konut kredisi ile ev almak

• müthiş bir stratejik deha olduğum için sonunda dayanamayıp ben de yaptım. daha fazla zarar edemem herhalde dediğim her gün daha fazla zarar ediyorum.
  
  geçen senenin ocak ayında dolar 3.85'ken 3.90'ken bütün paramla dolar aldım. 1 sene doların çıkmasını bekledim. zamanında o kadar yüksekten almıştım ki ortalaması düşsün diye her fırsatta dolar aldım. aldığım doların ortalamasını 3.65'e zor düşürdüm. daha sonra evsiz kaldım. ev değiştirmem gerekti yani. dedim ev alayım bari hazır para da var. arkadaşa sordum alma dedi. "ben de böyle kışın aldım, yazın faizleri düşürdüler göt gibi kaldım yapılandırma falan da yapmadılar" dedi. sen geri zekalısın olum. cenabetsin sen dedim. sana oldu diye bana öyle olacak diye bir şey yok dedim.
  
  2 gün sonra arkadaşa bir daha yazdım. al desin diye. yine alma dedi. birinin al demesi lazımdı. babamı aradım ben de. hemen al dedi. adam ev seviyor. ne anlar dolardan bilmem neden. evi buldum bakcan mı dedim, hemen gelemem dedi. ne zaman gelirsin dedim. 1.5 saat sonra falan dedi. başka şehirden 1.5 saat içinde geldi. konum attım boş binanın içine girmiş alacağım evi değil bütün evleri geziyor.
  
  al bunu dedi. bu evi kaçırmayalım böyle fırsat bir daha gelmez dedi. boş evin içinde zıplıyor bu evi al diye. bu evi kaçırmayalım dediği ev, 30 dairelik bir inşaatın bir evi. inşaat diyorum bak. istediğin gibi girip her yerde gezebiliyorsun. al bunu al diye bağırıyor her yerde yankılanıyor. öyle bir boşluk yani. lan neyini kaçırcaz kimse almamış ki evi. ama adam beni ikna etti. gaflete düştük. müteahhidten değil de arsa sahibinden olduğu için azıcık uygundu. zaten dolar alıp satmayı da bilmiyordum. para benden çıksın rahat edeyim dedim.
  
  200 bin tl kredi çektim. zaten hayatta bir amacım yok. kredi ödemekten sıkılırım intihar falan ederim diye annemi de kefil gösterdim. artık intihar falan da edemiyorum. 200 bin borca girip hayata bağlandım resmen. it gibi çalışıyorum artık... desem de inanmayacaksınız memurum çünkü ama olsun sonuçta çalışıyorum.
  
  3.80'den dolar bozdurdum. bak daha 2 ay önce oluyor bu. evi alacağım gün tapuya gittik. önce evrakları veriyorsun satış işlemi öğleden sonra oluyor. evrak sırası beklerken sabah sözlüğe girdim zaman geçsin diye. bak şöyle başlıklar var:
  
  emlak balonu (127)
  krediyle ev almanın çok mantıksız olması (85)
  260 bin müteahhit iflas edecek (79)
  
  amına koyim dedim ya. bir anda evrakları fırlatıp tapudan koşarak kaçmak istedim. anladım aslında. istemedim yani. valla o an kötü oldum ama başladık bi kere. kafeye oturup sipariş verdikten sonra canım istemezse kaçamıyorum ev almaktan nasıl kaçayım.
  
  neyse daha sonra gittik bankaya. ev sahiplerinin genç olanı 75 yaşında, diğeri 87 yaşında. 75 yaşında olan amcayla bankaya gittik. paranın bir kısmını nakit vercem diğer kısmı kredi zaten. bunlar nakit olan kısmını tapuyu almadan önce istiyorlar. zaten tapudaki görevli sana tapuyu verirken satıcıya "paranı aldın mı" diyor. yani benim parayı önceden vermiş olmam lazım ama mantıksız ya parayı alınca gitse adam. böyle bir aptallık var.
  
  bunlar yaşlı insanlar bana güvenecek değiller benim bunlara güvenmem lazımdeyip 70 bin tl nakit verdim adama. bankadan çıktık benim evde işlerim var öğleden sonra görüşürüz oğlum dedi. görüşürüz amca dedim. gitti herif. emlakçı da gitti. eve doğru yürüyorum bir iç sıkıntısı. bir muhteşem bir şekilde dolandırılmışlık hissi. elde ne tapu var ne bir şey bütün paramı, hatta babamın verdiği parayı da verdim. öğleden sonra babam geldi. kredi işi tamam da nakiti ne zaman vercez çanta getirdin mi diyor.
  
  çantaya alcakmışız parayı olay anında verecekmişiz. dedim ben halledicem sen sakin ol. çanta nerde diyor çanta. o kadar parayı nereye koycaz. ya dur sen dedim. benim aklımda bir plan var. bilse adamlara parayı verdiğimi valla evlatlıktan reddeder. onu son ana kadar öyle tuttum. haberi yok parayı verdiğimden. o çanta nerde dedikçe çok yanlış bir şey yaptığımı ve dolandırıldığımı hissediyorum zaten. alıp bir tane boş çanta atıcam kafasına. yok amk bütün para gitti işte.
  
  tapu alım-satım anı geldi 87 yaşındaki kurtuluş savaşı nenesi ile onun eşi geldi. böyle suratıma bakıp sürekli tebessüm ediyorlar ben konuşurken. ben de çok iyi anlaşıyoruz beni sevdiler sanıyorum. hiçbir dediğimi anlamıyorlarmış meğerse. anlamama tebessümü var ya oymuş yani o. o kadar boşa konuşmuşuz. tapuya girdik. 87 yaşındaki neneye akli dengesi yerindedir raporu var mı dediler. varmış. tapu müdürü "teyze sen kimsin" dedi nineye. nine adını söyledi. babasının adını sordular, onu bilemedi. daha sonra burası neresi teyze sen buraya niye geldin dediler. nüfüs burası dedi.
  
  ahaa dedim sıçtık şimdi. kadına adını, babasının adını sorarsan nüfus burası der tabii. o kadar üstüne gitti ki. kadın zaten okuma yazma bilmiyor. insan bildiğini de unutur. daha sonra sen paranı aldın mı dediler. almadım dedi. bizi tapudan kovdular. meğerse bu 75lik dede ile 87'lik kurtuluş savaşı ninesi kardeşmiş ama 75'lik benden nakit paranın hepsini kendine almış. ondan sonra ortalık bir karıştı. bunlar kavga ediyorlar. ama nasıl bir kavga. herkes tebessüm ederek birbirine bağırıyor. kimse kimseyi anlamıyor. yaşlı kavgası gördüm de hiç bu kadar yaşlı kavgasını görmemiştim.
  
  ordan benim 64'lük genç delikanlı baba da olaya dahil oldu. noluyor dedi ya. dedim bi para mevzusu var aralarında herhalde dur. ne parası diyor. bizim tapuyla mı ilgili. yok dedim daha öncesinde olan paralar herhalde, burada da para işi döndüğü için akıllarına geldi bir anda burda patlak verdi. neyle ilgili olacak amk. öyle deyince de inanılmaz bir şekilde inandı ha. ihtimal vermiyor benim bunlara önceden para verdiğime. tabii kavga uzadı yarım saat sürdü. bu süre içerisinde "sen niye bütün parayı kendine aldın" vb. kelimeler geçiyor yaşlılar arasında. babam bunları uzaktan izliyor, dinledi dinledi ve sonunda anladı.
  
  yanıma geldi. dedi ki "oğlum çanta neden getirmedin parayı nereye koycaz vercez bu adamlara". yine anlamamış. en sonunda delirdim. verdim dedim parayı verdim. bak adamlar kavga ediyor. nasıl verdin dedi ya. 30 senedir yetiştirdiğim evlat bu olamaz diyor. gözleri doldu adamın. hangisine verdin dedi. gösterdim. koşarak gitti ona yakın durmaya başladı. o sırada 87lik ile 75'lik birbiriyle kavga ederken babam 75'liğin etrafında dönüyor kaçmasın diye.
  
  en sonunda 75'lik nakit paranın yarısını kurtuluş savaşı ninesine verdi de tapu işlemi oldu. ama olmayacaktı 10 dakika falan kalmıştı kapanıyordu tapu.
  
  şimdi bakıyorsun dolar olmuş 4.45. 3.80'den sattım 2-3 ay önce. satmasam 10 bin tl daha vardı bende şu an. hiç param yok ama dolar her yükseldiğinde satmasam şimdi şu kadar param vardı diye hesap yapıyorum işte. 1.12'ten kredi çektim. 0.98'e düştü. ordan da 40-50 bin zarar. şimdi de: (bkz: konut fiyatlarına yüzde 20 indirim kararı)
  
  30 dairelik bir inşaatta yalnız başıma yaşıyorum. evde yalnız yaşamayı bırak inşaatta yalnız yaşıyorum. öyle sıradan bir yalnızlık beni kesmezdi zaten. sabah evden bir çıkıyorum yan dairenin kapısı açık, karşı dairenin kapısı açık. inşaat molozları her yer. atlaya zıplaya geçiyorum onları. şantiye suyu kullanılıyor (niye çünkü burası şantiye) , su saati sokakta açık bir şekilde görülüyor. yoldan geçen insanların bazen canı sıkılıyor kapatıyor vanayı. evde su gidiyor amk. günde 2 kere vana açmaya gidiyorum.
  
  lütfen sokaktan geçerken vanaları ellemeyelim. ben sizin doğalgaz vananızı falan kapatıyor muyum.
• 15 yıl uzun olabilir ancak kredi ile ev almak mantık dışı değildir. bakmayın burdaki ergenlerin "ömör böyö börçmö ödöycöz" laflarına. zaten kirada oturuyorsunuz, yaşadığınız müddetçe kira ödeyeceksiniz. işsiz kalınca ev sahibiniz tabi tabi buyrun dilediğiniz kadar oturun demeyecek heralde. her harükarda işsiz kaldığınızda problem yaşayacaksınız ama ev alırsanız ömür boyu kira ödemeyeceksiniz en azından.
  geçenlerde okan bayülgen bir programda mal mülk almayı sevmediğini, materyalist olmadığından dem vuruyordu. hiç sevmem ev almayı, gerek yok diye konuştu iki saat. sonra sunucu sordu, ya çocuğun için hiç mi birikim yapmadın diye. cevap şu ben ona dünyadaki bir çok başkentte ev aldım, ilerde dünya vatandaşı olmasını isterim bla bla bla. hani materyalist değildin?
  insanlar ortamlarda havalı görünmek için iddialı cümleler kurarken, arka planda peşinat hesapları yapabiliyor. etkilenmeyin kimseden.
• bu konuda 2 kriter önemlidir;
  
  1. ortalama %40 - %50 peşinatınız olacak.
  
  2. kredi taksit ödemeniz, kira ödemesinin 2 katını geçmeyecek...
  
  eğer bu iki madde tamamsa alın.
  
  değilse kiraya devam etmek daha mantıklıdır...
• halkbankın açtığı “ üst kat davar komşu kredisi” ile bugun girmeyi düşündüğüm eylem. yalnız ekspertiz dairenizi değil üst kat komşuyu ziyaret ediyor. prensipte anlaşsam da, hala bir tedirginlik hissetmiyorum değil.
• 5 sene önce 0.88 ile 10 yıl vadeli konut kredisi aldım. maaşımın 3/4'ü ile kredinin aylık taksitini ödüyordum. hanımın maaşı ile de geçiniyorduk.
  
  şu an kredi taksiti maaşımın 1/5'ine denk geliyor lakin hanımın maaşı da eklense geçinemiyoruz. böyle işin amk.
• son kredinizi ödedikten sonra tapu dairesinden"ipotek kaldırma" işlemini yaptırmayı unutmayın. yoksa krediniz bitse bile eviniz bankaya ipotekli kalmaya devam edecektir.
• bugün yaptığımdır. artık halkbankasının kiracısıyım 15 seneliğine. ama bu kiracılığın sonunda ev benim olacak en azından.
  
  ödeme zorluğu çekeceğimi düşünmüyorum. 310 bin liralık bir ev aldım. 100 bin peşinatım vardı. 210 bin kredi çektim. 15 yıl vade yaptırdım. şu anda verdiğim kira+aidat = ödeyeceğim kredi ve aidat oldu. yaşadığım semtten 8-10 dakika uzaklıkta bir semte taşınacağım. her yıl, ev sahibi kirayı ne kadar arttıracak, bu sene aidat artacak mı diye düşünmektense bu çok daha mantıklı geldi. ödemeler sabit, zaten ödediğim bir kira vardı. elimdeki 100 bin liradan oldum gibi görünse de her sene kiraya vereceğim parayı düşününce ben o 100 bini gözden çıkarmanın daha doğru olacağını anladım.
  
  geçen sene ev sahibi kira artış döneminde beni yedi resmen. bu kararı vermem de bu sayede oldu. çok da iyi oldu, çok da güzel oldu.
  
  yalnız çankaya tapu idaresinde sosyal mesafenin ırzına geçiyorlar. bankodaki abla niye bize fırça kaydı, onu anlayamadım. biz mi aldık lan 50 kişiyi içeri. bize niye kızıyorsun ablacım...
  
  edit: anlam karmaşasını düzelttim.
• alt kattaki davardan kurtulmami saglayan eylem. cekti krediyi gidiyor, oh be.
• son edit: arkadaşlar az önce ziraat bankası ile görüştüm. krediyi sıfır evler için veriyorlar sözü yalan, herkes her ev için alabiliyor. sadece sizden satın alınmak istenen evin tapu fotokopisi, maaş bordronuz, son 6 aylık sigorta dökümünüz ve şirketinizin imza sirkülerini istiyorlar. 0,99 faiz gerçek yani. bu arada kredi notumun da son derece iyi olduğunu öğrendim, mutlu oldum. :)
  
  öte yandan, bahsettiğim ev maalesef artık satılık değil. sahibi faizlerin düştüğünü öğrenmiş sanırım ve ilanı askıya almış, muhtemelen 600.000 gibi bir fiyattan satmaya çalışacak. çok güzel evdi, çok. 4+1, dubleks, ebeveyn banyolu, teraslı, adalar manzaralı... nazarınız değdi ibneler. :)
  
  şimdilik bekleme ve fırsat kovalama evresine geçmiş durumdayız. bu süreçte düşük kira öderken para biriktirip peşinat için altın/döviz gibi yatırımlar yapacağız ve 2020 yılı başları gibi faizler bir tık daha düşerse bu sefer daha yüksek peşinat oranıyla gireceğiz. bu eski ve küçük evde biraz daha dişimizi sıkacağız anlayacağınız. :/
  
  üst edit: arkadaşlar çok çok teşekkür ederim ama artık mesaj yollamasanız da olur. posta kutum doldu taştı. :) prensip olarak bana atılan mesajları cevapsız bırakmak istemediğimden, bu kadar mesaja yetişemiyorum. bundan sonrası için fikrinizi buraya entry olarak yazmanız daha faydalı olur zira benim dışımda da bilgi edinmek isteyen yazarlar "gelen cevapları bana da yollayabilir misin" diyor. fikrini ve tecrübesini belirten herkese çok çok teşekkürler.
  
  başka üst edit: arkadaşlar okumuyor musunuz yoksa okuduğunuzu anlamıyor musunuz? bu entry'den "1500 lirayı ödeyemeyen adam 3500 lira krediye giriyor" anlamını nasıl çıkardınız? kirayı rahat rahat ödüyorum, orada sıkıntı yok. taşınma ihtiyacım var çünkü ev artık yetmiyor ve yeni taşınacağım eve 2500 lira vermektense üstüne biraz daha koyup ev almaktan bahsediyorum. lütfen bu konuda daha fazla yazıp kendinizi komik duruma düşürmeyin.
  
  bir üst edit daha: devlet bankalarına kredi çekmeye gidenlere o kredinin limiti doldu, artık veremiyoruz denildiği oluyormuş. piyasayı canlandırmak için uydurulan bir yalan olduğunu söyleyenler de var. bu konuda bilgisi olanlar yazarsa çok sevinirim.
  
  akıl aradığım konu.
  
  şöyle anlatayım size. 5 yıldır kirada oturduğumuz bu ev artık çok küçük geliyor çünkü 3 yaşındaki oğlumuza ayrı oda gerekiyor. bu yüzden bu yıl 3+1 bir eve taşınmak istedik. gel gör ki tüm yaz aramamıza rağmen uygun bir ev bulamadık zira ben şu anda yeni zamlanmış haliyle 1550 lira kira veriyorken, eli yüzü düzgün 3+1 daireler 2500 lira kira istiyor. ama bu evden de çıkmamız şart. hem çok eski, hem çok küçük. hem de ev sahibinden nefret ediyoruz. şirret kadın.
  
  artık ev aramaktan baygınlık gelmişken faizler 0.99'a düştü. ev almak, alabilmek aklımın ucundan dahi geçmez, geçemezken birden "acaba?" demeye başladım. ufak bir hesap yaptım. 400.000 liralık bir ev bulsam, 100.000 peşinat toplasam, ki bir miktarı hazır, 300.000 liralık kredinin 180 aylık vade ile taksidi 3500 lira. "yahu ben zaten yeni bir eve taşınsam 2500 lira vereceğim, 1000 lira daha koyar kendi evimde otururum." diye düşünüyorum günlerdir. 5 yıl içinde o tutar kiradan da aşağı inmiş olacak. 10 yıl sonra da çok önemsiz bir meblağ olacak. beni zorlayacak olan ilk 3-4 yıl olur.
  
  burada konut kredisi çekmiş olan arkadaşlardan yorum ve önerilerini bekliyorum. yarın banka ile de görüşeceğim. çok da güzel bir ev buldum, 2 yıllık binada. pazarlıkla 400.000 olur gibi. "şunu göz ardı etme, şurayı mutlaka sor" diyebileceğiniz noktalar var mı? ekspertiz, hayat sigortası vb konularda az çok bilginiz varsa yeşillendirin arkadaşlar.
  
  edit: tecrübesi ya da gerçekçi bir fikri olan yazsın arkadaşlar. adam ömür boyu kirada sürün daha iyi diyor ya. o kiranın artacağını ve 15 yıl sonunda hayvan gibi kira ödemeye devam edip elimde bir ev olmayacağını düşünemiyor.
  
  edit 2: şu anki maaşım kredi tutarından bir miktar yüksek. düzenli maaş zammı alıyorum ve örneğin geçen sene %23 zam yapıldı maaşıma. her sene bu kadar olmasa da enflasyon oranını göz önünde bulunduran bir şirkette çalışıyorum. yükselme şansım çok olmasa da pozisyonu sağlam diyebilirim. eşim de freelance iş yapıyor, düzenli olmasa da iş yaptığında benden de iyi kazandığı oluyor.
• maalesef bir de şöyle bir hatalı bilgi dolaşıyor. “bankalar faizi önden alır, anaparayı sonra ödersiniz” diye. bu tamamen yanlış ve kredi sürecini anlamamış, finansal okuryazarlığı kıt olup gene de yorum yapmaktan da çekinmeyen insanların yaydığı bir yanlış bilgi. bu kişiler genelde kredilerin aylara göre ödeme tablolarına bakıp oradaki azalan faiz yükselen anapara görünümünü farketmişlerdir ve bunun faizi önceden almak olduğunu zannederler. halbuki böyle bir şey yok. siz kredi çekeceğiniz zaman 10 senelik çekiyorsanız bile faiziniz 10 sene üzerinden hesaplanmaz. konut kredilerinde faiz standart olarak aylık hesaplanır ve ölçülür. şu anda da faizler 1.10 oldu, yok 0,99 oldu vs dendiğinde konuşulan aylık bir faiz oranıdır. konut kredisi alırken yaptığınız şey 10 seneliğine borç almak değil bu sabit aylık faiz üzerinden ve aylık periyotlarla borç 10 sene boyunca tekrarlı şekilde 120 defa borç alacağınızı taahhüt etmektir. o yüzden yüzde 1 faizle 400 bin tl konut kredisi borç alırsanız ve aylık mesela 5000 tl ödemeyi taahhüt etmişseniz 1. ay sonunda borcunuz 404 bin olur, yani 4 bin faiz ödemeniz tahakkuk eder. çünkü 1 aylığına 400 bin borç almışsınızdır. 5000’e tamamlayacak şekilde 1000 lira da anapara ödemesi yaparsınız. böylece o ayki faizi ve 1000 lira da anapara ödedikten sonra geriye 399 bin anapara kalacak ve 2. ay için 399 bin tl borç alıyor olacaksınız. 2. ay sonundaki faiziniz de 3.990 tl olacaktır ve 1010 tl de anapara ödemesi yaparak böyle böyle anaparadan azalta azalta gideceksiniz. ileride mesela anaparadan borcunuz 200 bin olduğunda o ayki faiziniz 2 bin olacak, anapara ödemeniz için de 3000 tl kalacak.
  
  yani faizi önceden almıyorlar. faize giren anaparanız her ay bir önceki aya göre düşüyor.