• yazar: ali çelik (mesela)
    kitap: konstantre olun. verimli çalışın. iş yaşamında çalışmaya önem verenler başarılı olmuştur. bakın almanlar, japonlar falan...
    ben: harbiden yaw; çok çalışmalıyım.

    yazar: ayşe demir (mesela)
    kitap: çok çalışıyordum. ömrümün geçip gittiğini gördüm. istifa edip yollara çıktım; kafama göre yaşadım; blog yazdım. siz de yırtın kozanızı. ömür kısa, dünya büyük.
    ben: harbiden yaw; çalış çalış nereye kadar.

    yazar: hasan bakır (mesela)
    kitap: düzenli günlük yaşam çok önemli. çok spor yapın, bol su için, erken yatın, gingkobiloba, aloevera, yeşil çay götürün durmadan; hormonlarınız mormonlarınız acayip süper olursunuz. herkes size tapar.
    ben: harbiden yaw; böyle düzensiz yaşanmaz.

    yazar: fatma kalay (mesela)
    kitap: insanları dış görünüşüyle değerlendirmeyin. gerçek cevheri görmek için çaba göstermezseniz dünyanızı güzelleştirecek insanları tanıma şansınız olmaz.
    ben: harbiden yaw. iyice şekilci oldum; sixpack yapmayanaın elini bile sıkmıyorum.

    yazar: tear hunter
    kitap: yaşamını hep başkalarının söylediği gibi mi yaşayacaksın ? senin bir beynin yok mu olm ? niye başkasının şapkasını takıyorsun hep ?
    ben: harbiden yaw. niye böyleyim ben ?
  • çünkü gerçekleri anlatmamasıdır.

    şöyle yaptım, böyle yaptım, şu kadar kazandım.

    arada kimlerle düşüp kalktın, kime ne tavizler verdin, sana kim yol verdi/açtı, kimleri üçkağıda getirdin, kimlere mobbing yaptın, kimlerin fikrini çalıp kendininmiş gibi nemalandın gibi soruların cevabı geçmez bunlarda genelde.

    bir de ucuz ve gerzekçe aforizma kasarak filozofluk yapma denemeleri var. o hepten "de sekter loo" hissiyatı yaratıyor.

    edit : 10 adımda 11 adım
  • mesela samsun-terme/çarşamba terminaline geliyorum, otobüs mola veriyor 30 dakika. saat gece 3, altımda pipimi belli eden gri dar paçalı pijama var. üstümde kırmızı kapşonlu yelek var.
    uykulu gözlerle ufo-vari ışıklandırılmış satış yerine giriyorum, gözümü kitapların reyonu alıyor.
    10-15 liraya kitaplar var. bir kısmı kişisel gelişim kitabı. elime alıyorum; kapağı kırmızı, yukarı doğru oklar ve ellerini yukarı kaldırarak sevinmiş beyaz yakalı insan figürü var. şöyle başarılı oldum böyle başarılı oldum kitabı. içini açıyorum, inanın rte konuşması daha keyifli gelir.

    memnuniyetsiz şekilde dışarı çıkıp soğuk havada sigaramı yakıyorum. gözlerim uzaklara dalıyor, 3 liraya tavşan kanı karbonat suyu çeken amcanın bıyıklarına...
  • kişisel olarak gelişememiş olmaktır. kişisel gelişim başlığı altında çöp sayılabilecek kitaplar varken, konunun ekolü bilim insanları tarafından yazılmış kitaplar da var. örneğin psikonet yayınlarının kitaplarını eleştirmek kimsenin harcı değil bana kalırsa. o nedenle her konuda olduğu gibi kişisel gelişim kitabı endüstrisinde de bilinçli tüketici olmak, sorunu çözecektir.
  • her kitap kişiyi geliştirir. bir anlamda bütün kitaplar kişisel gelişim kitabıdırlar.
    fakat zaten bildiğin şeyleri farklı cümlelerle tekrar tekrar yazıp, yazdıklarını bilimsel olarak temellendirmeyen, komşu teyzenin öğüt verdiği bir üslupla motive etmeye çalışan, boş kelime oyunları ile ego okşayan yazarımsılardan uzak durmak gerekir. hani derler ya kısa yoldan zengin olmanın en iyi yollarından biri " kısa yoldan nasıl zengin olunur" isimli bir kitap yazmak ve sazan avlamak diye. işte kimseye de sazan olmamak lazım..
    ekonomik problemlerin var;
    adam kişisel gelişim kitabı okuyarak milyarder olmaya çalışıyor, kardeşim ona harcayacağın vakti ekonomi ile ilgili makaleler vs okumaya harcasan daha faydalı olmaz mı?
    sosyal yaşamla ilgili problemlerin varsa psikolog/psikyatr tarafından yazılmış olan bilimsel temeli olanları oku...
    ne bileyim işte az çok ölçüp tartmak lazım içi boş kitaplar sadece zaman ve para kaybı olacaktir. yoksa kim neden nefret etsin isteyen istedigini okur tabi..
  • normatif insanı kutsayıp lokal çözüm önerileri ile sistem ile uzlaşan bireyi sunmasıdır. kapitalizmin dinlerin yetmediği noktada harika bir pazarlama tekniğidir.
  • kişisel gelişim zırvaları teoride ne derse desin pratik başkadır çünkü. herkesin hayat standartı, beklentileri, istekleri başkadır. nefret demiyorum ben buna ama gereksizdir.
  • bir keresinde üniversite etkinlikleri çerçevesinde yapılan kariyer günlerine gloria jeans ceosu bir adam gelmiş. babası almış işletmeyi, oğlunu da başa koymuş, ceo yapmış. oğluna dükkan almış anlayacağınız, modern anlamda da adam ceo olmuş. kariyer günleri tarzı şeylerden nefret ettiğim için gitmedim tabii. arkadaşım anlattı, adam çok genç ve eli yüzü de düzgünmüş bölümün kızları doldurmuş toplantı salonunu, adam da başlamış anlatmaya; kendinize güvenin, çalışın, başarabileceğinize inanın, yılmayın zart zurt gibisinden klasik kariyer söylemleri işte. tüm bunlardan sonra sevgili ceomuz küçüklüğünden beri bindiği lüks arabalardan birine binip olay yerini terk etmiş. bizim gerizekalılar da 'ayhhh ne güzel konuştu yhaaa, ne haklı yhaaa, adam yapmış abi!!!' nidalarıyla soğukta dona dona toplu taşıma bekledikten sonra, ilk gelen tıklım tıklım taşıta binip, üstüste evlerine gittmişler.

    başlığı görünce aklıma bu olay geldi. anlatılan örnek ne kadar saçma ve ironikse kişisel gelişim kitapları da o kadar saçma ve ironiktir. insanın başkalarından örnek alması güzeldir; örnek aldığınız kişi buna değer biriyse. lakin kimse size ne yapacağınızı, hayatınızı öğretemez çünkü o hayatı yaşayan sadece sizsiniz.
  • kitapların büyük bir kısmını kişisel açıdan gelişmemişlerin yazmış olması...
  • kişisel gelişimini tamamlayan adam, "nasıl oldum, daha iyi miyim?" konulu şeyler yazmaz.
hesabın var mı? giriş yap