• "ister devlet adamı olsun, ister tüccar, memur ya da akademisyen, kendine gününün üçte ikisinden azını ayıran herkes köledir." nietzsche
  • acayip seksi ilerleyen şarkıyı piç eden bir hanımefendiye sahip parça. güzel güzel giderken bir anda arabeske dönüyor ya gıcık oluyorum. niye böyle bir şey yaptıklarını anlayabilmiş değilim ama umarım bundan sonraki parçalarda bu tarz sıçışa şahit olmayız.

    "bir geçirirsem seni ellerime" diyen adama "aağh içim gittiiii" diyen kıro kıza hayır.
  • acaip bir şarkıdır. oynak, kıpır kıpır ve arabadayken yakalanırsam salak salak gülümseten şarkıdır. ve bir kez daha anlıyorum ki ben bu sözlüğe hiç yakışmıyorum, sizi hak etmiyorum.*

    "içine de siner tenine de"
  • değişik bir şarkı, önce arabada radyoda duydum. birkaç kere farkında olmadan dinlediğimi anladım.
    geldim buldum sonra.
    sözleri birkaç duyguyu aynı anda ya da sırasıyla mı diyeyim, yaşatıyor işte;

    'içine de siner tenine de.
    bi' geçirirsem seni ellerime' derken,
    ismi lazım değil bi' hatunun saçlarını eline dolayıp, kökleme hissi yaratıyor. bildiğin turkish guy fucks hardcore videosu çekecek şekilde, böyle kafasını duvarlara vura vura, bağırta bağırta, tokatlaya tokatlaya, şuursuzca...

    hatun kişisinin söylediği;
    ' ah içim gitti.
    bi' sarılıp koklasam, derdim bitti.
    sararıp solmadan gel.
    derde devam sabah akşam;
    dönsün dünyam dönsün başım'

    dediği yerde de, sevdiceğim geliyor aklıma. gülüşü geliyor gözümün önüne, özlediğimi hissediyorum, bi sarılıp koklama hissi uyanıyor.

    ''neler geçiyor aklımdan
    tövbe tövbe ''
    dediği yerde de hakikaten; neler geçiyor lan aklımdan mal mıyım neyim, tövbe tövbe diyorum...
  • zamanında bedava iş gücü zannedip, kıtalardan kıtalara taşıdılar.
    yıkayarak, yağlayarak, pazarlarda görücüye çıkarttılar.
    satın aldıktan sonra bekçiler diktiler başlarına kaçmasınlar deyu.
    yatacak yerler hazırladılar. öğünlerini eksik etmediler.
    hatta salgın hastalık olmasın deyu asgari de olsa sağlık hizmeti verdiler.

    aydı sonra kuzeydekiler.
    dediler "iş büyüdü. böyle çok masraflı oluyor. getir-götür, yedir-içir-giydir, işletme masrafları bi yandan."
    güney dedi "iyiyiz be bu haliyle, iş çıkartma şimdi."
    yalandan savaştılar demokrasi bahanesiylen.
    dediler "artık özgürsünüz! çalıştığınızın karşılığında gelsin mangırlar.
    dilediğiniz yerde dilediğiniz gibi yaşayacaksınız"

    şimdilerde asgari ücretin de altında fiyatlarla çalıştırıp,
    yerini de, yemeğini de sen bul diyorlar bu gariplere.
    yattığı yer yer değil, yediği de g.d.o.
    sağlık hizmeti de almıyorlar zaten.
    ana vatanları açlıktan kırılıyor.
    karnı doyanlarsa bir birini kırıyor.
    artık kıtaları bile kendi istekleriyle aşıyorlar.
    göç deniyor şimdilerde bu işe.

    en az 3 çocuk yapanı makbuldür kölenin.
    daha da az ücret için bile olsa birbirleriyle yarışsınlar deyu.

    bir de kömür hakları vardır 4 yılda bir.
  • "sahip olduğum tek kölem var. azad etsem de gitmez benden. ben azad olunca bedenimden, o da kendi bildiği yola gidecek. karın tokluğuna duruyor yanımda. ışıksız duramıyor yalnız. karanlıktan korkuyor. hiçbir emrimi yerine getirmiyor gözükse de aslında tüm dikkati üzerimde. tek bildiği, hareketlerimi taklit etmek. daha ötesi yok. bıkmaz usanmaz bu konuda. üzerine yürüsem de yetişemiyorum. tam yetiştim diyorum bir bakıyorum ki, ortalıkta yok. kaçmaya çalışsam bir adım gerimde takip ediyor. dertliysem derdimi dinliyor, konuşmadan. zaten dilsizdir benim kölem, monte kristo kontu'nun sudanlı kölesi arslan avcısı ali gibi. ben varken kimse dikkat etmez kendisine. öyle de uzaktır dikkatten. silik bir silüet işte.."

    gölgem, benim tek kölem.

    şimdi gölgemin yerine ben geçiyorum, benim yerime de nefsim geçsin. yukarıdaki cümleler, bu yeni ikiliye de aynen uyan bir elbise gibi.
  • yavuz çetin'e ait olanın üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen; henüz türkiye'nin herhangi bir muzik sektöründe böyle sözlere sahip, böyle etkileyici müzik ve daha doğrusu böyle cayır cayır aşık adam şarkısı yazılmadı.

    30 yıl sonra bu site kalırda birileri bu entry'i okursa emin olsun ki bu entry o zamanda aynı duyguları içericektir.

    çok büyük adamsın yavuz abi. çok büyük.
  • yavuz çetin'in satılık albümünün 8. şarkısı. öyle bir aşk ki tasvir edilen, ne sevebilmek, ne terkedebilmek, ne yakınlaşabilmek, ne de uzaklaşabilmek mümkün. halbuki 'bir erkek ne ister hayatından.. biraz şefkat, biraz tutku, hepsi bu..'
  • "kendi yükünü başkasına yüklemek isteyen onun kölesi olur."
    (jung, "kırmızı kitap"tan)

    jung'un hegel'i izlediği anlardan birine tekabül eder.

    nitekim (bkz: efendi köle diyalektiği)
  • kendisine ait olmayan
hesabın var mı? giriş yap