• kitap okumak için bir yere girilmez, o bir yerler senin ayağına gelir. kitabın amacı da o değil midir?
  • kendi diktiğim armut ağacının altı.

    beş gün önce bütlerin ve stajın bitmesiyle birlikte memlekete döndüm. memleketteki evimiz müstakil, iki katlı. evin arkasında yaklaşık 100 metrekarelik bir bahçe var. küçük bir bahçe, bahçenin yarıya yakın kısmı diktiğimiz ağaçlar sayesinde gölgede kalıyor. ufak bir kümesimiz var, tavuğumuzun yavruları da yeni çıktı yumurtadan. bir de tavşanım var. adı fındık. bahçede yere konan kuşlar ve civcivlerlerle beraber takılıyor. eve geldiğim ilk gün elimde tuğla kalınlığında kitabımla, kitaba başlayabileceğim serin bir yer arıyorken bahçedeki armut ağacının altında, gölgede kalmış ve hafif hafif esen bir köşeyi gözüme kestirdim. kullanmadığmız oturma grubunun tekli koltuğunu bahçeye taşıdım, bir de ayağımı uzatabilmek için plastik bir sandalye çektim. şimdi mis gibi oturup kitabımı okuyorum. tavşanım da sandalyemin altına girip yatıyor. su an kitabın 550'nci sayfasındayım, hala 300 sayfadan fazla var ama bu tempoyla üç güne biter. bir sonraki kitabımı da sipariş ettim bayramdan sonra gelecek. keşke fotoğraf ekleyebilsem ama maalesef telefonumun kamerası çok kötü.

    not: yarından sonra orucun da bitmesiyle bir de sehpa atacağım koltuğumun yanına. artık çay, kahve laps laps. on numara olacak.

    bir yıl sonra gelen ekleme: okuduğum kitap dostoyevski'den ecinniler*di sipariş ettiğim bir sonraki kitap ise suç ve ceza*ydı. hatta ecinniler'den yaklaşık iki hafta önce de savaş ve barış*ı bitirmiştim. geçen yaz edebiyat adına gerçekten güzel gelişmeler olmuştu*

    bir yıl sonra gelen ikinci ekleme: telefonumun kamerası hâlâ çok kötü. yeni telefon almayı bilirdik ama edebiyata aç idik kitaplarla yedik telefon parasını*
  • bahceye kurulan hamaktir.
  • bir direniş klasiği olarak (bkz: gezi parkı)
  • hamak olan sessiz sakin bir yer
  • hiçbir yerdir. kitabın okunduğu her yer güzeldir, okudukça güzelleşir.
  • kütüphanelerdir. adı üzerinde.
  • izbe mi izbe kendi odan.
  • 12 yaş. devasa bir çınar ağacının komşuluğunda, üzerinde hep derin bir gölgesi olan balkonumuz.
    annem kilimler ve büyük yastıklar atmış. yaz tatili gelmiş, kedim kucağımda, o balkonda anna karenina'yı ilk kez okuyorum.
    dünyadan tamamen kopmuşum. vronsky'ye hayranım, karenin'den nefret ediyorum, kitty'ye acıyor, anna için üzüluyorum.
    benim için kitap okunacak en güzel yer ve zaman oydu işte. yüzlerce farklı yerde, binlerce kitap okudum, asla o tadı yakalayamadım.
    hayattaki güzel şeylerin tadını çıkarmak gerektiğini, işte böyle öğreniyor insan..
  • kitap okumak için gidilecek güzel bir yer olmaz. kitap güzelse bulunduğun her yer güzeldir.
hesabın var mı? giriş yap