• saatte 70 mil hizla hareket eden bir arabanin, bilmem ne kadar uzak mesafeden saniyelik gecisinde bile arabanin icine dolabilen, dolmakla kalmayip on bes dakika cikmayabilen allahin belasi bir kokuyu savunma mekanizmasi olarak gelistiren bir hayvan, evrimi gotunden anlamis olmak disinda baska bir sekilde tarif edilemez.

    yani o kadar kisa surede o kadar mesafeden bu siddetle hissedilebilen su kokuyu dusunuyorum da, ben bu asagilik yaratigi yemek icin saldiran bir yirtici hayvan olsam ve su kokuyu sifir noktasinda hissetsem, degil onu yemek alti ay baska hic bir sey yemem be..

    $errefsiz.
  • siyah bir kedi, yeni boyanmis beyaz bir merdivenin altindan gecerken yanlislikla surtunurse, kokarcaya benzer. hatta karsi cins bir kokarcaya bile yutturabilir. inanmazsaniz kanitlayabilirim.
  • hiiiç öyle ağustos ayında iett otobüsü kalabılığı kokusuyla falan karıştırılmasın. kokarcanın kokusundan sonra o otobüslerin içi misler gibi kokar insana. ayrıca ot gibi kokuyo diyenin insafı kurur yahu. ot öyle koksa kimse elini sürmezdi

    bu şerefsiz hayvan kokusunu püskürttüğünde çevredeki yedi mahallede hayat felç olur. kapı baca kapalı olsa bile yakınlarda bi yerde saldığında evin içine ne yapar eder işler o koku, saatler boyu geçmek bilmez. eğer bir de yaz vaktiyse, camlar açıksa o evdekilerin vay haline, o gece uyku haram

    işin kötüsü hızlı koşamadığı ve iyi göremediği halde gececi takılan bu salak en sık roadkill olan hayvandır. körsün zaten 6 şeritli otoyolun ortasında ne işin var gece vakti?

    yine dün gece bize 500-600 metre uzakta yoldan geçen bi tanesine araba çarpıp roadkill yapmış. artık hayvan o ecel kiniyle nasıl püskürttüyse varını yoğunu kokudan durulmadı bütün gece

    zaten olur da arabayla çarpılırsa, kokusu arabadan çıkmaz, arabayı ucuza elden çıkartmak gerekir şeklinde abartılır. ilk elden benzerini tecrübe ettim. gecenin köründe yorgun argın sürerken yolun ortasından şuursuzca tıngır mıngır geçen kokarcayı farkedince hemen manvera yapıp ezilmekten kurtardım ama o hem kör hem nankör hayvan yine de sırtını dikip spreyini foşlattı. ardından 3 hafta boyunca arabaya binmekten tiksindim
  • çok sevdiğiniz cin gibi akıllı dediğiniz salak köpeğiniz kalkıpda havlaya havlaya koşup gittiği yerden vıyak vıyak ağlayaral ve leş gibi kokarak dönerse sırayla yapılması gereken şeyler:
    -acilen kuduz olasılığına ve kanamaya karşı çizik açık yara varmı diye kontrol etmek, yaralanma varsa soluğu veterinerde almak,

    eğer kavga izi yoksa ve sadece boyunun ölçüsünü anlamışsa :
    -bahçeniz varsa bahçede hortumla apartmanda yaşıyorsanız öncelikli tercih olarak dışarda bir yerde (oto yıkayan park alanları garajlar olabilir) en son çare olarak evinizin içinde pencereler açık bir şekilde yıkamak,

    -kokarcanın spreyi bir tür yağ olduğundan asitik bir çözelti ile yıkamak gerekmektedir en kolay elde edilen maddelerden yapılabilecek özel şampuanınız 1 litre okisjenli su yarım çay bardağı sodium bikarbonat bir avuç sıvı sabundan (arap sabunu tercih edilebilir) oluşur.
    -bir kovada karıştırdıktan sonra köpeğinizin büyüklüğüne göre ılık su ekleyerek formülanızı tamamlarsınız..

    -köpeğin ağız göz ve kulaklarından uzak tutarak hayvanın kürküne derisine etki edecek şekilde iyice uyguladıktan sonra 5 dakika gibi bir süre asidin yağı çözmesini bekleyip ardından durularsınız.
    -koku geçene kadar tekrar tekrar uygulama yaparsınız. (köpeğinizin su ve banyo sevgisi tabii arada işinizi zorlaştırabilir..)
    -azalan viyaklamalar suyla oynaşmaya yada savaşmaya başlama etkileri köpeğinizinde kokunun etkisinden kurtulduğunun işaretleri olacaktır.

    -domates suyuda kuvvetli asidi sebebi ile kullanılabilecek şampuanlardan biri olabilir ancak köpeğinizin labrador /golden retriever olması durumunda tüy dökümü bitene kadar irish setter görünümlü olmasını göze almanız gerekebilir..

    -elbiselerinize bulaşma olduysa ne kadar çabuk yıkarsanız o kadar etkili sonuç alırsınız.

    son bir fikir mecburen evinin banyosunda yıkamak zorunda kalacak olanlar köpein kokudan kurtulmak amacı ile sağa sola sürünmesinden korkuyorsanız köpeğinize uygun boy bir kutu çöp torbası alıp ayak delikleri açarak tasmasının yardımı ile torbanın ağzıını kapatarak geçtiğiniz yerlerin kokmasını elinizden geldiği kadar azaltma şansınızda var.

    ha tabii bütün süreç boyunca kokuya dayanılmak zorunda kalınacağından eğer ortamda hasbelkader güzel bir dalış maskesi varsa kesinlikle kullanılması tavsiye edilir.
  • çok naif bir ismi olsa da aslında göründüğünden daha korkutucu bir hayvandır. bugün koskoca açlıktan çıldırmış bir aslanın büyük hevesle kokarcanın yanına gidip ağlayarak döndüğünü gördüm.

    kokarcalar, kokuyu kuyruklarının altındaki 2 delikten sıvı olarak fışkırtırlar. 3 metreye kadar fırlatabildikleri bu sıvıyı, tek depoda 6 tane patlatma yetisine sahiptirler. öyle bir kokuymuş ki bazı maruz kalan köpeklerin hakkın rahmetine kavuştuğu görülmüş.

    sıvının denk geldiği yerden/kişiden bir daha hayır gelmezmiş (bkz: öyle diyorlar valla). üstünüze geldi mi 1 günden fazla öyle kokarmışsınız. ayrıca burun yakan, göz yaşartma özellikleri varmış bu sıvının, geçici körlük oluşturabiliyormuş ki bu vahşi hayvanların pısıp geri dönmelerinin nedenlerindenmiş.

    kokuyu hala hayal edemiyorsanız yardımcı olalım; bilindiği gibi leş yiyerek beslenen akbabaların, üstlerine kondukları ağaçların ölmesine neden olacak kadar toksik olan iğrenç dışkılarından daha kötü kokmaktaymış.
  • yaydigi koku marijuana kokusuna benzemektedir.ben sahsen daha orjinal birseyler beklerdim kendisinden.hayvan olup bitki gibi kokmak enteresan yine de.
  • bir besiktasli olarak bu siyah-beyaz hayvana sempati duyacaksaniz bile kelimenin en delikanli anlamiyla 'hayvanlik' yapma potansiyeline sahip oldugunu asla unutmayin. bir kokarcanin tislamaya baslayip kuyrugunu diklestirmesi, onun batsin bu dunya modunda oldugunu gosterir ki bu anlarda onun 3-4 metre civarinda olan talihsiz canlilardan biri olmayin.
    3-4 metre yakinindayken fiskirttiyssa kokusunu, gozlerinizi yasartacak kadar gecici korlugunuzu bosverin gecer. cunku cok daha ciddi bir sorununuz var; uzerinize sinecek o kokudan kurtulmak... bu durumda size aciyacak komsu teyzeler hemen mutfaktan bir salca ya da domates sosu kapip gelecek ve uzerinize surmenizi isteyecektir ki eger sirf kokarca kokusuna karsi uretilmis spreylerden birine ulasma sansiniz yoksa bu kocakari yonteminden baska size yardimci olacak sey yoktur, tereddutsuz bu salca banyosunu yapin.
    kokarca ortami derdiyle kokuttugunda yaklasik 1 millik alan icindeyseniz bu derdi paylasmaktan kacinamazsiniz. bu uzakliktan biraz marijuana kokusunu andirmasindan belki de, amerikan argosunda marijuana'ya skunk deniyor.
    bir baska kokarcaya karsi asla kullanmadiklari bu mustesna savunma silahiyla diger canlilarin mesafeli saygisini kazanmis bu hayvanlarin da hayati bir mesafe sorunlari varmis meger; 3-4 metreden otesini goremiyorlarmis. kuzey amerika yollarinda bu yuzden siklikla araba carpmasiyla olmus kokarca oluleri gorulmekteymis...
  • yavrulari ilk birkac ay insan yavrusu ile kiyaslanabilecek duzeyde savunmasiz ve de korunmaya muhtactirlar.
    bu yuzden anneleri ilk birkac ay yavrularinin yanindan pek ayrilmaz, en kucuk bir tehlike hissettiginde o meshur kokulu salgisini puskurtmekte tereddut etmez.

    yavru kokarcalar genellikle mayis dogumlu olduklarindan yaz aylari boyunca bahcenin hep ayni kosesinden gelen kokarca kokusunun kaynagi oradan gecen degil buyuk ihtimal orada yuva yapmis bir anne kokarcadir.
  • önyargıdan en çok canı yanmış hayvandır belki de.
hesabın var mı? giriş yap