• kırlarda bulunan, tabiatın bize sunduğu doğal çiçek.
  • çogulu icin de (bkz: kir cicekleri)
  • (bkz: kircicegi)
  • suzan kardeş'in -ilk ve şimdilik tek- albümü bekriya'dan, sezen aksu'nun da eşlik ettiği içli mi içli bir parça. sözleri şöyle:

    hiç olmazsa bir kere gel aşkımızın mezarına
    ne gül ne zambak kırçiçeği yeter de artar beni anmaya
    bir dolu ümit bir dolu inanç hepsi uçtu gitti havaya
    ben yaşıyorum içim öldü, çünkü onu gömdüm toprağa
  • bir akşam, bu akşam, tam da şu anda, olmadık yere karşıma çıkıp da odama, içime dolan, beni benden alan bir acayip şarkı. ne gereği vardı, ne gereği vardı ruh hastası olmanın, başa alıp alıp bir şarkıyı dinlemenin.

    ah suzan kardeş, sen ne aralık çıktın pencere gülü olmaktan bir demet tiyatro'dan, kulislerinde çürümeyecek miydin sezen aksu'nun? ne aralık söyledin bu şarkıyı.

    ah sezen, sesin paramparça'da paramparça iken ne yaptın da kır çiçekleri açtın bu şarkıda? ah sezen nasıl yaktın beni o çiçeklerinle, nasıl dirilttin ölümün her türlüsünü anlatan şarkınla.
  • insani nota nota olduren bir sarki... kursun yagmuru mubarek
  • dünyanın en mutlu insanı olduğunuzu hissettiğiniz anda bile, girişinde sizi skertme garantili bir şarkıdır. bu ne lan. oha lan.

    hüzün değil de fiziksel acı veriyor.

    işin garibi; hacı arif bey bestesidir falan diyordum ben bunun için. sezeninmiş yine. sevgili sezen.. pih..
  • cildi dağılmış sayfalarında, her satırı minicik kalbime derinden işlemiş, yazarını bilmediğim acıklı çocuk kitabı. okumayı yeni öğreniyordum, ilk kitabımdı. sonra kemalettin tuğcu'yu da ağırladı bu kalp o kadar küçükken, hem seve seve.
    ama kır çiçeği, içimde hala derin bir yara.. tüm ilkler gibi.
  • bugün tesadüfen d&r'ın önünden geçerken içeriden gelen kanun sesine dayanamayıp daldım içeri. direkt kasiyere doğru yönlendim, ama nasıl bir duygulanmışım, uzun zamandır ruhuma üfleyen bir şarkı olmamış ya böyle. dedim ne çalıyorsunuz siz, neyin nesidir bu ses, bu şarkı? bana albümü verdi kasiyer bayan, son şarkıdayız dedi. baktım kır çiçeği yazıyor. suzan kardeş isimli, ismini hiç duymadığım ama sesiyle elektrik çarpmışa döndüğüm bir bayan. birkaç dakika sonra baktım tanıdık bir ses, meğer sezen aksu'da eşlik ediyormuş kendisine. o kadar beğendim ki şarkıyı. hele o girişi, hani nerede, nerede bizim rakımız?
  • insanın acı eşiğini sıfırın altına düşüren şarkıdır. suzan kardeş, arkadan usul usul gelen sezen aksuyla pek şahane söyler bu şarkıyı. yıllar önce gerçeklik sanrıma yenilen meyhane açma isteğimi yeniden köpürttü bu şarkı. bazı aşıkların aşkının mezarı olur meyhanem, kır çiçeği de müziği olur. mezar dedim diye aklınıza kötü bir yer gelmesin, bir aşkın mezarı doğduğu yerdir benim için. hayat gibi doğar, ölür. işte ben de bazı aşıklara meyhanemde ev sahipliği yapacağım. "ben yaşıyorum, içim öldü, çünkü onu gömdüm mezara" diyen gerçek aşıklardan hesap almayacağım ve onları duble yolluklarla uğurlayacağım. alkole boğulduklarından bir anlığına da olsa hatırlamayı unutacaklar. yıllar sonra bana, "yahu iyi de kazanıyordu meyhane, ne oldu da battın" diye soranlara, aşıklara duble hizmetlerde bulundum diyeceğim. gözümü ufka dikeceğim. fonda da bu şarkı olacak... "hiç olmazsa bir kere gel aşkımızın mezarına"... off anam off... hani aslında dramın dibine dibine vurabilirsiniz bu şarkıyı tanımlamak için ama şarkıya ayıp etmeyeyim ve belamı bulmaya gideyim ben. eyvallah.
hesabın var mı? giriş yap