• yalnizlikla ilgili siirleri daha acimasiz bulmaya basladigin(m)iz anlardir..
  • sizle aynı yaştaki kişiler okudugunuz fakultede size asistanlık yapıp, sınavlarınıza gözetmen olarak girdiginde, hafif hafif yaşlanmaya başlamışsınız demektir. hele bunlardan biri sınıf arkadaşınız ise vay halinize.
  • hemen hemen her ay, bebeği olan arkadaşlara çeyrek altın almak...
  • çok sevilen grup ya da şarkıcıların konserlerinin en arkalarda, sakin sakin izlemenin tercih edilmeye başlandığı an. ya da değişik bir şekilde ifade edilirse; çok sevilen grup ya da şarkıcıları sahne önünde izlemenin eziyet haline gelmeye başladığı an. öyle bir andır ki bu, günler süren festivallere gitmek, her türlü pisliğe ve yokluğa karşı müzik dinlemek anlamsızlaşır. insan temiz bir tuvalet, hamburger dışında yiyecek temiz şeyler, rahat bir yatak ister. 18-22 yaş grubunda makyaj yapmış, siyahlara bürünmüş, piercingli gençler "vah vah" diyerek karşılanır. biri "ne vah vah'ı, altı-tyedi sene önce sen de bu gruba dahildin işte" diyince anlaşılır ki yaş ilerlemiştir.
  • büyükçekmece'ye doğru giderken yolda yazan tabelayı 20 metre kala "inanoğlu köfte balık merkezi" diye okuyup, tabelanın yanından geçerken "inanoğlu köpek bakım merkezi" olduğunu anladığım an. en çabuk yaşlanan organımız gözmüş ya hani ondan dedim.
  • "yaşlanmışsın sen" denildiğinde gülüp geçmek yerine suratınızın asıldığı an.
  • 15 yıl önce günde 6 saat maç yapılan mahallenin basketbol potasında, çocuklardan ödünç aldığınız topla turnikeye girdiğinizde başınızın döndüğü an.
  • saçlar düşer, düşer düşer anlarım...
  • federer'in wimbledon'ı bir daha kazandığını duyup benden bir yaş küçük lan bu adam dediğim andır.
  • alkolün dere olup aktığı gecelerden sonra kendinize gelebilmenin iki gün sürebildiği anlardır, yaşlardır.
hesabın var mı? giriş yap