• hastalık kuruntusu içinde bulunmak.
  • kendini kendin gibi dinleyeceksen ne yararı var ki; kendini başkası gibi dinle, birazcık mesafelen kendine....
  • tatsız bir pazar gününde, iyi gitmeyen ilişki üzerine edinilen sorunları kendi kendine çözümleyebilmek, analiz etmek adına yapılan sorgu sual durumudur.

    öncelikle kalabalık olmayan sessiz sakin bir yere gitmek gerek. benim için mümkünse bu yer deniz görmelidir. örneğin dragos'un nadide tepelerinde deniz gören bi' yere park edilmiş araba içerisinde oturup kahvemi yudumlarken muhteşem baharın getirdiği kuş seslerini dinleyip, kendimle başbaşa kalabileceğim, kendimi sorgulayabileceğim bir ortam yaratırım kendime, deniz, yeşillik çayır çimen falan.

    sonrasında huzur, deniz, kuş sesleri derken ben, aklımdaki gözardı edilemeyen sorunları düşünmeye ve sorgulamaya başlarım. o zaman bazen işin içinden çıkamadığım olur, boş kahve bardaklarım ve bir kaç izmaritim ile birlikte sahilden tin tin evime dönerim.

    çoğu zaman insan kendini değil başkalarını dinlediğinden kaybediyor, sanırım ben de çoğu zaman kendimi dinlediğimden...

    asd:bok püsür imla cümle nokta.
  • yazması/söylemesi kolay olan.."biraz uzaklaş, kendini dinle, sen ne istiyorsun onu bul"..tam amerikan filmi tarzı klişe teselli cümlesi gibi..

    "kendini dinle"
    peki..kendin bile bilmiyorsa ne söylediğini? sen bir kanepeye yığılmış zar zor nefes alıyorken, düşüncelerin serseri mayınlar gibi savruluyorsa oradan oraya? ağlamaktan harap olmakla, gülmekten yerlere yatmak arasında yaşadığın süre saatlerse sadece.. ne istediğin gün geçmeden değişiyorsa..kaybetmişsen dengelerini? tökezlemişsen dört nala koşarken?bugüne kadar sırf kendini duymamak için yoktan var ettiğin bahanelere kaçmışsan, ve sonunda kendini dört duvar arasında yalnız bulmuşsan? bir kitabın satır aralarına ya da filmin sahne köşelerine saklanamayacak kadar çoksa içinden geçenler? ve dinlesen bile sakinleşip durulmuyorlarsa? bir türlü bir ağızdan konuşamıyorlarsa..biri seni dünyanın bir yerine öbürü tam tersine çekiyorsa..

    "kendini dinle"mek asıl bu zamanlarda gereklidir..iyi gelmesi zaman alır belki biraz ama gereklidir..üzerindeki toz bulutu dağılsın diye..sadece lafta istediklerin uçsun kafandan diye..sen, biraz deşarj ol ve hayata yeniden başlayabil diye..
  • yazdır ve gece. altına bir şort, üstüne askılı bir badi, ayağına terlik geçirirsin. saçların alelade tepeden topludur. sahile inersin. denizin hemen dibinde bağdaş kurarsın. sahil çakıl taşlarıyla doludur. denizden gelen kokuyu içine çekersin. tuz kokusu, yosun kokusu, deniz kokusu.. dalgaların sesi.

    hayatın netlik ayarı bozulur bazen. kendinden uzağa düşersin. renkler karışır. öyle zamanlarda kendinle başbaşa kalıp düşünmek gerekir, kendini, içini pas geçmemek, alıp karşına beynini ve kalbini, üçlü koyu bir sohbete girişmek gerekir.

    çünkü dürüst ve korkusuzca yapılırsa ruha en iyi gelen şeydir kendini dinlemek, içine bakmak. tıpkı benim şu an yaptığım gibi.

    güzelsin an.

    .
  • başkalarının sesleri, görüntüleri ve düşünceleri içinde kendini kaybetmiş kişinin hayalidir.

    o sesler sadece yorar, anlattıkları önemli olsa da olmasa da. bir yerden sonra sana sahip çıkmaya başlalar, sanki senin sözlerinmiş gibi. yapışırlar üzerine, herkes bir parçasını bırakır.
    kendini unutursun; "ne istiyorum, ne düşünüyorum hatta konuşabiliyor muyum? diye sorarsın. gürültü içinde hepsinden arınabileceğine inanarak.
    hatta band pass filterın burada da işe yaramasını dilersin. herkes sussun, bir tek senin sesin duyulsun diye.
    yapabildiğin kendini dinlemek olabilir. o da, onca frekans arasında, kendi sesini tanıyabilirsen..
  • kötüdür aslında. bir baş ağrısında bile korkup evhamlanmanıza neden olur, her şeyden nem kaparsınız. takıntı yapmanıza yol açar. halbuki ki vücut normal şeklinde işliyordur.
  • hiç belli olmaz, kaş yaparken göz çıkabilir.. kafanız şişebilir..
    polifonik kendileşme hastasısınızdır belki.. polifonikleşme.. isimlendirme, özelleşme, kendini bir bok sanma.. ama oluyor bazen, bazenden çok, çok zaman.. herkese olur.. çok da olur, çokça.. herkesin sesi kendisine hem, misal benim kendime kafam girsin, girse hiç fena olmaz.. estetik bile olabilir, denemek gerek.. hem nereden bileceksiniz? risk sonuçta.. değmez.. yani bence; zor, hiç gerek yok buna..

    gümbür gümbür.
  • norah jones come away with me esliginde yapildiginda;
    ne icin yasiyorum, hayatim neden bu kadar zor, gitsem ya buralardan, gitsek ya; kanada soguk ulke, tam benlik, bizlik; mc donalds'ta bile calisiriz onceleri, sonra dilimizi de gelistirirsek ve denklik alirsak meslekten is bile buluruz; hem cocuk da yapariz orda, adini ayse koyamayiz belki, ş yok ya oralarda; asya koyariz biz de; aa ya oglumuz olursa, o zaman da ahmet olur..
    kitaplarimi birakip gitmek koyar bana ama olsun orda orjinalinden ve turkiyeden once okuruz stephen king in kitaplarini; hem belki o hayalini kurudugum kucuk hikayelerimi bile yazabilirim hani senden bile sir gibi sakladigim hikayelerimi..
    nancy sinatra bang bang calmaya baslar o sirada playlist'ten ve son bulur bu kendini dinleme daha dogrusu kandirma durumu.
    ama dusun bence sen bunu.. bang bang, my baby shot me down..
hesabın var mı? giriş yap