• insanlarla iletişim arttıkça, onlara söylenen yalanlar kadar insan kendine de yalanlar söyler. dağ başında, doğa ile başbaşa iken yalana ihtiyacınız yoktur.

    insanın kendine yalan söylemesi kafasında kendi ile ilgili oluşturduğu imajla ilgilidir. oysa doğadayken siz neyseniz o'sunuz, imaja ihtiyacınız yoktur, kendinize yalanlar söylemeye de.
  • aşktandır çoğu zaman.
  • bu konuda profesyonelleşmiş insanlara "özgüven sahibi" deniyor.
  • çingeneler zamanı'nda (dom za vesanje) bu konu ile ilgili güzel bir tespit yapılmıştı: ''kendime yalan soyledigimden beri kimseye guvenmiyorum."
  • rahatsız edici olduğunda, gerçeklikten kaçınmanın bir yoludur. genellikle kendimize en çok sevdiğimiz açıklamaları yapma eğilimindeyiz. mantıksal-rasyonel düzeydeki beklentilerimizle uyuşmayan realiteden uzaklaşma eğilimi olduğu için, bu kendini aldatma olayının düşünüldüğünden çok daha büyük bir bedeli var. hayal dünyasında yaşamak.

    yaklaşık 2000 yıl önce antik yunanistan'da, plutarkhos bu kavramı aslan ve tilki sembolleriyle ifade etmişti; doğuştan gelen özelliğimiz "aslan" olmak değilse, tilkinin kurnazlığıyla ya da koyun tırsaklığıyla yaşarken aslan gibi davranırız demiş.

    görünen o ki yüzyıllardır kendine farklı bir imaj vermek, gerçeklik ve arzu arasındaki çatışmayı azaltmanın ve iyi hissetmenin en ekonomik yolu.
  • ''her şeyden öte, kendine yalan söyleme. karakterin sıfırlanmasın.'' demiş istad dostoyevski

    çok karakteri sıfır insan var bu zamanda etrafta. zira kendisine yalan söyleyen başkasına hayli hayli söyler.
  • kan(dır)maya kendinden başlamak. *
  • yalanların en büyüğüdür ama kanmak zorundasındır.
  • baskalarina soylemeyi mesrulastirir. kendinize soyledikten sonra gerisinin yalanligi duser.
  • kendi hayallerinden vazgeçip başkalarının istekleri doğrultusunda yaşamaya başladığında, hayatından memnun olduğuna inanmak için insan kendine yalan söyler. bunu fark ettiğinde yolun başındaysa ne mutlu, değilse geçmiş olsun..
hesabın var mı? giriş yap