*

  • 10 mart 2020 de ilk vaka tespit edildi. güncel gelişmeleri editleyeceğim bir başlık olacak. umarım süreç kontrol altına alınbilir.

    11 mart 2020 - görülen vaka: 1
    13 mart 2020- görülen vaka: 2 , gün sonu 5 e yükseldi
    16 mart 2020- görülen vaka 18,
    17 mart 2020- 47 vaka,
    18 mart 2020- 98 vaka, gün sonunda 191 ve iki ölüm.
    19 mart 2020- 359 vaka, 4 ölüm,
    20 mart 2020 -670 vaka, 9. ölüm.
    21 mart 2020- 947 vaka, 21 ölüm.
    22 mart 2020- 1236 vaka, 30 ölüm.
    23 mart 2020- 1529 vaka, 37 ölüm.
    24 mart 2020- 1872 vaka, 44 ölüm.
    25 mart 2020 - 2433 vaka, 59 ölüm.
    26 mart 2020- 3629 vaka, 75 ölüm.
    27 mart 2020- 5698 vaka, 92 ölüm.
    28 mart 2020- 7402 vaka, 108 ölüm.
  • allah'ın belası mikrop yüzünden bir tuzlu suya 50 tl verdim..
  • sayılar karşısında kelimelerin çaresiz kaldığı bir güncedir.

    vaka sayısı, ölü sayısı, görülen ülke sayısı... ödenemeyen borç gibi her gün katlanarak artan sayılardan oluşan, sevimsiz bir veresiye defteri tadında.

    elbette salgını kentinde, kendinde yaşayanlar, kahramanlaşan sağlık görevlileri, karantinada geçirilen zamanlar, birer rakam olarak yeküne dahil olmuşlar, önlemler, önemsemeyenler de olmalı bu günlüklerde.
  • bugün evden dışarı adımımı atmadım.
    ama yarın sabah markete gitmem gerekiyor.canım da hiç istemiyor.
  • gerçekten çok kötü bir dönemden geçiyoruz. ancak her kötü durumun içinde "bu bana ne öğretiyor" diye kendimize dönüp sorduğumuzda mutlaka bir şeyler bulduğumuzu farkediyorum. koronalı günlerde italyan bir psikolog tam da bu durumdan bahsetmiş. kendisinin yazısını sizlerle de paylaşmak isterim:

    italyan psikolog morelli’nin yazısınin cevirisi:
    “inanıyorum ki evren, kuralları tepetaklak geldiğinde, bunları düzeltmenin bir yolunu bulur.
    birçok anomaliyi ve paradoksu yaşadığımız bu günler düşündürücü...
    küresel ısınmanın çevreye yarattığı zararların endişe verici boyutlara ulaştığı, çin ve onu takip eden birçok ülkenin bloke olmak zorunda kaldığı bir dönemde, ekonomi yerle bir olurken hava kirliliği önemli oranda azalmakta; hava düzelmekte, maske kullanmak zorunda kalırken aslında daha temiz bir nefes almaktayız.
    dışlayıcı politikaların ve ideolojilerin, tarihimizdeki aşağılık bir dönemi anımsatarak tüm dünyada artmaya başladığı bu tarihi noktada, bir virüs gelir ve bizi dışlanan, tecrit edilen, sınırlarda bloke edilen ve hastalık taşıyan yapar. hiçbir suçumuz olmasa da. beyaz, batılı ve business class yolcusu olsak da.
    üretime ve tüketime dayalı bir toplumda, günde 14 saat ne olduğu belli olmayan bir amacın peşinde, cumartesimiz, pazarımız, takvimde kırmızı ile belirtilmiş tatillerimiz olmadan koşarken, bir anda dur karşımıza çıkar. evde, günlerce, dururuz. karşılık ya da para ile ölçmeye alıştığımız, gerçek değerini hatırlamadığımız ‘zaman’ ile hesaplaşmamız başlar. hala onunla neler yapabileceğimizi hatırlıyor muyuz?
    çocuklarımızı büyütmeyi, öyle gerektiği için, başka kişilere, kurumlara devrettiğimiz bir dönemde virüs okulları kapatır, bizi alternatifler yaratmaya, anne ve babayı tekrar çocukları ile birlikteliğe zorlar. tekrar aile olmaya mecbur bırakır.
    ilişkilerin, iletişimin, sosyalleşmenin virtüel dünyanın sosyal medyasında gerçekleşerek, bizi yakın olduğumuza dair bir yanılsamaya ittiği bu dönemde virüs bizden gerçek yakınlığı çalar: kimse birbirine dokunamaz, öpemez, sarılamaz; birbirine uzak ve dokunamamanın soğukluğunda kalırız. bunların anlamını ve önemini ne kadar göz ardı ettik?
    herkesin kendi bahçesini düşünmesinin kural olduğu bu dönemde virüs bize açık bir mesaj yollar: tek çıkış yolu aitlik duygusu, topluluk bilinci, başkasını düşünmek, kendinden daha büyük bir şeyi korumak ve onun tarafından korunmak. paylaşılan sorumluluk, attığın adımın sadece kendi kaderini değil etrafındakilerinkini de belirlemesi; ve senin kaderinin de onlara bağlı olması.
    öyleyse cadı avını, kimin suçlu olduğunu, sebebini düşünmeyi bırakır, onun yerine kendimize bundan neler öğrenebileceğimizi sorarsak, öğrenecek ve yapacak çok şeyimiz olduğuna inanıyorum.
    çünkü belli ki evrene ve onun kurallarına borcumuz çok ve bize bunu bir virüs bedelini ödeterek hatırlatıyor.”

    italyan psikolog f.morellı
  • öff be başlığa bak, entrylere bak ahahah.
    korona mevzusu beni çok ilginç düşüncelere gark ediyor. 21. yüzyılın bireyci ve şımarık insanı modern zaman komedisi sunmaya devam ediyor.
    olum sinirlerim bozuldu. normalde şahit olduğum şeylere ağız dolusu küfürler savururum ama günlerdir kıkır kıkır gülüyorum sadece. :d

    sanki bana walking dead setinden bildiriyor. şekillere bak ahahahaha.
    biraz işim var. bir saate bitirebilirsem eburaya bir şeyler kusmaya geri geleceğim. o zaman bu entryi silerim.
  • corona virüsü içeren korkunç espriler tükendi.
  • of çok sıkıldım ve yoruldum. ne bok yicez cidden ya.
  • (bkz: #103586733)
  • 16.03.2020
    yaşadığım ülke de marketler hariç bir çok yer kapalı.
    sahiller kapalı dükkanlar kapalı
    toplu ulaşım yok
    avm’ler kapalı
    camilerde toplu ibadet yok
    devlet daireleri kapalı 2 hafta resmî tatil
hesabın var mı? giriş yap