• bunun esas tersi olcak var ya o zaman efsane olur işte. domates kiraz. yumruk kadar kiraz böyle. dişleyince suyu ağzından yüzünden çenenden boynuna kadar akacak ki hey yavrum hey. domates çilek de on numara olur bak. hatta çilek olacaksa karpuz çilek olsun diklemesine yarıp suratımı gömeyim ortasına şapır şupur aaanasına satayım.
  • eskilerin beğenmeyip tarladan, bağdan, bahçeden söktüğü domates.

    "kiraz domates" diye nam salan bu domatesler meğer evvelve kendi kendine yetişirmiş bahçelerde. kendiliğinden yetiştiğinden "yabani" sayılmış, büyükler değer atfetmemiş, koparıp atmışlar.
    o zamanlar şekilce daha iri olan domatesler imiş evlâ olan.

    ta ki birileri tarafından kiraz domates keşfedilene kadar.

    cüzzi bir fiyat belirlenmeyen bu domates, ilk başlarda yüksek gelirli ailelerin evinde boy gösterdi.
    tüm pazarlarda değil, sosyete pazarlarında ve de bazı manavlarda satışa sunulabildi.
    arz-talep dengesi iyice yerleşince de hem fiyatı eskiye nispetle ucuzladı hem de daha çok bulunabilir oldu.
    normal seviyedeki ailelerinde salatalarına çeşit olarak dahil edildi.
    tabak kenarlarına süs yapılabilecek kadar da bollaştı.

    tüm bu yükselişe rağmen, bir eski olan babannem hâlâ sevmez bu domatesi. ona göre küçük olması, yetiştirilmemesi için en gerekli sebep.

    ben ise onun hem kiraz domates diken, hem de yemesini seven torunu...

    ayrıca aynı değersizlik muamelesine tabi tutulan bir diğer sebze için (bkz: semizotu)
  • dehidrasyon yüzünden ebesi sikilen alkolik kardeşlerime bunu müjdelemeyi borç bilirim...

    çeri domates tam bi bomba beyler. o susuzluğu öyle hoş gideriyor ki. ağzına atıyorsun ilk çiğnemede ferahlık doluyor için. su gibi akıp akıp anlamsızca şişirmiyor. susuzluğu gideriyor, ağzına tat getiriyor. keşfettiğimden beri buzdolabında sürekli var sdlkfjdsk. geceden başucuma alıyorum pıt pıt atıyorum ağzıma. tabii buzdolabında olması çok daha iyi soğuk soğuk.
  • nam-ı değer çeri domtiz
    2000 li yılların başında yeni yeni türkiye'de manavlarda boy göstermeye, yaygınlaşmaya başlamıştı, bizde şirkette 3 eleman bu domatesler hakkında konuşuyorduk:

    papaya: oolum acayip lezzetli lan köy dometesi gibi
    eleman1: kokusu super, çerez gibi, eyle guzel beyle guzel depdepdep..
    eleman2: oolum ağzına boşalıyolar gibi oluyo

    tiesto'dan geliyor: silence.
  • tek başına ve çerez gibi yenildiğinde insanın kendisini king kong gibi hissetmesine sebep olan tomato.
  • tadından beni çıldırtan domates. böyle bir lezzet ve koku yoğunluğu olamaz, bayılıyorum. kiraz gibi kulağıma küpe yapıp asasım geliyor bu bızdığı. kahvaltıların ve salataların kırmızılı güzeli, dayanamadım yine iki kutu kaptım geldim tansaş'tan. yirim.*
  • ne zaman cherry domates görsem aklima faramir'in babası denethor'un kral dönüşü'nde şapırdata şapırdata yiyişi gelir.
  • angry birdsümsü domates. tek lokmalık olmayı hazmedemeyip, suyunu ağızda bulduğu en ufak bir delikten bile püskürtmeye meraklı gibi bir hali var.
  • bana tüm domatesleri sevdiren sebze.

    ben küçükken domates yemezdim, asla yemezdim, öldürseler yemezdim. bayağı da kilolu bir çocuktum her şeyi yerdim, yalnızca domatesi yemezdim. sonra büyüdüm ve bununla tanıştım. dünyanın en lezzetli şeyiymiş. sonra yavaş yavaş büyük domateslere falan da geçtim, kendimi aştım. bir de bunu yiyince aşırı sağlıklı hissediyorum kendimi. ama hala ısırıp suyunu fışkırmamayı başaramadım :(
  • bruksel domatesi
hesabın var mı? giriş yap