• diyetisyeninizin verdiği diyete yaklaşmaya çabalamak bile işe yaracaktır sevgili malnutrisyonlu kaderdaşlarım.

    her şey arkadaşlarımın "rüzgarda uçarsın sen" gibi masum göndermeleri bir kenara bırakıp "kaburgaların sayılıyor", "sen gittikçe kötüye gidiyorsun" şeklinde ağır cümleler sarf etmeye başlamalarıyla başladı. başta duymazdan geldim, omuz silktim, kıskanıyorlar beni diye düşündüm ama bilinçdışımdan gelen feryada yenildim sonunda. bilindışı böyledir sözlük, gün be gün ilmek ilmek örer ağlarını. öyle de oldu. hayat çekilmez olmuştu artık. herkes sağlıklıydı, ben hasta. herkes mükemmeldi, ben eksik. onlar kan bağışı bile yapabilirdi ama benim kan verebilmem için hala 5 kiloya ihtiyacım vardı.

    ne mi yaptım? her mantıklı insanın yapacağı şeyi, diyetisyene gittim. ne kadar zor olabilirdi ki? tam bir gazmandım. öyleyimdir, hemen hayaller kurarım. iddiaya girdim etrafımdakilerle alacağım kilolara dair. kazanacağım paralarla yapacaklarımı planladım her gün. bu arada diyete de başladım tabi. hemen koştum markete, kasaba, manava, tamamladım listeyi. elimde poşetlerle koyuldum yola. her sabah bir yumurta yemek başta o kadar da zor değildi. yağda, sahanda, sonra yine yağda... derken gözümde büyüdü hepsi. kase kase yoğurtlar, tabak tabak yemekler. hiç acıkmaz olmuştum. yemem gereken şeyler vardı. hayatımın merkezi oldu diyet. ama en fenası, en zoru, en başaramadığım 5 porsiyon meyve maddesini hayatım boyunca unutamam. zaten doğru düzgün mevye yemeyen bir insan olan ben günde 60 çilek ya da 5 portakal ya da 2 buçuk su bardağı portakal suyu ya da sonsuz kuru meyveler yemek zorundaydım. yapamadım tabi. hiç 5 olmadı o sayı ama diyetime sadece ve sadece 2 hafta uymama (uymaya çalışmama) rağmen midem genişlemişti sanırım. belki de plasebodur (o nasıl olabiliyorsa). önüme geleni yedim aylarca. bıraktım diyeti ne bulduysam yedim. sonuçta kilo aldım azizim. artık kan verebilecek kiloya eriştim. kaburgalarım da sayılmıyor. kendimi durduramam diye korkuyorum sadece. çerezosun hüpmısırı çok güzel. tavsiye ediyorum.

    edit: iddiayı 300 gramla kaybettim. hala hatırladıkça ağlarım.
  • delirmek. askerdeyken delirmiştim biraz, durmadan bi şeyler yiyordum, her yere konserveler, kekler zulalıyordum. traş kutumdaki incirli turtilerin arasında jiletlerim kayboluyordu, kamuflajımın ceplerinden dilimlenmiş ekmekler çıkıyordu. askerlik bitince delilikle birlikte kaybettim ama kilolarımı tekrar. yine de güzel günlerdi.
  • aktarlarda satılan sultan macunu ve türevleri bu yollardan değildir..

    165 boyunda 42 kilo bi arkadaşım bunlardan kiloyla yedi.. 1 gram bile alamadığı gibi bi de geyik malzemesi oldu..
    aynı macunların cinsel gücü arttırmak amacıyla da kullanılmışlığı varmış vesselam..

    bugün 165 boyunda*, hala 45 kiloyu göremedi..
    ters çevrilmiş vileda sopası görünümüne alıştık hep beraber, o oldu..
  • muhtemelen bu basliga bakiyorsaniz ektomorfik vucut yapisina sahipsiniz, bu yuzden 1 ay boyunca her gun 1 ton yemek yiyip yattiginiz yerden hic kalkmasaniz dahi en fazla 100 gram alirsiniz. boyle seyleri sizlere oneren insanlar yemek yiyip kilo alabilen insanlardir, o yuzden sizin durumunuzu anlamalari mumkun degildir, onlara kizmayin, sevin, sayin. sonra bir doktora veya diyetisyene gozukun, body building'e girisin calisin, cabalayin.
  • etkili reçetelerinden biri şöyle ki:

    - öğlene kadar uyu.
    - kalkar kalkmaz kahvaltı-öğle yemeği birleşimi yemek ye.
    - yemekten sonra çık dışarı otur bir bara/parka bira iç.
    - akşam yemeğini fast food olarak tüket.
    - bira içmeye devam*
    - gece yarısından sonra eve dön.
    - eve döner dönmez akşam yemeği-kahvaltı karışımı* yemek ye.
    - yat uyu.

    1 ayda 30 kilo almazsan şerefsizsin.
  • herhangi bir üniversitenin ikinci öğretimine başlamak.bir sürü düzen bozmanıza yardımcı olacaktır.
  • her öğün yarım ekmek arası muz +nutella yemek,yanında 1 litre kola içip günün kalan kısmını bilgisayar başında hareketsiz gecirmek kesin çözümdür.
  • sağlıklı kilo almanın tek yolu vucudun kas ağırlığını arttırmaktır. genetik olarak bazı bünyeler vucutlarında yağ depolamazlar. ne kadar yedikleri, ne içtikleri ne zaman yedikleri hiç önemli değildir. bu tip bünyeler için (bkz: ektomorf) en iyi olasılık bir spor salonuna yazılmak verilen protein ağırlıklı diyetleri ve egzersiz planını uygulamaktır. 1 yıl içinde toplam vucut ağırlığı %20 - %30 oranında arttırılabilir. üstelik bunun güzel yanı bu artışın yeni kas yapısından kaynaklanması ve görünüş olarak yağlı bir vucutdan çok daha iyi olmasıdır.
  • (bkz: sinbo ekmek yapma makinesi)

    alın bir evinize neler oluyor görün sora.
  • 'şunu ye, bunu ye, şu zaman ye, bu zaman ye...' türünden tavsiyelerin, içinde yer almadığı yollardır.
    'ineği ye, buzağısını da paket yaptır.' mealinde tavsiyede bulunan arkadaşlar, 'yahu arkadaş, bu adam bu kadar şeyi yiyebilse zaten o halde olur muydu?' diye hiç düşünmüyor mu?
hesabın var mı? giriş yap