• yine tükenmiş bir haldesin. zaten ne zaman görsem böylesin. ne olacak senin bu halin?

    çevrenden ve çevrendeki insanlardan hoşlanmıyor, kendini tükenmiş bir yıkım içinde, cesaret ve güçten yoksun hissediyorsun. öylece o dandik odanda kabuğunun içine büzülüp kalmışsın. kendine güveninde kalmamış ve bildiğin rahip hayatı yaşamaya başlamışsın. rahip, rahip misin sen?
    çevreni değiştirmeye, yeni bir işe başlamaya da cesaret edemiyorsun. devamlı bir küçüklük ve aşağılık duygusu içindesin. ve ''ben artık bir işe yaramam'' deyip duruyorsun. acı bir karamsarlıkla resmen tükeniş insan olmuşsun. komik olan ise, bu yazıyı bile tükenmiş ve bezgin bir halde okuyorsun. ayrıca ne desek sana çare olmuyor. canlan artık biraz canlan! hayata diyorum geri dön. yoksa bu tükenmişliğin sisleri içinde buhar olup kaybolacaksın. bu arada şu odanı bir havalandır. çünkü küflenmiş peynir gibi kokuyor.
  • ilmek ilmek ördüğünüz, binbir emekle motiflediğiniz oya siz örmeye devam ederken, doludizgin yaşarken onu, ipin ucundan hızla ya da çaktırmadan çekmesi birinin/birşeyin ya da çekmenizdir tüm şalterleriniz attığından... söküğün önüne geçip örmeye devam edemediğinizde artık motifleyemediğinizde tükendiğinizi hissedersiniz... doludizgin koşarken çatlamış at gibi hissedersiniz... ötesi berisi gerisi yoktur sanki hiçbirşeyin... sizi hayata bağlayan köprüler yıkılmıştır sanki bir bir... sanki diyorum çünkü bu sanrıdan kurtulmak kabil... lakin süreciniz yapyavaş işliyor... bazen bi film, bazen bir roman, bazen bir iş, bazen bir dost, bazen aşk vs. ve bazen hepsi... etken ya da bi başnokta olabiliyor yeniden doludizgin koşmak, motiflemek, yine yeni yeniden devleşmek için benliğinizde...

    (bkz: doyurulmamış bir arzunun semptomları)
  • iş yerindeki sessizlik..herkesteki bu susma dürtüsü..zaman içinde tükenmek..
    özel hayatımın sorunları yetmiyor bir de iş yerinde susup duranlara acıyıp haklarımızı korumaya uğraşıyorum. hepsinin egosuyla tek başıma uğraşıyorum. adaletsizliği ciddi manada kaldıramıyorum, kellem gitsin ama ben yeter ki bunları dile getireyim istiyorum.

    gün geçtikçe tükeniyorum. ama vazgeçmiyorum.
  • kendini bitkin değil, bitmiş hissetmektir (ama okeyde bitmek gibi değil...)
    kendini yorgun değil, yorulmuş hissetmektir (ama atı yormak gibi değil..)
    kendini acı çeker gibi değil, acılar içinde hissetmektir (ama bergen gibi değil.)
    - bitmiş vaziyetteyim.
    - ben sana kendini yorma bu kadar demiştim...
    - bittim tükendim ben artık.
    - ben sana kendini bu kadar tüketme demiştim...
    - beni sen bitirdin.
    - ben sana bitme demiştim. sen yoksan, ben de yokum demiştim. şimdi ben de yok yere tükeneceğim...
    - peki öyle olsun.

    (bkz: yorgun vs tukenmis)
    (bkz: tukenmis iliskiler gerekli ayriliklar)
  • genelde terkedildiğinde hissedilir.. yalnızlığın en saf hali belki de bu ama yine de feci acı verir. dik durmaya çalışma çabaları, olmayacak duaya amin deme seremonileri hepsi bunun sonucu aslında. her seferinde "neden" sorusu gelir akla, cevap malum; hiç!
    tutunacak bir ararsın ama nedense kimse yoktur yanında. hiç olmayacak gibi hissettirir geçen her dakika. lakin bitmesi yakındır.. kesilmez ümit çıkmadık candan...
  • "canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. çok yorgunum.”

    içimizdeki şeytan, sabahattin ali
  • bu senenin başından beri neredeyse iki günde bir bu moddayım içimi kemiren bir şeyler var ve bunu bulamıyorum, kafam çok dağınık toparlayamıyorum yeni bir şeylere başlayamıyorum falan, çözemedim...
  • şuan içinde bulunduğum durum. o kadar yorgun, yalnız ve mutsuz hissediyorum ki... ölmüş gibiyim.
  • şu aralar muzdarip olduğum durum en yakin zamanda kurtulmak dilegiyle. tam bir ruh kemirici durum insan için. yaşam her şekilde zorlar insanı. ınsanın psikolojikmen yaşadığı bu durum ise bu zor olan durumlara karşı geçirdiği bir nevi adaptasyon süreci.
hesabın var mı? giriş yap