kitlelerin kaypak olması
-
kitlelerin esen rüzgarlara göre kolayca karar değiştirmesi. kendini tamamen kaptırmış bir kısmı dışında genelinin sadakatsiz olması. kolayca ak dediğine kara, kara dediğine ak diyebilmesi. dün taptığı lideri bugün kolayca yerin dibine geçirebilmesi.
kolektif suçu kimsenin birey olarak üzerine almaması bu geçişkenliği kolaylaştırır.
kalabalıklara pek güven olmaz. kimsenin gözünün yaşına bakmazlar.
(bkz: kitleler psikolojisi) (bkz: la psychologie des foules) (bkz: birey ve kitle) (bkz: muammer kaddafi)
"inönü’yü istanbul’da onbinler karşıladı, inönü ve taraftarları çok umutluydu, fakat tüm o kalabalıklar oylarını dp’ye verdi."
...
*"kalabalıkların yanıltıcı büyüsü bir anda menderes’i sarmalayıverdi. istifayı düşünüyorduysa da vazgeçti. ege’nin sevgisi menderes’in sonunu hazırladı."
mehmet ali birand & can dündar & bülent çaplı - demirkırat
"birçok diktatöre göre en büyük sorun insanlardaki nankörlük eğilimidir." arap baharı mutlak güç/#90153121 -
basit kitleler açısından mantıklı sayılabilecek durum.
"madem nemalanamıyorum neden devam edeyim?", "ayın sonunu getiremiyorsam yemişim kralını"...
"totaliter propagandanın içkin zayıflığı yenilgi anında görünür hale gelir. hareketin gücü olmadan, mensupları daha dün yaşamlarını kurban etmeye hazır oldukları dogmaya duydukları inancı anında yitirirler. hareket yani onlara barınak olmuş kurgusal dünya yıkıldığı anda ya değişmiş dünyadaki yeni görevi mutlulukla kabul eden ya da o eski kendi umutsuz gereksizliği içine gömülen kitleler kendi eski yalıtılmış bireyler konumuna dönerler. hareket var olduğu sürece düpedüz fanatik olan totaliter hareketlerin üyeleri, (her ne kadar robot gibi ölümü arzulasalar da) dinci fanatikler örneğini izlemezler ve şehit olarak ölmek istemezler. daha ziyade kötü bir bahis saydıkları hareketi sessizce bırakırlar ve umut verici bir başka düş için bakınırlar ya da eski kurgunun bambaşka bir kitle hareketi oluşturacak kadar yeniden güç kazanması için beklerler."
hannah arendt - totalitarianism: part three of the origins of totalitarianism
"batı afrika'da banjar'lar, krallarında yağmur ya da güzel hava yaratma gücü varsayarlar. havalar iyi gittiği sürece onu tahıl ve sığır hediyelerine boğarlar. fakat uzun kuraklık ya da yağmur ürünü bozma tehlikesi gösterince, hava koşulları değişinceye kadar onu aşağılarlar, döverler." james g.frazer – the golden bough
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap