• köprülerden geçiş esnasında alınan ücretin genel adıdır.
    aslında bu alınan paranın veya ücretin anayasaya aykırı olması gerekir.
    ülke içi seyahat her ne şekilde olursa olsun ücretsiz olmalıdır.
    ancak ücretsiz yolun alternatifi olan daha konforlu vs vs yolun ücrete tabi olması mantıklıdır.
    ülke kurulurken buna dikkat edilmesi gerekir.
    harita önüne konur ona göre hesap edilir vs.
    velesbiti ile artvin den çıkan birisi yol ücreti vermeden edirneye gidebilmelidir.
    insanların ,vatandaşların sosyal haklardan yararlanabilmelerinin baz kriteri ; kimsenin cebinde para olmadığının kabulu ile başlar.
    ülke kurulurken buna dikkat edilmesi iyi olur.
  • çok zenginiz biz . kuveytiz falan o derece zenginiz. lubnana 10 milyon dolar yardım yapıyoruz. ulan dangalak ( her kim üstüne alinirsa artik ) köprüye zam yapıyorsun bende israilin yakip yıktığı yerlerin parasını ödüyorum. ne yalaka bir millet ve ne kel alaka bir siyaseti bize yediriyorsunuz be kardeşim. yani kusura bakmayın kahvedeki işsiz adam ağzı ile olayı daraltıyorum belki ama yuhh yani. bu ak partiyi sandıktan çıkartana da sandığa sokana da yuh işte. neyse köprüyü geçene kadar bok a ak dicez mecburen millet olarak. hani iyimser bakarsak '' abiler boyadılar yaaa köprüyü ve hep tıkalı oluyor eskiyor yaaaa hatta süper hizmet veriyorlar ogs gibi buluşlar yaptılar falan yaaaa kgs gibi süper bir sistem yapıp sadece ziraat bankasından kuyrukla olayı çözdüler yaa .. işte bu sebeplerden dolayı haklılar canımm '' diceksiniz belki de.... neyse.
    köprünün bacakları nokta nokta noktaaaaa. daha ne diyim küfür de etsem mi. neyse bir zanax alıp ........
    sakince; evet artık 4 ytl dir.
  • köprüden geçmek isteyenlerin geçiş için ödediği ücret. bu sayede o köprünün maliyetini bizzat o köprüyü kullananlar karşılamaktadır, bu sayede ömrü boyunca o köprüyü ancak fotoğraflarda görebilecek olan sarı çizmeli mehmet ağa'nın vergileri o köprüye harcanmamaktadır. bu açıdan bakınca yerine göre adaletli bir vergilendirme sistemi olarak düşünülebilir.

    sanılanın aksine, dünyanın çeşitli ülkelerindeki çeşitli köprülerde de uygulanmaktadır. götüm kalkmış gibi olmasın ama, onlarca memleket görmemiş olmama rağmen, geçişi paralı olan köprülere dört ayrı kıtadan birer örnek vereyim:

    george washington bridge, new york
    penang köprüsü, malezya
    sydney liman köprüsü, avustralya
    dartford köprüsü, londra

    dünya üzerinde köprü geçiş ücreti alınan bütün köprülerin ayrıntılı bir listesini edinmek için

    http://en.wikipedia.org/wiki/list_of_toll_bridges
  • gelirleri yol'a, su'ya, elektrik'e harcanmayan ücrettir... bu yüzden karayolunda, demiryolunda, havayolunda ölenlerimiz vardır... gelirler "hortumyolu"na gitmektedir... bilmeyenler için söyleyelim; hortumyolu iktidara yakın çevrelerin kullandığı bir tür servis yoludur...

    (bkz: hortum)
  • çok komik olan bir şey ki, halkın cebinden çıkan paralarla yapılan köprüyü kullanmak için tekrar cepten para vermektir. götüm kalkmış gibi olmasın da, onlarca memleket gördüm, ne birinde köprü geçişi vardı, ne de parası. ne ilginç işler yavu.

    hatta, ben karşıya geçmek için niye para verim ki? bok mu var karşıda? hayır karşı nedir kardeşim? ne sikim iştir bu? köprü yaptıysan hizmettir, sike sike yapmak zorundasın zaten, ne diye hala milleti söğüşlüyorsun. bir de, insanların sesi sadece zamlara çıkıyor ya, onu da hiç anlamam hacı, ulan bu bildiğin yol kesiciliktir, söğüşçülüktür. köprü geçiş ücreti, sıçış ücreti, paralı yol, hey allaam ya.
  • tamamiyle harami ve soyguncu bir usul... ciddi bir devlete yakışmamaktadır. kanaatimce, yol, köprü vs. her türlü ulaşım altyapısının ekonomiye katkısını hesaplamak mümkün değildir. hem doğrudan hem de dolaylı olarak milli gelirin tamamı öyle veya böyle bu altyapıya bağlı ve endekslidir.

    kısacası, toplam fayda zaten hepimize tekrar tekrar dönmektedir. yola köprüye geçiş ücreti koymak bir çok bakımdan adaletsizdir. idare(yönetim), halkına bir hizmet sunuyor, ulaşım altyapısının kurulmasının ve sürekli bakım yapılmasının elbette bir maliyeti var. ancak bu hizmeti total ve bütün olarak değerlendirmek gerekir.

    mesela istanbul'da karşıya geçiş için bir köprüye ihtiyaç duyuluyor ama faraza çemişkezek'te de belki iki vadiyi birleştiren bir köprü gerekli. ama istanbul'dan geçiş ücreti alıp diğerinden almamak insafsızlık ve adaletsizliktir.

    yani demek istemem o ki, bütün türkiye kendi coğrafi şartlar ve imkanlar dairesinde ihtiyaç duyduğu ulaşım hizmetini almaktadır, ücretini de kullanım miktarına göre ödemelidir. bu da akaryakıta konabilecek bir "karayolları genel müdürlüğü payı" ile sağlanabilir. akaryakıt üzerinde halihazırda zaten elli tane vergi var, evet, ama o ayrı bir mesele...

    üstelik, son tahlilde bu dağınık ücretlendirme politikası bir işe yaramaz. üretimin çoğu istanbul'da yapılmaktadır. her ekstra maliyet unsuru öyle veya böyle üretilen malın fiyatına eklenmekte ve tüketiciye fatura edilmektedir.

    geriye bir tek sıkıntı kalıyor. yap,işlet, devret modeline göre inşa edilen altyapı projelerine mutlaka bir geçiş ücreti tahakkuk ettirmek icab ediyor. evet modelin bir gereği olduğu için ondan kaçmak mümkün değil. o zaman onlar da devredilince ücretsiz olabilirler...

    not: demek ki mesele, devletin vatandaşı kaz gibi görüp yakaladığı yerde yolmaya çalışması değilmiş. devlet her halükarda vergisini toplar. onun elinden kurtulmak pek mümkün değildir. ama aslolan vergilerin mümkün mertebe adalet ve hakkaniyet esaslı olarak toplanmasıdır ki gelir dağılımı bozulmasın. ayrıca, bundan asırlarca evvel ibn-i haldun'un belirttiği gibi yüksek oranlı vergiler piyasaya kesatlık verir, düşük oranlı vergi ise canlandırır.
  • yeni zamlardan itibaren gün itibarı ile kartlı geçişte 3.75 türk lirasıdır. 1.15 türk lirası, yani %44.2 zam neyin insafına sığar bilemiyorum artık. ulan bari %5-6 enflasyon var diyip milletin ekmeği ile oynamayın, bu yüzden zam alamıyor insanlar. enflasyon vardıysa da açıklanıyordu, insanlar da ona göre zam alıyorlardı da böyle götüne götüne girmiyordu. böyle diyince "enflasyonlu günleri özleyenler var" diyorlar. bu şekilde yorumlayan aklına da sokayım, bu akılla yapılan enflasyon hesaplamasına da.
  • halen neden ödendiği belli olmayan paradır. karayolları genel müdürlüğünün 1,5 senedir devam eden tarifesinin linki :
    http://www.kgm.gov.tr/…ruucret/koprugecisucret.aspx

    ey sözlük insan sorgulamadan edemiyor ; sen bir minibüsle bir motosikleti aynı ücret tarifesine koyarsan veya daha trajik olarak koca iki akslı otobüslerle ufacık motosikletleri arada 1,25 tl oynayacak kadar fiyatlandırırsan, o motorcuların ( en az %50'si ) ve kuryelerin hemen hepsi ( en az %99'u ) arka plakalarının harflerini bantla kapatır , ruhun bile duymaz , kimseyi suçlayamazsın da , yakalayamazsın da , o para girer bir tarafına.

    köprü ücreti fiyatlandırması neye göre yapılıyor, köprü üzerinde kapladığı m2 den mi , çevreye yaydığı karbonmonoksitten mi , ticari gelirlerden mi , neyden ?
    sebep ne olursa olsun motosikletler içlerinde en masumudur.

    makul ve adil bir seviyeye çekmek zorundasınız iki tekerliler için. yoksa ben de niyeti bozdum...
  • ''paralı yol mu olur lan!'' *
  • tam ödeme alınırken çıkardığı sesi duyar duymaz haram olsun dediğim deyyus ücret. bunu yapmamdaki esin kaynağım da bir büyüğümüzün kendi çapındaki eylemini duymuş olmamdır. oldukça devletçi bir siyasi görüşü olan bu büyüğümüz hayata olan bu bakış açısına rağmen haklı olarak köprü ücretini bir türlü hazmedemezmiş, arkadaşım anlatıyor *.

    bahsi geçen hanım büyüğümüz ekseriyetle birinci köprüyü kullanır, anlatılana göre yıllardır, hiç sektirmeden her köprü geçişinde o an ne anlatıyorsa anlatsın, ne dinliyorsa dinlesin ve ne düşünüyorsa düşünsün ogs'den gelen sesin ardından sakin bir sesle -çok sakince- haram olsun demektedir.

    hep söyledik durduk ancak bu başlık altında da yer alsın. bu boğaz da bu sular da bu köprü de bize ata yadigarıdır. hani parasını çıkarınca beleş olacağıdı?! her geçişte bi ton para takıyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap