• abik gubik, magazin ve veya tatil icerikli haftasonu programlarinin veyahut yazilarinin olmazsa olmazi bir kli$e.
    -...... bu haftasonu kendinizi $imartin ve bogazin e$siz manzarasinda, hede restoranda baligin keyfini cikarin...."
    cikaralim anam, hesabi verecen mi?
  • şöyle bir düşündüm de, imkanlar kısıtlıysa kendinizi en iyi, şirketin eğitim için farklı şehire gönderip, ücretini karşıladığı otellerde şımartabilirsiniz. evet, bu sayısında riyp size beleş otelde kendini şımartmanın yollarını öğretiyor.
    eminim bunu ingilizce-türkçe çeviri dışında emek harcanmadan çıkarılabilen hiçbir kuşe kağıt önermemiştir;

    1.
    evde olsa en kısıkta tutacağımız kaloriferi sonuna kadar açıp bir de üstüne varsa klimayı sıcak ayarında çalıştırıyoruz. terledik mi? gir duşa baba, hatta küveti doldur. servet düşmanlığının tam zamanı. yıllardır küvetli banyolarda yıkandık da bir kez küveti mi doldurduk? işte faturayı düşünmeden küvet sefası fırsatı.
    dayanılmayacak kadar sıcak mı oldu oda? kalorifer kalsın klimayla dengele ortamı, kralsın.

    2.
    ay sonu gelmeden internetin limitini doldurup ev arkadaşımızdan fırça yediğimiz için, daha önceden aklımıza gelen albümlerin, filmlerin isimlerini kaydettiğimiz word dosyasından sırayla seçip, otelin internetinden download ediyoruz. arşiv yapmaya başlamış olduk bravo. tabi bunu resmi sitelerinden ücretini ödeyerek yapın*, şimdi durup dururken suça teşviğin lüzumu yok.

    3.
    editör'ün spesiyeli... ayaklarımızı şampuanla yıkıyoruz. malum ayak kokan bir uzvumuz, duşu daha dışarı çıkmadan önce aldık, belki küvette parmak uçlarımız buruşana kadar yattık, o zaman kendimizi şampuanı ayaklarımıza sürerek şımartıyoruz, bol köpüklü. dikkat ayak havlusu diye bir şey var!

    görgüsüz'ün gelecek sayısında görüşmek üzere.
  • zor durumlarda bazen kendinizi lord gibi hissetmenize sebeptir. hava buz gibi, sobanin icinde tek bir koz kalmamis, yeni uyanilmis ve eger bugun de tras olunmadan okula gidilirse artik evrime laf uzatanin akilsiz sayilacagi bir hale gelmis iseniz soyleyeceklerim kendinizi gayet simartmanizi hatta ve hatta "yok canim pasa cocugunda bu rahat yok" demenizi saglayabilir.

    alin efendim mutfaktan piknik tupunu ve caydanligi. getirin yataginizin yani basina. caydanligin icine su koyup, atese verin. banyodan da tek bicakli permatiginizi, arko tras kreminizi, tras fircanizi, bir de aynayi kapin gelin. siz onlari getirirken su yavas yavas kivamina gelmistir. zira suyu az koymaniz yeterliydi. (bunu basta soylemeliydim aslinda. ama yemek tarifi degil ya canim bu. hem yemek yapmak hatta yapilmis yemegi yemek bu hazzin yaninda halt etmektir.) daha sonra girin yatagin icine. sirtinizi duvara vermeden once arkaniza bir yastik koyun. bakin bakin iste geliyor yavastan simartma fasillari. o beldeki rahatlik falan... ama daha simdiden mayismayin daha neler yasayacagiz kendi kendimize.
    ardindan caydanligin icine tras fircamizi daldiriyoruz. evet yanlis duymadiniz. caydanligin. yani normalde cay ictigimiz caydanligin alt tarafinin icine. o sicak suyu odanin icine dogru hafifce silkip suratimiza surmeye basliyoruz. sicak suyu yiyen sakallar inceden yumusuyor. e siz de tabi. essek degilsiniz ya. ama bu kadar da degil bu mukemmel dakikalarin getirisi. arkomuzla tras fircamizi iyice kopurttukten sonra fircayi bir kenara koyup, yorgani uzerimize cekiyoruz ki usumeyelim. daha sonra bacaklarimizi hafif karnimiza dogru cekip dizlerimizi kirarak, karnimizla bacaklarimiz arasinda olusan takriben 110 derecelik aciya aynayi yerlestiriyoruz. sonra yatagimizin icinde tras olmaya basliyoruz. baktik ki permatigimizin bicaginda kil birikti. kolayi var efendim. kalkip banyoya giderek kendimizi usutecek degiliz ya. demin yuzumuzu isitmak icin kullandigimiz sicak suyun icine daldiriyoruz bicagi biraz orada calkaladiktan sonra devam...
    aman tanrim, zevk dalgalari yuzumuzun kivrimlarinda citir citir sesler cikarirken, bostaki elimizle de mememizin ucunu oksamak ise opsiyonel. ve sonunda tras bitiyor. ama bu sicaklik bu hos ortam, yuzumuzu yikamak icin bitecek saniyorsaniz aldandiniz yine. ya yaa. birazcik dogruluyoruz. yorganin hafif orta kisimlarindan bir yer bulup yuzumuzu siliyoruz.
    evet artik derse haziriz. hem de cillop gibi. kizlar size hasta olabilir. ama eminim ki sizi sizin kadar simartamazlar. onun icin ne dersiniz biraz daha simarmaya? o vakit aynayi tasi canagi hemen yaniniza birakiniz ve icten bir osurukla uykunuza kaldiginiz yerden devam etmeye calisiniz.
  • vazoda her daim taze mevsim çiçekleri gormek icin baskasının almasını hic beklemem.
    kendim alırım.
    kendime hediye ederim.

    gülümserim.
  • (bkz: bir duşta bir sanayi tüpü bitirmek) ve takiben (bkz: öğle uykusu).
    hava serin hatta tercihan yağmurlu, kısık sesli sleeps with butterflies eşliğinde, çocukların ulaşamayacağı yerlerde. çok yan etkisi vardır dikkat, dozunu iyi ayarlayın, depresyon hırkasını da giyip amacından saptırmayın aman deyim.
  • sabah bogazimda hafif siddette bir agriyla uyandim bugun. ben pek usutmem, kisin ortasinda soguk dusa giren, kar yagarken bile cami kapatmadan uyuyan biriyim sonucta.

    hastaliklar bence yolunda gitmeyen bir seylerin habercisidir. ıcerde bir yerlerde gizlenmis bir sikintinin, gormezden gelinmis ama rahatsiz edici bir dusuncenin, farkinda olmadan edinilen bir endisenin. vucudumuzun "yolunda gitmeyen bir seyler yegenim, otur bir dusun hele" deme seklidir bana gore.

    hah iste o dusunce icine girmeden once simartmak gerekir kendimizi.

    uc yumurtayla basladim ise, biraz sut biraz karabiber, tuz, uzerine konacak malzemeler. sucuk, pastirma, sosis, evde ne varsa, hepsinden ucer beser dilimledim, kasari rendeledim sonra omletimizin ustlugunu yapmak icin. pisecek malzemeleri pisirip annemi dusunerek yaglarini aldim peceteyle bastira bastira. biraz tereyagi bir tava. cirpilmis yumurtayi doktum guzelce, uzerine pismis malzemeleri yerlestirdim, en son kasari serpistirdim, kapagini kapattim, bu arada zorlamayla baslayan sarkili turkulu faslim, havaya girmemle devam etti.

    sonra kahvaltida yenebilecek ne varsa cikardim, masaya ozenle yerlestirdim, portakal suyumu da sıktıktan sonra isim tamamlandi. bir kisim omleti tabagima alip oturdum sofraya. bir kac saniye baktim, keyfim yerine geldi.

    bogazimdaki agri halen var, kahvemi icerken de sizliyor biraz. ama simdi sorun nerede bulmak icin, hazirim.

    simartin kendinizi, kimseyi beklemeyin bunun icin. ne zaman kendinizi kotu hissetseniz, ne zaman hasta olsaniz, hic haliniz olmasa bile kaldirin kicinizi yataktan ve kendinize guzel bir seyler yapin. en sevdiginiz yemegi siparis edin, en sevdiginiz icecegi hazirlayin, sicak bir dusa girin, ne seviyorsaniz, sadece kendiniz icin zaman harcayin, sevdiginiz seylere vakit ayirin, kendinize vakit ayirin.

    kendinize nefes almak icin firsat verin. bes dakikada bile gununuzu degistirebilirsiniz. degistirin.
  • ya işte kendini şımartmak filan, bunlardan herkesin anladığı farklı. mesela biri kuaförde yüz maskesi yaptırdıktan sonra eve gidince bir kova haagen dazs yemeyi anlar, birisi spa'da 1 hafta sonu geçirmeyi.

    ben mesela kendimi bira içip çerez yerken film izleyerek şımartıyorum.

    kolay şımarıyorum yani.

    bu durumda şımarık bir insanım da. ilginç.
  • bir balkon, balkonda esen rüzgar, rüzgarda için için yanan sigara, sigaraya eşlik eden bira, biranın verdiği sonsuz hayal gücü, hayal gücü ile gelen istediğin manzarayı gözünün önünde yaratmakla olur bu işler bazen.
  • dün gece yarısı* eve dönerken kendime kokoreç ısmarlayarak yapmış olduğum eylem.
  • telefonun ekran parlaklıgını en ust düzeye getirmek.
hesabın var mı? giriş yap