• samuiadası olarak da bilinen thailand körfezinin içinde yer alan cennetten kopartılmış arazi parçası
    uçaktan indiğinizde, havaalanının bambulardan yapıldığını görünce şaşırırsınız...
    deniz ürünleri inanılmaz ucuzdur. bisikletle tüm adayı 3-4 saat civarında dolaşabilirsiniz.
    gece hayatı da fena değildir. ama, tabiatı ile insanı büyüler.
    not : leonardo dsi caprio hergelesinin oynadığı, "kumsal" filmi burada çekilmiştir... koruma altına alınmış yeryüzü cennetlerinden biridir...
  • dunyanin en otantik ve tatil koyu havasindaki havaalanina sahip adasidir.. tayland'da olmasina karsin adanin %80 nufusunu avustralyalilarin agirlikta oldugu turistler kusatmistir..
    not: leonardo di caprio'nun oynadigi 'kumsal' filmi koh samui'ye tekneyle iki saat uzaklikta olan phi phi lay adalarinda cekilmistir..
  • en kral otellerinden biri tongsai bay'dir. chaweng beach uzerine kurulu kulubeciklerde mukemmel deniz urunleri yenir. balikdan ziyade kabuklular tercih edilmelidir
  • bangkok'tan 1 saatte görüp görebilceğiniz en güzel havaalanına varılan, bütün adanın etrafı yanılmıyorsam 55km olan küçük bir uzakdoğu adası. phuket ya da maldiveler kadar olmasa da turistiktir. fiyatlar fazlasıyla ucuzdur. her yer palmiye ve beyaz kumdur. en çok takım elbise satan dükkanlar ve masaj salonları bulabilirsiniz chaweng tarafında gezerken.. yeni yılı burada geçirmeniz gerekirse sahilde güzel bir havai fişek şovu ve havada uçuşan ışıl ışıl balonlar ile yeni yıl eğlencesi yaşayabilirsiniz...
    insanları acayip güleryüzlü ve neşelidir. içinde yapılabilecek temel atraksiyonlar : fillerle gezme, dalma, maymun ve timsah gösterileri, altın buda tapınağını gezmek...balık yemeyen şahsıma yemek açısından zor günler geçirtmiş olsa da şirin bir adacık.
  • sağlık ve bilişim hizmetleri adına körfez adalarının merkezidir diyebiliriz. yerleşim ve yaşam olarak alanyaya benzetebiliriz ancak doğa açısından, alanya'yı nazarımda fersah fersah öteye katlayan bir yerdir.

    lamai'deki it center bölgeye ayda $75 karşılığı 2 mbit wireless internet sunuyor, 4 tane full ekipmanlı hastane var, çeşitli oteller ve "tatil villaları" buradan bakıldığında komik görünebilecek fiyatlarla kiralanabiliyor.

    adayla ilgili bir çok bilgi http://kohsamui.org/ adresinden alınabilir.
  • ayrıca google earth'ten bakıldığında adanın havaalanının adanın toplam alanına oranının şaşırtıcı derecede büyük olduğunu görebilirsiniz.
  • 40 thai baht = 1 amerikan doları üzerinden, 3 baht verdiğinizde hindistan cevizinin kafasını kesip içine pipeti takıp elinize tutuşturuyorlar.

    adanın geri kalan fiyatlarını ekstrapole ediniz.
  • hürriyette güzel bir yazı var bu adayla ilgili, aha burdan okuyabilirsiniz.

    http://www.hurriyet.com.tr/…ahat/3698769.asp?gid=56
  • google earth şeysi için bkz: 9°32'3.64"n100° 0'48.32"e
  • 20-24 şubat 2006 arası gözlemlerim şöyle:

    - samui'nin havaalanı bambudan. iniyosun, bagaj beklerken hindistan cevizi alıp kamışını takıp hörp hörp diye içebiliyosun. ama havaalanındaki buzdolapları sanırım çok soğutmuyor, bi acaip sıcaktı hindistancevizleri. danışmaya gidip "heloo hav ken vi go tu lamayiii" diye sorarsanız, size müstehak olan adadaki taksiden sonra en pahalı transportu kullanarak [bi minibüs işte] adam başı 150 baht'a [5 milyon civarı] lamai merkezde inebiliyorsunuz.

    - adanın idari merkezi nathon [ban na thong] olsa da, ticaret vs olayları bo phut, chaweng ve lamai'de dönüyor. tesco/lotus, will, "my computer", "guy computer", yüzbinlerce "yuvant tayimasaaaaaaağğj?" dükkanı, dövmeciler, sokak satıcıları [sokaklarda acaip güzel baharatlı 'her şey' satılıyor. çöpşiş yengeçten acaip baharatlarla kızartılmış tavuklara onlara bunlara kadar], kenar mahalle ikinci el ortamları, onbinlerce emlakçı vs.. yani "ay şunu nerden bulcaz?" dediğinizde aradığınız her şeyi chaweng, lamai ya da bo phut'ta bulmanız mümkün.

    - adayı lamaiden [doğu-güneydoğu] bşalayarak saat yönünün tersine doğru gezersek [ki biz öyle yaptık/yapıyoruz] lamai plajının 100 metre kadar gerisinden geçen "ana yol" [bütün adayı dolanıyor] üzerinde it complex samui, emlakçılar, thai massage'cılar vesaire bulunuyor. her yerden araba ya da motor kiralayabiliyorsunuz.

    - chaweng'e [doğu-kuzeydoğu, adanın kuzeydoğu burnunun güneyi] anayoldan giderken bir yol ayrımından sağa saparak dalar dalmaz dişçi, sokak meyvecisi [ananasları bi acaip], bisürü emlakçı ve thai massage ortamı görüyoruz. esas chaweng [ban chaweang] plajına paralel giden yarı-anayola çıktığımızda ise araba kiralama yerleri, lüks spa'lar ve butik oteller ile karşılaşıyoruz.

    - chaweng'e dönmeden devam ettiğimizde bo phut'a giden yolun yanından geçip mae nam'a [kuzey] dönülüyor. mae nam adanın bu rota üzerinde biraz sakinleşmeye başladığı ortam [bi iki seneye gerçi buralar da biter]. genelde yabancılar yerleşmiş buralara. german bakery, angela's bakery filan gibi şahane kahvaltı ortamları var. angela's ta thai food da var envai çeşit. herhangi bir yerde mixed fruit shake 50 baht'a edinilebiliyor. ayrıca mae nam computer, "bi milyoncu" gibi güzellikleri de var.

    - bo phut'a giden yolun yanından geçmeden sağa dönersek, bo phut'a [kuzey-kuzeydoğu] ve nihayetinde big buddha'ya[kuzeydoğu, adanın burnunun kuzeyi] ulaşıyoruz. öncelikle belirtmek isterim ki, big buddha hakikaten "big" bir buddha. buranın aşağı yukarı 1 km ötesindeki mae nam sahilinden afedersiniz kafam kadar görünüyor kendisi. big buddha bi enteresan bir yer, salaş bungalovlar barakalar vs yanı sıra butik oteller, ama küçük bakkallar, civar adalara feribotların kalktığı bir liman ve bikaç tane buralara yerleşmiş ingilizin amerikalının italyanın işlettiği ufak tefek pub-restorandan başka pek bişeye rastlamadık [gece gittik gerçi, detaylarını daha sonra öğreniriz belki de].

    - mae nam'dan nathon'a doğru giderken yol bi seyrekleşiyor, az ev, daha çok ağaç, açağçların arasına çaktırmadna yerleştirilmiş bikaç ev, bi iki ufak mahalle geçtikten sonra nathon'a varıyoruz. nathon [batı-kuzeybatı], bir hayli bodrumun otogardan limana giden caddesine benziyor. belediye sarayı adliye filan var.

    - nathon'dan güneye inince artık iyice medeniyetten uzaklaşılıyor. adayı dönüp tekrar lamaiye gelene kadar mükemmel manzaralar, tepelerde tek tük evler, thai yerleşimleri [çok güzel acaip doğal ortamlar] sakin plajlar, bir sürü bir sürü ağaç vs var. bi ara "stonehouse cafe - sweet fruit shakes by sunset" ilanı gördük bir tane, daldık içeri, aradık aradık bulamadık, garip garip yerlere geldik, korktuk döndük.

    - ada genel olarak "turistik". her şeyin bir "turist" fiyatı bir de "yerli" fiyatı var. yerli fiyatıyla bişeyler almak yemek içmek için öğrenmek gerekiyor. turistiz henüz, kazık üzerine kazık yiyoruz ama olsun.

    - fiyatlar türkiyeyle kıyaslandığında "çok az daha ucuz" genellikle. yemekler ve beyaz eşyalar dikkate değer miktarda daha ucuz olsa da, bilgisayar parçaları, mutfak banyo vs ekipmanı filan hemen hemen aynı fiyata. yemekler yediğiniz yere göre değişmekle birlikte çoğunlukla ucuz. beyaz eşya konusunda da 1000$ a 1241000 ekran televizyonlar gördüm.

    - teknoloji altyapısı olarak istanbul'un tam olarak iki sene gerisinde ada. adsl problemli, teknoshoplarda beyaz eşya ve "escort computer" modeli bilgisayarlar var, parça satılmıyor [bi monitör bulamadım adada kaç gündür]. tesco filan gibi ortamlarda da komple bilgisayar harici bişey satılmıyor, aradığınız şeyler genelde "bangkok'tan 3 güne gelir".

    - yemekler, özellikle meyveler mükemmel. green curry diye bişey var, taze taze yuvarlak köri felanlarını atıyolar ota boka, yanlışlıkla yediğinizde hayattan tiksiniyorsunuz. onun dışında hiç bir şeyle problem yaşamadım. mangoyu içine ban diye şeker gibi görünen bişey veriyolar, kırmızıbiberli tuz o, çok az koymak gerekiyo mangonun üstüne. thai food tam olarak nedir ne ne ifade eder nasıl yenir nası yapılır henüz çok bilgimiz olmadığından sadece turistik thai food yiyebildik, dün gittiğimiz bi thai restoranından menüden hiç bişey anlamamamız ve bize yardım edecek kadar ingilizce konuşan kimse olmaması yüzünden çıkmak durumunda kaldık. olsun, onu da öğrencez.

    - buranın dili bi acaip. sürekli unutup duruyor insan. merhabadan öteye gidemedik, teşekkür ederim'i unutup unutup duruyorum. pazartesi bi dil okuluna başlamak lazım.

    - emlakçılar acaip çalışıyolar. her şeye koşturuyolar sağolsunlar.

    - insanlar hep gülüyor, çok iyi hissediyor insan kendini sokakta yürürken. göz göze geldiğin herkes selam veriyor, bi şöyle mırıl mırıl merhabalaşıp geçiyorsun yanlarından. neşeli.

    - her yere girerken ayakkabı çıkartılıyor. dükkanlara filan da. büyük süpermarketler ve yabancıların işlettiği restoranlar vs hariç, her yere girerken kapıda ayakkabı çıkartılıyor. çoğunlukla herhangi bir dükkanın içinde günün herhangi bir saatinde bi kadın muhakkak elinde bi süpürge yeri süpürüyo oluyor.

    - kralları var çok genç, herkes çok seviyo [ya da konu kenan evren modeli] her yerde fotoğrafları var "long live the king" diye.

    - günde 20-25 milyona 4x4 ler, 5-6 milyona da scooterlar kiralanabiliyor. çok acaip harleyler de var, onların da günlük kirası 50-60 milyon civarı.

    - gecelik bungalow vs fiyatları adanın kuzeyinden doğusuna doğru 600-6000 baht arasında değişiyor [20-200 milyon] en pahalı en şaşalı otelin fiyatı gecelik 7500 bahttı.

    - thai masaj bi acaip bişeymiş. insan kendini yeniden doğmuş hissediyor. hatta masajın getirdiği rehavetin üzerine hemen uyunmazsa, saat gecenin 3ü olmuş halen entry girilebiliyor. masaj fiyatları saati 200 baht'tan 1500 baht'a [7-40 milyon] değişiyor [tamarind springs diye bi yer var, çok acaip ortamlarda yapıyolar masajı, gidemedik daha]

    - adada go cart pistinden fil atraksyonuna, hindistancevizi açan maymunlardan timsahlara ne ararsanız var. ama hep turist etrekşın. doğal ortamında takılan yaratık pek kalmamış maalesef. belki adanın içlerinde, tepelerinde. henüz cangıla dalmadık. bikaç hafta sonra inşallah.
hesabın var mı? giriş yap