• uzuun yıllar önce, şişlide eski bir müzik kayıt stüdyosuna kısa bir iş ziyaretim olmuştu. ziyaretim gereği, kayıtların yapıldığı, o koskoca ses mikserlerlerinin bulunduğu kontrol odasına girdim. ses mikserleri eskiden koskocamanlardı, şimdilerde kucağa alınacak kadar küçüldüler... kontrol odalarında, kayıtları yapan kişiler, yanlarında da çoğunlukla işin sahibi plakçı durur. (o zamanlar prodüktör lafı henüz pek bilinmezdi.) içerideki başka bir kapı, yalıtılmış okuma odasına açılır. okuma odası, genelde şarkıcıların isteği üzerine karartılır. dikkat dağılmasına iyi bir çözümdür.

    odadaki herkesle merhabalaştıktan sonra, bir köşeye oturdum. içini göremediğim ve her zamanki gibi karartılmış okuma odası. ama bu kez muhteşem bir ses ve katıksız arabesk söylüyor! arabeskten hoşlanmam pek, ama duyduğum bu ses diğerlerinden farklı. o kadar içten söylüyor ki, oturduğum koltuğa çakılıp kaldım. bu arada, işin sahibi plakçı bana birşeyler danışıyor, dikkatim sese kaydığı için soruları ya kaçırıyorum ya da yanlış cevaplar veriyorum. adam sese kilitendiğimi farketti, gülümsedi... ve sustu.

    içerideki muhteşem ses, arada sırada müziği durdurup, 'bu kısmı beğenmedim, bir daha okuyacağım' diyor, yeniden başlanıyor... yeniden söylüyor, kaydı durdurup en baştan dinliyor, beğenmemişse bir kez daha okuyor. her seferinde uzun uzun dinliyorum.

    görüşmemizi rahat yapabilmek için, plakçıya dışarı çıkmak için kibarca işaret ettim. ayağa kalktım. odadakilere sessizce el sallayıp tam çıkıyordum ki, karanlık odadaki ses okumayı tekrar durdurdu. hemen sonra müzik durdu. karartılmış okuma odasının kapısı hızla açıldı. içeriden, kısacık boyuna rağmen etekleri ayakkabılarını örtecek kadar uzun, gözleri insanın içine işleyecek kadar pırıltılı bir bayan çıktı. gülümseyerek:

    - merhaba, nereye gidiyorsun öyle hemen ? o kadar güzel dinliyorsun ki, sana söylüyordum şarkıyı. işin yoksa kalıver, güzel güzel okuyayım. hadi. (çok şaşırmıştım !)
    - merhaba, benim adım earthlingplus... şeyy, aslında plakçınızla toplantımız var... (şaşkınlık içinde plakçıya bakarak) ben.. eee...
    - merhaba, ben kibariye. sen bana kiboş de.
    - (gulp ve ohaa!) çok özür dilerim tanıyamadım sizi...
    - boşver n'olacak. hadi otur şuracıkta. tamam mı ?
    - ee, memnuniyetle !

    plakçının bana gülümsemesinden de güç alarak, bir süre daha oturup zevkle dinledim kibariye'yi.. kendisini canlı olarak ilk ve son görüşüm böyle oldu. arabesk'i sevmesem de, kibariye'nin gerçek bir ses ustası olarak içimdeki yeri ayrıdır. yolu açık olsun.
  • "kibariye olmanın haricinde ben bir kadındım, insandım, ben uzaydan gelmedim, gelenleri de tövbe yadırgamam." şeklinde bir beyanat vermiş mevlana şekeri.
  • başrollerini kemal sunal, erdal özyağcılar, ve adile naşit'in paylaştığı şabaniye adlı filmde, o dönem yıldızı parlayan kibariye ve bülent ersoy karikatürize edilmiştir. ikisinin karışımı olan şabaniye, hem erkeksi sesi, hem de bağırarak şarkı söyleyişi ile çirkin görüntüsüne rağmen iki ünlü ve zengin erkeğin kalbini çalar.
    fakat kibariye'de cahil, sevimli, saf bir yön vardır. katıldığı canlı televizyon programında esra ceyhan'ın kulağına doğru eğilerek 'aramızda kalsın' diye kocasıyla çocuklarının olması için neler yaptıklarından bahsetmesi, kocasının kendisini aldatması sonucu ağlayışı, ne olursa olsun yapmacık olamayan halleri, onun müziğinden kesinlikle hazzetmeyen insanlarda bile bir sempati uyanmasına yolaçar.
    nerden baksanız, birçok insandan iyidir, yalansız, yapmacık olamayacak kadar saf, sesinin gücü ile meşhur olmuş, kendisini son dönemin trendine göre seksi genç kız gibi göstermeye çabalamamış *, kocasıyla olduğu dönemde ona gönülden sadık kalmış, bence meziyet sahibi bir yaralı çingenedir. sesini sevmeseniz de sokaktaki tek gözü kör kediyi okşamaktan iğrenmeyenlerdenseniz, onu seversiniz..
  • hava alanında carpıstıgı adam ''i'm sorry'' dedikten sonra karsılık olarak ''life is life'' cevabını vermiş unlu.*
  • türk müziğinin pırlantasıdır. bu kadar tatlı bi kadının nesine gıcık olunur lan?

    bu arada dünkü beyaz show'da şöyle bir diyaloga imza atmıştır kendisi.*

    ----

    telefondaki ibrahim tatlıses: haaıuhda asdlıadoıhaso asdhasgdfaa

    kibariye: evet abicim. (kafasını da sallıyor)

    telefondaki ibrahim tatlıses: sonra jaıukada adapsdoad ajsdasd hshdahsıdb

    kibariye: (beyaz'a bakarak) çok doğru söylüyor.

    beyaz: ne söyledi ben anlamadım ki?

    kibariye: şimdi dedi ki... ee abicim bi daha tekrarlar mısın?
  • ilginç bir kişilik. eşiyle gittiği bir alıveriş merkezinde bebek elbiselerine baktıklarını gören sunucu*;
    -ne o kibariye hanım bebek bekliyosunuz galiba

    diyerek sevimli bir şekilde muhabbet açmaya çalışır, magazin severlere gönderme yapar.
    kibariye'nin cevabı ise; pasiflora içmiş bünyemde tekrar huzursuzluk başlattı;
    -evet galiba yani bilmiyorum adetim gecikti. bekliyoruz.*

    * kim bilir şarkısını ondan iyi söyleyene denk gelmedim.
  • az önce televizyon makinası nda okan bayülgen in okuduğuna göre bir gazeteye şöyle bi beyanat vermiş hanımkişi. "ben kibariye olmadan önce kadınım, anneyim, insanım, uzaydan gelmedim ama geleni de töbe yadırgamam". ben artık töbehaşa tapıyorum kendisine....
  • 4-5 sene evvel havaalanini girisinde arkamda sirada bekliyordu ustunde kurk,saclarinda rofle olan bir kadin.valizimi guvenlik bandina cikarmayi deneyip basaramadigim da ki valiz oldukca agirdi, bu kurklu kadin hemen tuttu valizin sapini, kaldirdi ve olmasi gereken yere koydu,saskinlikla tesekkurler falan derken ne olcek ablam,bir sey degil dedi sevgili kibos.bu kadar da cana yakin,yardimsever ve icten tum sohretine,malina ,mulkune ragmen diger ne oldum delilerinin aksine..
  • televizyon makinası nda darbuka şovu yapan ve bu esnada rahatsız olmasın diye, okan bayülgen in ceketini çıkarıp bacaklarını örttüğü şarkıcı. kibariye de bu jestin karşılığında bayülgene ceketi kendi elleriyle giydirmiş, şovmenin itirazlarını ise "ölümü gör" diyerek engellemiştir. çok farklı kültürlerden gelmiş iki insan arasında yaşanan bu anlık hadiseden sosyolojik sonuçlar çıkarıp uzun uzun yazmak niyetinde değilim, zaten o kısa sahne tek başına çok şey anlatıyor bence.
  • olay bir adamsın üstüne tanımam anacım, dedi tayyip erdogan'a roman açılımında.
hesabın var mı? giriş yap