kıdem

• işbu kavrama atfedilen önem, bulunulan ortamın vasatlığıyla doğru orantılıdır.
• bu zamana kadar yazılmamasına oldukça şaşırdım.
  
  taşak.
• tıp için konuşmam gerekirse kişiye kazandıkça farklı duyular kazandıran meziyet.
  mesela bir insanın sadece kapıdan girişinden bel ağrısı fıtıktan mı, sinir sıkışmasından mı kırıktan mı var, adet sancısı mı çekiyor, taş mı düşürüyor hiçbir test ve tetkik yapmadan ayırt edebiliyorsun.
  
  hatta hasta bazen kendi bile şikayetini bilmezken asıl mevzunun çok başka olduğunu bir bakışla fark edebiliyorsun. o kendisini griple geldiğini sanıyor ama kalp krizi geçiriyor sonuçlar geldiğinde de çok havalı oluyorsun.
  hakkında hiçbir şey bilmediğin yeni tanışılan birine tek seferde burcunu söylemek gibi...
  
  ama siz yine de nolur nolmaz hastaları dinleyin onlara dokunun...
  
  bunun bir üst boyutu akciğer grafisine bakıp hastanın isminin söylenmesi sistemde hastanın adını görünce direkt şikayetin girilmesi. artık o kadarı da uzmanlığa kalsın.
• bir görevde aşamaca, rütbece eskilik.
• askerlikte ayni rutbeli subay astsubay veya askerler arasinda, daha once mezun olma, daha once askere katilma esasina dayanan hiyerar$ik olgu.
  ornek:
  iki yuzba$i'dan (yuzba$ilik 6 yildir) harp okulu'ndan daha once mezun olan, kidemli olup, diger subay o'na "-komutanim....." diye hitap eder.
  
  ayrica bu konu uzerine "cayda dem askerde kidem" diye bir soylence de vardir.
• aslında arapça "eski" anlamına gelen "kadim" sözünden türeme olup "eskilik" anlamına gelir.
  
  ancak dilimizde "üst düzeyli olmak", "daha yetkili olmak" anlamındadır.
• doktorlar, özellikle cerrahlar arasında daha önce gelip eğitimine başlayan kişinin daha eski ve eğitimli olmasından ötürü yeni başlayanların abisi ya da ablası olduğu hiyerarşik durum.
  (bkz: kıdemli)
• en güzeli için;
  (bkz: eş kıdem)
• (ilk giri tarihi: 13.1.2018)
  
  (bkz: kadem), kudüm, kudema, kıdemli
  (bkz: kadim), takdim, takaddüm, mukaddeme, mukaddime
  (bkz: kıdem tazminatı), kıdem aylığı