• yıllar boyunca istediğim ama asla kendimi kanıtlayacak bir ortam bulamadığım için hep içimde yaşattığım durum. ta ki geçen hafta sonuna kadar.

    kadıköy'de geç bir vakitte çarşıdan yürüyorum. karşıdan birbirine sokularak yürüyen iki tane çırpı bacaklı kız geliyordu. kendilerini güvende hissetmedikleri anlaşılıyordu ve ben de bastığım yerden ses getiren, bir de alkollüyken iyice deli deli yürüyen bir delikanlı olduğumdan ötürü daha da bir ürkmüşer gibi hissettim. hemen kapişonumu açtım ki bebek yüzümü görsünler, rahat etsinler. neyse. beni pek siklemediklerini, bana doğru hiç bakmadıklarını fark ettiğimde biraz üzülür gibi oldum tabi ama buna çok alışıktım. o yüzden çabucak atlattım bu bozuntu durumu. çarşının genel atmosferi yüzünden ürkmüşlerdi demek ki diye geçirdim. çöpler, kediler, yağmur falan neyse. kafkaesk bir atmosfer ? (umarım doğru yerde kullandım bu kelimeyi).

    kızlarla tam yan yana geçecektik ki aniden, yani gerçekten bu kadar hızlı olması çok tuhaf her şeyin, uğursuz bir gölge kara bir şimşek gibi kızların arkasında çakıverdi! evet serserinin birisi değerli dinleyenler, kızlardan birisinin çantasını kaptığı gibi tam kaçacaktı ki, evet tam kaçacaktı ki otuz iki senedir benzer bir anda kahramanlık yapmayı bekleyen ben, ak gandalf gibi kuvvetli ve çevik bir hamle ile serserinin ense köküne osmanlı şaplağımı yerleştirdim. serseriden çıkan "ıııyk" sesi ve yere düşüp yüzünü yere vurması, patlayan dudağından ve ezilen burnundan süzülen kanın yerde akan yağmur suyuna karışıp inceden akması falan çok net kareler olarak aklımda ve bunu asla unutmayacağım. kendimle çok gurur duydum gerçekten. işte ben bunun için doğmuştum. unbreakable filmindeki bruce wills gibi bir şeydim ben. süper güçlerim yoktu belki ama ruhum süperdi, kahramanlık mayamda vardı, falan filan!!! artık tebrikleri kabul etmeye hazırdım ki...

    ..yerdeki çocuğun kızlardan birisinin sevgilisi olduğu ve şaka yaptığı ortaya çıktı ama... biraz ayıp oldu tabi.

    bence yine de süper birisiyim.
  • girdiği telefon kulubesinden saatlerce çıkamayan insanlarda böyle bir içsel takıntı olabileceğinden şüpheleniyorum
  • her sene olduğu gibi apartmanda 1 nisandan beri merkezi ısıtma sistemimiz devre dışı. ama hava soğuk üşüyoruz evde çoluk çocuk. hiç üşenmedim indim kazan dairesine kazanı yaktım. şu ana kadar kimseden ses çıkmadı.kendimi apartman sakinlerini donmaktan son anda kurtarmış kahraman gibi hissediyorum.
    büyük ihtimal sabah yönetici bey
    - yalanımvarsa bey kazanı yakmışsınız bik bik diyecek , "fatura gelince bana getir canım" diyip kahramanlığın üstüne bir de artistlik yapacağım. çünkü süper kahramanlık bunu gerektir. *
  • nedense milliyetçiler ve höh (halk özel harekat) geldi aklıma.
  • "dışarıda delicesine yağan yağmur varken, başbaşa sessiz bir evde beraber durduğunuz sevgilinizin çakan şimşekten, o anda elektriklerin kesilmesinden ve peşinden gelen kapıyı pencereyi sallayan gök gürültüsünden dolayı korkup, sarılıp göğsüzüne kafasını dayaması ve gözlerini kapatıp beklemesi..." gibi şeyler insanın kendisini süper kahraman zannetmesini sağlayabilir.
    bu sebeptendir ki "kendini süper kahraman zannetmek" bazen çok güzel bir histir..
    aman da amaaan..
  • her şeyi düzeltebileceğini, herkesi mutlu edebileceğini sanan insanların sanrısı.
  • küçükken annenin çamaşır yıkadığı leğene düşüp deterjanman tandansı yakalayıp reklamalarda rol almak. yazıktır, günahtır. bir insanın ruhsal sağlığının bozuk olmasından faydalanmaktır reklamcı ahalinin yaptığı..
  • tesadüfleri insanın kendi doğaüstü gücü olarak görmesiyle gayet keyifli olabilecek bir eylemdir
    bir sonraki sefer başarılı olunmadığında da "hmmm bu gün güçlerim zayıflamış" şeklinde geçiştirilebilir
hesabın var mı? giriş yap