*

  • bu mektup "duwarmish" kızılderililerinin reisi seattle tarafından "washington'daki büyük başkan" a yani 1853-1857 yılları arasındaki amerikan cumhurbaşkanı franklin pierce'ye ithafen yazılmış:

    "washington'daki büyük başkan bizden topraklarımızı satın almak istediğini bildiren bir mektup yollamış. dostluktan söz etmiş büyük başkan... ama biz sizin , dostluğumuza ihtiyacınız olmadığını biliriz.

    gökyüzünü nasıl satın alabilirsiniz ?
    ya da satabilirsiniz ?
    ya toprakların sıcaklığını?
    ağzımdan çıkan sözler yıldızlara benzer, büyük başkan, hiç sönmezler. bu yüzden söyleyeceklerime güveniniz.

    havanın taze kokusuna
    suyun pırıltısına
    sahip olmayan biri onu nasıl satabilir ?
    kutsaldır bu topraklar benim için ve ulusum için...
    yağmur sonrası ışıltılı her çam yaprağı
    denizi kucaklayan kumsallar
    karanlık ormanların koynundaki sis
    şakıyan böcekler...
    ve bilin ki:
    kızılderili adamın anıları
    ağaçların özsuyunda saklıdır. toprak bizim anamızdır.

    bilesiniz ki;

    derelerin ve ırmakların içinden geçen sular, sadece su değildir.
    atalarımızın kanıdır o.
    babalarının mezarını geride bırakır beyaz adam. toprağı çocuklarından çalar.
    açlığın dünyayı saracak beyaz adam ve ardında koskoca bir çöl bırakacaksın.
    sabahın sisi dağların karnından doğan güneşi görür ve kaçar.
    demir at (lokomotif), öldürüp çürümeye bıraktığınız binlerce buffalodan nasıl kıymetli olabilir ?
    nasıl ? anlamıyorum.
    hayvanlar insanları bıraksa , insanlar ruhlarının yalnızlığından ölmez mi ?
    hayvanların başına gelen, insanın da başına gelecektir.
    toprağın başına gelen , oğullarının da başına gelecek ...
    çocuklarınıza bizim öğrettiğimiz şeyleri öğretin.
    toprak bizim anamızdır.
    ve toprağa tükürülmez.
    toprak insana değil , insan toprağa aittir.

    insan hayat dokusunun içindeki bir liftir sadece...

    beyaz adam neyi satın almak istiyor ?
    gökyüzü ve toprakların sıcaklığını mı ?
    koşan antilopların çabukluğunu mu ?
    biz size bunları nasıl satabiliriz ?
    ve siz nasıl satın alabilirsiniz ?

    bir kağıt parçasını imzaladığımız ve beyaz adama verdiğimiz için her şeyi yapabileceğini mi zanneder beyaz adam ? havanın tazeliğine ve suyun pırıltısına sahip değilsek, bunu nasıl satabiliriz size ? son buffalo da öldüğünde onları tekrar nasıl satın alabilirsiniz ? beyaz adam geçici bir iktidardır ve o kendini her şey zannetmektedir . bir insan annesine sahip olabilir mi ?

    günlerimizin kalan kısmını nerede geçireceğimiz önemli değil. çocuklarımız babalarını gururları kırılmış gördüler. savaşçılarımız utandırıldılar. yenilgiler sonrası kendilerini içkiye ve yemeğe verdiler. bu yolla vücutlarını uyuşturuyorlar. bir kaç kış ömrümüzün kaldığı bu topraklarda yakında matemimizi tutacak tek bir kişi bile kalmayacak. ama niye ağlayayım ? insanlar denizdeki dalgalar gibi gelip geçerler. biz gidiyoruz, ama beyaz adamın da bir gün keşfedeceği şeyi bugünden biliyoruz. hepimiz aynı büyük ruhtan geliyoruz . beyazlar da bir gün bu topraklardan gidecektir. belki de bütün ırklardan daha çabuk. yataklarınızı zehirlemeye devam edin. ve bir gece kendi çöplerinizde boğulacaksınız. bu kader bizim için şu anda bilinmezdir. fakat biliyoruz ki batışınızda her tarafa parlak bir ışık yayacaksınız.

    bütün buffalolar öldürüldükten , yaban atları ehlileştirildikten, ormanın en gizli köşelerine kadar dünya insan kokusu ile dolduğunda , sevimli tepenin görüntüsü konuşan tellerle kirletildikten sonra, bir bakacaksınız ki gökteki kartallar yok olmuş. hızlı koşan taylara elveda demişsiniz. bu ne demektir biliyor musunuz ? bu yaşamın sonu ve sadece daha fazla hayatta kalmanın başlangıcıdır...

    biz kardeşlerininkinden ne kadar farklı olursa olsun her insanin istediği gibi yaşamasını savunuruz. eğer biz teklifinizi kabul edersek, bu sadece yeni toprakları güvence altına almak için olacaktır ve orada son günlerimizi rahat ve huzurlu geçirebiliriz belki...

    size bu topraklarımızı sattığımız zaman, siz onu bizim sevdiğimiz gibi seviniz, onunla bizim ilgilendiğimiz gibi ilgileniniz. ve onu bugün bulduğunuz gibi hatırlayınız. bu toprakları ve üzerindeki canlıları çocuklarınız için koruyunuz. çünkü bu dünya kutsaldır. beyaz adam bile ortak kaderimizden kaçamaz, belki biz hepimiz kardeşiz.

    bunu zaman gösterecek."
  • eger totemleri eskimi$se bir ormana giderler ve onlar icin totem olabilecek en uygun agaci secerlerdi...
    daha sonra agacin onunde durarlar sef bir adim one cikip "ozur dilerim seni bizim yeni totemimiz olman icin sectik lutfen bizi affet" derldi..
    daha sonra arkalarini donup en yakindaki agaci keserlerdi..
  • gercekten ugh diyerek selamlastigi ne derece dogru acaba diye dusundugum kisi
    zamaninda buyuk bir bulus olan dumanla iletisim'i kullanmislardir
  • uzakdogu icadi sanilan tutsunun gercek mucidleri.. dogaya zarar vermemek icin tarim yapmayan, ihtiyacindan bir gr fazla avlanmayan heykeli dikilesiceler...
  • (bkz: protoss)
  • "bir insan hakkında karar vermeden önce onun pabuçları üzerinde durduğunu hayal et" diyebilecek kadar aşmış bir uygarlık. onlar türk çünkü bering boğazını donduğu vakit geçen türklerin soyundan gelmişlerdir diyenlere cevap olarak kısa ve öz biçimde "ya boğazı sizin dedeniz değil de bizimki geçmişse"* diye cevaplandırabilecek bilgelikte insanlar. keşke dünyaya onlardan biri olarak gelseydim dediğim tek topluluk.
  • hunkpapa ve kara ayak sioux'ları, sans arc'lar, minneconjou'lar, oglala'lar, brule'ler ve cheyenne'lerden oluşan çok büyük bir kızılderili ittifakı 1876 yılının ilkbaharında little bighorn adlı bölgede konaklamıştı. hunkpapa sioux'su oturan boğa tüm bu gücün lideri ve başbüyücüsüydü. ünlü cheyenne reisi azgın at da kısa zaman önce "rosebud savaşı" nda amerikan birliklerinin çanına ot tıkamış, little bighorn'daki kampa katılmıştı.
    kızılderililer 24 haziran 1876'da başrollerini general custer ve general reno'nun paylaştığı çok büyük bir intikam saldırısına maruz kaldılar.
    kadınlar ve çocuklar emniyetli tepelere çıkarılır çıkarılmaz kızılderililer de karşı saldırıya geçtiler.
    "uzun saçlı" custer bu savaşta hacamat edildi, amerikan ordusu'nun üçte birine yakın bir kısmı tarihe karıştı.
    onbinlerce masum insanı öldüren, önce barış antlaşması imzalayıp sonra o antlaşmayı kafası kesilmiş reisin kulağına sokan, "en iyi kızılderili ölü kızılderilidir" özdeyişini üreten amerika'nın faşist tarihçileri bu savaş için hala "uygar dünyaya yapılmış en hain saldırı" demektedirler.

    (bkz: smithsonian institution)
  • doğayla tam barışık ve saygılı fakat beyaz adama bir türlü örnek olamamış kültür, ne tekim beyaz adamın aç gözlülüğüne kurban gittiler ve dünyaya böyle bir kültürden uzak kaldığı için feci yazık oldu
  • kafa derisi yuzme olayini kizilderilere atmislardir ama bu isi ilk baslatan amerikaya cikan ingiliz ve fransizlardir. kizilderili avcilarina getirdikleri kafa derisi basina para verilirdi.
hesabın var mı? giriş yap