• y. hakan erdem'in kanat kitap'tan çıkan ilk romanı.
  • yazari y hakan erdemdir. edindigimiz izlenim esi benzeri gorulmemis tarih romani. tarih dediysek gunumuzle paralel evrenler gibi bir durum var imis. kulagimiza calinan icerigin bizde dogurdugu his, işbu eserin yeryuzunde ciksa ciksa yalniz ve ancak bu topraklardan boyverebilecegidir. bugune kadar yazilmamasi boylesinin ayip deriz belki, kimbilir fikir dunyamızda, dar olan yaraticilik evdrenimizde baska bir ufuk, kazanılan yeni bir irtifa olur. teyakkuzdayız.
  • henuz okunmamis olmakla birlikte, yazarinin dersini alma keyfine erisen biri olarak renkli ve esprili kisiligini, guleryuzunu tumuyle yansittigi bir yaratici harika oldugunu tahmin ettigim roman. (bkz: yusuf hakan erdem)

    "kitab-ı duvduvani: tarihi bir roman mı?

    hayır. daha çok, başrolünde tarihin olduğu bir roman.

    bir tarihçi tarafından yazıldı ama tarihi belgelere dayanmıyor: tamamen uydurmaca. yani roman.

    fantastik roman? belki evet, belki hayır: belki de en fantastik olan, hep burnumuzun dibinde durandır.

    aşk romanı mı? evet ama, şekilden şekle girerek süregiden bir aşkın romanı. aynı zamanda avrupa aşkının, iktidar sevdasının da…

    bilimkurgu? aslında daha çok "ilimtahayyül" denebilir.

    ya da türler arasında gezinen bir anlatı...

    mizah? hiciv? ama neyin, kimin hicvi? vuslatın demi olur mu? "...meğerki iptida iftirak olsun."

    kitab-ı duvduvani'nin kahramanları, istanbul'da, haç-hilal ovası’nda, mazenderan'da, bu evrende ya da paralel evrenlerin birinde, günümüzde, gelecekte, 1599'da, 1970'lerde yaşarlar...

    günlerden bir gün, bunlardan biri, utku suat ferid ceylani, bir efsane olduğuna artık iyice emin olduğu duvduvani efendi'nin kitabını "tesadüfen" eline geçirir:

    benzersiz bir kitaptır bu! alelacayip, evrenler arası bir oyun başlar.

    peki bu oyunda kimler, kimlerin yazdıklarında birer oyuncudur? meçhûl muhayyil kimdir? yazar, kendisinin olmadığını söylüyor. belki de biraz siz, yani meçhûl okurlar...

    ne zaman romancılar tarihe el atsa, ne zaman yeni bir “tarihi” roman basılsa, tarihçiler ile romancılar arasında bir tartışma başlar.

    romanın tarihsel gerçeklere ne kadar uyduğu, romancının tarihsel belgelere dayanıp dayanmadığı, edebiyatın tarihi yorumlamakta ne ölçüde özgür olabileceği tartışılır...

    bu kez işler tersine döndü. bir tarihçi, boğaziçi ve oxford üniversitelerinde öğrenim gören, akademik yaşamını halen sabancı üniversitesi’nde sürdüren y. hakan erdem, romana el attı... ve daha önce bilmediği bir özgürlük duygusu içinde kitab-ı duvduvani’yi kaleme aldı.

    üstelik y. hakan erdem, romanını yazarken tarihçi kimliğinden tamamen sıyrılmayı seçti. ilk bakışta bir tarihçinin tarihe romancılardan daha sadık kalacağı düşünülebilir, ama kitab-ı duvduvani “tarihi gerçeklere” dayanan bir “tarihi roman” değil. saf kurmaca.

    capcanlı karakterlerin titizlikle çizildiği bu ironik kurmaca, daha ilk sayfalardan okuyucuyu başka dünyalara, bambaşka evrenlere ve tarihlere götürüyor...

    kitab-ı duvduvani, baştan sona mizahla, hicivle yüklü, canlı bir metin. değişik edebi türler arasında gezinir, daldan dala konarken, okuyucuda tarihin ne olduğu konusunda soru işaretleri uyandırıyor. "

    kaynak: http://www.kitapyurdu.com/
  • kitapta kullanilan dil bol miktarda osmanlica icermektedir. okurken bir sozluk bulundurmak faydali olabilir.
  • ikinci baskısı da tükenmi$ olup, kitabın yazarı y.hakan erdem'le televizyon ve yazılı basında epeyce röportaj yayınlanmı$tır.
  • ilginc ve dusundurucu bir roman... ana konusu "tahayyul ettiklerim oluyorsa belki ben de baskasi tarafindan tahayyul ediliyor olabilirim" diyen bir karakterin evrenlerarasi bir yolculukta kendisini- tahayyul edilmeyen bir benligi- aramasi olabilir mi? ya da bilgiye sahip olanlarin elinde olan buyuk guc? tam olarak anlayabildigimi soyleyemem ama anladigim kisimlardaki fikirler gercekten cok hosuma gitti. karakterler ise gercekten akilda kalici... daha fazla dusunerek ikinci defa okunmaya deger bir metin
  • birinci bölümü elimden bırakmadan zevkle ve kahkahayla okuduğum kitabın diğer bölümleri beni biraz hayal kırıklığına uğrattı,
    "hem okudum hemi de yazdım,
    kainat kainat gezdim,
    duvduvani senden bezdim..."dedirtti en sonunda gerçekten...
    bu belki de ikinci bölümün dili(osmanlıca kelimelerin sıklığı) bana fazla ağır geldiği içindir...fakat kesin olan birşey var ki kitab-ı duvduvani edebiyat tarihimizin ayrıksı romanlarından biri ve bana göre postmodern bir klasik olmaya aday...
  • yazarın kendini tatmininden başka hiçbirşey olmayan kitap....
    açıkçası kitabı duvduvani kitabın arkasında da yazdığı gibi tanımsız. yazar yıllarca takılmış kısa öykülerde ve sonunda bunları toplayalım bağlayalım da belki birşeyler çıkar diye ortaya çıkmış sanırım. öyle bir dile ne gerek var? türkçeyi yabancı dil olarak öğrenenlerin okuması gereken en son kitaptır herhalde. yazık olmuş.
  • tarih nedir allasen? ne şekle giriyo dilden dile dolaştıkça? ya da bildiklerimiz kimin bilmemizi istedikleri? hem bu duvduvani de kim böle? lunaparkta mıyım neyim, bir ayna neresinden baksam beni farklı gösteriyo?

    göndermeleri, söz oyunları, anlatmaya çalıştığı derdi ile

    mükemmel olmuş sayın erdem. ellerinize sağlık.

    ha bi de vuslatın demi olur mu? olmaaaz.
hesabın var mı? giriş yap