• çölde bir vahadır, bozkırın ortasında açılmış çiçek. abarttığımı düşünenler olabilir inanın değil düşünmeden yaşayan, tüketen aptal kutusunun mahkumu bir toplum oluyoruz giderek bunun en büyük sebeplerinden biri anadoluda böyle yerlerin olmayışı, bir büyükşehir düşünün ki devlet tiyatrosuna ancak 1997'de kavuşabiliyor varın özel tiyatrolarının halini siz düşünün. bu şehirde şimdi ikinci bir üniversite açılması düşünülüyor türkiyenin en kalabalık üniversitesine ev sahipliği yapıyor. ve gidebilecekleri tiyatro yok. kurtlar vadisisizce neden bu kadar prim yapıyor bu ülkede?
  • bu yıl perdelerini 1 ekim' de açacak olan devlet tiyatrosudur. açılışı ;"uysal yurttaş , gılgamış ,istanbul efendisi" oyunları ile yapacaklarmış. sabırsızlıkla bekliyoruz.
  • şipşirin binası,fakat hemen tükenen biletleri olan yollarını aşındırdığım güzelim tiyatro.ayrıca oyuncuları da mükemmel.
  • şu ana kadar gördüğüm tiyatro kültüründen en nasibini almamış seyirci kitlesine sahip tiyatro. fuayede ayakkabısını çıkartıp ayağını sallayan mı ararsınız, oyuna dakikalarca geç kalanı mı, oyun devam ederken defalarca flaş patlatarak fotoğraf çekeni mi, sevgilisiyle sevişmeye geleni mi, tiyatro salonuna kahkahalarla girenleri mi... sinema mı zannediliyor anlamadım gitti. o oyuncuların konstrasyonuna da hayranım doğrusu. nasıl oluyor da dikkatleri dağılmıyor, şaşılacak şey.
  • bozkırın ortasında açılmış bir çiçek olduğu doğrudur. en azından bu akşamki performansı izleyene kadar ben de sonuna kadar arkalarındaydım.

    yıl yaklaşıl 2000-2001 civarı, ferhan şensoy'un soyut padişah'ını oynadıklarında izlemiştim sanırım ilk, daha öncesini pek hatırlayamıyorum. o zamandan bu yana beni çok az hayal kırıklığına uğrattılar, kadın egemen bir tiyatrodur, özellikle tomris, bengisu ve şebnem hanımlar gerçekten konya gibi bir şehirde insanların tiyatro izlemesini sağladılar diyebilirim.

    ancak iki hafta öncesinde, bin nefes bir ses festivali kapsamında izleyiciyle buluşturulan kırım tiyatrosu oyuncularının sahneye koyduğu "yalnız yıldız"ı izlerken, epey sinirlerimiz gerildi.

    insanları tiyatroya getirebilmek için bu kadar cüzzi rakamlarla oyun sergilemelerini her zaman taktir etmişimdir. ancak tiyatro yetişkinlerin izlemesi gereken bir oyuna 50 tane -5 yaş grubu çocuğun alınabileceği bir yer değil kardeşim, neden buna müsaade ediyorlar? ben çok iyi hatırlıyorum 3-4 sene önce gogol'ün evlenmesi oyununu sergilediklerinde izlemeye gitmiştim, densiz bir tanıdığım 2-3 yaşlarındaki çocuğuyla içeri gelmiş, yalvar yakar ancak balkona aldılar kadını çocuğuyla. o zaman balkona bile zor aldıkları çocukları, şu anda ön sıra arka sıra demeden, bu oyun bu yaş grubuna zarar verir mi vermez mi demeden tabiri caizse içeri dolduruyorlar anne babalarıyla.

    ben o yaşta çocuğu yetişkinlere hitap eden bir oyuna getiren anne babanın aklına tüküreyim zaten, o apayrı bir konu. ama izleyici bu ayrımı yapamıyorsa da tiyatronun girişindeki işlevsiz arkadaşlar yapabilmeli. olay sadece memuriyete dönüşmüş, al parayı ver bileti gir içeri...

    izlediğimiz festival oyununda dakika başı 3 çocuk ağladı zırladı bağırdı. oyun başlamadan önceki telefon uyarısına rağmen bir sürü insanın telefonu çaldı. bir sürü gürültü fısıldaşma... kardeşim kırım tatarı değilsin, tiyatroya çok düşkün de değilsin, neden gelir izler de yarısında salonu boşaltıp oyuncuya saygısızlığın dik alasını yaparsın? kırım tatarı olmamı geçtim, türkiye türkü olarak utandım salondaki izleyiciden. oyuncular da biçare konsantre olup herşeye rağmen devam ettiler. tıklım tıkış dolu salonda 90 dakikalık oyun biterken 50 kişi bile kalmamıştı. tomris çetinel, bu kurumun başındaki insan o salondaydı. oyun boyu müdahale etme ihtiyacı hissetmedi. her türlü taşkınlığa çocuklarını vıyaklatan anne babalara çalan telefonlara göz yumdu, misafire yapılan tüm saygısızlıklara güldü geçti. en çok da sinirimi bozan, oyun çıkışı telefonlarımızı açtığımız sırada gözgöze gelince kardeşime "ne çok çaldı telefonun" demesi oldu. "bütün oyun durdun durdun, telefonu çalmayan yegane iki kişiden mi acısını çıkartıyorsun sayın tomris hanım" demek isterdim, yaşına duyduğum hürmetten sesimi çıkarmadım.

    bunun festival dolayısıyla böyle olduğunu, insanlara da o yüzden müsamaa gösterildiğini sanıyordum ki yanılmışım. bu akşam dekoru hariç berbat bir performans izledik, bitmek bilmedi resmen. hayatımda tiyatrodan hiç böyle sıkılmadım ben. olayı şöyle özetliyorum, derek benfield tarafından yazılmış "hangi karını seçeceksin" adlı bir komedi oyunu, oyuncular: özge mirzalı, ali volkan çetinkaya, ebru gülerarslan, özgür keçeci, a. şebnem büyükkalkan, özgür baş, gökçe yurtsal, mustafa iriilter, recep karademir, ozan çalım.

    oyun ve çevirisi berbat, buna hiç girmiyorum. peki sezon sonunda, yani dile kolay geçen seneden beri oynanagelen bir oyun bunca zamandır nasıl ezberlenemez? toplasan bir buçuk saati geçmeyecek bu oyun, neden bir türlü katarsise getirilip bağlanamaz. trak gelen yerde aptal saptal yarım saat kekeleyip saçma sapan kendini yere atmalar, komik olur düşüncesiyle eklenen soğuk ötesi espriler, bi abartı bi yapmacıklık... bunları oyuncuların enerjisinin düşük oluşuna verdim diyelim;

    sayın k.d.t. yöneticileri, bu kadar çok bel altı espri ima ve kadın erkeğe dair özel konular içeren bir oyuna nasıl olur da yine 3-5 yaş grubunu alırsınız? hiç mi denetim yok, bengisu hanım, tomris hanım bu oyunu bir defa dahi izlemediniz mi? oyun berbat deyip geri çekerdiniz izleseniz, o ayrı. neden o afişte bir yaş grubu işareti yok? ve neden içeri her önüne gelen çocuk demeden bebek demeden alınıyor?

    şimdi seviniyorlardır "çoluk çocuk herkes bizi izliyor konya'da artık boş koltuk kalmıyor" diye, o eski güzelim zamanlarına, seviyeli ve gerçekten etkileyici oyunlar seçebildikleri günlerin üzerine toprak atıyorlar, haberleri yok.
  • dolu salon olup, ayrıca extradan sandalyeler de görülebilen devlet tiyatrosu.
  • kulislerinde ki hamam böcekleri her içeri girdiğinizde farlı bir yerde ölebilme yeteneğine sahiptir.tiyatronun havası suyu etkiliyor tabi böcekleri
  • oyunları vasat oyunculuk overact. tirattan sonra surat indirmeler, "nene yapma" diyerek arkayı dönmeler. itibari bir oyunculuk izliyorum ben burada. yabancılaşıyorsunuz sahneye.
    sahneleme vasat. ancak dekor başarılı. genç oyuncuları yeteneksiz. hayır eskişehir'de de izledik yok efendim arada dağlar kadar fark var. gidebileceğim en yakın tiyatro binasının konya'da olması hasebiyle yine de oyunlarını izlemeye devam edeceğim.
  • bengisu gürbüzer doğru gibi çok yetenekli bir oyuncuya sahiptir. konya devlet tiyatrosu'nun namını böyle bir oyuncu yürütür.
hesabın var mı? giriş yap