• kimi zaman kaderi değiştirebilecek yanıcı madde. şöyle ki,

    kardeş 4- 5 yaşlarındadır ve nedense kibrit yakmak gibi bir zevki vardır. bulduğu yerde affetmeyip yakmaktadır. aşağıda oturmaktayızdır birara kardeşin ortada olmadığı farkedilir. anne yukarı seslenir ses gelmez bunun üzerine anne kardeşin odasına bakmak için yukarı çıkar ve çığlığı basar. kardeş bir yerlerden kibrit bulmuştur ve bol miktarda yakmış sonunda yatak örtüsünü tutuşturmayı başarmıştır. anne yetiştiğinde parkelerin tutuşmasına ramak kalmıştır ortalık duman içindedir. yatak örtüsü söndürülür. akşam baba eve geldiğinde anne olayı anlatır. kardeş bir köşede ezik ezik oturmaktadır. baba kaç defa yapmamasını söylediği halde neden kibrit yaktığını sorar. kardeş cevap verir " hıdırellez yapıyodum ben " baba öfkesini kontrol edemez 2 tane yapıştırır " al sana hıdırellez. bidaha yaparken bunu hatırlarsın " der. kardeş o gün babadan ilk ve son tokatı kibrit yüzünden yer ve o günden sonra bir daha kibrit yakamaz. şuan gunde 1 paket sigara içen biri olarak kibrite elini sürmemekte illaki sigarasını yakmak için çakmak aranmaktadır. neden kibritle yakmıyorsun dendiğinde bilmem hoşlanmıyorum nedense kibrit kullanmaktan der. bilinçaltında kibrit fobisi oluşmuştur.
    kibritin birey üstünde bıraktığı kalıcı arazları okudunuz.
  • senelerdir fiyatı hiç değişmedi, hep 10 kuruş. 40 adet çöpün bedeli 10 kuruş. yani bir çöpün fiyatı 0.25 kuruş. elime kibrit kutusu geçtiği zaman bunun ilginçliğini düşünüyorum çok kez. bir insanın ömrünü vererek kazandığı bir şeyi (krediyle alınmış eryaman'da 3+1 ebeveyn banyolu daire, üsküdar'da köşk ki köşk genelde dededen kalır ehe, gebze-dilovası'nda boya fabrikası, 2009 model çift sürgülü kapılı fiat doblo safeline vs.) yok etmek için kafi geliyor 0.25 kuruşluk bir çöp.

    ''var biraz da sen oyalan...''
  • daha ilkokula gittiğim yıllarda "vasati" kelimesinin "ortalama" demek olduğunu öğrenmeme sebep olan, yanıcı ve yakıcı madde.
  • iki tarafı da yanabilir olsa, ağaçlar daha az üzülürdü.
  • takvim arkasından denk düştü... yazarım... baş tarafına potasyum klorat, antimon sülfür yada kükürt gibi maddeleri tutkalla tutturularak yapılan tahta çöp yada mumlu mukavva. kibritin baş kısmı, kibrit kutusunun bir kenarında kırmızı fosfor ve cam tozlarından ibaret pütürlü yüzeye sürtüldüğünde ısınmadan dolayı kolaylıkla ateş alır ve tahta çöp yada mumlu mukavvayı tutuşturur. ilk kez 1833 yılında batı ülkelerinde piyasaya çıkmış, türkiye'de ise 1929'da çıkarılan yasayla kibrit yapımı tekel genel müdürlüğününün tekeline verilmiştir. ilk kibrit fabrikası 1932'de açılmış, 1952'de kibrit yapımı, ithali ve satışı serbers bırakılmıştır. bu noktada, ithal olayı biras şaşırtsa da beni, malazlar eğer kibritten "köşe dönmek" mümkünse, alemin en büyük firmalarından biridir. kibriti camda yada kot pantolonda yakmak bi karizma biçimi olarak kabul edilirken, renkli, uzun-kısa, falan filan kibritler de olayın akrobatik tarafını oluşturur, kibrit kolleksiyonu olan bi dolu insan wardır, amcamın da wardı, onlara her gittiğimde koleksiyona dalar, bi kaç tane kibritini yakardım sessizce. kibritin ucundaki yanmış bölüm emildiğinde ağızda deişik [güsel] bi tat bırakır. ewet hastayım ben.
  • konya'da alaattin tepe'sinden zafere döndüğün köşedeki hediyelik eşya dükkanının adı idi bu. böyle şişman bir sahibi vardı. "güzel bir dükkandı" diye hatırlıyorum, hala hatırlayabiliyor olmama şaşarak.

    asıl 2-3 dükkan sağında "felicia pizza" diye bi pizzacı vardı ki dominos, pizza-hut püsür halt etmiş. bizim mi ağzımızın tadı çok iyiydi acaba?
  • hala ısrarla aranılan ateşleyici. artık pek bulunmuyor, zamanında bakkaldan istediğinizde onluk paketi yırtıp açması ve istediğiniz adette vermesini izlemesi keyifliydi. tekel bayilerinde oluyor genelde. süpermarketten alış veriş yapıyorsanız bulmak sıkıntılı. kasiyerlere sorduğunuzda kimi anlamsızca bakıyor, bazısı amirine sesleniyor (kaykaylı amir) filan ama bulma olasılığı pek yok. kav'ı swedish match satın almış. malazlar galiba üretimi durdurdu. evdeki eski model şofbenlerin ateşleme noktası hayli geride, yeni nesil uzun çakmaklar yerine kibrit kullanıyorum. yeni nesil ocaklar da kibrite ihanet etmiş zaten. backwoods'u bununla yakmayı seviyorum, başlığı yandıktan sonra sabredilirse odun kısmının tam ortası bu iş için bire bir. çocuklukta desenli yüzü saklanır, ganimet olarak değiş tokuş yapılırdı.
  • bakkallar icin turnusol kagidi vazifesi gorur benim acimdan. once kibrit var mi diye sorar ona gore alisverise devam ederim. iki kurus fazla kar etmek icin kibrit satmayip 1 liralik siktiriboktan cakmaklardan birini almaya mecbur birakan zihniyete para kazandirmak istemiyorum sahsen.
  • yıl olmuş 2013 hala inatla kullandığım küçük, şirin, nostaljik ve aynı zamanda karizmatik yaktırgaç. her ortamda illa bir kez sorulur, neden kibrit kullanıyorsun diye. çünkü artık kibrit hayatlardan tamamen çıkmış. çin malı çakmaklar ve zengin züppe zippo'larıyla iç içe olduğumuz şu günlerde en sıcak ve en içten yakma gerecidir kibrit. zippo gibi gösteriş ve hareket yapma malzemesi değildir. clipper'lar gibi de özensiz değildir. gerek kokusuyla, gerekse sigaraya bıraktığı o müthiş tatla sadece bir yakma gereci değil, bir yaşam biçimi, bir damak zevkidir de.

    benim kullandığım kibritler içinde (zaten bir kav bir de malazlar kullandım ama) en iyi olanı kav'ın sürtünme yüzeyi benek benek olan değil de malazlar gibi düz olanıdır. buralarda bir bakkalda denk geldim ve 100 kutu aldım. hala arada sorarım geldi mi diye. çünkü rüzgarda daha iyi yanar, kibrit başları orantılıdır ve sürtünme yüzeyi daha göze hitap eder.

    tabii parayı bulduğum zaman (çünkü türkiye'de bulunmamakta, ingiltereden getirtmek gerekiyor ki zaten kibrit pahalıyken bir de kargosuyla 100 kutusu yaklaşık 70 dolara tekabül ediyor.) stoklayacağım tek kibrit swan vestas'tır. (bkz: strike anywhere)
  • o bildik kibrit renginin disinda bissuru renkte kibrit olması cok hos.kırmızı ve beyaz olanlari daha sevimli gorunuyor
    ve bir de kibrit kokusu super guzel.yanmisi yanmamisi ikisi de guzel
hesabın var mı? giriş yap