• türk filmlerinde araba çarpan esas oglanin, bilahare icine girdigi 'ben kimim, in miyim, cin miyim, bu güzel kiz da kim, esas kiz mi ne' durumu.
  • kisinin kendi halinin ve durumunun farkinda olmamasi. cogunlukla olumsuz anlamda kullanilir. konuyla ilgili cuk oturan bir fikra söyledir:

    kadinin biri doktora gider.
    doktor- evet sikayetleriniz.
    kadin- sürekli osuruyorum doktor bey. evde, alisveriste, otobüste heryerde. ama sessiz ve kokusuz bi osuruk bu. ama yine de rahatsizim bu durumdan.
    doktor- anladim. peki su ilaclari alin. üc hafta sonra tekrar görücem sizi.

    kadin memnun ayrilir ve üç hafta sonra...
    kadin- doktor bey pek bisi degismedi ama ilaçlardan midir bilmem osurugum kokmaya basladi.
    doktor- anladim hanfendi. burnunuzdaki problemi çözmüsüz. sira kulaklarinizda...
  • en acıklı duruş biçimlerinden biri.
    kişinin kendini artı ya da eksi ama yanlış değerlerle algılamasıdır.
    insan dışardan izlenir, yorumlanır ve bir kefeye koyulur.. istesen de
    istemesen de , hayır ben kabul etmiyorum desende bu olur... ne ve kim
    olduğunu bilmeyen ise bu sosyal ortam yorumlarında en fazla ortamı
    oyalayan ve " aslında " en dikkate alınmayandır.. bu tür şahıslar kendilerini
    üstün hatip, muazzam yazar, mükemmel sanatçı, bir elit varlık zannederlerken
    aslında pek leziz bir ortam mezesi olmaktadırlar.. bir de bu duruşlarına
    sahte mütevazilik cüppesi giydirenler vardır ki, işte onların tadından yenmez..
    " ahh efendim ben ne anlarımm ahha " diyerek kasım kasım kasılanları oldukça
    eğlendiricidir. trajikomik duruşlarını sürdürsünler isteriz biz gariban kullar..
    sürdürsünler ki biz hiçbirşey olmadığımızı bilmeyi daha iyi öğrenelim,
    onların vehametini görelim ki silkinelim, öğrenelim susmayı, kötü şairler,
    kötü hikayeciler, ezik agresifler olmayalım..
  • haftanin bes gunu gordugum sinif arkadasimin benimle ayni boyda degil benden en az bir bas uzun oldugunu ancak sinif fotografini gorunce fark etmem; hatta o zaman da kabullenemeyip "bir yere mi cikmis bu?" diye bakinmam ve ertesi gun cocugun kendisini gorene kadar benden 30 santim uzun olduguna ikna olmamam. bir de bu durumun "ergen iste, boy atti" gibi bir aciklamasinin bile olmamasi.
  • haddini bilmemek..
  • ne olduğunu bilmeden ardarda karşına çıkanları yaşamak, bittiğinde en ufak bir iz bırakmayanları atlatmak, derin izler bırakacak olanları algılayamamak, zaman mekan insan sınırlarını hatırlamamak, yaşanılan büyük kaybın dahi acısını hissedememek, yaşanılacak olan yeni hayata kayıtsız kalmak, sadece akıp gitmek işte..
  • "kendini bilmemek, yaşamaktır. kendini yanlış tanımak düşünmektir."
    (bkz: fernando pessoa)
    (huzursuzluğun kitabı ; h.k.39, sy.52)
  • en basta kisinin kendisine zarar verir. bu suursuzluktan en cok zarari da kisinin kendisi gorur.

    eksiklerinin, yanlislarinin, daha iyi olabilecegi noktalarin/konularin, belki kusurlarinin farkinda dahi olmadan yasayan insanlar adeta bir yanilgi yumaginin icindedir. buyuk sikinti bence.

    rica ederim kendinizin farkinda olun. kendinizi bilin. tersi gercekten komik oluyor. cok zor bir sey de degil ustelik. lutfen...
  • kendini bilmeyle kendisi olmaktan cikacak bir insanin kendisi olmasidir.* hakaret olarak kucuk penis, buyuk burun, yarrak kafalari falan tukettiyseniz tepe tepe kullanabilirsiniz. bir insani oldugu kisi olmakla suclamadiginiz kalmisti zaten.(saka lan saka, hakaretlerin temel prensibi karsindakini komple rencide etmek zaten. ayni sey yani, hayvanoglu hayvanlar)
  • hadsiz malın teki
    sen kendini nasıl görüyorsun da başkasını aşağılıyorsun önce bir kendine bak yüzsüz.
    böyle insanlar durmadan dövülesidir. kendine bakmaz etrafı eleştirir allahın körü.
hesabın var mı? giriş yap