• (bkz: kill bill)
  • osmanlı döneminden günümüze taşınan nostaljik bir çadır türüdür. keçi kılından imal edilmesi nedeniyle bu isimle anılır. su geçirmez ve güneş ışınlarını engeller olması, kışın sıcak, yazın serin ortam imkanı sağlaması bakımından en önemli özelliklerindendir. zararlı börtü böceklerin çadırın dokusuna temas edememesi, doğal ortamlar için tercih nedenidir. ayrıca hem ekonomik hem de dayanıklı çadırlardır.

    tamamen doğal bir ürün olan el dokuma çadırlar hiçbir katkı maddesi içermez. ancak makine üretimi ürünler, içerisinde sağlamlaştırıcı denilen az da olsa yabancı maddeler içerebilir. 90'lı yıllarda fabrikasyon üretimine başlanmıştır. günümüzde neredeyse % 95 oranında fabrikalarda üretilmektedir.
  • doğayla uyum içinde ona saygı duyarak yaşamayı öğrenmiş insanların barınağıdır.
  • su geçirmez özelliği dokumasında gizlidir. ilmekler arasında milimetrik boşluklar bırakılır ki yağmur yağdığında falan o ilmek gözelerine su girsin ve arkasından gelen su çadırın üzerinden kayıp gitsin. yani bir nevi araya giren suyun kaydırak etkisi yapması hesaplanmış. sık dokunursa çadır suyun ağırlığını kaldıramaz çöker, gevşek dokunursa da aralardan su sızar. dokuması ince işçiliktir. çadır, gergilerle tutturularak dikilir.
  • bir takım akrabalarımın halen yaşadığı evleri/barınakları.

    dışarıdan bakınca rezillik çekiyorlar gibi görünse de şu bir gerçek ki betonarme binalarda büyümüş beni gömeceklerdir. adamlar dağda zahterle besledikleri keçileri yiyip, sütlerinden yoğurt yağ yapıp yiyorlar.

    eski türklerde bu çadırın içinde ocak bulunurmuş. evini atın terkine at taşı istediğin yere.
  • "yedinci gün başkırlar'ın obasına vardılar. yabancının anlattığı gibiydi buralar. başkırlar bir ırmağın kıyısına kurdukları kıl çadırlarda yaşıyorlardı. toprakla uğraşmıyor, ağızlarına ekmek koymuyorlardı. hayvanları başıboş sürüler halinde öylece otluyordu. tayları çadırların arka kısmında bağlı duruyor, kısraklar yanlarına günde iki kez götürülüyordu. tayların sütünden kımız elde ediliyordu. obanın bütün işlerini kadınlar yapıyordu. erkeklerin tek yaptığı bütün gün yan gelip yatmak, kımız, çay içmek; kesilen koyunları yemek ve eğlenmekti. çalışmayı akıllarından geçirdikleri yoktu; kaba, bilisizlerdi, rusçaları zayıftı fakat güler yüzlü insanlardı." tolstoy - çem lyudi jivi (insanın ne kadar toprağa ihtiyacı var öyküsü)

    (bkz: çadır/@ibisile)
  • çadır, çatmak kökünden gelir. keçi kılından yapıldığı için kıl çadır denir. rahmetli dedem, yerleşik hayata geçtikten sonra taş evinin karşısına dört direkli honamlı tarzı kıl çadırı kurmuş. vefatına kadar hiç kaldırmadı. bir yerlerde kıl çadır görsem, dedem baş köşede rahlesinde kitap okuyor, babaannem yanı başında kirmen eğiriyor gözüme gelir.
hesabın var mı? giriş yap