• alabalık türleri içerisinde en lezzetlisi olduğuna kanaat getirdim.fırtına vadisi n de fırtına deresi nde yetişiyor.öncesinde muhlama ardından da laz böreği yiyecek olursaniz muhtemelen bir süre baska birsey yemek istemeyecek ve agziniza yaptiginiz lezzet bonbardımanın keyfini sürmeye calisacaksınız.
  • bu balığın ana vatanı erzincan-tunceli civarı olsa gerek. zira bu bölgedeki su kaynakları balığın yaşaması için çok uygundur ayrıca bölge terör yüzünden dokunulmaz olduğu için buralarda doğal kırmızı benekli alabalık avlanabilir. tabi ava giderken av olmayı göze alcanız..

    (bkz: munzur deresi)

    (bkz: mercan deresi)
  • bilinçsiz avlanma ve yaşadığı akarsulara yapılan müdahaleler neticesinde devamlılığı tehlike altında olan, salmonidae familyasının bir üyesidir.
    dağ alası da denir.bilimsel adı salmo trutta'dır. birçok alt türü vardır.bol oksijenli tatlı sularda yaşamını sürdürür.
    zeki,çevik ve ahlaklıdır.derelerin sultanıdır,prensesidir.tatlı suların en lezzetlisidir.
    amatör tatlı su olta balıkçılığında benim için son noktadır.

    tebliğde yasak olan avlanma usulleri ve belirlenen boy ve adet limiti dışında avlanılması yasaktır.

    gözünü solucana,börtü-böceğe dikenler; doğal yem ile avlanması da yasaktır.

    edit: börtü böcekle avlanmanın yasak olduğunu yazdım. bazı arkadaşlar "av sanayine hizmet ediyorsun" diye mesaj atmışlar.bu balık türünün devamlılığı tehlike altında.canlı yeme dayanamayan bir balık.çekirge, solucan ya da yavru balıklarla avlanan bir bohçacı, 1-2 saatte çuvalı doldurur.mevcut tebliğ, balığa bir şans veriyor.
    sen 50 kere meps atarsın 1 tane gelir, adam 1 çekirge ile her atışta balığı alır.şimdi ben meps kullandığım için av sanayiye hizmet ediyorum diyelim, peki ya diğer türlü olsa?
    şimdiki balık popülasyonu, dedenin zamanındaki kadar olsaydı ben de börtü böcekle avlanırdım.
  • soyu tükenme tehlikesi yaşayan bir alabalık türüdür. ıstrancalardan (yıldız dağları) ve kaz dağlarından çıkan derelerin kaynakları ile ardahan yöresindeki akarsularda da bulunur.
  • ispir tarafındakiler habis rize homo habilislerinin saldırısı altında yok olma tehlikesi geçirmektedir.
    tertemiz doğayı bira şişeleri ile ve çöplerle iğfal de eden 53 plakalı vahşi rize çekirgelerini jandarmaya şikayet ettikten bir saat sonra daha tutulma vakti gelmemiş bu balıkları hiçbir şey olmamış gibi avlamaya devam ettiklerini görebilirsiniz.
    etrak-ı biidrakler yüzünden kekliklerle beraber hunharca katledilmekteler.
    bu balıklar açısından da coğrafya kaderdir kısaca.
  • artvin bölgesinde sıkça rastladığım tatlı su balığı. inanılmaz lezzetli ve faydalıdır. genel itibariyle yüksek rakımda olurlar.
    üreme & çoğalma sayıları son yıllarda oldukça düşüş göstermiştir. bilinçsiz avlanma bunun bir numaralı sebebidir. doğa insan için midir bilinmez ama insanların doğaya göstermediği saygı karşımıza her seferinde daha acı bir şekilde çıkacak.
  • gene hangi densiz, suser kardeşlerimi kızdırdı diye başlığa girdim ama kırmızı benekli alabalık yazar değil gerçekten kırmızı benekli alabalıkmış.
  • ülkemizin doğu karadeniz ve erzurum-tunceli dereleri ile bolu yedi göller yöresinde rastlanan, soğuk suları seven, aşırı lezzetli ve şifalı bir balık türü.

    bundan yirmi sene önce, bahsettiğim yörelerde tonlarca avlanması, suların gittikçe ısınması ve kirlenmesi sonucu nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.

    bu balığın yaşadığı derelerin kaynağa yakın üst kısımlarında ve daha soğuk suda yaşayan, dağ alası denen ve aynı balığın daha küçük boyutlarda ve benekleri çok daha büyük ve sırtı daha siyah olan bir alt çeşidi bulunmaktadır. maalesef derelerin alt kesimleri iyice kirlendiği için dağ alaları haricinde kalan balıklar gittikçe azalmıştır.

    not: kırık-çıkık ve bel rahatsızlıklarında problemin yaşandığı bölgeye bağlanan kırmızı benekli alabalık bir hafta içinde iskeleti hariç tamamen yok olup, sarıldığı bölgeye tamamen işleyerek şifa olur denmektedir.
  • avlanması teoride kesinlikle yasak. aslında pratikte de yasak ama delinebiliyor.

    birkaç yıl önce fırtına vadisinde, çat yolundaki iki kardeşin işlettiği bir pansiyonda kalırken yemiştim bunu. mis gibi, sapsarı inek tereyağında tava. ama ricam esaslıydı: ''ben hayatımda hiç alabalık yemedim.'' duyarlı insanın hali bir başka. sağolsunlar, ''madem ilk kez yiyeceksiniz, en iyisini yiyin'' diyerek, dereden benim için bir tane avlamışlardı. çok beğenmiştim. o kadar coşmuştum ki, üstüne yağlı köy sütünden yapılmış harika sütlacı da gömdüm. süt ürünüyle balık, zehirlenmek umurumda bile değildi. bu doğa harikası yeşil cennetin içinde, varsın insan yediği nefis yiyeceklerle zehirlensin dedim. ne olacaksa olsun!

    hiçbir şey olmadı. tatlı anısı kaldı işte geriye.

    tatlı dilli olmak da her zaman güzeldir hani, iyi pazarlar sevgili okuyucular.
  • bu sezonun abiye modasına damgasını vurması beklenen tatlısu canlısı.

    (bkz: kırmızı payetli alabalık)

    .
hesabın var mı? giriş yap