• penisin doğuştan itibaren bir yöne eğriliğidir. eğer eğrilik 30 dereceden fazla ve cinsel ilişkiye engel oluyorsa veya eğrilik fonksiyonel olarak bir sıkıntı yaratmamasına rağmen görünüm olarak rahatsızlık veriyorsa düzeltme yapılır.
  • kordi olarak da bilinen penis eğriliği. belirli bir dereceye kadar her erkekte mevcut olup fonksiyonel olarak sıkıntı yaratmayan eğrilikler tedavi gerektirmez. eğriliğin şiddetli olduğu, ilişkiye engel olduğu, düzeltme gerektiren hastalar basit bir ameliyatla tedavi edilebilir ve tedaviden memnuniyet oranları oldukça yüksektir.
  • selamlar beyler, yılların yazarı ve kutsal bilgi kaynağına bağlılığımızın görev bilinci ile şu konuyu başımdan geçenler ile elimden geldiğince aydınlatmak isterim..

    birincisi konjenital penil kurvatür tanımının kibarcası doğuştan penis eğriliğidir, yani erkek çocuklarında herhangi bir plak, travma, dış etken olmaksızın doğuştan penisin eğri olma durumudur.. bu durum 20 lerde hafif seyretse de zamanla artan bir yönelime sahiptir.. giderek artan açı oranı zamanla tedaviyi elzem hale getirir.

    ikincisi, 30 derece ve üzeri olması ve cinsel birleşmeye engel olduğu öngörüldüğü için doktorlar tarafından cerrahi yöntemler önerilir. bu durum günün sonunda kişinin partnerine bağlı olsa da erkeğin psikolojisi, özgüveni hatta sırtındaki kambur misali duran bu meselenin çözümü olası intihar durumlarını bile engellemekte ve erkek cinsini hayata bağlamaktadır..

    üçüncü mesele, malum toplum tarafından erkeğin erkekliğinin kanıtı ve ölçüsü olarak kabul edilen bu meretin yeri geldiğinde ayakta durması, istendiği gibi durması, estetik durması hatta daha bilmem ne olması gibi durumlar maalesef milyar dolarlık bir sektör. o yüzden sağlık dalkavuklarından ve ihtiyacınız olmayan ve/veya gerçekçi olmayan vaadlerden uzak durunuz, inanmayınız, itibar etmeyiniz.

    dört. bu meretin ülkemizdeki normları nedir?
    sağlıklı bir cinsellik için gerekli olan boy doktorumdan aldığım bilgiye göre 10 cm ve üzeridir. gülmeyin :) evet neredeyse parmağınız kadar bi uzunluk cinsel birleşmeyi ve finalinde gebeliğe kapı açacak kabiliyete sahip bir ölçüdür. ülkemizde yapılan araştırmaların klinikten ziyade beyan üzerine olduğunu unutmadan ortalamamızın 13cm olduğunu hatırlatmak isterim. yüzlerce hasta görmüş ve operasyon yapmış prof. üroloji doktorunun 17cm ve üzeri hastaların bi elin parmağını geçmediğini beyan etmesi ve ortalamanın yine 13 olduğun söylemesi de konuyu kanıtlar nitelikte.

    beşinci mevzu.. nasıl ölçeyim?
    flaccid yani inik halde tam karşıya sertçe çekerek, üst taraftan bir cetvel/mezura koyarak dip ve bitiş arasındaki mesafeyi bulabilirsiniz. uzunluk erekt halde de aynıdır. hile yapmayın :)

    altıncı olay.. eğriliği nasıl belirlerim?
    her şeyden önce doğumsal eğriliğe sahip bireylerde allah vergisi bu meretin uzun olduğu bilenen bir gerçek. eğri durumda 15 ve üzeri çıkma olasıdır.. fakat daha kısa bile olsa operasyon sonrası kayıp 1cm i genelde geçmemektedir. bir fikir vermesi adına mesela. eğriliği gözle de az çok tespit edebilir, aktif cinsel hayatınız olmasa bile duruma engel durum teşkil edip etmeyeceğini anlayabilirsiniz. şahsen 35 civarıdır dediğim durum 55 olarak epikriz raporunda yer aldı, yani tespit için yine muayene şart efendim.

    yedinci olay.. konuya nasıl bakılıyor?
    şahsen kısmen yaşadığım ve muayeneye gelen diğer hastalarda da gözlemim maalesef, bu durumun evlillik sonrasına kadar bile ertelendiği, gizlendiği ve böyle önemli bi konudan genel olarak utanıldığı yönünde. yani bir erkek doktora gidip pipim eğri diyemiyor esasında :) . devlet hastanesinde doktora derdimi daha anlatırken ki tebessümü ve muayene sonrası (evet orayı bayağı yokluyorlar) beden dili bu işin ne kadar hafife alındığının resmidir. hatta en baştan iz kalacağı, kısalma olacağı, dikişin ele geleceği hatta kronik ağrılar olacağı gibi dereyi baştan kesen sözleri de bu kadar gelişmiş bi sektörde komik açıkcası. ayda bir bu konuda operasyona giren bir doktor ile konunun mütehassısı doktor kesinlikle bir değil. doktor seçimi kritik.

    sekiz.. elimiz değmişken?
    madem düzelticez, bir de uzatalım dimi, hatta kalınlaştıralım, adına da haşmett diyelim :). maalesef agalar, şuan uygulanan yöntemlerin ve tekniklerin neredeyse hepsinde kobaysınız :) . bilinen ligamet bağı kesimi ve dolgu materyallerinin tümü risk barındıyor.. ligamet kesimin erekt duruma etkisi sıfır olduğu gibi kalınlaştırma için uygulanan materyallerin kalıcılığı ve ömrü hayli tartışmalı. o yüzden bence o tarafa hiç yönelmeyin. niyeti bozduysanız yine siz bilirsiniz fakat araştırdığım kadarıyla tavsiye etmem.. örneğin o bağın yıllar içinde geri yapıştığı ve kullanım esnasında penisin içeri süspanse ettiği, yağ dolgusunu sünger olduğu gibi negatif yorumları okumamışsınızdır. bunlar hep soruşturduğum işler..

    dokuzuncu mevzu.. nasıl bi süreç?
    önce gidip muayene oluyorsunuz, doktor size hem bilgi hemde güven veriyor. sonra gün tayin ediliyor, ne zaman izniniz yada uygunluk bu belirleniyor ve o güne hem psikolojik hemde fizik olarak hazırlanıyorsunuz. operasyondan önce alkol, sigara, ve ağır beslenmeden uzak durmanız nice to have. fakat ameliyet günü bunları kesmelisiniz. benim süreç sabahın köründe aç karnına hastaneye yatış, saat 10 da damar yolu açılması ve 2 de ameliyat. 50 dk kes biç ve saatler sonra narkozun etkisinin geçmesi ile odamda uyanmam şeklinde ilerledi. aynı akşam taburcu oldum ve gece eve varış.. (yer ataşehir evim kadıköy)

    onuncu konu.. ne yaptılar tam olarak?
    meretin sünnet hattından açılıp dışının dibe kadar sıyrılması, dibine turnike atıp erekt hale getirilmesi, eğrilin tespiti ve 6-12 yerden penil plikasyon denen (naylon değil) dizginleme dikişleri ile açının 0 dereceye getirilmesi. sonra tekrar teyit, kapatılması ve sarılması.. :)

    onbir.. sonra napcaz?
    lahana gibi sarılmış vaziyette 5 gün dolanıyorsunuz. sonra paketi kendiniz açıp, pansumana ihtiyaç olmadan, dikkatli bi şekilde iyileşmesini bekliyorsunuz. bu esnada sabahları kontrolsüz durumlar hariç sorun yaşanmıyor. yine hazır hissettiğinizde duşunuzu ve beslenmenizi kafanıza göre ayarlayabilirsiniz.. tam olarak iyileşmesi 2 ay. sahalara dönmeniz 3 ay.. :) bende durum dikiş ele gelmemesi, ağrı olmaması ve eskine hayli yaklaşan iyileşme süreci takip etti ve daha 3 ayı doldurmadım.

    on iki.. kaç para ulan bi flüt?
    geçen ay benim ödediğim net 65k, daha üzeri doktorunuz, yatış yaptığınız hastane gibi etkenlere göre değişir.. devlette bedava fakat ömürde bir olunacak olay için nasıl güvenirsiniz bilemedim.

    ve son söz.
    10 derece de olsa 90 da olsa bu olayı atlatan insanlar olduğu gibi, hiç bu konuyu dert etmeyenlerinde olduğu bi durum açıkcası. pskilojik etken hayli güçlü.. son çare size geldim diyen hasta olduğu gibi sırf estetik kaygıdan bile olan varmış.. bu konuda sorununuz varsa ertelemeniz için bi sebep yok açıkcası.. olun gitsin, yükünü taşımayın, mutlu olun.. şimdiden geçmiş olsun. :)
hesabın var mı? giriş yap