4328 entry daha
  • buraya 97 kg. olduğumu ve sekiz aylık bir diyet sonrasında da 56 kiloya düştüğümü yazarsam eminim birçok kişi bu kararlı davranışımla ilgili beni tebrik edecektir. hatta belki de uyguladığım diyete yönelik sorular soracaklardır.

    fakat böyle bir şey yok.
    hayatımın hiçbir döneminde yaz aylarında (-1), kış aylarında (+1) dışında kilo alıp vermedim. öyle günde şu kadar maydanoz suyu, bu kadar meyve, yeşil çay, kiraz sapı vs. şeklinde diyet de yapmadım hiç. on sene önce giydiklerimi bugün de giyiyorum, (modaya uymam, retro severim ben 60-70'ler) ve bu kıyafetlerimi on yıl sonra da giyebileceğimi düşünüyorum.

    peki nasıl oluyor da bu kadar eminim, çünkü kendimi tanıyorum... ve yaşı hayli ilerlemiş annemi görüyorum (yazık ki annemi görenler bana iltifat etmekten vazgeçiyorlar, çok güzel annenin görece güzel kızındaki kompleksi sanırım). ailemin diğer bireylerinde de kilo sorunu yok. genetiğimin ekmeğini sömürüyorum yani. gecenin 11'inde istediğim tatlıyı istediğim miktarda suçluluk hissetmeden yiyebiliyorum.
    ancak şu da bir gerçek ki doğuştan şanslıyım diye her önüme gelen gıdayı tüketmiyorum. dünyanın en lüks restoranında envaiçeşit yemek seçeneğim de olsa, vücudumun ihtiyacını kendisinin belirlemesine izin veriyorum.
    öyle sevgilimden ayrıldım, tuttuğum takım yenildi, eşimle kavga ettim bahanesiyle yiyeceklerin/içeceklerin dibini bulmuyorum. düzenli spor da yapmıyorum ama gündeliğin içine yerleştirdiğim eğlenceli rutinlerim var.
    mesela kendimle baş başa kalmak, sevdiğim müzikleri dinleyebilmek için yaz-kış demeden tüm sene boyunca haftada birkaç kez 5-6 km yürüyorum. tabii ki eşofmanlarımı, spor ayakkabılarımı giyinip kuşanarak değil... o seremoni beni çok sıkıyor. her zaman giydiklerim neyse onlarla yürümeyi tercih ediyorum. hem de şehir merkezindeki sokaklarda (çocukluk günlerimi, yaşam tutanaklarımdaki anılarımı seyrettiriyorlar bana). ayrıca haziranın başından eylülün sonuna kadar hemen hemen her gün 2-3 saat yüzmeyi de ihmal etmiyorum.
    bunun yanında ortaokul ve lisedeyken jimnastik takımındaydım. arada sırada özellikle de yeşil bir alan bulduğumda (eskiden kaldırımda yürürken de bunu yapabiliyordum) ilk aklıma gelen şey seri şekilde perende atıp atamadığımı kontrol etmektir.
    çok yorgun değilsem; nitelikli bir sohbet, uzun bir yolculuk, sanatsal bir etkinliğin dışında sürekli hareket halindeyimdir (bu yüzden tahammülümü zorlayan şeylerin başında yavaşlık gelir).

    yani demem o ki, her birimizin vücut şekli parmak izimiz kadar kendimize özeldir.
    beden yapımız, boy-kilo oranımız, yemek alışkanlığımız ve elbette ki genetik kodlarımızla şekillenen bir organizma için; sabahları aç karına limonlu su, minicik porsiyonlar vb. gibi. "depresyon garantili" tavsiyeler yerine yaşam sevincinizi/ritminizi yükseltin.
    ve birilerinin neyi nasıl yapacağınıza dair tavsiyelerini de -sağlık sorununuz yoksa- dikkate almayın.
  • kendi adıma konuşursam aralıklı oruç.

    sadece 1 ay içerisinde istediğim forma girdim. tatlıdan vazgeçmedim. abur cuburu tamamen bırakmadım ama 2 öğün arasında meyve dahil herhangi bir şey yemeyi tamamen kestim. hamur işi, kızartma gibi şeyleri minimuma indirdim. normal ekmek yerine kepek ekmeği, tam buğday ekmeği gibi ürünleri tercih ettim. ağırlıklı olarak çorba ve salata yedim ki birkaç güne kadar mide alışıyor ve başlardaki "doymadım" hissinden kurtuluyorsunuz.

    özetle;

    abur cubur konusunda çok büyük değişiklik yapmadım ama yemek yeme saatlerime, aralarda yememeye ve öğün içeriklerine dikkat ettim. sevdiğim hiçbir yemeği tamamen bırakmadım ama sürekli aynı şeyleri yemek yerine sebzelerle birlikte dengeyi kurmak üzerinde yoğunlaştım.

    herhangi bir diyet programına göre çok daha kolay olduğunu düşünüyorum. ek olarak spor da yaparsanız çok kısa sürede sonuca ulaşırsınız. ben yürümeyi çok sevdiğim için spor yapamadığım zamanlarda onunla telafi ediyorum.
  • çok yemeyin azizim porsiyon küçültün
  • sevilen kişiden ağır bir darbe yemek. hastalıktan beterdir.
  • üzüntü...
  • hızlı kilo vermeyi tavsiye etmiyorum.
    çok kötü sonuçları olabilir.
    yavaş yavaş ve uzun vadede verin.

    1. ekmek, makarna, hamur işleri, tatlılar...yani un mamüllerini kesin, yerine sebze türünden karbonhidrat tüketin. zaten tek başına bu bile çok fark eder.
    2. şekeri kesin, meyveyle ikame edin.
    3. tuzu azaltın,
    4. bol su için,
    5. yürüyüş yapın.

    metabolik sorununuz var mı diye baktırmak için kan tahlili yaptırın. diyetisyene danışsanız fena olmaz.
  • yememek,
  • yememek ama su içmek ve yürümek.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap