• er kişinin bilmem kaç kişilik masada "ehi ehi, ablam kadarsın sen yaa" diyerek benden 1 yaş büyük ablasıyla beni kıyaslamasını müteakip allah'ın sopasını kafasına yemesiyle vuku bulan hadisedir. hoşlandığını belli eder, peşinden ayrılmaz ama korkaktır, cesareti yoktur. birlikte olmaya başlarsınız, güya ilk defa aşık oluyordur ama ailesinden korkusundan bir adım öteye geçemez, ayrılırsınız. fark 5 yaştır ama 55 yaşmışcasına ağırdır yükü, taşımak istemez. iyi insandır, iyi arkadaştır ama ilişkinin sorumluluğunu alamayacak kadar zayıf ve guvenilmez bir erkektir. velhasıl kelam, kadın kısmısı için boşa vakit kaybıdır, çocuk eylediğiyle kalır. 27 yaşındaki kazık kadar çocuk da güya hala aşıktır, bu nasıl aşksa artık!
  • kendinden yaşça büyük bir erkekle birlikte olmanın avantaj ve dezavantajlarına sahiptir.
    tıpkısının aynısı.
  • çevremdeki kendinden yaşça büyük bir kadınla evlenen erkeklerin söylediklerine göre oldukça güzel bir durum.
  • hiç utanmadan sokak ağzıyla konuşacağım: " cinselliğe düşkün hatta belki bunu hayat gayesi yapan, ağzının tadını bilen, orospu seven adamdır."
  • aslında olgun kadın sizden yaşça büyük olmak zorunda değil, kafa olarak sizden yaşca büyükse zaten siz tüm bahsi geçen olgun hareketleri yaşabiliyorsunuz. sonuç, huzurlu ve sakin bir ilişki oluyor. ve devamında olgun bir kadının bakış açısı ile size yaşattığı tecrübeler geliyor.
  • bir müzik öğretmeniydi kendisi... rahatça söleyebilirim yaşça o akılca ben büyük. seksi hatundu kendisi... (ben bi sigara tüttürüp geliyorum.)
  • özel bir çaba sarf etmemekle beraber özel bir arzum/isteğim de olmadı. ama ergenlik sonrası 16 yaşından itibaren hayatıma giren her kadın benden yaşça büyüktü. bir ara bu fark 10 yaşa kadar çıkmıştı. olgun kadınlar kendinden daha eminler. bu yanı güzel.
  • çocuksu saçma sapan tripleri olmuyor sevişmeyi de çok iyi biliyorlar
  • kıymetli bir ekşi yazarının mesaj yolu ile sorduğu bu suale dair naçizane görüşlerimi, bir entry ile dile getireyim;

    akıllı bir erkeğin, bir ilişkiye start verip birlikte yaşlanabileceği bir hatunda araması gereken iki kriter bulunmakta;

    bir, kesinlikle zeki olmalı,

    iki, muhakkak size saygı duymalı.

    emin olun, bir kadının kaşının, gözünün ve memelerinin güzelliğini, altı ay sonra gözünüz görmeyecek ve yukarıda bahsettiğim iki parametre ile baş başa kalacaksınız.

    zeki kadınlar ile birlikteliği hedeflemeniz oldukça aşikar bir konu sanırım. çok fazla detaya girmeye gerek yok.

    ikinci saygı maddesi ise tam olarak başlık ile alakalı.

    unutmayın, kadınlar sadece ve sadece, saygı duydukları erkekleri arzular ve onlar için ıslanırlar.

    fiziksel görüntünüz ve cüzdanınızın kalınlığı iki üç aylık bir heyecan dalgası yaratabilir fakat, sizi garanti ederim ki, üç ay sonra size olan isteğinin söndüğünü göreceksiniz.

    bu konulardan bihaber erkeklerden, "ayşe hiç böyle değildi, çok değişti, ne oldu anlamıyorum" cümlesini çok sık duyarsınız.

    ayşe'ye bir şey olmadı, sadece, onun saygısını elde edemedin ve aranızdaki geçici heyecan sönüverdi.

    peki bir kadının saygısı nasıl kazanılır?

    - bir; kadınlar, bir türlü güvenemedikleri erkeklere saygı duymaz, onu ciddiye almazlar. güven deyince, sadece aldatma konuları aklınıza gelmesin. güvenilir erkek demek, bir kadının sırtını dayayabileceği, kendisini yarı yolda bırakmayacak, kendisi ve ilişkileri için her zaman en doğru kararı alabildiğinden emin olabileceği erkeklerdir ve onlara sonsuz saygı duyarlar.

    - iki; kadınlar ilişkilerinde aynalama metodunu uygularlar. yani, bir kadın tarafından çok sevilmek istiyorsanız önce siz çok sevecek, yatakta arzulanmak istiyorsanız, önce siz arzulayacak ve saygı duyulmak istiyorsanız, önce siz saygı duyacaksınız. bu tavsiyelerimi, uygulamak zorunda olmadığınız boş hikayeler olarak düşünürseniz, ya yalnızlığa ya da ilişki içerisinde mutsuzluğa mahkum olursunuz. denemesi bedava.

    - üç; işte bu madde, tam olarak başlığımız ile ilgili. her coğrafyanın kendine has kültürel kodları bulunmaktadır. bu topraklarda, aradaki yaş farkı, karşınızdaki bireye saygı duymak anlamında önemli kriterlerden birisidir. lise yıllarımda, akrabalarımı ziyaret için gittiğim isviçre'nin zürih kentinde, şehir içi tramvayda yer verdiğim yaşlı bir kadın, şaşkınlık ve memnuniyetten ne yapacağını şaşırmış, ben araçtan indikten sonra dahi el sallamıştı. ülkemizde ise bu, rutin bir davranıştır.

    işte tamda bu noktada, bırakın sizden büyük bir hatunu, aynı yaştaki diğer kadınlar bile, bilişsel ve kültürel nedenlere bağlı olarak, size tam anlamı ile saygı duyma fikrini satın almayacaktır.

    yaşıtınız veya sizden büyük bir kadın ile yaşadığınız ilişkilerde, görünmez bir elin sürekli sorun çıkarttığını hissedersiniz. bir şeyler tam olmamış gibidir. çok fazla eleştirilirsiniz. gerçek anlamda tatminkar ve mutlu bir ilişki yaşayamazsınız, çünkü, partnerinizin gerçek anlamda saygısını kazanamazsınız.

    şunu da belirteyim, karşınızda ki hatun, bunu bilerek ve art niyetli bir şekilde de yapmıyor. buna emin olabilirsiniz. aranızdaki yaş farkı, bilinçaltı süreçlerinde kendisini tesir altında bırakıyor.

    bu nedenle, sizlere tavsiyem, mümkün mertebe yaşça sizden küçük kadınlar ile ilişki yaşamanız yönünde olacaktır. bir ilişkinin olmazsa olmazı, partnerinizin size olan saygısını kazanma noktasında, bu oldukça önemli bir faktördür.
  • "bir kadınla" deyip geçilemeyecek kadar ucu açık bir eylem.

    bu konuda erkeğin payı bile çok küçükken adam "belki düşer" diye destan yazmış. yazıdaki "unutmayın, kadınlar sadece ve sadece, saygı duydukları erkekleri arzular ve onlar için ıslanırlar" kısmını görünce kahkaha atıp okumayı bıraktım. ciddi ciddi okuyordum yani o ana kadar. neyse konuyu sulandırmayayım.

    yaş konusu, kadın davranışında cidden aşırı etkili bir faktör. biyolojik olarak o hormon kokteyli ve "çocuk yap" komutuyla alakalı. bir de erkeğin yaşam grafiğiyle kadınınki çok farklı. şu grafikte ikinci sıradaki biziz. sıfırdan başlayıp bir şey inşa ediyoruz ve zirveye ulaşınca hipergami adasında seçilenlerden olmayı umuyoruz. zirveyi gördükten sonra da üçüncü veya dördüncü gibi yaşlanıyoruz.

    kadın ise standart olarak üçüncü grafikten başlıyor. bunu dördüncü gibi dibe doğru hızla inmeyecek şekilde değiştirebilir ama sonuçta zirveden başlıyor. arada ecnebinin dead cat bounce dediği kısa yükselişler olsa da yön hep aşağıya doğru. şimdi tutup ajda, defne samyeli gibi istisnalardan örnek vermeyin geneli kapsayacak şekilde konuşuyorum.

    bu grafik örneklerim, aslında doğurganlıkla da paralel ilerliyor. kadının doğuştan tam depo yumurtaya sahip oluşu ve erkeğin sıfırdan üretime başlaması ama uzun süre tepede kalması yani. uzun uzun küçük erkekleri yaşıtı kızların bile beğenmiyor oluşunu veya çıtır kızların en gözde oluşunu anlatmayacağım.

    sadece şu var, kendini bildiği andan itibaren çekici olan ve o ilginin tadını alan kadın için artık ilgi çekemiyor olmak büyük ama çok büyük bir problem. hormonların da etkisiyle direkt bir kenara atılmış gibi hissediyor. çıtır hatunlarla kendisini yarıştırıyor falan. bak ben "27 yaşında erkek arkadaşım vardı tağammmığ" diyen 40 yaş üstü kadın bile tanıdım. bilmiyor ki o "27 yaşında" diye marifet gibi söylerken aslında kendi yaşıtı kızların bile beğenip bakmadığı, kendisi gibi başka bir kenara atılmış tipten bahsettiğini. bakın bu bir dramdır.

    bu durumu şöyle açıklayayım. birinci lig oyuncusu yaşlanınca ikinci veya üçüncü lig takımına transfer yapar. bazen o takımda yıldız bile olabilir. çünkü o takım zaten yetersizdir. belki bütçesi zayıf, belki bulunduğu şehir sıkıntılı ve mutlaka kadro kalitesi düşük. o tüm gücüyle yükselmeye çalışıyor. hepsi bu. işte bununla böbürlenmek, bayağı trajik bir durum bana göre. otuzlara gelince zaten yaş konusu da daha önemsiz hale geliyor ama konumuz şu an o değil.

    şu ıslanma konusuna gelmek istiyorum. yaş 18, kızın yaşı 28 gibi iki ergenin ilişkisi değilse o işler öyle olmuyor. yukarıda otuz yaş diye laf olsun diye demedim. hayat şöyle bir silkeleyip yıpratacak ki kendini bulacaksın. bulacaksın ama etinden parçalar kopacak. bazısı cinselliğe tamamen fransız hale geliyor, bazısı geçmişte yaşadığı şeylerin bıkkınlığıyla yapıyor ki o da sizi temin ederim ki hiç hoş bir durum değil. evet şakır şakır ıslanan, hayatında erkek görmemiş gibi arzulu olan da var ama bunların sevgiyle saygıyla alakası bile yok. zaten ilişkiye de sevgi ve saygı temelli başlamıyorsun ki. kadın görmüş geçirmiş. devlet dairesi gibi resmi bir ortam oluyor. konuşurken arada bir yakınlaşma olursa konuşmalar sıklaşıyor ve ergenlikteki gibi coşkuya kapılmadan başlıyorsun. dolayısıyla senin kadını seçmen söz konusu değil. kadının seni zararsız görüp hafifçe yaklaşması gibi bir süreç.

    saygı ve güven konusu zaten tüm ilişkilerin temellerinden. yaşla alakası bile yok. zeka zaten ölçülebilir bir şey değil. çekim hissettiğin kişiyi zeki olarak görüyorsun. tipinden salaklık akıyor olsa bile zeki gelebilir. çünkü basiretin bağlanıyor o çekime kapılınca. yaşla alakasız şeyler.

    büyük kadınla ilişki yaşamak, sadece yukarıda bahsettiğim alt lig takımına* yıldız olmak isteyen çaptan düşmüş sporcu* durumunda sıkıntı. tamam, çıtırlar saçma sapan uğraştırırken bu kişilerde o eziyetler olmaz ama ilişkinin başlama motivasyonu bile çürük. yıkıcı bir şekilde bitme ihtimali çok yüksek. ne gerek var? hele öyle ıslanacak mıslanacak hayaliyle motive olan erkekle alt lige düşüp yıldız olma hayali kuran kadınınki cidden dağıtır. dikkatli olmakta ve baştan iyi düşünmekte fayda var.
hesabın var mı? giriş yap