• 1882-1901 yılları arasında yaşamış olan pisili kerimoğlu eyyüp efe'nin yaşadığı olay üzerine yakılmış bir muğla- pisi türküsüdür. kerimoğlu'nun mezarı şu an milas - ören civarlarındadır.
    muğla yöresi düğünlerinde takı merasimi sırasında defalarca kez çalınır.gelin-damat gittikten sonra da düğün bitiminde yine birkaç kez çalınır , bilen anlayan kalkar oynar.
    rakı içerken dinlemek biraz sakıncalıdır,zira aşırı gaz veren bir havası vardır.
  • egeliyseniz, hele bir de milas'ın dağ köylerinden birindenseniz, her dinlediğinizde boğazınıza bir şeylerin oturduğunu hissedersiniz, nefes alışınız hızlanır da daha bir dik durmaya başlarsınız, gözleriniz dolar da ağlamaz deliliğe vurursunuz hani, hani tüyleriniz diken diken diken olur, kalkıp iki dönesiniz gelir, bir kaç duble rakı fondipleyip dağlara vurmak, rüzgara teslim etmek istersiniz bedeninizi.. öyle bir türküdür işte kerimoğlu. kavurur. senede bir iki kez o da bir kaç günlüğüne ancak gidebildiğiniz köyünüzün hasretiyle, memleket hasretiyle kavurur...
  • sözlerini böle hatırladım yazdım. tolga çandar derim başka bişey demem..

    haydaman da haydaman
    kerimoğlunun sandalı da sandalı
    vurulmuş ta kanıyor
    kerimoğlunun heryanı da heryanı

    haydülen de haydülen
    şu dağlarda geyik kalmadı
    oynülen de kör arabım sen oyna
    senden başka yiğit kalmadı
  • katıldıgım bir bodrum dugununde toplamda 14 sefer calinarak bir rekor kirdigina inandigim yoresel ezgi.
  • yöresel zeybek oyunları içinde bence en güzel motiflerle süslü olanlardan biridir.oynamasını bilenler de bilir bunu.
  • cesaret ve gözüpekliği ile halk arasında adını duyurmuş, 1882-1901 yılları arasında yaşamış olan muğla - pisili kerimoğlu eyüp adına yakılmış türkü ve bu zeybek havasında oynanan oyundur. 1985 yılında mehmet ali eren tarafından ali kara ve lütfi nalbantoğlu kaynak alınarak derlenen bu türkü ve oyunu ilk kez yine aynı yıl muğla endüstri meslek lisesi zeybek ekibi tarafından oynanmıştır.

    yukarılarda da anılmış olan öyküsü:
    küçük yaşta babası kerim'i kaybeder. anası hatice tarafından büyütülür. ağabeyi hüseyin ile birlikte herkes gibi pisi'de bir süre hayvancılık ve tarımla uğraşır. bu arada eyüp, hayvancılıkla ilgilenirken, ağabeyi hüseyin ise o dönemde "konturbazlık" denilen tütün kaçakçılığı yapmaya başlar. çünkü, osmanlı tütün tekeli reji denilen yabancı tekelin eline geçmiş ve tütünün reji dışında satılması yasaklanmıştır. halk da tütününü reji'ye vermek yerine kaçakçılığı tercih etmiştir. bu nedenle o dönemde halkla kolluk kuvvetleri arasında büyük çatışmaların çıktığı da bir gerçektir.

    kerimoğlu eyüp'ün ağabeyi hüseyin, ağırlığı kafaca'da bulunan bir çok dostu olan bir kişidir. ancak sık sık hapse girmektedir. büyük bir çoğunlukla da bodrum zindanlarında yatmıştır. ağabeyinin hapiste bulunduğu sıralarda eyüp, efesinin dostlarıyla ilişkilerini sürdürmüş fakat yaptığı olumsuz davranışlardan dolayı tepkiler almış ve sonuçta kolluk güçleriyle yöre halkının dikkatini üzerine çekmiştir.

    o yıllarda pisi'nin muhtarı izzet ağa'dır. izzet ağa, muğlalı doktor hüseyin avni topaloğlu'nun kahyalığını yapmaktadır. o dönem muğla'sında eşraf ve zenginler pisi ovasındaki arazilerini kahyalar aracılığı ile işletmektedir. kahyalık yapanların ise bu nedenle köyde diğer kişilere göre daha zengin ve imtiyazlı olmaları doğaldır.

    1901 yılı baharında bugün pisi'de maşat adı verilen yerde bir düğün kurulur. düğünde eyüp oyuna kalkar. hasmı durumunda olan izzet ağa da oradaki masalardan birinde dostlarıyla oturmaktadır. bu sırada ağabeyinin arkadaşı koca mehmet düğüne gelir ve eyüp'ün üzerine izni olmadan oyuna kalkar. yöre geleneklerinde izni olmadan birinin üzerine oyuna kalkmak büyük saygısızlık ve karşısındaki kişiye yapılabilecek büyük bir hakaretti. ama efesinin (abisinin) arkadaşı olduğu için koca mehmet'e saygı gösterir ve oyundan çekilir. buna rağmen koca mehmet oyununu bitirince eyüp'ün hasmı olan pisi muhtarı izzet ağa'nın masasına giderek oraya oturur. eyüp üst üste yapılan bu hakaretler karşısında kızarak izzet ağa'nın masasına doğru yönelir ve koca mehmet'e ayağa kalkmasını söyler. ayağa kalkan mehmet'e 'üzerindeki efemin elbisesini çıkar' der. bunun üzerine izzet ağa, koca mehmet'e yapılan davranışa sinirlenerek eyüp'e saldırmak ister. eyüp, yanında taşıdığı bindirme (dolma) tabancası ile izzet ağa'ya ateş eder ve kolundan yaralar. düğün yerinden kaçarak değirmenderesi'ne gelir. orada kosmel denilen koca ismail tarafından yakalanarak birkaç kişi ile birlikte dövüle dövüle maşat'a getirilir. orada tekrar dövülen eyüp, annesi hatice tarafından sırtlanarak evine götürülür. [bu düğünde oyun hakkı, üzerine oynama hakkında farklı anlatımlar var, gerçeğini bilmiyorum.]

    olayı izzet ağa zaptiyeye bildirmiştir. zaptiyelerin köye geldiğini haber alan eyüp, evindeki mavzeri ve fişekliği alarak kaçar. zaptiye takibe çıkmıştır. derken arap mezarlığı adı verilen yerde, zaptiyelerden biri eyüp'ü görür ve teslim olmasını ister. eyüp teslim olmayarak zaptiyeyi öldürür ve dağa kaçar.

    pisi ve yerkesik dağlarında gezinir. yerini sadece anası hatice ve ağabeyi hüseyin bilir. zaptiye sürekli evine gidip yerini söylemesi için anası hatice'ye baskı yaparsa da bir türlü öğrenemez ve eyüp'ü yakalayamazlar. milas'ta kaçakçı yakalamakla ünlü kör arap lakaplı jandarma çavuşu ismail'e haber salınmış. esmer ve daha önce girdiği bir çatışmada gözlerinden birini kaybeden. çok acımasız ve keskin nişancıymış. istihbarat eyüp'ün yerkesik'e bağlı çakallar (veya çakallık, veya menteşe) mezrasında ibişoğlu ibrahim'in (ibiş dayı) barakasında kaldığını işaret etmektedir. (galiba çakallar mahallesinde ibiş ibrahim'in torunu sarı sultan'a aşık olmuş. burada gene her yerde bulunmayan veya tartışmalı bilgi: ibiş ibrahim torununu isteyen eyüp'e vereceğini söylemiş, son gün kız kardeşinin oğluyla jandarmaya haber göndermiş.)

    1901 (son)bahar aylarından birinde öğleden sonra geceden uyanık olabilecek kerimoğlu çakallar'da barakada uyurken pencere ve kapı açılmış, kör arap eyüp'ü kurşunlarıyla sokmuş, uyandırmadan öldürmüş. bazı diğerlerinin yaralı kurtulduğu söylemi de var. mezarı orada menteş mahallesindeymiş. annesi hatice kahrından çok geçmeden ölmüş. hüseyin abisi önce yerkesik'e yerleştiyse de sonra ortadan kaybolmuş.

    tolga çandar'ın söylediği haliyle kerimoğlu'nun sözleri:

    haydü len de haydü len, (hedülen de hedülen)
    karadağların sandalı da sandalı.
    al ganlara boyanmış*,
    kerimoğlunun her yanı da her yanı.
    öf aman da aman da
    şu dağlarda keklik kalmadı.
    oyna len de kör arabım sen oyna,
    *senden başka yiğit kalmadı.
    öf ülen de aman da
    yerkesikle şu pisinin arası
    nerelerde bozulmuş
    kerimoğluylan kör arabın arası

    kerimoğlu zeybeği*
    of aman da of aman karadağların sandalı da sandalı**
    al kanlara boyanmış kerimoğlu’nun her yanı da her yanı.

    of aman da of aman karadağlarda sandal kalmadı.
    oyna da kör arabım sen oyna *senden başka yiğit kalmadı.

    of aman da of aman yerkesiğinen şu pisinin arası
    nerelerde bozulmuş kerimoğlunnan kör arabın arası

    of aman da of aman yerkesiğin minaresi minaresi
    alkanlara boyanmış kerimoğlunun hanesi de hanesi.

    eyyübüm zeybeği / eyyübümün türküsü***
    eyübümün geçtiği dağlar meşeli*
    elleri kolları ırakı da konyak şişeli
    ooooof of al benzimi soldurdun
    güzel yârim senin adına düşeli

    arap beni çakallıkta avladı
    kör kurşunu ciğerimi dağladı
    eyyübümün kanlı göleği giderken
    anacığı arkasından ağladı

    yerkesik ile çakalların arası
    eyyübümün sol göğsünde yarası
    katil arap eyyübü uruverdi
    kör olası, allahın’dan bulası*
    tolga çandar'ın eyyübüm zeybeği yorumu..

    * söz ve müzik anonim olup en eski bilinen kaynak kişisi, pisili kemancı tahir erdinç’tir.
    ** sandal sözcüğü yörede yetişen kayın türü bir bodur ağaca verilen isim olarak kullanılmaktadır.
    *** 1901 yılında kerimoğlu eyüp öldürülünce sevdiği kadın sarı sultan tarafından yakıldığı sanılmaktadır. kaynak: mehmet ali eren
    öyküleri ile muğla türküleri / aymar yayıncılık, muğla, 2003; benim aldığım site.

    (bkz: pisi/@ibisile), yeşilyurt/@ibisile, yerkesik/@ibisile
    (bkz: kerimoğlu türküsü evi)
    kşz. sırrı efe
    kşz. incealiler'deki durmuş ince
    (bkz: karaova düğünü/@ibisile)
    (bkz: zeybek/@ibisile)
  • muğla ilinin yeşilyurt kasabasından (eski adı ile pisi) olan kerimoğlu isimli efe ile en yakın arkadaşı olan körarap arasındaki hesaplaşmayı anlatan güzel türkülerimizden bir tanesidir. vaktiyle kulaktan kulaktan kulağa söylendiği için söylemlerde değişikliklere rastlamak mümkündür.
  • kerimoğlu,

    1880 li yıllarda yaşamış efsane efedir,
    asıl adı kerimoğlu eyüp efedir.
    muğlanın pisi ilçesinde yaşamıştır, ilçenin bugünkü adı yeşilyurt’dur. [1]
    babası hüseyin, eyüp efe daha küçükken ölmüş, anası hatice tarafından büyütülmüştür. abisi hüseyin ile birlikle hayvancılık ve tarım ile ilgilenmiştir.
    osmanlı’nın son dönemlerinde osmanlı tütün rejisi [2] isimli tütün şirketi dışında tütün alış verişi yapılması yasak olduğu için (tekel adı buradan gelir) eyüp efenin abisi hüseyin, “konturbazlık” ismi ile anılan tütün kaçakcılığı yapmaktadır.
    dönem haklının reji ile çalışmak istememesi üzerine halk ile kolluk kuvvetleri arasında çok büyük çatışmalar çıkmış, yine çok büyük can ve mal kayıpları yaşanmıştır.
    tekel amacı ile kurulan şirketlerin resmi kolluk kuvvetlerini zorbalık için kullanmaları geçmişte değil, bugün ki tarım ve tohum politikalarında kendini göstermektedir aslında. (food inc) [3]
    eyüp efe’nin abisi hüseyin, arkadaş çevresinin büyük bir çoğunluğu kafaca’da bulunan birisidir, gerek yaptığı kaçakcılıklar yüzünden gerekse kolluk kuvvetlerince mimlenmesinden ötürü sürekli mahpus damına düşüp çıkmaktadır.
    abisi hüseyin mahpus damında iken, abisinin arkadaşları ile ilişkilerini sürdürmüş, ancak eyüp efe, abisi kadar ağır başlı ve alttan alan birisi olmadığı için, yaptığı delilikler ve mertlikler sebebi ile çok göze batmış ve gerek halktan gerekse kolluk kuvvetlerinden bolca tepki almıştır.
    aynı dönemde pisi muhtarlığını yapan kişi izzet ağa’dır.
    izzet ağa muğlalı doktor hüseyin avni topaloğlu’nun kahyalığını yapmaktadır. bulunduğu mevki itibari ile hem zengin, hem de kolluk kuvvetlerinin yanında bir tutum sergilemektedir.
    bu sebeple, kerimoğlu eyüp efe ile arası açıktır.
    1901 yılınan ikinci çeyreğinde, bugün pisi ilçesinde maşat adı verilen bir alanda düğün kurulur.
    düğün evinde eyüp oyuna kalkıp oynamaya başlar.
    düğün yerinde eyüp efenin hasmı olan izzet ağa’da bulunmakta ve masaların birisinde oturmaktadır.
    eyüp efe oyun oynarken, abisinin arkadaşlarından koca mehmet düğüne gelir ve eyüp oyun oynarken onadan izin almadan, oyuna kalkar.
    o dönemde birisi oyuna kalktığında oyuna kalkan kişi izin vermeden bir diğeri onun oyununa kalkmazmış. aksi büyük saygısızlık ve hakaret olarak görünmekteymiş.
    eyüp efe kendisine yapılan bu saygısızlığa, koca mehmet abisinin arkadaşı olduğu için ses çıkarmamış ve oyunu yarıda keserek masasına geçmiş oturmuş.
    koca mehmet oyunu bitince, eyüp efe’nin masası yerine hasmı olan izzet ağa’nın masasına gider oturur,
    yapılan bu ikinci saygısızlığa dayanamayan eyüp efe, izzet ağa’nın masasına yönelir ve koca mehmet’e ayağa kalkmasını söyler, koca mehmet ayağa kalkar, eyüp efe ona üzerindeki abimin elbiselerini çıkar der.
    bunun üzerine izzet ağa sinirlenerek eyüp efenin üzerine yürür,
    eyüp efe, kendisine saldırmak isteyen izzet ağayı yanında taşıdığı doldurma tabancası ile kolundan vurur. akabinden olay yerini terk ederek değirmenderesi denilen mevkiye gelir. orada kosmel denilen koca ismail ve tayfası tarafından yakalanarak dövüle dövüle düğün alanına geri getirilir.
    düğün yerinde yine dövülen eyüp efe, anası tarafından sırtlanarak evine götürülür.
    tabi izzet ağa olayı zaptiyelere bildirmiştir,
    zaptiyelerin kendisini almaya geleceğini bilen eyüp efe, tüfeğini ve mermilerini alarak evden kaçar,
    bugünkü arap mezarlığı adı verilen mevkide zaptiyelerden birisi eyüp efeyi görür ve teslim olmasını ister, bunun üzerine zaptiyeyi öldürüp kaçan kerimoğlu eyüp efe o yünden sonra pisi ve yerkesik dağlarında dolaşmıştır.

    bu hikayeden çıkaracağım sonuç şudur, kerimoğlu eyüp efe saygı ve hakkaniyet olgularına verdiği değerden ötürü bir erücment çözer gibi davranmış ve pireden ötürü yorgan yakmıştır.

    linkler :
    [1] http://tr.wikipedia.org/wiki/yeşilyurt,_muğla
    [2] http://tr.wikipedia.org/wiki/tütün_rejisi
    [3] http://www.imdb.com/title/tt1286537/
  • muğla'da her düğünde mutlaka çalınan yerkesik ve pisi (yeşilyurt) türküsü. düğünlerde saat 10 dan sonra sadece bu türkü çalınır. çalgıcılar da iyi bahşiş toplarlar bu türküyle.
  • sevgili painladder'la tam da muğla muhabbeti yaparken trt4'te karşıma çıkmasıyla tüylerimi diken diken eden ege türküsü.. kalkıp zeybek oynamak bile geldi içimden.. ben memleketi fena özledim galiba..
hesabın var mı? giriş yap