*

  • dehşet verici anlarda ağızdan çıkan sözlerden.
  • ne zaman bir takım penaltılarla bir kupa falan kazansa, aklıma ömer üründül'ün bu çıkışı geliyor. o kadar sakil, o kadar samimiyetsiz bir tepki ancak ondan beklenirdi.
  • ömür üründül'ün yorumculuk kariyerinde kurduğu en oturaklı en yerinde cümle.
  • ünlü spor yazarımız ömer üründül'ün 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı sonrası ağzından çıkan söz. korkunç, burada "müthiş", "harika" anlamındadır.

    http://www.youtube.com/watch?v=s00yd0cshyo

    (bkz: kupa bizim)
  • sıradan olmak ve bunun farkında olmamaktır.

    bir insanın kendisinin farkında olmaması kadar korkunç hiçbir şey olamayacağını düşünüyorum. hepimiz eşsiz olduğumuza o kadar inandırılmışız ki, herkes kendisinin çok özel olduğunu duyarak ve işin kötüsü buna inanarak yaşıyor.

    oysa ki gerçek bu değil. insanlar birbirinin aynısı. “bu dünyada senden bir tane daha yok” karşılaştığımız en sıradan yalanlardan sadece bir tanesi. oysa ki parmak izinin farklı olması insanları farklı yapmıyor.

    birçok insanın gerçekten de tek farkı bu. parmak izleri. onun dışında sanki kopyala yapıştır ile çoğaltılmışız, intihal olduğu anlaşılmasın diye de bedenler farklılaştırılmış.

    herkesin bu kadar aynı olması gerçekten çok korkunç. aynı durumlara benzer tepkiler veren, her gün benzer şekilde yaşayan, benzer şeylere üzülüp benzer şeylere sevinen ve işin kötüsü çok ama çok benzer hayatlar yaşayan kuklalarız sadece.

    çevremiz farklı olduğumuz gibi basit yalanların yanı sıra, saçma sapan toplum kuralları, siyaset, din vb gibi daha geniş çerçevedeki yalanlarla sarmalanmış durumda. ama bütün bunların yanı sıra en korkunç olanı ise, bütün bunlara kendi özgür irademiz ile karar verdiğimizi sanmamız. sanki kendi irademiz ile yaşıyormuşuz gibi bir algının içerisinde yok oluyor ancak farkına varamıyoruz bile.

    insanların büyük bir bölümünün gerçekte kim olduklarını bile düşünmeden koca bir hayatı yaşayıp bitirdikleri karşı konulamaz bir gerçek. akıntıya kapılmış kuru bir yaprak tanesi gibi yaşıyor ve ölüyorlar. bir kez olsun bile bu akıntıya karşı çıkmayı düşünmeyen kaç milyon insan vardır acaba yeryüzünde?

    size bu yalan okyanusunun içerisinde bir gerçek damlası sunacağım. eşsiz değilsiniz. farklı değilsiniz. sizin aynınızdan bu dünyada milyonlarca var ve dolayısıyla değerli de değilsiniz. kendinize bu kadar büyük anlamlar yüklemeyin, eğer bunu yapacaksanız kendinize şu soruyu sorun: “benim farkım ne? beni diğerlerinden ayıran ve eşsiz kılan nasıl bir özelliğim var, bende hiç kimsede olmayan ne var?”

    işte bu soruya gerçek anlamda cevap verebilecek insanlar eşsiz olanlar. işte bu dünyada kendini akıntıya bırakmayan nadir kişiler. işte onları alıp pamuklara sarıp sarmalamalıyız. çevrenizde böyle bir insan varsa da siz de eşsiz olmasanız bile şanslı azınlıktasınız demektir. en azından bu noktada değerinizi biliniz.
  • insanın düşüncelerini açıkca yazamaması, konuşamaması.
  • her duyduğumda bana mutlaka şunu hatırlatan söz öbeği:

    (bkz: 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı)
hesabın var mı? giriş yap