• hala "kuzey kore halkı aslında iyi durumda." diyen insanlar mevcut.

    bakın ben türkiyede oturup bin saat kuzey kore propagandası izlemiş tek kişi olabilirim. turist olarak gidip orada kaybolsanız yol tarif edecek kadar bilgi sahibi oldum ülke hakkında.

    sözüme itimat edin bu ülkeyi yönetenler ölümüne zalim ve deli.

    turist olarak gitmek için çeşitli turlar mevcut. çin üzerinden izinler alınıp başkente uçakla inebiliyorsunuz. uçağa bindiğiniz andan itibaren peşinize turist rehberi kılıklı hükümet ajanları veriyorlar. bu adamlar size sabit bir tur rotasını zorla gezdiriyor ardından geldiğiniz yere geri postalıyorlar.

    gezdirdikleri yerlerin içinde önünde eğilmek zorunda olduğunuz dev kim sik yun heykelleri yine bu kamil diktatörlerin dev portreleri bir de amerikan donanmasına ait el koydukları bir gemi var. uss pueblo. *

    ben bunu gezmeyeceğim, halkın gittiği yerlere gideceğim deme şansın yok. akşam bir bara gideyim demek yok. otelden çıkman internete girmen işaret edilen yerin dışında bir yerin fotografını çekmen yasak. hatta işaret edilen yeri farklı açıyla çekmen de yasak adamlar çektiğin fotolara bakıp beğenmezlerse makineyi elinden alıp siliyorlar. diktatörlerin portrelerinin, heykellerinin fotosunu çekiyorsan zaten her boka karışıyorlar ayaklarını eksik çektin mesela sildiriyorlar.

    izlediğim onca videoda sivil vatandaşlarla temas kurabilmiş bir tane insan yok. halk açlıktan kırılıyor olsa dünyanın haberi olmayacak öyle bir izolasyon hakim. güney kore kuzey kore arasında ayrılmış aileler birbirinden haber alamıyor bırak turisti falan.

    bu turistik tur öyle psikopatça kurgulanmış bir tiyatro oyunu ki, sizi götürdükleri restoranlarda halk taklidi yapan figüranlar var. araba galerisi gezdiriyorlar turun bir bölümünde orada araba alıyormuş gibi yapan başka figüranlar var. tüm gezi size korenin iyi durumda olduğunu kanıtlamak için hazırlanmış bir sahne şovu, korku filmi gibi lan.

    vice news için hazırlanan belgeselde yılda sadece 5 konuk ağırlayan bir çay dükkanı gösteriliyor. servis yapan kız yıl içinde o kadar uzun süre insan görmüyor ki vice muhabirini gördüğünde gözlerinin içi gülüyor resmen. sırf bunu anlatan ayrı bölüm var.

    yani özetle adamlar turistleri alıyor film seti sahteliğinde bir alanda gezdirip şutluyorlar. gelip bana burada halk rahat yaşıyor diyen adam ya kötü niyetlidir ya gerçeğin farkında değildir.

    mesela kuzey korede rejime karşı bir fikir beyan ettin, adamlar seni, babanı, dedeni karını, kızını, anneni alıp dağ yamacında bir çalışma kampına kapıyorlar. doğmuş ve doğacak olacak çocukların da dahil ölene kadar çalıştırıyorlar. sırf burada yapılan işkencelerin üzerindeki örtü kalksa nazi soykırımı çocuk masalı gibi kalır.

    bu üç nesil kanunu nedeniyle hapiste doğan ve 23 yaşında kamptan kaçmayı başaran suçsuz günahsız adamın anlattıklarını dinle sen de hak vereceksin. adam doğduğu günden beri çalışma kampında olduğu için tüm dünyayı böyle çitlerle çevrili bir yer sanıyormuş. kaçma sebebi de bir kez olsun doyacak kadar yemek yiyebilmek.

    kuzey korenin dışını görebilen iki grup kuzey kore vatandaşı var. birinci grup soylu, rejimle arası iyi ailelerin bağlılık yemini etmiş bireyleri. ikinci grup rusyaya ağır işçi olarak ihraç edilmiş ucuz işgücü. (sadece rusyaya değil dünyanın çeşitli yerlerine bu iş gücü ihracı mevcutmuş.*) bu maaşsız çalışan adamlar dünyayı görmemeleri için çalıştıkları alana yakın bir kampta tutuluyorlar ve kaçmaya kalkarlarsa hem kendileri hem koredeki aileleri öldürülüyor.

    rusyada on yıl çalışıp tek rus görmemiş, tek şehir görmemiş ağaç işçileri var. bak bu mesela ceza değil meslek.

    o nedenle bu tabak suratlı diktatörün zulmünü göz göre göre sevimlileştirmeyin, çükünüzü keserim.
  • bu "bagimsiz cumhuriyet" in vatandaslarinin degil ulkelerinden, yasadiklari komuniteden dahi izinsiz ayrilmalari olumle cezalandirilir. her yil bu ulkenin yuzlerce vatandasi, ulkeden kacmaya calisirken ya vurularak, ya elektrikli tellere takilarak ya da mayina basarak hayatini kaybeder. ulkenin en buyuk sehri olan pyongyang da yasamak icin vize almaniz gereklidir. yuksek rutbeli askerler, kim ailesinin yakinlari vs bu sehirde oturma iznini almakta zorlanmazlar, ancak siradan vatandas icin bu sehirde yasamak cok cok zordur. halk, kim ailesi mensuplarinin "tanrinin oglu" oldugu inancini tasir. ulkede internet baglantisi yoktur, cep telefonu ve bilgisayar kullanimi yasaktir. bir vatandas kim il sung ya da kim jong il ile ilgili olumsuz bir gorus dile getirirse, bu iki isme "sonsuz baglilik duymadigi" suphesi olusursa vs. kendisi olumle cezalandirilir; ailesi de calisma kamplarinda calistirilmak uzere surgune gonderilir.

    bu ulkedeki cocuklar 9 yas itibariyle, guney koreli cocuklardan yaklasik 10 cm daha kisa boylu ve yaklasik 14 kilo daha hafiftirler. bu buyuk farkin sebebi, halkin en basit gida maddelerine bile ulasma imkanina cogunlukla sahip olmamasidir. yine ayni sebeple, bu ulkenin vatandaslarinin gozlerinde cok erken yaslardan itibaren katarakt gelismektedir; ve katarakt sebebiyle kor olma ihtimalinin en yuksek oldugu ulke de bu ulkedir. ortalama guney kore vatandasi, ortalama kuzey kore vatandasindan 13 yil fazla yasamaktadir.

    bir insan ayni anda hem "esitlige, adalete, insanlik onuruna inaniyorum" hem de "kuzey kore dunyanin umudu, emperyalist itlere tokat gibi cevabi yapistiriyo valla" diyebiliyorsa, kanimca ya cahilin onde gidenidir, ya da iq su cift hanelidir.
  • türkiye kıyaslaması yapmayalım. ve evet ben de biliyorum ki türkiye insan hakları ve gelişmişlik açısından bir yığın ülkeden çok ama çok geride. bunu hepimiz biliyoruz zaten.

    gelelim kuzey korenin olayına:

    bakın bu ülkede insanların uydu anteni alıp çatısına takması ve dünya televizyonlarını izlemesi yasaktır. yasağa uymama şansınız yoktur, çünkü uydu anteni alacak bir yer bulamazsınız, kaçak da getirtemezsiniz.

    bu ülkede, dünyada olup bitenleri takip edebileceğiniz bağımsız (veya yarı bağımsız) bir basın kuruluşu, gazete, radyo veya televizyon kanalı yoktur. ülke ve dünyada olup bitenleri sadece devletin haber kanalından izleyebilirsiniz. eğer devlet, ülkede en sevilen yabancı şarkıcı olan michael jackson'ın ölümünün haber değeri taşımadığını düşünüp yayınlamamışsa, ülkenin bundan haberi olmaz.

    bu ülkede insanlar internete giremezler. var olan internet ise, bizim türk telekom'un çok ünlü "çocuk paketi" gibidir. girilebilecek siteler devlet tarfından belirlenir ve sadece onlara girilebilir. üstelik, ülkede yaşayanların hemen tümü internet denen şeyin sadece bu olduğunu düşünür. dünya üzerinde milyonlarca internet sitesi olduğundan haberleri yoktur, çünkü bu bilgi verilmez.

    kuzey kore'deki herhangi biri ile msn, facebook, twitter, icq, veya herhangi başka bir platform yardımıyla iletişim kuramazsınız. bunların tümü yasaktır ve korelilerin bunların varlığından haberi yoktur.

    mektup arkadaşı olacağınız bir kuzey koreli bulamazsınız. ola ki buldunuz, yazışamazsınız. hadi yazıştınız, mektuplarınız arkadaşınıza ulaşmadan önce yetkililer tarafından okunup, onaylanıp öyle teslim edilir. eğer uygun bulunmaz ise verilmez...

    giyim kuşamınızın ve saç şeklinizin "sokakta" bile nasıl olacağı devlet tarafından belirlenir. saçlarını uygun şekilde kestirmeyen erkekler uyarılır, laf dinlemezse cezalandırılır.

    ülkedeki herhangi bir şeyi eleştirme veya karşı çıkma hakkınız yoktur. aksine, onaylama ve her türlü destekleme zorunluluğunuz vardır.

    kuzey kore'de çok ciddi bir açlık sorunu mevcuttur ve bu sorunu dışarıdan alınan gıda yardımları ile kısmen gidermeye çalışırlar. evet, kuzey kore tıpkı somali gibi dünyadan gıda yardımı alan bir ülkedir ama, buna rağmen tüm parasını pulunu silahlanmaya, nükleer bombalara, uzun menzilli füze geliştirmelerine harcamaktan çekinmez.

    ülkenin giriş çıkış yapılan gümrük kapılarının bulunduğu bölgelere yapılan "sahte" lüks konutlar gerçektir. bunca açlık ve sefalete rağmen uzaktan ülkeyi görenlere karşı zengin ve gelişmiş izlenimi vermeye çalışılır.

    bir kuzey kore vatandaşının (devletin izin verdiği spor dallarını icra edenler ve birkaç bilim insanı haricinde) hiçbir şart altında ülkeden çıkma izni yoktur. ülkeden çıkmaya çalışmanın cezası ölümdür.

    yani kuzey kore bir küba değil. evet, küba da fakirdir ama, en azından halkına baskı yapıp var olan üç kuruşunu da silaha gösterişe harcayan bir ülke olmadı hiç. en azından "çok iyi" bir sağlık sistemi ve devletin kaynaklarına tüm vatandaşların eşit olarak ulaşma hakkı, eleştirme hakkı var. kuzey kore komünist veya sosyalist bir ülke de değil. komünizmin arkasına gizlenmiş, komünist "miş" gibi yapan bir dikdatörlüktür. hem de en acımasızından...
  • yalnızca diktatörün ve diktatörün oğlunun şişman olduğu ülkedir.
  • zengin ve fakir arasındaki uçurumun az olmasının nedeni kim dayının süper adaletli bir ülke politikası gütmesi değil, halkın istisnasız her kesiminin bariz yoksul olmasıdır.

    istesen de zengin olamıyorsun çünkü, kota var.

    yani birilerine göre ultra adaletli ve güzel ülke olarak algılanmasını sağlayan şeyler, özgürlüklerin olmadığı zorba bir kafanın dayatmasından ibaret.
  • kuzey kore'den mail arkadaşı bulmak isterseniz www.silibank.com a üye olun, 200$ registeration parası, 10 kb'yi geçmeyen her mail için ise 2$ ödeyin, yok bana yetmez mail, resim atıcam derseniz, 8 mb için 300$ ödemek icap eder, çok sıcak arkadaşlıklar kurmuş olursunuz, hatta resminizi devlet başkanı kim jong ii'in bile görme ihtimali var. bu fırsat kaçmaz!
  • amerika, afganistan'da bulduğu-"yakaladığı" tüm şüpheli* yabancıları hiç bir hukuki süreci işletmeden derdest edip guantanamo'ya götürmüş, iki yıl burada yine hiç bir hukuki işlem yapmadan, ne herhangi bir suçla mahkeme önüne çıkararak ne de savaş esiri statüsü vererek hapsetmiş ve bunlardan aralarında türklerin de bulunduğu bir çoğunu başka hükümetlerin baskısıyla "bir yanlışlık oldu, ülkenize gidebilirsiniz, de haydi gidin" şeklinde bir muamele ile serbest bırakmıştır. hala kaç tane el-kaide'yle, talibanla ilgisiz masumun orada olduğunu bilmek, ("amerikalı yetkililer" için de öyle olsa gerek) imkansız. gerçi bu basit ve çok da önemli olmayacak bir barbarlıktır.

    amerika'nın olası bir savaşta, nükleer silahlarla mümkün oldukça şiddetli, tam bir imha gerçekleştirmek, mümkün olduğunca fazla can* kaybı verdirmek için, nüfüs yoğunluklarınını göz önüne alarak moskova'nın mahalle mahalle haritasını çıkardığı ve bu şehirde belki de ondan fazla savaş başlığı patlatmayı planladığını kendi belgesellerinden görüyoruz. yani moskova yerine istanbul'u koyarsak kadıköy için ayrı kartal, ümraniye, gaziosmanpaşa, bakırköy, levent, sarıyer, fatih vs. için ayrı ayrı bombalar atıp hiçbir insan, hayvan, bitki canlı kalmayacak şekilde nasıl bir şehri yok ederiz bunun bilimini yapmıştır. belki de nükleer patlamanın etkisini maksimize edebilmek için, şehirlerin bayırlarını, tepelerini, rüzgarlarını incelemişlerdir, hiç şaşırtıcı olmaz. moskova’nın semtlerini bilmediğim için istanbul’u örnek verdim belki gerçekten de istanbul’un da nükleer imha haritasını çıkarmışlardır, bu da hiç şaşırtıcı olmaz, ne de olsa ilerde kimin dost ve müttefik kalacağını, kimin (kuzey kore gibi) amerika’nın sahip olduğu kitle imha silahlarına sahip olmaya cüret edebileceğini bilmeleri imkansız, yeni terörist devletler ortaya çıkabilir. kısacası dünyayı 10 defa yok edecek kadar çok miktarda nükleer silaha* para harcamışsan bunun mümkün olduğunca “etkili” olmasına çalışırsın bunlar normaldir.
    hal böyleyken, 10 japonu kaçırmış beynini yıkamış, komünist yapmış, atom bombası yapıyormuş diye hemen “terörist ülke kozey kore” şeklinde amerikanın düdüğünü öttürmeye başlamadan önce (sözün içeriği doğru da olsa) kendimize sormalıyız, niye “terörist ülke amerika” dendiğinde bunu sadece gösterilerde zıvanadan çıkmış solcuların, bir de islamcı militanların haykıracağı bir slogan, aşırı, abartılı bir laf olarak görüyoruz. sakın, güçlü olanın dünyaya askeri olarak hakim olanın, aynı şekilde zihinlerimize hakim olma, kanaatlerimizi yönlendirme, fikirlerimizi manüple etme konusunda başarısını ispatlıyor olmayalım.

    edit: mana veremediğim bir polemik üslubu ve içeriği var entiride, k. kore bokum gibi bir ülke, yalnız; kitle imha silahı, terörist ülke geyiği ile gelinmesin, zamanında gelinmişti onlara yönelik yazılmıştır diye hatırlıyorum. kuzey kore'nin kitle imha silahı yapması onu olduğundan daha kötü iğrenç yapmayan, kapitalist düşmanları ile ortak yanlarından biri.
  • haklarında unutulmaması gereken şey, trafik, çete, mafya, rant gibi sorunlarının olmamasının yanında, bizim bugün ihmal edebilecek kadar normal gördüğümüz istediğimiz tv programını seçebilme, internetten istediğimiz şeyi okuyabilme, istediğimiz kitabı rahatça alabilme, hatta akşam sıcak evinde yatağa karnı tok gidebilme gibi ciddi sorunlarımızı da yaşamıyor olmalarıdır. bugün kuzey kore halkı sevgili liderleri ne derse onu okuyor, sevgili liderleri ne isterse onu izliyor, sevgili liderleri ne isterse onu düşünüyor, ve açlıktan parklardaki çimenleri kemiriyor.

    ha bu arada, trafik, çete, mafya, rant gibi sorunlar olmayabilir. ama eli silahlı ve arkasına aldığı devlet gücü karşısında vatandaşın hiçbir hakkının olmadığı ordu ve devletin terörü, ve aynı devletin, sömürü dediğimiz kapitalist sistemin sağladığı yüzeysel mutluluk maskesinden bile yoksun, açık ve çıplak, acımasız ve uçsuz bucaksız sömürüsü bakidir. sömürülmedikleri de pek doğru değil yani. o ülkede sömürülmeyen tek kişi, sevgili lider.

    totaliter sistemlere hayranlık duymak kolaydır. içeriye ve dışarıya dönük olarak iyi makyajlanmak bir zorunluluktur zira. ama totaliter sistemlerin problemi, olgun bir zihin için arkasındaki kokuşmuşluğu görmenin hiç de zor olmamasıdır. onun için totaliter sistemler genelde olgun zihinlerden hazetmezler.

    kore (yarısı) demokratik (değil) halk ('a ait değil) cumhuriyeti (hahaha hiç değil) başkenti pyongyang olan ve kore yarımadasının kuzey yarısında bulunan, içinde 24,5 milyon insanı barındıran bir yalandır. bu yalana içinde yaşayanların haricinde kananların olduğunu görmek de acıdır.

    ek: bugün kore demokratik halk cumhuriyeti'ni ayakta tutan tek şey, seul'e çevrili 8000 top namlusudur. başka hiçbir şey değil. o namluların işe yaramayacağı günü de sabırsızlıkla bekliyorum.
  • bu ülkede askerlik 3 seneden başlıyor http://en.wikipedia.org/…er_than_18_months_.2832.29

    internetin olmadığı sapsade bir hayat: askerde huzurlu bir üç yıl. emperyalizmin gözünü seveyim: insanlar orada 3 yıl boyunca sürünürken ben kola içip, marlboro tutturup, macdonalds yiyeceğim, internete girip entry yazacağım. ama bu ülkedeki arkadaşım askerde iştima yaparken benden daha mutlu ve mesut olacak, çünkü orada emperyalizm yok. bazı insanların kafası hakkaten çok iyi.
  • adını (kuzey kore) her duyuşumda aklıma "gizem" sözcüğü gelen, dışarıya sızan bilgi ve fotoğraflar pek az olduğu için artık hakkındaki her yazıyı okuma ve her fotoğrafı inceleme bende bir takıntı haline gelmiş olan ülke. adeta başka bir boyutta yaşıyormuşçasına bir izlenim bırakıyor ülke hakkındaki yazılar. sadece bu en ufak bir istatiksel bilginin bile devlet sırrı olduğu, bilginin "düşmanın eline geçme" fobisinin ve hatta paranoyasının bu derece yüksek olduğu yapısını koruyarak bile bir sürü turist çekebilir kuzey kore diye düşünüyorum...
    hatta bir gün olur da kuzey kore çökerek ya da başka bir biçimde güney kore'ye -güney kore'nin yapısını kabul ederek- katılırsa, o zamanların birleşik kore yetkililerinden şöyle bir ricam olacak: mümkünse en azından bir kuzey kore kenti -özellikle başkent pyongyang- zaten pek varmış gibi gözükmeyen nüfusundan arındırılsın, bu işin inceliklerini bilen kuzey koreli yetkililere bırakılsın ve şu an olduğunun tıpkısı şeklinde -bir komünist theme park gibi- korunsun ve bir zamanların kapalı kutu kuzey kore'sini merak eden insanlara o zamanların atmosferi içinde gezdirilsin. örneğin turistler otel odaları dışında asla yalnız bırakılmasın, özel oto olmasın, özel oto yokluğundan kaynaklanan trafiksizlikten 8-10 şeritli karayolları bomboş dursun, buna rağmen ülkenin en güzel ve uzun boylu kadınları "bakın bizim ırkımız ne kadar besili ve güzel" dercesine bomboş yolların ortalarında olmayan trafiğin polisleri olarak dikilsinler, turistler metronun gıcır gıcır boyanmış alman malı araçların işlediği iki istasyon arasına girebilsin sadece, aynı istasyonlara turistlere gösteriş olsun diye peronlarda bekletilen iyi giyimli ve paso sırıtmak zorunda olan görevliler dışında koreli giremesin, kent sokaklarına -düşmanın hızını kesmek için- sokak adı tabelası konmasın, kent planlarında metro istasyonlarının yeri gösterilmesin, istasyonlarda metro haritası kasti olarak ters çizilsin, fotoğraf çekmek "serbest" olsun ama "halk kendilerinden habersiz fotoğraf çekilmesini sevmediği için" çekilmemesi istensin, kadınlar "kültürlerinde yeri olmadığı için" makyaj yapmasın, her yerde büyük lider ve sevgili liderin fotoğrafı olsun, yurtdışından getirtilen döküntü toplu taşıma araçları boyanıp, yapım yerlerinin yazılı olduğu tabelanın üstüne büyük ve sevgili liderlerin fotoğrafları çakılsın, sonra da "aa bunlar eskiden köln'de çalışan tramvaylar değil mi" dediğinizde "yoo, onlar kuzey kore'de üretildi" diye yanıt verilsin, her şey ama her şey devlet sırrı olsun ve düşmanın eline geçmesinden korkulsun, devaluasyon "para birimi düzeltimi" olarak adlandırılsın, yalan yanlış deliler gibi propaganda yapılsın ve halk buna inansın/inandığı sanılsın, paso sırıtan ve iyi giyimli insanları yabancıların çevresinde fır döndürülmesiyle yabancıların kuzey korelilerin ne kadar büyük mutluluk ve refah içinde yaşadıklarına inanacakları sanılsın.
hesabın var mı? giriş yap