• asıl ismi who's afraid of virginia woolf olan edward albee'nin oyunun türkçeye çevriliş şeklii
  • "kim korkar ki hain kurttan, ha ha ha ha haaah!" şeklinde "who's afraid of the big bad wolf, hah hah hah ha haah" satırının dilimize kocaman bir çekecek ile uydurulmuş sürümü.
    (bkz: üç küçük domuz)
  • türkiye'de önümüzdeki sezonda oyun atölyesinde sergilenmesi planlanan oyun.
    başrollerin zerrin tekindor, tardu flordun olacağı tahmin ediliyormuş.**
    1987'den beri sahnelenmemiş, ve en son ankara devlet tiyatrosunda da çetin tekindor oynamış.
    zerrin hanım'dan bir afife daha isteriz!
  • yönetmenliğini zerrin ve çetin tekindorun oğulları hira tekindor'un üstlendiği önümüzdeki sezon oyun atölyesinde sergilenecek olan oyun.

    şuradan takip edilebilir;

    https://twitter.com/hainkurttan

    bu da bonusu;

    http://www.youtube.com/…ubh8_vbqjk&feature=youtu.be
  • daha oynanmaya başlamadan kendini belli eden, genç ve yurtdışı eğitimli yönetmen kokan oyun. müthiş olacağına eminim ve sabırsızlıkla bekliyorum. yine bana oyun atölyesi kapıları göründü

    oyunu izledim de geldim. 1yildir bekledigimden ilk haftasinda biletimi alip on siraya yerlestim tabi. sonra ustume bir guzel viski sisesi yedim (bkz: yazar burda parasiyla rezil oldu). saka maka yerimden sicradim cidden.
    simdi gelelim oyun elestirisine;

    oncelikle cok temiz bir rejisi var oyunun. bir yonetmen ilk oyununda kendini gosterme cabasina girer genelde ama hira tekindor sadeligi secmis ve cok basarili buldum.

    martha ve nick'in dans sahnesi tek kelimeyle mukemmeldi! her iki oyuncunun da enerjisi cok yuksekti. kareografi muhtesemdi. zerrin tekindor hepsinden mukemmeldi.

    gelelim oyunculara, bildiginiz gibi bu oyunun bir de film uyarlamasi var. ben filmi izlerken gozlerimi elizabeth taylor'dan alamamistim. ama oyunda dengeler degisti. zerrin tekindor ile basa bas giden bir tardu flordun vardi sahnede. bulundugu sahnelerin neredeyse hepsinde rol caldi ve kendine kilitledi. abartili oldugunu dusunen ve bunu eksi olarak gorenlerin aksine vurgulari, ani cikislari, taklitleri kisacasi yaptigi her sey cok yerinde geldi bana. cunku bu oyun zaten normalin disinda karakterler iceren cok farkli bir text yani oyuncularin karakterleri en yirtik halleriyle almalarina izin veren bir oyun bence. bu yuzden tardu flordun benim favorimdi.

    ve zerrin tekindor. ınanilmaz enerjik bir martha performansi. oyunun basindan itibaren ogullariyla ilgili gecen her muhabbette gozlerine kilitlenirken buldum kendimi. gecisleri cok basariliydi, matraklikta sinir tanimadi, gozlerimi doldurmaktan da geri kalmadi he bir de replikleri arka arkaya dizisine bayiliyorum nasil dogal gorunuyo oyle gozume.. ama zerrin tekindor yine zerrin tekindor ve kleopatra ve diger rolleri degisen karakterler arasinda neredeyse daglar var ama o kendinde cok bir sey degistirmiyor. her performansi kendi icinde mukemmel ama hepsini onune koyup baktiginda karakterleri ele alisinda pek bir fark goremiyorum malesef. bir cok elestirmen oyuncularin icinden gelenleri cikardiklari icin dogalligi yakalayabildiklerini soyluyor, dogru olabilir. ama oynadiklarinin farkli karakterler oldugunu belirtmek icin araya bir ucurum da lazim be. bence tabi.

    nilperi'yi ilk kez izledim ve beni kirip gecirdigini itiraf edeyim. oyun boyunca kendisini izlettirdi. performansi sukru'den gelen performansin cok ustundeydi ama yinede ayni sahneyi paylastigi insanlarin ust duzey performanslarindan oturu kendisini favorim olarak adlandiramam.

    kostumler ozellikle zerrin tekindor'un ilk kostumu hakkinda konusmak istiyorum.. iste buralar hep gamze saracoglu..
  • bugün biletler satışıa çıkıyor. indirimli haftada gidip izlemek şart oldu.
  • yeni sezon oyun atölyesi oyunu.

    aslında oyuncularının herbirinin muhteşem ışıltısına şahit olmanın muhteşem hissinin dışında, hikayesini pek de çarpıcı bulmadığım "nehir"den beri oyun atölyesi'ne biraz mesafeliydim. sonra "araf" ve "kimsenin ölmediği bir günün ertesiydi" ile bütün buzlarımı kırdım. epeydir bekliyordum "kim korkar hain kurttan?"ın biletlerinin satışa çıkmasını. çok ucuz biletler olmayacağını da biliyordum. nitekim şehir/devlet tiyatrolarında 5-6 tl'ye gayet iyi oyunlar izlemek mümkünken bu oyuna biletlerin ne kadar olacağını da tahmin etmiyor değildim. yine de özellikle en indirimli seansta öğrenci biletinin 30 tl olmasını kınamakla birlikte 5 adet alarak parayı da gömdüm mü? gömdüm.

    sahnede ışıltı izlemek, büyülenmek istiyorum. dilerim yarattıkları beklentinin farkındadırlar. izledikten sonra mutlaka uğrarım buraya.
  • bugün izlemeye gideceğim için heycanlandığım tiyatro oyunu.yasemin erkan koreografileri de içeren oyun youtube'dan izlenilen bi kaç video ile daha da yükseltti beklentileri. ama her şeyden öte zerrin tekindor'u sonunda sahnede izleme fırsatı bulucam nihahaa *

    edit: kesinlikle harikaydı!! zerrin tekindor ne güzel hatundur öyle o nasıl güzel memelerdir o nasıl güzel fiziktir! ilk perdede giydiği siyah elbise şahane ötesiydi. oyunculuğuna zaten diyecek bi şey yok. tardu flordun da en az onun kadar başarılıydı. nilperi için çok yorum yapamıcam iyiydi daha iyi olabilir miydi bilmiyorum karakter olarak çok bi çekiciliği de yoktu zaten. şükrü özyıldız neden oynamış işte onu hiç anlamadım. karakter gereği mi o kadar eblek gözüküyo yoksa beceremediğinden mi öyle çözemedim. ama martha ile george konuşurken arkada durduğu zamanlar gerçekten korkunctu nasıl duracağını nasıl bakıcağını bilemedi. yakışıklı diye koydular herhalde ama olmamış. duyumlarıma göre provalara da çok gelemiyormuş dizi çekimlerinden dolayı bunun da etkisi olabilir.

    bunun dışında çok komik bir oyundu sürekli güldürdü kahkaha attırdı hatta yine olsa yine gidilir.
    bir de;

    --- spoiler ---

    oyun boyunca mütemadiyen viski içiliyor. tiyatro aralarında ve çıkışında herkesin en çok konustuğu şey gerçekte ne içtikleri. eğerki viksi* ise kafaları güzel iken oynadılar. bir bilen varsa ne içtiklerini beni de bilgilendirse çok güzel olur.

    --- spoiler ---
  • albee'nin oyununu okumuş, oyun hakkında araştırmalar ve ödevler yapmış, bir de üzerine elizabeth taylor'ın martha'yı canlandırdığı beyazperde versiyonunu izlemiş biri olarak üzülerek söylemek isterim ki oyun atolyesi'nde izlediğim kesinlikle orijinalinin özünden milyonlarca kilometre uzaklaştırılmış bir versiyon olmuş.

    oyunculukları ele alırsak;

    zerrin tekindor (martha),
    tabi ki mükemmel bir performans sergiliyor ancak bana martha karakteri, oyunun orijinalinde olduğu gibi "cool", zeki ama eve hapsedilmiş izlenimi veremedi ne yazık ki. daha çok sonradan görme türkiye zengini hissi verdi ki sanırım bunun en büyük sebebi konuşurken sürekli gırtlağını kullanıyor olmasıydı. bilemiyorum. martha karakteri çok komplike ve gizemli bir karakterdir oyunda. histeri kelimesinin çok güzel bir tezahürüdür bir yandan da. ne zaman sinirleneceği, ne zaman sakinleşeceği belli olmaz. (şehvetli tavrı mükemmeldi. onu katmıyorum bu eleştirilere). ancak zerrin tekindor'un oynadığı martha karakteri her an patlamaya hazır bir bomba gibi sahnede oraya buraya fütursuzca laflar savuran bir kabadayı edasındaydı. bu noktada tekindor'un oyunculuğuna değil de, türkçe uyarlamasındaki martha karakterini eleştiriyor olmak daha doğru olur. zira benim nezdimde karakterin özüyle ilgili bir takım çatırdamalar vardı.

    tardu flordun yani george karakteri;
    oyunun orijinalindeki george ile uzaktan yakından hiç bir benzerliğinin olmamasının kesinlikle tiyatral performansla birinci dereceden alakalı olduğunu düşündüğüm bir karakter olmuş. tardu flordun'un abartı oyunculuğu sebebiyle, sahnede izlediğimiz çok farklı bir george'tu ne yazık ki. hissiz, sakin, hırslarından arınmış ve tarih profesörü olmasının verdiği ağırlığını ben tardu flordun'un george'undan kesinlikle alamadım. canlandırılan 4 karakter içinde en beğenmediğim performans olarak birinci sıraya oturdu. bu yazdıklarımın en büyük destekleyeni olarak şunu örnek verebilirim: bilindiği üzere george, martha'nın bütün kışkırtmalarına ve tacizlerine karşı sakin sakin durur ve birden bire patlamalar gösteren bir karakterdir. (örneğin: tüfek sahnesi, durup durup "marthaaaa!" diye bağırması, ya da en sonunda hiç beklenmedik bir şekilde jimm'yi öldürmesi.) ancak bu versiyonda malesef bu histeriyi izleyiciye yansıtamadı tardu flordun. (daha fazla yazmak istemiyorum çünkü eleştirilecek çok nokta var.)

    şükrü özyıldız (nick);
    çok belli başlı kalıplarda olduğu için benim nezdimde en basit canlandırılabilecek karakterdir bu oyunda nick. ancak şükrü özyıldız'ın (kendisine sadece sima aşinalığım vardı, daha önceki işlerini pek bilmiyordum açıkçası) tecrübesizliğine verdiğim bir olmamışlık vardı sahnede. karakter ile ilgili çok bir eleştirim olmayacak ancak şükrü özyıldız kesinlikle sahnede eğreti duran, ezberden rolünü oynuyormuşçasına bir his verdi bana. çok fazla yazmak istemiyorum bu sebeple, çünkü ortada bir abartı oyunculuk yok; aksine eksik ve yavan bir oyunculuk vardı.

    nilperi şahinkaya (honey):

    bana göre oyunun orijinaliyle kurulan en güzel köprü bu karakterdi. hem oyunculuk, hem de karakter versiyonu tam da olması gerektiği gibi yansıtıldı izleyiciye. ayakta alkışlanması icab eden bir sarhoş, daha da ötesinde gizli bir akoliklik performansı vardı sahnede. hem karakter özünü kaybetmemişti hem de oyunculukla birlikte mükemmel bir honey ortaya çıkmıştı.

    genel olarak değerlendirmek gerekirse;
    - oyunda bir çok nokta eksik bırakılmış, ya da performans sırasında vurgulanamamış. şunu kabul etmek gerekir ki oyunculuk ve inandırıcılık birinci perdeden üçüncü perdeye doğru ivmesini artırıyor ancak ilk perdede yaşadığım hayal kırıklığı ne yazık ki son perdedeki george'un şeytan çıkarmasının ve martha'nın uyanışının mükemmeliyetine gölge düşürüyor.
    - oyunu bu derece komikleştirmeye çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum, çünkü oyunun özündeki mizah kesinlikle dilemmalardan ve ironilerden ortaya çıkıyor. ancak bu versiyonunda oyun bana daha çok ucuz bir güldürü havasına büründürülmüş gibi geldi.

    daha önce oyun atolyesi'nde macbeth izlemiş ve hayran kalmış biri olarak, ne yazık ki çok büyük bir hayal kırıklığı ile geceyi kapattım.

    son olarak şunu söylemek isterim ki; yukarıda yazdığım eleştiriler kesinlikle kendi fikirlerimdir ve büyük bir hayal kırıklığının yarattığı duygularla yazılmış eleştirilerdir.
hesabın var mı? giriş yap