• zorunda kalındığı için yapılmadığı zamanlarda rahatlatıcı olan eylem. kitaplık detoksu. fakat aksi halde yüreğinin parçalarını kaybeder kişi.
  • dünyanın en zevkli işlerinden biridir. hem akşama kadar kitap okursunuz hem de satıp para kazanırsınız.
  • insana hem para kazandırıp hem de istediği kadar okuma özgürlüğü veren cok zevkli bir iş olmakla birlikte bir cok musterinin tum kitaplari okudugunuza inanarak sectigi her kitap ile ilgili sorular sormasiyla kendinizi ayni zamanda aslinda hic kitap okumamisim dusuncesine sevk eden istir.
  • kullanılmış kitapları satmak öğrenci ve paraya ihtiyacı olanlar için son çare olmalı
  • çaresizliğin diğer adı değil de, ya nedir?

    üniversite öğrencilik yıllarımda ara sıra satmak zorunda kalıyordum kitaplarımı.

    para kazanmakla hiç ilgisi yoktur. çünkü 50 liraya aldığın bir kitabı 1 liraya satarsın. yokluktan değil evde yer açılsın diye sattığını hissettirmek için gidene kadar sahafa söyleyeceklerini tekrarlarsın. "bir kitap 1 lira" dediği vakit, ağzının ucuyla "abi az vermedin mi?" dersin fakat o, "işine gelirse" der, kafasını ani bir hareketle başka yöne çevirir, seninle ilgilenmeyi keser. anlarsın ki ya dediğini yapacak ya da ayak altında daha fazla dolaşmayacaksındır. aklınagregor samsa gelir, istem dışı ellerine ayaklarına bir göz gezdirirsin. hala böceğe dönüşmediğine bari sevinirsin!
  • yabancı dil kitapları satıyorum. ilgilenenler özelden yeşillendirsin beni.
  • kimse benden kitap almamakta ısrarcı galiba... bunun için yine dijital pazarlama tekniklerine başvurmak istemiyorum. öyle zaten satarım.
  • türk dili ve edebiyatı okul kitapları satıyorum. almak isteyen yeşillendirsin :)
  • özellikli bir kitap değilse, yani ne bileyim, özel baskı, prestij baskı, albüm kitap gibi bir şey değilse genellikle ölü fiyatına satılır. kitap bu ülkede değerli bir şey değildir maalesef. taşınırken omuzlarınızı çürütür, sırtınızı ağrıtır, ellerinizi tahriş eder ama bu zahmete katlanmamak için bazısını satmaya kalksanız para etmez. öyle bir meta işte.
  • düşünüyorum artık zira geçenlerde çatıdaki ortak alandaki kolilerde saklı eşyaları bir toplamam bir düzenlemem gerektiğinde karşıma çıkan manzara karşısında ne halt edeceğime dair şaşırmadım desem yalan olur.

    öyle çeşit çeşit kitap var ki hangi ara hangi zaman da okuyabileceğimi ve okusam da çok geç olacağından anlamını sorguladım.

    öyle ki geçmişten günümüze beyoğlu adlı kitabı zamanında almışım ve şimdi ilerleyen yaşımda ve zamanımda nereye ve nasıl yerleştireceğimi düşünüyorum ayrıca yky larına ait cumhuriyet kronolojik almanağı ve 10-15 ciltten oluşan osmanlının geçmişinden cumhuiyete olan sürecine dair sete hiç değinmiyorum

    hani ülke şartlarında emekli olup da çalışma mecburiyeti olmasa oturur okur ve kamuya yararlı olmak adına bir araştırma ve inceleme yaparak konusunda değinerek paylaşımda bulunmak istenir lakin bırak bu yazdığımı bu şartlarda yapmayı bir kaç gün sonrasını ülkenin şu an ki şartlarından dolayı ne yazık ki planlayamıyor ve ön göremiyorum. yoksa her bir kitap benim bir parçam ve evladım gibidir.
hesabın var mı? giriş yap