• + abi c4(zamanında okuduğumuz ingilizce ders kitabı) var mı?
    - ?!?!? biz patlayıcı satmıyoruz
    + hıı?!?
  • bundan yaklaşık 4-5 sene evvel;

    - iyi günler dünya fıkraları kitabı var mı?
    - seks fıkraları mı? (ne alakaysa artık)
    - hayır hayır... dünya fıkraları kitabı. böyle mavi kalın bir kitaptı. dün bakmıştım.
    - o yok, seks fıkraları var.
  • -merhaba, okumanın tarihi var mı?
    -(bilgisayardan bakılır) alberto manguel mi?
    -evet
    -bir tane var (ne demekse!)
    -tamam... bir tane benim için yeterli, alayım.

    amına koyiiim, tuğla alıyorum sanki.
  • - puslu kıtalar atlası var mı?
    - atlaslar şu tarafta.

    (dahası ben de gidip atlasların arasında bir süre dolandım salak gibi.)
  • -barthold'un moğol istilasına kadar türkistan kitabını arıyorum.
    -yok.
    -hadi ya...
    -yani var da eski, otuz beş milyon.

    çok mu fakir gözüküyorum lan?
  • yaş grubuna bağlı değişkenlik gösteren diyaloglardır.

    35 yaşı devirip;

    - das kapital bulunur mu?

    diyecek olunursa

    - hadi okumaya ömrün vefa etti, allah uzun ömür verdi sorgulamayı da becerdin diyelim. gel gör ki savunmaya ömrün yetmez. sana ye iç sıç vereyim sktir git.

    tavsiyesiyle bir diyalog daha sona kavuşmuş olur.
  • üniversitede arkadaşlarla gidildiğinde çok ilginç bir diyalog yaşanır; akbil dalgındır, aradığı kitabı muhakkak almalıdır;

    akbil: çamurdan doğanlar var mı?
    kitapçı: yok!
    akbil: sınıfta kaldım.
    kitapçı: ha ha dur burada panik yapmayın.
    akbilin arkadaşları: ehehehehe
    akbil: çok sağolun
    kitapçı: (muhtemelen kitabın adına bakar ve espriyle) seramik mi okuyorsunuz?
    akbil: hayır sosyoloji.
    akbil hariç herkes: puhahahahahahah
    akbil: %+&%&
  • yine bir başka gün şöyle bir diyalog yaşanmıştır, akbilin bir kitaba ihtiyacı vardır, fakat bir türlü bulamamış ve sinirlenmiştir;

    akbil: öteki olmak, ötekiyle yaşamak var mı?
    kitapçı: yok, baskısı bitti
    akbil: e baskısı bittiyse yeniden basalım
    kitapçı: hanım efendi bitti diyorum, nesini anlamıyorsunuz?
    akbil: tamam ben de anlıyor ve çözüm önerisinde bulunuyorum, bittiyse basın gelsin, gönder gelsin abi, yoksa üretilir, üretilmez mi?
    kitapçı: ^%&+&+/.
  • - iyi günler, sizde edepsiz kitaplar var mı?
    - pornocu muyuz lan biz!
    - yok abi öyle değil, kitabın adı edepsiz kitaplar. sansürle falan ilgili.
    - haa, bakalım bilgisayardan.

    aynı gün ikinci macera:

    - iyi günler, sizde edepsiz kitaplar var mı?
    - chuck palahniuk'un ölüm pornosu var olur mu? bir de marquis de sade'ın kitapları var, iş görür.
    - ??!!
  • en çok güldüğüm ben kitapçılık yaparken başıma gelmişti. sokakta, tezgahta ikinci el kitap satıyoruz. yavaş yavaş gelen bi zabıta arabası önümüzde durdu. sağda oturan zabıta camdan kafasını çıkarıp
    -merhaba, acaba sizde ilyas efendi var mı? diye sordu.
    -yok. zıkkımın kökü var.

    dememle direksiyondaki zabıtanın dellenip arabadan çıkması bir oldu. "ne diyonuz lan siz" diye diye geliyor zebellah. baya gidecekti bizim tezgah ha. şükür ki diğeri muzaffer izgü okumuş. kitabı da biliyor. gülmekten zor durdurdu diğer zabıtayı. kitabın adı için sağolasın muzaffer izgü.
hesabın var mı? giriş yap