsa bu o kişinin sezgilerinin gücüne delalettir; geleceği yaratma gücüne veya sözlerinin etkisine değil.. aynı kişi başka birinin tamamen rastgele söylediği sözleri kehanet olarak alıp, indoktrine etmekte başarısız olarak, söz konusu önermenin doğru olduğunu görebilir.
  • (bkz: terminator)
hesabın var mı? giriş yap