• 19. yüzyıla kadar ingiliz kilisesinin emir ve din yorumuna uygun yaşayan insanlar için kullanılagelen bir deyimken, günümüzde genelde kabul edilen standartlara uygun düşünen ve davranışlar sergileyen insanlar için kullanılır.
    rahatı seven extra large insanlar da ben "konformistim abi" derler fakat yanlış bir kullanımdır bu.
  • konformizm, gerzek iş arkadaşımın konforuna düşkün/rahatına düşkün anlamına gelmediği konusunda bir türlü ikna edemediğim şanssız bir tanımdır. (bkz: doğrusunu bildiğine ikna edememek)
  • tam turkce karsiligi uygitsincilik olan yabanci kokenli kelime
    (bkz: uygitsincilik)
  • "konformist adamim kardesim ben, yiyip icip yumusak yerde mala vurmam lazim" seklinde ahmet yilmaz karikaturlerinde yanlis da olsa komuk sekilde irdelenen izm. lafi gecmisken, (bkz: ahmet yilmaz penguene gecsin kampanyasi)
  • (bkz: konformist)
  • konformist says: aykırı olma, uyumlu ol
    salak says: ya bu konformizm beyle alttan ısıtmalı evlerde süt banyosu yapmak değil miydi
    konformist says: sana da uyamıycam ama

    yani konformizm özellikle sol jargonda yanlış kullanılıyor.
  • kotulenecek diyerek genele ters gitmekten cekinmek, cogunlugun belirledigi satir cizgileri arasinda takilmaktir.
    kabul goren bir gotu yememe durumudur. sivri olma ihtimalinden korkmaktir.
  • insan onurunun ve mücadele azminin recminde atılan ilk taştır.
    son günlerde, ülkenin içinde bulunduğu durumda bile hala bir şey olmamış gibi davranıp "laylaylom" diyen ülke insanının yaşam felsefesidir.
  • low profile olma, kalabalığın içinde anonim kalma eğilimi. frapan olmadan, uç göstermeden, sıradışı haltlarını saman altından karıştırarak hareket etmek, yaşamak.

    konformizm ile ilgili yanlış bilinen, "konforuna düşkün" anlamına geldiği sanılmasından ziyade şey var bir de, "sıradan olmak"tan çok "sıradan görünmek"le ilgilidir konformizm.
  • helecanli genclerin siyaset goruslerinin temeli. halihazirda nefret edilenden nefret etmek, kolay yoldan "perspektif" kazanmanin yolu. fast food gibi, hizli siyasi bilimler egitimi. halihazirda nefret edilen de cogunlukla en bazal, en magazinsel, en yuzeysel objeler oluyor, yani kisiler genellikle, hani su "kucuk beyinler kisileri tartisir vidi vidi" klisesinin dedigi gibi. kisilerin otesini tartismak dusunmeyi, ogrenmeyi gerektiriyor cunku. yapisal sorunlari kisilerin basarisizliklarina yahut ahlaksizlarina indirgemek ise herkesin yapabilecegi bir sey.

    konformizm, nefretin hedefini sasirtmanin yaninda, nefretin kendisini de kavrayistan once getiriyor. nedenini nasilini ogrenmek onemsizlesiyor, tepki ve sert eylemler yuceltiliyor. yumrugunu masaya vurup slogan atmak, kitap acip okumaktan daha kolay; bir kahvehane dolusu insanin bagirislarinin yarattigi gaz, bir kutuphane dolusu insanin neden olacagi ogrenme isteginden katbekat fazla. hele ki deriiin bir stadyum kulturune haiz ulkelerde...

    fakat is sadece kotulerden nefret etmekle kalmiyor. neden-nasilin bilincte yarattigi yukten kurtulundugu zaman, yani duygular ve eylemler dusunceden once gelmeye basladiklari zaman, yanlis hedeflerden gereginden fazla nefret etmenin yaninda yanlis ideallere ve onlari temsil eden kisilere gereginden fazla baglanmak da kolaylasiyor. irak savasi hakkindaki dusuncelerinin onda dokuzu bush'a kufretmekten ibaret olan insanlar, ayni fanatiklikle ve ayni kolaylikla hitlerin genclik kollarina yazilip hayatlarini dolduran insanlardan cok mu farklilar?

    buyuk seytanlardan nefret edenlerle buyuk biraderleri sevenler ayni hastalikli dusuncenin, daha dogrusu dusuncesizligin, tohumlari.

    yogun duygular, tepkiler, masaya vurulan yumruklar, girtlaklari yirtan sloganlar kimseyi hakli yapmaz, dunyayi da daha iyi bir yer haline getirmezler. bir kopek de eve gelen yabancidan nefret eder, avazi ciktigi kadar havlar, salyasini akitir, disini gecirir. ama hala kopektir. insani kopekten ayiran nedenini nasilini ogrenebilme yetisi. duzgun insani aptaldan ayiran da bu yetiyi kullanmak icin gereken meraktir.. neden ve nasil sorularini, kim sorusundan once sorabilme disiplini yani.

    bu yazinin da sonucu sudur: kopekle kopek olmayin. belki cok havlayip, birkac kisiyi isiranlar, heveslerini alip o gunun gazetelerine manset olurlar ama tarih, pek az kopegi hatirlamis, hicbirini de minnetle anmamistir. sanmiyorum ki konformizmin miskinligine alismis kimse o olumsuzlugu tatmis olsun.
hesabın var mı? giriş yap