• "bugün bize 100 tane büyük yazar say dediklerinde bunların 90 tanesini 20. yüzyıldan önce eser vermiş adamlardan seçiyorsak bunun yegane sebebi"

    bana sorarsan en iyi yazarlardan biri ayn rand'dir. size sorduklarında 90 tanesinin 20. yüzyıl... vs. çıkmasının sebebi, kendi cevabınızı verecek emeği ve zamanı okumaya ayırmamanızdır. onun yerine otoritelerin "en büyük" dedikleri yazarları işaret edersiniz. çünkü kolaydır. kolaydır ama tabi yanlış da değildir. iyi yazarlardır ama milan kundera da iyidir. nabokov da iyidir.

    ortaya atmış olduğun bu düşünceyi tartışmak, cem yılmaz'ın şakasını tartışmaya benziyor. ayrıştığı nokta ise seninkinin komik olmaması.

    dostoyevski'nin vs etkisinde kaldıkları için daha iyi yazamadılar önermesi de saçma. matba 1400'lerde icat edildi. dostoyevski 1821'de dünyaya gelmiş. her yıl 1 milyon kitap basılsa - ki daha fazla basılmıştır. dostoyevski okumayı söktüğünde dünyada 400 milyon kitap vardı zaten. etkilense o da etkilenirdi. ve bence zaten etkilenmiştir.
  • katılıyorum, hem yaratıcılığımın hem de hayattan zevk alabilmemin düştüğünü düşünüyorum. her ne kadar depresyondayken iyi gelen şeyler olarak kitap okuyun dense de kitap okumanın mutsuzluk getirdiğini düşünüyorum.
  • açılan başlık ile savunulan tez birbirinden tamamen farklı şeyler. bu tezin başlığı yada bu başlığın tezi bu olmamalı.

    ben yaratıcılığın doğuştan gelen bir yetenek olduğuna inananlardanım. yani bu yetiyi herhangi bir şeyin körelteceğine veya geliştireceğine inanmıyorum. bir insan yaratıcıdır veya değildir. kitap okumak bir insanın ufkunu genişletebilir veya perspektifini değiştirebilir veya tam tersini de yapabilir ama bu bir insanın yaratıcılığına etki etmez. iyi olduğuna dair genel kabul görmüş bütün klasik eserleri okuyan bir insan günlük yaşantısında yine aynı şeyleri yapmaya devam edebilir. kitap okumak size daha iyi bir kitap yazma yeteneği kazandırmaz. bu kadar sığ değildir kitabın olayı. kitap okumak size sadece farklı fikirleri duyguları lanse eder. bu lansmanda sizin çıkarımınız sizin aldıkalrınız önemlidir. artık daha iyi bir yazar mı olursunuz, daha iyi bir şarkıcı mı olursunuz veya zanaatkar bir insan mı olursunuz bilemem ama kitap size doğrudan etki eden bir eser değildir. olmadı da.
  • kesinlikle katılmadığım durumdur.
    basitçe şöyle açıklayayım; okuduğun herhangi bir şeyin somut bir önizlemesi olmadığı için o anda hayalinde canlandırman gerekir bunu yaparken de yazarın anlattığı kadar yapabildiğin için geri kalan boşlukları kendin tamamlarsın zihninde. bu yüzden aptal aptal (bkz: dizi) izlemek yerine kitap okuyun diye yırtıyo insanlar kendini. mutsuzluk kısmına gelince daha mutlu bir insan oluyorsun çünkü daha az (bkz: evhamlı) bir insan haline geliyorsun. kısaca evham merağı merak (bkz: siz o kısmı zaten biliyosunuz)
    okuma kardeşim okuma (bkz: sonra ortalıkta dönüşüm ne ya böcekten banane amk) diye gezersin devam böyle.
  • kitabı okuyanın zihin yapısı ve kapasitesiyle ilgilidir.

    okuduğu kitabı içeriğini bir adım öteye taşıyor, zihninde ve iç dünyasında yeni ufuklar açıyorsa, yaratıcılığını öldürmek şöyle dursun geliştirir.

    bağnaz, donuk veya analitik olmayan zihin yapısına sahip kişilerde ise yaratıcılığını geliştirmek bir yana kemikleşmiş düşüncesini daha da katı hale getirir.
  • ya ben bunu affina siginarak sergul kato'da gordugumu dusundugumu belirtmek isterim. okudugu kitaplar,yasadigi kultur vs hitabeti , sozcuk daarcigi, yazi stili falan. yani sergul o kadar kitabi kuzenin mi okudu be yavrum seviyorum belki mizacidir diyorum ama ? sahar sende bu dunyada kitap okumak yaraticiligi oldururun vucut bulmus halisin (bkz: aylecek severek izliyoruz sizi sergul hanim)
  • bu önermenin sonu gelmez... hele mantığını esas alırsanız hele hele hiç gelmez...
    örneğin günün sanatçılarının yaptıkları resim, heykellerinin sergilerine gitmenin yaratıcılığı öldürdüğü gibi bir önerme de çıkarabiliriz peşinden...
    bu gün hangi yazarın gelecek kuşaklarda kült haline geleceğini şimdiden kestiremezsiniz... "kitap okumanın yaratıcılığı öldürdüğü" önermesi doğru ise klasikleri okuduğumuz da geçerli olacak demektir...
    yaratıcılığına pek hevesliyseniz klasiklerden başka elinize kitap almayın o zaman...
    ha günümüzde iletişim teknolojisinin gelişimi karşısında kitap okumak azalıyor, onun yerini görsellik almaya başladı derseniz belki bunu anlarım...
    ya boş verin bu önermeyi kitap okumaya devam edin...
  • kitaplar düşünme sanatında yaratıcılığı inanılmaz derece de arttırıyor. gözünüzden kaçan ufak bir detayı bile sahip yakaladığınız an; sahip olduğunuz düşünce odalarına yeni bir pencere olarak anında ekleyebiliyorsunuz. bu pencereyi açıp, açmamak artık kişinin kendisine kalan bir durumdur.

    kitap okurken bazen olayların akışını unutabiliyorum. kitabın içine giriyorum ve artık olayları kendimce şekillendiriyorum. ben orada olsam "neler yapardım, nasıl karşılık verirdim vs." tarzı düşüncülerle kendimce şekillendiriyorum. bir kaç sayfa çevirdikten sonra kendime gelip; hayda ben ne okudum ulaaa diye geriye dönüp tekrar olay örgüsünü yazarından kaleminden takip ediyorum.

    o pencereyi açacak gücün yoksa beyin ne yapsın.

    edit: düzeltme
  • oha der tüm yaratıcılığımı bu başlığa kusarım
  • nuri bilge ceylan'ın rus klasiklerinden esinlendiği gerçeği.
    hani altın palmiye alan yönetmen.
    hönk?!
hesabın var mı? giriş yap